bazı arkadaşlar kübayı kötülüyorlardı bakın bari iyi gelir
Sosyalist Küba'da eğitim
19 Kasım 2007, Pazartesi
“Küba yüzleri gülen, ayakları dans eden, zihinleri politik öğretilerle gelişen, kitap hediyesine oyuncak hediyesi kadar sevinen çocukların ülkesi”
Küba’nın eğitimdeki başarısı tüm dünyada hayranlıkla izleniyor ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO gibi örgütlerden de sayısız ödüller alıyor. Ancak bundan 48 yıl önce yani Ocak 1959’da devrimci ordu Havana’ya girdiğinde, nüfusun yaklaşık dörtte birinin okuma yazması yoktu ve okul çağındaki çocukların yüzde 54’ü ise hiç okul yüzü görmemişti. Devrimci hükümet bu tabloyu tersine çevirmek için hemen işe koyuldu.
Devrimden sonra hızla çözüm bekleyen sayısız sorunlar vardı elbette, yine de devrimci hükümet okur-yazarlıktan yoksunlukla mücadeleyi öncelik sıralamasında başlara aldı ve devrimden hemen üç ay sonra Mart 1959’da Temel Eğitim ve Okuma Yazma Öğretimi Ulusal Komitesi kuruldu. “Her okur-yazar olamayana bir eğitmen, her eğitmene bir okur-yazar olamayan” ve “Bilmiyorsan öğren, biliyorsan öğret” sloganlarıyla başlatılan okuma-yazma seferberliğine ortaöğretim gençliğinden işçilere kadar onbinlerce kişi katıldı. Eğitmenler kısa süreli bir eğitimden sonra giysi, araç ve gereçlerini yanlarına alarak eğitmen eksikliği çekilen bölgelere yollandı. Eğitmen köylüyle aynı yaşamı paylaşıyordu, gündüz tarım çalışmalarına katılıyor ve akşam olunca kendini ağırlayan aile bireylerine okuma yazma öğretiyordu.
22 Aralık 1961’de kampanya sona erdi ve Küba görkemli bir şekilde “Okur-Yazarlık Açısından Kurtarılmış Bölge” ilan edildi. Çünkü, okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 23,6’dan yüzde 3,9’a düşmüştü. 700 bini aşkın yetişkin okuma yazmayı öğrendi. Ayrıca 1961’de yetişkinlerin kültür seviyelerini yükseltmek için de gece kursları açıldı ve aile içi okuma toplulukları oluşturuldu.
Küba’yı eğitim alanında 1959’dan bu günkü başarısına ulaştıran 4 temel ilkesi var:
a) Eğitimin tarafsızlığı ilkesi
Yaş, cinsiyet, ırk, din ve ikamet yeri ayrımı yapılmaksızın herkes eğitim hakkından eşit bir şekilde yararlanır.
b) Öğrenim ve işin bütünselliği ilkesi
Küba eğitim sisteminin asıl ilkesi teoriyle pratiği, okulla hayatı, eğitimle üretimi birbiriyle bağdaştırmaktır.
Fidel’in dediği gibi, “Öğretimle, üretken çalışmayı kaynaştırma olgusunun tek gerçek komünist eğitim biçimi olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Başka yolu da yoktur. Kimse karada yüzmeyi, denizde de yürümeyi öğrenemez.”
c) Farklı ilgi alanlarına duyarlılık ve eğitimin bütünselliği ilkesi
Küba eğitim sistemi; her bir öğrencinin özelliklerine, ilgilerine ve yeteneklerine göre gereksinim duyduğu eğitimi sağlamaktadır.
d) Parasız eğitim
Eğitim her seviyede hiçbir ücret talep edilmeksizin sağlanmaktadır. Öğrencilerin okul kırtasiye malzemeleri, üniformalar gibi gerekli bütün malzemeler ile okul içerisinde beslenmesi de ücretsiz karşılanıyor. Devlet, tüm öğrenciler için geniş bir burs sistemi oluşturmakta ve öğretimin evrenselleştirilmesi için çalışanlara da birçok öğrenim olanağı sağlamaktadır.
Küba’da bugün, zorunlu eğitim (6-14 yaş arası), ilköğretim ve temel ortaöğretimi kapsayacak biçimde, 9 yıldır. Küba’da altı yıl ilköğretim, üç yıl ortaöğretim ve üç yıl da üniversite öncesi eğitim var ve sonrası da üniversite. Ülkede, dini ve özel okul bulunmamaktadır. Küba’da eğitim dili İspanyolca’dır ve ülkede yaşayan herkesin anadili İspanyolca olduğundan eğitim dili ile ilgili bir sorun yaşanmamaktadır.
Okur-yazar oranının yüzde 100 olduğu Küba’da eğitim ile ilgili diğer istatiksel rakamlar da en az okur-yazar oranı kadar çarpıcı:
Okul öncesi eğitimde kırk beş günlükten beş yaşına kadar çocukları alan okullar vardır. 2002-03 dönemi verilerine göre, 3-5 yaş grubu için okul öncesi düzeyde okullaşma oranı yüzde100’dür.
İlköğretimde, sınıflarda bir öğretmene en fazla 20 öğrenci düşmektedir. Taşımalı eğitim türü bir uygulamanın olmadığı ülkede, kırsal bölgelerde ondan az öğrencisi bulunan 2000’in üzerinde okul bulunmaktadır. Bu nedenle, UNESCO’nun 2002-03 öğretim yılı verilerinden derlemesine göre, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 11’dir. Bu düzeyde, yine aynı öğretim yılı için, Küba’da toplam okullaşma oranı yüzde 98’dir
Temel orta öğretimde, sınıflarda bir öğretmene 15 öğrenci düşer ve okullaşma oranı 2002-03 öğretim yılı için Küba’da, yüzde 93’tür.
Küba’nın eğitimdeki başarısı bu rakamlarla sınırlandırılamaz, eğitimin sosyal alandaki başarısı da dikkat çekicidir. Eğitimin her kademesinde öğrenciler iş içinde eğitim ilkesi uygulamalarının bir parçası olarak okulda ve yakın çevrede bazı sorumluluklar üstlenmektedir. Yaşa bağlı olarak bu sorumluluk, okul temizliğinden, gerektiğinde tarlalarda, fabrikalarda çalışmaya kadar değişmektedir. Eğitim süresince sürekli sosyal sorumluluklar vurgulanır. Bu vurgu gündelik yaşamda da karşılığını buluyor. Öğrencilerin, ‘90 krizi döneminde ortaya çıkan “Dengue” ateşli salgınından kurtulmak amacıyla gerçekleştirilen kampanyalara, okulların ve beldelerin temizlenmesi çalışmalarına ya da kasırgaya karşı koruyucu önlemlerin geliştirilmesine katılımı, ders kitaplarının onarılması kampanyası düzenlemeleri buna örnek olarak verilebilir.
Eğitimde sosyalist demokrasi
Küba öğrencilere, eğitimde karar mekanizmasına doğrudan katılma olanağı sunuyor. Küba okullarında 1. seviyeden 9. seviyeye kadar olan öğrencileri temsil eden Pioneros ve orta ve yüksek okul öğrencilerini temsil eden FEEM adlı örgütlenmeler bulunuyor. Örneğin Küba’daki orta öğretim kurumlarında her sınıfındaki Pionero üyeleri, seçilen sınıf temsilcilerinin yönettiği toplantılar gerçekleştiriyor. Bu toplantılarda, öğle yemeklerinde çıkan yemeklerden öğretmenler tarafından verilen ödevlere kadar her şey tartışılıyor. Toplantının karar ve sonuçları öğretim elemanlarına yöneltilerek değişiklikler önerilebiliyor. Tüm kitlesel öğrenci örgütlerinin ulusal düzeyde düzenli delege kongreleri var. Buradaki tartışmalardan çıkan öneriler ve projeler doğrudan Ulusal Meclise ve Eğitim Bakanlığına yönlendiriliyor.
Üniversiteler için de gelişkin bir demokratik işleyiş ve özerklik söz konusu. Henüz 1971 yılında Fidel Castro’nun üniversitenin özerkliği üstüne sorulan bir soruya cevabı bunu gösteriyor: “Küba’da üniversite özerkliğinin yasal olarak var olup olmadığını anımsamıyorum. Bildiğim bir şey varsa o da aşağı yukarı on yıldır bu sorundan söz edilmediğidir. Şimdi sorun başkadır: Belki bir gün gelir Küba Devletini üniversiteden özerk kılmak bile söz konusu olur.” Üniversitede demokratik işleyişin devamlılığı çeşitli kurumlar aracılığıyla sağlanıyor. Üniversitede yasal görevi danışmanlık olan bir üniversite yönetim kurulu var. Bu kurul, fakülte dekanları, Üniversite Öğrencileri Federasyonu başkanı ve bir de Komünist Gençlik Birliği (UJC) temsilcilerinden oluşuyor. Benzer örgütlenmeler fakülte düzeyinde de işliyor.
Herkese üniversiteye kadar eğitim imkanı
Ülkede her bireye üniversiteye kadar eğitim olanağı sunulmuştur. Üniversiteye devam 12 yıllık orta öğretimi bitirme diplomasına bağlıdır. Üniversiteye girişte, her yüksek öğretim kurumu, kendi sınavını yapmaktadır. Bunun yanında, yapılan merkezi sınav ve öğrencinin orta öğretim notları da üniversiteye girişte etkili olmaktadır. Küba’da üniversiteler, Eğitim Bakanlığı’ndan ayrı bir kurum olan Yüksek Öğretim Bakanlığı’na bağlıdır. Diğer düzeylerde olduğu gibi yüksek öğretimde de kitaplar ve diğer öğretim gereçleri ücretsizdir. Yüksek öğretim temelde beş yıl sürmekte, bunun yanında dört ve altı yıllık programlar da bulunmaktadır. Ülke genelinde, toplam 49 tane üniversite, ayrıca Yüksek Öğrenim Bakanlığı üniversitelerine bağlı 73 Araştırma Merkezi vardır. 2004 yılı verilerine göre üniversitelerde, 125 binden fazla öğrenci öğrenim görmektedir. Ülke genelinde, 300'den fazla yüksek lisans, 140'tan fazla doktora programı vardır. Yüksek Öğrenim Bakanlığı'nca 35 bilimsel dergi yayınlanmaktadır.
Yaklaşık 110 ülkeden 17 bin yabancı öğrenci, Küba’daki çeşitli üniversitelerde eğitim görüyor. Bunların 5 bini tıp fakültelerinde. Şu anda bu tıp fakültelerinden mezun olmuş 25 bin doktor, Latin Amerika ve Afrika’da, daha önce hiç doktorun gitmediği, yoksul bölgelerde görev yapıyor. Yurtdışında hizmet veren Kübalı doktorların sayısı Dünya Sağlık Örgütü doktorlarından fazla.
Öğretmen yetiştirme
Küba’da 15 tane pedagoji enstitüsü bulunmaktadır. Öğretmenlik eğitim süresi, lise sonrası 5 yıldır. Bu enstitülerde öğretmenler büyük bir sınavdan sonra özel görüşmeye alınarak değerlendirilmektedir. İkinci yıldan itibaren giderek artan miktarda sorumluluk alarak öğrenim süresinin yüzde 50’sini staj okulunda geçirmekte ve uygulama olanağı bulmaktadırlar. Staj okulları ile üniversiteler arası çok sıkı bir dayanışma vardır. Öğretmen adaylarının eksiklikleri, gerektiğinde üniversiteye bildirilmekte ve o konularda danışman öğretmenler tarafından ek destek sağlanmaktadır. Herkes kendi bölgesindeki pedagoji enstitüsüne devam etmektedir. Ayrıca, işçiler içinden öğretmen olmak isteyenlere yönelik olarak, program esnekleştirilerek; onlara göre ayarlamalarla enstitüler 6 yıllık bir eğitim verebilmektedir.
İş garantisi
Türkiye’deki lise düzeyine denk düşen üniversite öncesi eğitim ve mesleki teknik eğitimden mezun olanlar için devlet iş garantisi vermektedir. 2005 verilerine göre Küba’da işsizlik yüzde 2’dir. Herhangi bir nedenden dolayı eğitim dışı kalan ve eğitimlerine devam etmek isteyen 17-29 yaş arası gençler, haftada 4 gün, günde 3 saat ya üniversiteye hazırlık ya da meslek edindirme programına devam edebilmektedir. Bu öğrenciler, katıldıkları bu programlar için mali yardım (maaş) almaktadırlar. Maaş ödeme nedeni ise, bu gençlerin eğitim almalarının ülkenin ilerlemesi için gerekli olması ve onların kendilerini üretim sürecinin dışında ve pasif bireyler olarak hissetmelerini engellemektir.
Yo si Puedo (Evet başarabilirim)
Küba yetişkinlere okuma yazma eğitimi için, Yo si Puedo (Evet başarabilirim) adlı, TV ve radyo konferansı şeklinde yürütülen bir metot geliştirdi. Yöntem, yetişkinlerin rakamlara aşina oluşunu kullanıyor ve sayılarla harfleri ilişkilendiriyor. Bu metot Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’dan şu ana dek 5 ödül aldı. Bu metot Küba’da uygulanmıyor, çünkü; Küba’da okuma yazma bilmeyen yok. Bu metot, son dönemde anti-emperyalist mücadelenin yükseldiği Latin Amerika ülkeleri arasında bir dayanışma sembolü haline geldi ve 20 ülkede uygulanıyor.
Sosyalizm güncelliğini ve gerçekliğini bugün Küba’da eğitim alanında da gösteriyor. Yanı başındaki ABD’ye ve uyguladığı ablukaya rağmen dimdik duruyor ve tüm dünyaya sosyalizmin nasıl insanca bir yaşam sağladığını gösteriyor.
not:alıntıdır
Sosyalist Küba'da eğitim
19 Kasım 2007, Pazartesi
“Küba yüzleri gülen, ayakları dans eden, zihinleri politik öğretilerle gelişen, kitap hediyesine oyuncak hediyesi kadar sevinen çocukların ülkesi”
Küba’nın eğitimdeki başarısı tüm dünyada hayranlıkla izleniyor ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO gibi örgütlerden de sayısız ödüller alıyor. Ancak bundan 48 yıl önce yani Ocak 1959’da devrimci ordu Havana’ya girdiğinde, nüfusun yaklaşık dörtte birinin okuma yazması yoktu ve okul çağındaki çocukların yüzde 54’ü ise hiç okul yüzü görmemişti. Devrimci hükümet bu tabloyu tersine çevirmek için hemen işe koyuldu.
Devrimden sonra hızla çözüm bekleyen sayısız sorunlar vardı elbette, yine de devrimci hükümet okur-yazarlıktan yoksunlukla mücadeleyi öncelik sıralamasında başlara aldı ve devrimden hemen üç ay sonra Mart 1959’da Temel Eğitim ve Okuma Yazma Öğretimi Ulusal Komitesi kuruldu. “Her okur-yazar olamayana bir eğitmen, her eğitmene bir okur-yazar olamayan” ve “Bilmiyorsan öğren, biliyorsan öğret” sloganlarıyla başlatılan okuma-yazma seferberliğine ortaöğretim gençliğinden işçilere kadar onbinlerce kişi katıldı. Eğitmenler kısa süreli bir eğitimden sonra giysi, araç ve gereçlerini yanlarına alarak eğitmen eksikliği çekilen bölgelere yollandı. Eğitmen köylüyle aynı yaşamı paylaşıyordu, gündüz tarım çalışmalarına katılıyor ve akşam olunca kendini ağırlayan aile bireylerine okuma yazma öğretiyordu.
22 Aralık 1961’de kampanya sona erdi ve Küba görkemli bir şekilde “Okur-Yazarlık Açısından Kurtarılmış Bölge” ilan edildi. Çünkü, okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 23,6’dan yüzde 3,9’a düşmüştü. 700 bini aşkın yetişkin okuma yazmayı öğrendi. Ayrıca 1961’de yetişkinlerin kültür seviyelerini yükseltmek için de gece kursları açıldı ve aile içi okuma toplulukları oluşturuldu.
Küba’yı eğitim alanında 1959’dan bu günkü başarısına ulaştıran 4 temel ilkesi var:
a) Eğitimin tarafsızlığı ilkesi
Yaş, cinsiyet, ırk, din ve ikamet yeri ayrımı yapılmaksızın herkes eğitim hakkından eşit bir şekilde yararlanır.
b) Öğrenim ve işin bütünselliği ilkesi
Küba eğitim sisteminin asıl ilkesi teoriyle pratiği, okulla hayatı, eğitimle üretimi birbiriyle bağdaştırmaktır.
Fidel’in dediği gibi, “Öğretimle, üretken çalışmayı kaynaştırma olgusunun tek gerçek komünist eğitim biçimi olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Başka yolu da yoktur. Kimse karada yüzmeyi, denizde de yürümeyi öğrenemez.”
c) Farklı ilgi alanlarına duyarlılık ve eğitimin bütünselliği ilkesi
Küba eğitim sistemi; her bir öğrencinin özelliklerine, ilgilerine ve yeteneklerine göre gereksinim duyduğu eğitimi sağlamaktadır.
d) Parasız eğitim
Eğitim her seviyede hiçbir ücret talep edilmeksizin sağlanmaktadır. Öğrencilerin okul kırtasiye malzemeleri, üniformalar gibi gerekli bütün malzemeler ile okul içerisinde beslenmesi de ücretsiz karşılanıyor. Devlet, tüm öğrenciler için geniş bir burs sistemi oluşturmakta ve öğretimin evrenselleştirilmesi için çalışanlara da birçok öğrenim olanağı sağlamaktadır.
Küba’da bugün, zorunlu eğitim (6-14 yaş arası), ilköğretim ve temel ortaöğretimi kapsayacak biçimde, 9 yıldır. Küba’da altı yıl ilköğretim, üç yıl ortaöğretim ve üç yıl da üniversite öncesi eğitim var ve sonrası da üniversite. Ülkede, dini ve özel okul bulunmamaktadır. Küba’da eğitim dili İspanyolca’dır ve ülkede yaşayan herkesin anadili İspanyolca olduğundan eğitim dili ile ilgili bir sorun yaşanmamaktadır.
Okur-yazar oranının yüzde 100 olduğu Küba’da eğitim ile ilgili diğer istatiksel rakamlar da en az okur-yazar oranı kadar çarpıcı:
Okul öncesi eğitimde kırk beş günlükten beş yaşına kadar çocukları alan okullar vardır. 2002-03 dönemi verilerine göre, 3-5 yaş grubu için okul öncesi düzeyde okullaşma oranı yüzde100’dür.
İlköğretimde, sınıflarda bir öğretmene en fazla 20 öğrenci düşmektedir. Taşımalı eğitim türü bir uygulamanın olmadığı ülkede, kırsal bölgelerde ondan az öğrencisi bulunan 2000’in üzerinde okul bulunmaktadır. Bu nedenle, UNESCO’nun 2002-03 öğretim yılı verilerinden derlemesine göre, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 11’dir. Bu düzeyde, yine aynı öğretim yılı için, Küba’da toplam okullaşma oranı yüzde 98’dir
Temel orta öğretimde, sınıflarda bir öğretmene 15 öğrenci düşer ve okullaşma oranı 2002-03 öğretim yılı için Küba’da, yüzde 93’tür.
Küba’nın eğitimdeki başarısı bu rakamlarla sınırlandırılamaz, eğitimin sosyal alandaki başarısı da dikkat çekicidir. Eğitimin her kademesinde öğrenciler iş içinde eğitim ilkesi uygulamalarının bir parçası olarak okulda ve yakın çevrede bazı sorumluluklar üstlenmektedir. Yaşa bağlı olarak bu sorumluluk, okul temizliğinden, gerektiğinde tarlalarda, fabrikalarda çalışmaya kadar değişmektedir. Eğitim süresince sürekli sosyal sorumluluklar vurgulanır. Bu vurgu gündelik yaşamda da karşılığını buluyor. Öğrencilerin, ‘90 krizi döneminde ortaya çıkan “Dengue” ateşli salgınından kurtulmak amacıyla gerçekleştirilen kampanyalara, okulların ve beldelerin temizlenmesi çalışmalarına ya da kasırgaya karşı koruyucu önlemlerin geliştirilmesine katılımı, ders kitaplarının onarılması kampanyası düzenlemeleri buna örnek olarak verilebilir.
Eğitimde sosyalist demokrasi
Küba öğrencilere, eğitimde karar mekanizmasına doğrudan katılma olanağı sunuyor. Küba okullarında 1. seviyeden 9. seviyeye kadar olan öğrencileri temsil eden Pioneros ve orta ve yüksek okul öğrencilerini temsil eden FEEM adlı örgütlenmeler bulunuyor. Örneğin Küba’daki orta öğretim kurumlarında her sınıfındaki Pionero üyeleri, seçilen sınıf temsilcilerinin yönettiği toplantılar gerçekleştiriyor. Bu toplantılarda, öğle yemeklerinde çıkan yemeklerden öğretmenler tarafından verilen ödevlere kadar her şey tartışılıyor. Toplantının karar ve sonuçları öğretim elemanlarına yöneltilerek değişiklikler önerilebiliyor. Tüm kitlesel öğrenci örgütlerinin ulusal düzeyde düzenli delege kongreleri var. Buradaki tartışmalardan çıkan öneriler ve projeler doğrudan Ulusal Meclise ve Eğitim Bakanlığına yönlendiriliyor.
Üniversiteler için de gelişkin bir demokratik işleyiş ve özerklik söz konusu. Henüz 1971 yılında Fidel Castro’nun üniversitenin özerkliği üstüne sorulan bir soruya cevabı bunu gösteriyor: “Küba’da üniversite özerkliğinin yasal olarak var olup olmadığını anımsamıyorum. Bildiğim bir şey varsa o da aşağı yukarı on yıldır bu sorundan söz edilmediğidir. Şimdi sorun başkadır: Belki bir gün gelir Küba Devletini üniversiteden özerk kılmak bile söz konusu olur.” Üniversitede demokratik işleyişin devamlılığı çeşitli kurumlar aracılığıyla sağlanıyor. Üniversitede yasal görevi danışmanlık olan bir üniversite yönetim kurulu var. Bu kurul, fakülte dekanları, Üniversite Öğrencileri Federasyonu başkanı ve bir de Komünist Gençlik Birliği (UJC) temsilcilerinden oluşuyor. Benzer örgütlenmeler fakülte düzeyinde de işliyor.
Herkese üniversiteye kadar eğitim imkanı
Ülkede her bireye üniversiteye kadar eğitim olanağı sunulmuştur. Üniversiteye devam 12 yıllık orta öğretimi bitirme diplomasına bağlıdır. Üniversiteye girişte, her yüksek öğretim kurumu, kendi sınavını yapmaktadır. Bunun yanında, yapılan merkezi sınav ve öğrencinin orta öğretim notları da üniversiteye girişte etkili olmaktadır. Küba’da üniversiteler, Eğitim Bakanlığı’ndan ayrı bir kurum olan Yüksek Öğretim Bakanlığı’na bağlıdır. Diğer düzeylerde olduğu gibi yüksek öğretimde de kitaplar ve diğer öğretim gereçleri ücretsizdir. Yüksek öğretim temelde beş yıl sürmekte, bunun yanında dört ve altı yıllık programlar da bulunmaktadır. Ülke genelinde, toplam 49 tane üniversite, ayrıca Yüksek Öğrenim Bakanlığı üniversitelerine bağlı 73 Araştırma Merkezi vardır. 2004 yılı verilerine göre üniversitelerde, 125 binden fazla öğrenci öğrenim görmektedir. Ülke genelinde, 300'den fazla yüksek lisans, 140'tan fazla doktora programı vardır. Yüksek Öğrenim Bakanlığı'nca 35 bilimsel dergi yayınlanmaktadır.
Yaklaşık 110 ülkeden 17 bin yabancı öğrenci, Küba’daki çeşitli üniversitelerde eğitim görüyor. Bunların 5 bini tıp fakültelerinde. Şu anda bu tıp fakültelerinden mezun olmuş 25 bin doktor, Latin Amerika ve Afrika’da, daha önce hiç doktorun gitmediği, yoksul bölgelerde görev yapıyor. Yurtdışında hizmet veren Kübalı doktorların sayısı Dünya Sağlık Örgütü doktorlarından fazla.
Öğretmen yetiştirme
Küba’da 15 tane pedagoji enstitüsü bulunmaktadır. Öğretmenlik eğitim süresi, lise sonrası 5 yıldır. Bu enstitülerde öğretmenler büyük bir sınavdan sonra özel görüşmeye alınarak değerlendirilmektedir. İkinci yıldan itibaren giderek artan miktarda sorumluluk alarak öğrenim süresinin yüzde 50’sini staj okulunda geçirmekte ve uygulama olanağı bulmaktadırlar. Staj okulları ile üniversiteler arası çok sıkı bir dayanışma vardır. Öğretmen adaylarının eksiklikleri, gerektiğinde üniversiteye bildirilmekte ve o konularda danışman öğretmenler tarafından ek destek sağlanmaktadır. Herkes kendi bölgesindeki pedagoji enstitüsüne devam etmektedir. Ayrıca, işçiler içinden öğretmen olmak isteyenlere yönelik olarak, program esnekleştirilerek; onlara göre ayarlamalarla enstitüler 6 yıllık bir eğitim verebilmektedir.
İş garantisi
Türkiye’deki lise düzeyine denk düşen üniversite öncesi eğitim ve mesleki teknik eğitimden mezun olanlar için devlet iş garantisi vermektedir. 2005 verilerine göre Küba’da işsizlik yüzde 2’dir. Herhangi bir nedenden dolayı eğitim dışı kalan ve eğitimlerine devam etmek isteyen 17-29 yaş arası gençler, haftada 4 gün, günde 3 saat ya üniversiteye hazırlık ya da meslek edindirme programına devam edebilmektedir. Bu öğrenciler, katıldıkları bu programlar için mali yardım (maaş) almaktadırlar. Maaş ödeme nedeni ise, bu gençlerin eğitim almalarının ülkenin ilerlemesi için gerekli olması ve onların kendilerini üretim sürecinin dışında ve pasif bireyler olarak hissetmelerini engellemektir.
Yo si Puedo (Evet başarabilirim)
Küba yetişkinlere okuma yazma eğitimi için, Yo si Puedo (Evet başarabilirim) adlı, TV ve radyo konferansı şeklinde yürütülen bir metot geliştirdi. Yöntem, yetişkinlerin rakamlara aşina oluşunu kullanıyor ve sayılarla harfleri ilişkilendiriyor. Bu metot Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’dan şu ana dek 5 ödül aldı. Bu metot Küba’da uygulanmıyor, çünkü; Küba’da okuma yazma bilmeyen yok. Bu metot, son dönemde anti-emperyalist mücadelenin yükseldiği Latin Amerika ülkeleri arasında bir dayanışma sembolü haline geldi ve 20 ülkede uygulanıyor.
Sosyalizm güncelliğini ve gerçekliğini bugün Küba’da eğitim alanında da gösteriyor. Yanı başındaki ABD’ye ve uyguladığı ablukaya rağmen dimdik duruyor ve tüm dünyaya sosyalizmin nasıl insanca bir yaşam sağladığını gösteriyor.
not:alıntıdır