iç mesaj ( komik )

özgür.boy

New member
temel

Temel ile İdris çok samimi arkadaşlarmış. Bir gün İdris'e yüklü bir miras kalınca iki arkadaş İstanbul'a gidip biraz para harcayıp eğlenmeye karar vermişler. İstanbul'da gezmişler tozmuşlar güzel yemeklerin tadına bakmışlar. Canları köyde bulamayacakları değişik birşeyler yapmak isteyince sokaklarda yürümeye başlamışlar. Derken İdris'in gözüne bir tabela ilişmiş: "Özel yetişmiş masörler her türlü masaj yapılır" Hemen iki kafadar içeri girmişler. Soyunup yüz üstü yatmışlar masaj masasına. İki tane iri yapılı adam gelmiş ve sormuşlar:
- İç masajmı, dış masajmı?
Temel
- Ula nasıl olsa para çok, karışık olsun.
Demiş. Adamlar bizimkileri önce güzelce bir yoğurup yumuşatmışlar. Daha sonra aynı anda Temel ile İdris'e hart diye geçirmişler.Temel acı ile bağırmış:
- Ula ne ediysinuz?
- Demin yaptığımız dış masajdı, bu da iç masaj.
Cevabını alınca Temel rahatlamış ve İdris'e dönüp:
- Ula uşağım haçan pizu köyden pir gören olsa iç masaj yaptırdığımızı anlamayıp *öt *iktiriyuruz sanacak da.



el arabası

Temel ile Fadime azgınlıklarının doruğunda neredeyse denemedik pozisyon bırakmamışlar. Acayip sıkılıyorlar ve artık heyecan duymadıkları gerekçesiyle doktora başvuruyorlar.
- Doktor bey hiç bir pozisyondan zevk almıyoruz artık. Aman bize bir çare...
Doktor hangi pozisyonu önerdiyse , ı ıh hepsi denenmiş. Buldum diyor doktor;
- El arabası pozisyonunu deneyin.
- O nedir ?
diye sormuş Temel.
- El arabası demiş doktor. Fadime'yi yüz üstü yatır,ayaklarından el arabası tutar gibi tut ve işini gör. Çok zevk alacaksınız.
Hızla eve geliyorlar ve pozisyonu denemek için hazırlığa başlıyorlar. Tam o sırada Fadime;
- Temel diyor bu el arabası pozisyonunu yapmak için 2 şartım vardır.
- Söyle.
der Temel.
- Birincisi canım yanarsa bırakacaksın. İkincisi ise annemlerin evin önünden geçmiycezzzz.



Uyanik Dursun

Dursun Temel'in karısına kafayı takmıştır. Onu s*km*k için herşeyi yapıyor, ama bir türlü olmuyordu. Sonunda Dursun evin balkonundan karşıki evde oturan Temel ile Fadimeyi gözetliyormuş. Beş on dakika sonra onlarda balkona çıkmışlar. Fadime ile Temel karşılıklı çay içiyorlarmış. Dursunun aklına bir fikir gelmiş ve Temel'e doğru:
- Ula Temel ne yapaysinuz? Bari balkonda yapmayin çok ayip.
Temel şaşkın bir şekilde:
- Ula ne yapayik ki? Şurda çay içeyruk.
Dursun:
- Burdan pek çay içmeye benzemeyi. İnanmazsan gel yer değiştirelim kendi gözünle bak.
Temel ile Dursun yer değiştirirler.
Temel birde baksınki, Dursun Fadimeyi s*k*y*r ve sakin bir şekilde bağırmış:
- Ula Dursun hakkatende hakliymissun da, bir daha olmaz özür dilerim...



Rahip Temel

Temel Fransa’da rahip olmuş. Yardımcısı ile otoyolun kenarında ellerinde "Kardeşler! Yolun sonu yaklaştı... Bir an önce bu tuttuğunuz yoldan dönmelisiniz!" yazan levhayı, yoldan araba geçtikçe kaldırıp, şoförlere göstermeye başlarlar.
Oradan geçen ilk şoför levhayı okur okumaz, kiliseye para toplayacaklarını düşünerek, kendi kendine söylenir:
- Hiç olmazsa bizi burada rahat bırakın!
Araba virajda kaybolduktan hemen sonra acı bir fren ve arabanın nehire uçuş sesi duyulur...
Bu durumu anlayan rahip Temel, arkadaşına der ki:
- Esasında biz levhaya ‘Köprü yıkıldı, geçmeyin!’ yazsak, şu yazdıklarımızdan daha anlaşılır olacak herhalde.



Fizik dersi

Temel, idris ve Dursun fizik dersindeler. Hoca sozlu yapmak icin Dursun'u kaldirmis.
- Kalk bakalim Dursun. Sicak bir gunde arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin?
- Cami acarim, hocam.
Hoca atlamis;
- Hah iste, o camdan giren ruzgarin ivmesi nedir?
Dursun'da yanit yok tabii. Oylece kalakalmis. Sifirini almis oturmus. Bu arada Temel fizikcinin lazlara gicik oldugunu bildiginden sira kendine gelecek diye korkmaya baslamis. Hoca bu kez,
- Sen kalk bakalim, idris. deyince Temel iyice sinmis. Hoca,
- Soyle bakalim idris. Sicak birgun ve arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin?
- Ceketimi cikaririm, hocam.
- Daha sicak oldu.
- Cami acarim, hocam.
- Hah iste, o camdan giren ruzgarin ivmesi nedir?
Idris de yanit verememis ve sifiri alip oturmus. Temel'i iyice bir telas almis. Hoca Temel'e donup,
- Temel, kalk bakalim. Sicak birgun ve arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin?
- Ceketimi cikaririm, hocam.
- Daha sicak oldu.
- Gomlegimi cikaririm, hocam.
- Daha da sicak oldu.
- Pantolonumu cikaririm, hocam.
- Oglum cok sicak oldu.
- Atletimi cikaririm, hocam.
- Oglum yaniyorsun sicaktan.
- Donumu cikaririm, hocam.
- Evladim, ter icinde kaldin.
- Herseyimi cikaririm, hocam.
- Sicak imanini gevretiyo yahu...
- Hocam, bosuna ugrasma, anami da ..kseler acmam o camı...!!!



Maymun Aşkına

Temel, Fransiz ve ingiliz'in bindikleri gemi
batmis.Günlerce aç susuz kaldiktan sonra bir adaya çikmislar.Tam kurtulduk
diye sevinirlerken bir dolu yamyamyn bas uçlarinda belirdigini görmüsler.Yamyamlarin niyetinin kötü oldugunu gören kazazedeler :
- Ne olur bizi yemeyin, diye yalvarmislar.
Kral yamyam :
- Sizleri bir teste tabi tutacagizz, en basarili
çikani affedecegiz. Her birinizi birer kulübeye hapsedip birer maymun verecegiz. Bir yil sonunda
en cok yavru maymun dogurtaniniz kurtulacak, demis.Kulubeler hazirlanmis, maymunlar konulmus, kapilar sikica kapatilmis Hergün kapi altindan
yemekler gönderilmis. Birinci yilin sonunda kapilarin açilma zamani gelmis.
Ilk olarak Fransizin kapisi açilmis. Üç tane yavru maymun oradan oraya zipliyor. Fransiz pestili çikmis bir durumda. Ikinci olarak ingilizin kapisi açilmis. O da harap
durumda ama bes tane yavru dogurtmus.
Son olarak Temel'in kulubesine giderken yamyam
hokomoko :
- Bu Türkler uçkurlarina çok düskün millettir. simdi kapiyi açacagiz en azindan on yavru üzerimize atlayacak demis.Kapi açilmis ama ne görsünler Temel bir kösede kös kös oturuyor., Temel'e verilen maymun harap durumda, ortada da sadece bir yavru var ama onun da
bir gozu var bir gozu yok, kafasi gövdesinden büyük, kisacasi tam bir hilkat garibesi!
- Ne lan bu!, demis hokomoko...
Bir yilda dogurta dogurta sadece bunu mu dogurttun?
- Ulan serefsizler, demis Temel.Vermissiniz yanlislikla erkek maymunu, bunu
buldudugunuza şükredin!



Firar

Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık
hastalanmakta haftada bir doktora gitmektedir.
Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu kesilmektedir.
Bir gün bacağı,sonra kolu,eli...Son gelişinde Temel koğuş
arkadaşının kulağına eğilir manalı bir gülüşle:
-Uy!Hemşerim sanmaki anlamayrum,bağa öyle geliyoki
galiba sen kısım kısım firar edeysun...
 

__alper__

New member
- Ulan serefsizler, demis Temel.Vermissiniz yanlislikla erkek maymunu, bunu
buldudugunuza şükredin!

kardeş çok güldüm bu fıkraya tşkler eline amegine saglık
 

HTML

Üst