ibretlik yazı

koray06

New member
Bacaksız!


Tarihini net olarak hatırlayamayacağım kadar eskidendi... Küçüktüm, epey küçük hem de... Büyüklerimiz, nedenini bugün bile bilmediğim bir olay dolayısıyla küsmüşlerdi ve en çok sevdiğim arkadaşımla ayrılmak durumunda kalmıştım.



Bugün onların bile asla hatırlamayacağı kadar önemsiz bir olay yüzünden büyüklerimiz atışmış ve biz cezalandırılmıştık. Çocuksu bir öfke ile cezalandırmaya kalkışmıştık büyüklerimizi ve o dönem sıcak bölgeler için hayati önem taşıyan su küplerinden birine bir kalıp sabunu atmıştık. İlk o zaman duymuştum bu kelimeyi. Arkadaşımın babası kulağımdan çekmiş ve ‘seni bacaksız’ demişti...

Oysa bacaklarım vardı ve anlamlandıramamıştım bunu. Okumayı söktükten sonra Rıfat Ilgaz’ın serisinden anlamıştım ‘bacaksız’ın bir sıfat olduğunu. Yaramaz ve haylaz çocuklara deniliyordu bacaksız.

Ve şimdilerde televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında görüyorum bacaksızları. Bu kez bir sıfat olarak değil ne yazık ki!

Yol ortasına düşen bombanın parçaladığı çocuğunun tek bacağını bulmuştu Lübnanlı anne ve deliler gibi diğer parçalarını arıyordu gözyaşları içinde. Bir ana için bundan daha büyük bir acı var mıdır bilmiyorum?

Sizi bilmem; ama ben ilk çocuğumu elime aldığımda ilk önce yüzünü, yanağını değil, elini/kolunu, ayağını/bacağını öpmüştüm. Nasıl yumuşacık olur çocukların kolları ve bacakları bilir misiniz? Nasıl bir haz verir minik bir bebeğin ayaklarını, ellerini öpmek? Minik minik, yumru yumru... Büyüklerin zalim bir teknoloji ile ürettiği barut dolu metal bombalar paramparça ediyor çocuk bacaklarını. O öpmeye kıyamadığımız yumru eller, minicik ayaklar, toz toprak ve kan içinde dört yana dağılıyorlar…

Söyleyin Allah aşkına; böylesi iğrenç bir savaş sonrasında dünyanın en büyük medeniyetini, en şahane devletini kursanız ne olur? Çocukların beden parçalarının üzerine kurulan mutluluktan kime bir hayır gelebilir?

Şerefsiz mayınların, alçakça atılan bombaların parçaladığı minik bedenlerin ahı bugün vurmasa da, gelecekte, o da olmadı başka bir yerlerde ve başka bir düzlemde vuracaktır bunu yapanları. İki kere iki dört, adım kadar eminim bundan...

İster ırkçı bir dava için, ister dinî bir kavga için, ister demokrasi, ister bilmem ne için... Ne amacıyla olursa olsun çocukların ölümü üzerine kurgulanan bir dünyada asla mutlu olmayacak insanlar!

Elsiz, ayaksız, kolsuz, bacaksız çocuklar girecek elbet rüyalarına, kâbus olacak minicik eller, ayaklar bugün çocuk bedenlerini her yana saçanlara. Ve her çocuk o masum bakışıyla nefeslerini kesecek, iki cihanı da dar edecek zalimlere...

Hayır!

Acımasız bir intikam hissiyle yazmıyorum bu satırları. Başkasının; başka ırktan olanın, başka dinden olanın çocuklarını öldürürken gözünü bile kırpmayanların aynı acıyı yaşamalarını isteyecek kadar zalim ve gaddar değil düşüncelerim. Ama bir şekilde o acıyı yüreklerinde, can evlerinde hissetmelerini de dilerdim... Elindeki minik bacak parçasını bilinci yitik bir şaşkınlıkla sallayan Lübnanlı annenin ne hissettiğini bir an bile olsa hissetmelerini dilerdim.

Düşünün lütfen... Bir an düşünün... Koklamaya bile kıyamadığı minik bebesinin her bir parçasını tozun toprağın içinden toplayan o ana, o günden sonra yaşasa ne olur, ölse ne?

Modern dünyanın efendileri, geleceği kurguladığını zanneden zalimler için haykırmak geliyor içimden: Efendiler; ne yaparsanız yapın bacaksız çocukların etleri ve kanları üzerine kurduğunuz bu kirli ve pis dünya elbet sizi boğacaktır. Parmaksız, elsiz, kolsuz, bacaksız çocukların hesabını soracak bir makam illa ki vardır...

Bundan eminim...

alıntıdır

M. NEDİM HAZAR:
 

karizma_5

karizmatik
dostum emeğine sağlık,
harika bir yazı,


Acımasız bir intikam hissiyle yazmıyorum bu satırları. Başkasının; başka ırktan olanın, başka dinden olanın çocuklarını öldürürken gözünü bile kırpmayanların aynı acıyı yaşamalarını isteyecek kadar zalim ve gaddar değil düşüncelerim. Ama bir şekilde o acıyı yüreklerinde, can evlerinde hissetmelerini de dilerdim... Elindeki minik bacak parçasını bilinci yitik bir şaşkınlıkla sallayan Lübnanlı annenin ne hissettiğini bir an bile olsa hissetmelerini dilerdim.

ne kadar anlamlı bir söz,
 

HTML

Üst