işte türkiye'nin dış borcu

jason_

New member
Katılım
17 Ocak 2009
Mesajlar
1,964
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Bulunmak istemediğim yer
Türkiye'nin dış borcu ne kadar?
Hazine, dış borç stoku rakamlarını ve borçlanma stratejisini açıkladı.
Güncelleme:31 Mart 2011 21:15

Türkiye'nin brüt dış borç stoku 2010 yılı sonunda 290 milyar 350 milyon dolar olarak belirlendi. Net dış borç stokunun 169,5 milyar dolara yükseldiği bu dönemde, Hazine garantili dış borç stoku da 7,4 milyar dolar oldu. Hazine Müsteşarlığı, 2010 yılı sonu itibarıyla brüt, net ve Hazine garantili dış borç stoku verilerini açıkladı.

Buna göre, Türkiye brüt dış borç stoku, 2010 yılı dördüncü çeyreği sonu itibarıyla 290 milyar 350 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2009 yılı sonunda 268 milyar 764 milyon dolar olan brüt dış borç stokunda böylece geçen yıl 21 milyar 586 milyon dolarlık bir artış meydana geldi.

2010 yılı sonunda 189,6 milyar dolar olarak belirlenen özel sektör borçlarının toplam dış borç stoku içerisindeki payı yüzde 65,3 olarak belirlendi. Kamu kesiminin 88,9 milyar dolarlık borcu da borç stokunun yüzde 30,6'sını oluşturdu. Merkez Bankasının 11,8 milyar dolarlık borcunun toplam borç stoku içerisindeki payı yüzde 4,1 oldu.

Kamu kesimi dış borçlarının büyük çoğunluğu orta-uzun vadeli dış borçlardan meydana geldi. Merkezi Yönetim dış borç stoku da 2010 yılı dördüncü çeyrek sonu itibarıyla 78,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu miktarın 44,2 milyar doları uluslararası finansal piyasalarda gerçekleştirilen tahvil ihraçları stokundan oluştu. Merkezi yönetim dışında kalan mahalli idareler, fonlar, kamu bankaları, KİT'ler ve diğer finansal olmayan kamu kuruluşlarının toplam dış borçları da 2010 sonu itibarıyla 10,8 milyar dolar olarak hesaplandı.

BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN KISA VADELİ DIŞ BORCU 47,8 MİLYAR DOLAR
Söz konusu dönemde kısa vadeli özel sektör dış borcu 72,7 milyar dolar olurken, bunun 47,8 milyar dolarlık bölümünün bankacılık sektörüne ait olduğu tespit edildi. Böylece özel sektörün kısa vadeli dış borçlarının yüzde 65,7'si bankacılık sektörünün kısa vadeli dış borçlarından meydana geldi.

Özel sektörün 2010 yılı sonu itibarıyla orta ve uzun vadeli dış borcu da 116,9 milyar lira olarak gerçekleşti. Finansal olmayan kuruluşların 82,7 milyar dolarlık borç ile uzun vadeli özel sektör dış borç stoku içinde en büyük paya sahip olmaları dikkati çekti.

Merkez Bankasının 2010 sonundaki uzun vadeli dış borçları 10,3, milyar dolar, kısa vadeli dış borçları da 1,6 milyar dolar oldu. Bu arada 2010 Eylül–2010 Aralık döneminde dış borç stoku, döviz kuru değişikliklerinden dolayı yaklaşık 4 milyar dolar azaldı.

NET BORÇ STOKU
Türkiye'nin 2010 sonu itibarıyla net dış borç stoku da bir önceki yıla göre 23 milyar 691 milyon dolar artarak, 169 milyar 518 milyon dolara çıktı. Türkiye'nin 2009 yılı sonunda 6 milyar 618 milyon dolar olan Hazine garantili dış borç stoku da 2010 yılı sonunda 7 milyar 366 milyon dolar olarak gerçekleşti.

33,3 MİLYAR LİRA BORÇ ÖDENECEK
Hazine, 2011 yılının nisan, mayıs ve haziran aylarında toplam 33,3 milyar lira ödeme yapacak. Hazine Müsteşarlığı'nın nisan-haziran 2011 dönemi İç Borçlanma Stratejisine göre, ödemelerin 29 milyar lirası iç borç servisinden, 4,4 milyar lirası da dış borç servisinden oluşacak. Hazine bu dönemde 22,3 milyar lira tutarında da iç borçlanmaya gidecek. Söz konusu dönemde 1,1 milyar lira da dış borçlanma yapacak. Hazine, nisan ayında 3, mayıs ayında 5 ve haziran ayında 2 Devlet İç Borçlanma Senedi ihalesi düzenleyecek.

İÇ BORÇLANMA STRATEJİSİ
Hazine Müsteşarlığı, 2011 yılı nisan-haziran döneminde toplam 29 milyar liralık iç borç ödemesi yapacak, 22,3 milyar lira da iç borçlanmaya gidecek.

Hazine Müsteşarlığının 2011 yılı nisan-mayıs-haziran dönemi İç Borçlanma Stratejisi açıklandı. Buna göre Hazine, nisanda 8,5, mayısta 14,6 ve haziranda da 5,9 milyar lira iç borç ödemesi yapacak. Nisan ayındaki 8,5 milyar liralık ödemeye karşılık 7,1 milyar lira, mayıstaki 14,6 milyar liralık ödemeye karşılık 10,8 milyar liralık, hazirandaki 5,9 milyar liralık ödemeye karşılık da 4,4 milyar liralık iç borçlanmaya gidilecek.

Nisan ayındaki 8 milyar 450 milyon liralık iç borç ödemesinin 6 milyar 859 milyon lirası piyasaya, 1 milyar 591 milyon lirası da kamuya yapılacak. Mayıstaki 14 milyar 558 milyon liralık ödemenin ise 11 milyar 240 milyon lirası piyasa, 3 milyar 318 milyonu da kamu ödemelerinden oluşacak.

Haziran ayındaki 5 milyar 906 milyon liralık iç borç ödemesinin de 4 milyar 453 milyon lirası piyasaya, 1 milyar 453 milyon lirası da kamuya yapılacak.

FİNANSMAN PROGRAMI
Hazinenin Finansman Programına göre, nisanda 9,6 milyar lira, mayıs ayında 15,6 milyar lira, haziranda da 8,1 milyar lira olmak üzere söz konusu dönemde toplam 33,3 milyar lira tutarında ödeme yapılacak. Bu ödemenin 29 milyar lirası iç borç servisinden oluşacak.

Nisanda 1,1 milyar lira, mayısta 1,1 milyar lira, haziranda da 2,2 milyar lira olmak üzere toplam 4,4 milyar liralık dış borç servisi yapılacak.

Hazine bu dönemde toplam 22,3 milyar liralık iç borçlanma yapacak. Söz konusu dönemde 1,1 milyar lira dış borçlanmaya gidilecek. 22,3 milyarlık iç borçlanmanın 15,9 milyar lirası piyasadan ihaleler yoluyla, 6,4 milyar lirası kamuya satışlar yoluyla gerçekleştirilecek.

KAMU NET BORÇ STOKU
Kamu net borç stoku, 2010 yılı sonu itibarıyla 317 milyar 425 milyon lira oldu. Hazine Müsteşarlığı verilerine göre, 2009 yılı sonunda 309 milyar 808 milyon lira olan kamu net borç stokunda geçen yıl 7 milyar 617 milyon liralık artış gerçekleşti.

Hazine, 2010 yılı sonu itibarıyla Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim nominal borç stokunu da 459,5 milyar lira olarak açıkladı.


kaynak: http://haber.mynet.com/detay/finans/turkiyenin-dis-borcu-ne-kadar/563442
 
Türkiye ekonomisi % 8.9 büyümüş güya. hani nerde bu büyüme varsa bizlere neden yansımıyor aceba
 
Dış borç,ve işsizlik...

2002'den beri bunlardan başka birşey duymuyoruz.

Öncesini düşünelim,o kadar çok şey duyuyorduk ki herkes dışarıdan siyaset bilimi diploması alıyordu.
Dünya'nın blmediği bizde filizlenen çok değişik bir terim bile vardı hortum diye,amerikalıya sorsam katrina ile ilgili konuşuyor sanır ama bizde vardı öyle şeyler =)

Ayrıca bu günkü iktidarın devraldığı ülke genel durumunu hatırlatmıyorum bile...

Kimse mükemmel değildir,
 
haklısın , şimdi elimizde fabrikalar işletmeler barajlarda yok. çiftçilik hayvancılıkta yok.. vergiden başka parada gelmiyor devlete nasıl kapatıcaz borcu Allah bilir.. kapanmıycakta, bundan sonraki gelenlerde bunlar gibi enkaz aldık ayağına yatıp 5 -10 yılda onlar yer.. sen büyüksün Türkiye düşünme bunları.. milli manevi değerlerimizi kaybetmişiz akıllanmamışız bu kadar borç mu bizi akıllandırcak..
 
Türkiye'nin Ak partiyle birlikte dış borcunun artmasının nedeni özel sektöre ağırlık verilmesinden,özel sektörün kullandığı kredilerden ve kur artışından kaynaklı.

Ama döviz geliri ve varlığından dolayı risk gittikçe azalıyor ve azalmaya devam edecek,geçiş dönemi yaşadığımız için (liberal ekonomi) 6 senede 2'ye katlandı bu ama 2008'den beri yükselerek düşüşe geçiyor.5 sene sonrada epey düşmüş,2000 li yıllardaki durumu yakalayacak.Tabi bu şekilde giderse ekonomi.

Satma-özelleştirme konusunu haddinden fazla yazdım.Hep aynı şeyler =)
 
yaw arkadaşlar sonuç olarak türkiye hiçte iyi gitmiyor
 


Sevgili arkadaşlar, hayata dair, insanı yakından ilgilendiren bir çok konu var.

Maddi ve manevi değerleri oluşturan unsurlar dengeli ve bir bütün olarak bir arada ise bir sistem sağlıklı işliyor demektir.

Kurumları yıpranmış veya birbiriyle çatışmaktan perişan olmuş, genelgeçer değerler silsilesi yerlerde sürünen bir devletin gerçekten ekonomisi iyiye gidiyor olabilir mi?

Aklını çalıştırıp tekniğini geliştirmeyen, sahip olduğu kaynakları üretim ve pazarlama alnında kullanmayan, sadece kendisini satarak büyüyen bir ekonomiden kaç kişi söz edebilir!!!

Konuları kıyaslarken mantıklı olmak gerekir.

Dedemin zamanında öküz ve kağnı ile yürüyen işlere bakıp bakıp, çok şükür, bugün artık traktörlerimiz var, cep telefonlarımız var, kamyon ve otomobillerimiz var diye sevinmek yersiz olur.

Çünkü hayat akıyor, gelişerek ilerliyor zaten. Yani telefon ve otomobil insanları olağanüstü bir sevince boğmamalı.

Çünkü bu teknoloji zaten var. Hiç kimsede olmasada sadece bizde olsa ve buna sevinsek eyvallah.

Ekonomik değerlendirmelerde öyle olmalı.

Kurtuluş savaşı döneminde, o olağanüstü zamanlarda yaşanan ekmek sıkıntısı ile şu anki ekmek bolluğu konularını kıyaslayarak ekonomi çok iyi sonucu çıkarmak gerçekçi olmaz.

Şu an dünya genelinde bir kriz varken 2002'de yok muydu??

Sonuç olarak böylesi konuları bir İktisatçı veya bir Ekonomist daha gerçekçi değerlendirebilir. Eğer aramızda böylesi arkadaşlar varsa değerlendirmelerini saygıyla okurum.

Onun dışında bizim yaptığımız martaval okumak.

Ve yine genel geçer bir kural:

Eğer işler gerçekten iyi gidiyorsa bu toplum hayatına refah, ve satın alma gücünün artması olarak yansır.

Bu forumda arkadaşlardan birisi anket düzenlesin. Atıyorum, 3 milyon forum üyesi olsun. Ve anketde hackhell'deki kardeşlerimizin ekonomik açıdan zordamı oldukları veya rahatmı ettikleri sorulsun. Bakalım ne çıkacak.

 
içinde bulunduğumuz durumla övünen arkadaşları merak ediyorum. ben şahsen benzine gelen zamlardan dolayı arabamı satmak üzereyim, et desen bayramdan bayrama anca görebiliyoruz, ekmek pahalı olduğu için gramajından düşülerek fiyatı düşürülüyor ve daha bir sürü şey. diyeceğim o ki vatandaşın alım gücü artmadıkça bu ekonominin neresi iyiye gidiyor
 
Ee 0.50 kurus ! benzin olursa , milletten vergi ! almazsan normaldir bu kadar borc . Az bile. biz neden bu kadar vergi ödüyoruz . neden benzin bu kadar pahalı. neden 5 dkikalık isimizin oldugu bi yerde arabamızı park ettigimizde 5 dakika icin 10 tl para ödüyorz. be anlamııyorum arkadas. son 10 senede memleket ne hale geldi.
 
şu an Türkiye'nin ekonomisi amerika ve benzeri üLkeLerdeki gibi eLit kesim yaratmaktan bir adım öteye gidemez
eğri oturup doğru konuşmak Lazım
bugün içinde buLunduğumuz durumu anLamak için 1950'Lere 1960'Lara bakmak Lazım
o zamandan bu zamana iğne oyası gibi işLenmiş bir Türkiye var
komünist oLmasın diye bu haLe getiriLmiş bir üLkedir Türkiye
 
Türkiye ekonomisi % 8.9 büyümüş güya. hani nerde bu büyüme varsa bizlere neden yansımıyor aceba

ne kadar guc olsada rakamlar uzerinde Turkiye gercekten buyuyor ama bu buyume
kalicigili ve surekliligi olan bir buyume sekli degil.
Tamamiyle para politikasi kurulu ve TCMB nin uyguladigi yuksek faiz politikalari dolayisiyla olusan sicak paraya dayali buyumedir.
Sicak paraya dayali buyumeyi kisaca herkesin anlayacagi dilde ozetlemek gerekirse
TR de bulunan yuksek faiz yurtdisindaki gecici sermayeyi TR ye cekiyor TR icerisinde sermaye hareketi gerceklesiyor ve kar elde edildikten sonra TR den yatirimi yapan ulkeye buyuk bir kar transferi gerceklesiyor.
Izlenen dis ticaret politikasi tamamiyle fiyasko. Borcu borcla kapatmak, alinan borclari uzun vadeye yayamamak,TR nin kredi notunun dusme egilimi gostermesi ve kredi bulma konusunda zorluk cekmesi,ozellestirmelerle kar elde edilebilecek yerlerin elden cikarilmasi daha da acisi ise elden cikarilan yerlerin maliyet bedelinin altindan satisa sunulmasi gelen bu gelirin (?) de borclari ancak ve ancak kisa vadede karsilamis olmasi tamamiyle amacindan sapmis politikalardir.
Kisa vadede hersey olumlu olan cogu sey uzun vadede TR nin aleyhinde olmaya devam ediyor.
 
Geri
Üst