Hz.Talha b. Ubeydullah (r.a) Sahabelerin Hayatları -7-

photoshopc

New member
TALHA B. UBEYDULLAH (r.a)

Talha, Cennetle müjdelenen on kişiden biri, İslâm'a giren ilk sekiz kişiden ve Hz. Ebubekir aracılığıyla müslüman olan beş kişiden biridir. Ayrıca, halife seçimini gerçekleştirmeleri için oluşturulan altı kişilik Ashab-ı ,Surâ arasında yer almış meşhur bir sahâbdir. Annesi, es-Sa'be bint Abdillah b. Mâlik el-Hadramiyye'dir.

Rivayete göre, Talha b. Ubeydullah, Busra panayırında bulunduğu bir sırada, oradaki bir manastırın rahibi: "Sorun bakayım, bu panayır halkı arasında, ehl-i Harem'den bir kimse var mı?" diye seslenir. Talha da: "Evet var! Ben Mekke halkındanım" diye cevap verir. Bunun üzerine rahip: "Ahmed zuhur etti mi?" diye sorar. Talha: "Ahmed de kim?" der. Rahip: "Abdullah b. Abdulmuttalib'in oğludur. Bu ay O'nun çıkacağı aydır. O, peygamberlerin sonuncusudur. Haremden çıkarılacak; hurmalık, taşlık ve çorak bir yere hicret edecektir. Sakın O'nu kaçırma" der.

Rahibin söyledikleri Talha'nın kalbine yer eder. Oradan alelacele ayrılarak Mekke'ye döner ve yakında herhangi bir olayın meydana gelip gelmediğini sorar. Abdullah'ın oğlu Muhammedü'l-Emîn'in s.a.v peygamberliğini ilan etmiş oldûğunu ve Ebubekir'in de O'na tabi olduğunu öğrenir. Hemen Ebubekir'in yanına vararak rahibin anlattıklarını haber verir. Sonunda her ikisi birlikte Resulullah (s.a.v.)'a giderler. Talha orada müslüman olur.

Birçok müslüman gibi, Talha b. Ubeydullah da İslam'a girdikten sonra müşriklerin eziyetlerine maruz kalmış, ama yolundan dönmemiştir. İslam'ın azılı düşmanlarından Nevfel b. Huveylid, Talha'nın müslüman olduğunu duyunca, Ebubekir'le onu bir iple biribirlerine bağlamış, uzun süre iplerini çözmemiş, Teymoğulları da bu duruma seyirci kalmışlardır.

Talha ile Zübeyr müslüman olunca, Resulullah (s.a.v.) onları kardeş ilan etti. Hicretten sonra da Medine'de, Talha ile Ubeydullah b. Ka'b'ı, başka bir rivayete göre ise Talha ile Saîd b. Zeyd'i kardeş ilan etmişti.

Talha, Bedir savaşına iştirak etmemiş, Kureyş kervanı hakkında bilgi toplamak üzere, Resulullah (s.a.v.) tarafından Şam yoluna gönderilmişti.

Bedir'den sonraki birçok savaşa katılmıştır. Uhud savaşinda ise Resulullah s.a.v i korumak için kafirlere karşı verdiği mücadele ise olağanüstüdür.

Uhud savaşında bazı okçuların yanlışlık yaptığı görülür. Bunun üzerine yerlerini bırakırlar. Mekkeli Kureyş ordusundan bir birlik Halid b. el-Velid'in (sonradan müslüman olmuş ve büyük fetihler yapmıştır) komutası altında müslümanların arkasından dolanıp gelirler. Bunun sonucunda müslüman saflarda gedikler ve çalkantılar ortaya çıkar. Öyle bir an gelir ki, Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte sadece oniki kişi kalır. Müşrikler de Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'e ve bu oniki kişiye yaklaşırlar.

Aralarında Talha b. Ubeydullah Radıyallahu anh da vardı. Müşrikler onlara yetiştiler. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem onlara doğru dönüp: "Bunlara karşı kim bizi savunacak?" diye sordu.

Talha: Ben, diye cevap verdi. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem: "Olduğun yerde kal" diye buyurdu.

Bu sefer ensardan bir adam: Ben, ey Allah'ın Rasûlü, dedi. Peygamber: "Sen (çık)" diye buyurdu.

Öldürülünceye kadar çarpıştı. Sonra yine müşriklerin yaklaştıklarını gördü ve: "Bunlara karşı kim bizi savunacak?" diye sordu. Talha yine: Ben dedi. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem: "Yerinde kal" diye buyurdu. Bu sefer ensardan bir başka adam: Ben dedi. Peygamber: "Sen (çık)" diye buyurdu. O da öldürülünceye kadar çarpıştı.

Peygamber bu sözleri söyleyip durdu, yine onların karşısına ensardan bir adam çıkıyor ve öldürülünceye kadar kendisinden öncekinin savaşması gibi savaşıyordu. Nihayet Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem ile Talha b. Ubeydullah Radıyallahu anh başbaşa kaldılar. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem: "Bunlara karşı kim çıkar?" diye sordu. Talha: Ben dedi. Talha onbir kişinin çarpıştığı şekilde çarpıştı. Nihayet eli isabet aldı, parmakları kesildi ve: Ah dedi. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Eğer bismillah demiş olsaydın, insanlar sana bakıp dururken melekler seni yukarı doğru yükselteceklerdi" diye buyurdu. Daha sonra yüce Allah müşrikleri geri püskürttü."

Allahu ekber! Peygamberi seven onbir kişi, âlemlerin Rabbinin de, kendilerinin de habibi uğrunda canlarını feda ediyorlar. Onikinci kişi de Talha b. Ubeydullah -Allah ondan da, diğerlerinden de hep birlikte razı olsun- Peygamberi savunması pek kolay olmuyor. Onbir kişinin çarpışması gibi çarpıştı. Bunun neticesinde eli çolak kaldı. Çünkü o eliyle Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i koruyordu. İmam Buhârî'nin rivayetine göre Kays şöyle demiştir: Ben Talha'nın Uhud günü Peygamberimizi kendisiyle koruduğu çolak elini gördüm."

Muhammed'in Rabbine yemin ederim ki, yüce Allah'ın en sevdiği ve yaratılmışların en yücesi uğrunda savunma yaparken çolak kalan bu el, ne kadar mutlu, ne kadar temizdir! Bu elin sahibi ne kadar bahtiyardır!

Yüce Peygamberi savunurken etkilenen ve çolak kalan sadece eli değildi. Vücudunun hertarafı yara almıştı. Çünkü bedeninde yaklaşık yetmiş yara vardı. İmam Ebu Davud Tayalisî, Âişe'den o Ebu Bekir es-Sıddîk Radıyallahu anhuma'dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Daha sonra yerdeki çukurlardan birisinde bulunan Talha'nın yanına gittik. Mızrak, ok ve kılıç darbelerinin açtığı yetmiş küsur yahut biraz az veya biraz daha fazla yara aldığını gördük."

Ebu Bekir es-Sıddîk Radıyallahu anh Uhud gününü hatırladı mı ağlar, sonra da şöyle derdi: "O gün bütünüyle Talha'nın günü idi." Allah ondan da, Ebu Bekir es-Sıddîk'dan da, Nebi Sallallahu aleyhi vesellem'i samimi olarak seven herkesten de razı olsun.


Talha, Peygamber Efendimizin bacanağıydı..Talha b. Ubeydullah'ın, onbiri erkek, ikisi kız olmak üzere onüç çocuğu vardı. Erkek çocukların herbirine bir peygamber ismi vermişti. Bunlar: es-Seccâd diye bilinen ve Cemel vak'asında babasıyla birlikte öldürülen Muhammed, İmran, Musa, Ya'kub (Harre günü öldürüldü), İsmail, İshak, Zekeriyyâ, Yusuf, İsâ, Yahya, Salih idi. Kızları ise Aişe ve Meryem idi.

Talha, doğrudan Resulullah (s.a.v.)'dan rivayette bulunduğu gibi, Hz. Ebubekir'le Hz. Ömer'den de hadis nakletmiştir. Kendisinden de, oğulları; Yahya, Musa ve İsa ile Kays b. Ebi Hâzım, Ebu Seleme b. Abdirrahman, el-Ahnef, Mâlik b. Ebî Âmir ve başkaları rivayet etmişlerdir.


Talha (Radıyallahu Anh) ahlak itibari ile de çok yüksek bir zat idi. Son derece sevimli ve hoşdu. Herkes onu sever, onun lütuf ve muhabbetinden zevk alırdı. Altın gibi bir kalbi vardı, dilinden hep inciler saçdırdı. Onun güzel halini anlatmaya kafi gelecek olan şu vak'a çok dikkate şayandır:

Hz. Ömer (Radıyallahu Anh) gibi bir insan Ümmü Eban'ı zevce olarak almak istemişti. Ümmü Eban onun şiddetinden bahsetmişti. Daha sonra Zübeyr (Radıyallahu Anh) aynı kadını istemiş, onu da reddetmişti. Fakat Hz. Talha (Radıyallahu Anh) onu istediği zaman Ümmü Eban onun nikahına girmeyi hemen kabul etmişti. Kendisine sebebini sordular. Dediki: O'nun ahlakını tanırım. Talha evine girdi mi yüzü gülerek girer, evinden çıkarken mütebessim çıkar, birşey istenildi mi verir, kendisine birşey yapıldımı teşekkür eder, bir kusur yapılsa af eder.

Talha (Radıyallahu Anh) ziraat ve ticaretle meşgul olurdu, büyük servet sahibi idi. Eli çok açık olup, yedirir içirir bol bol infakta bulunurdu. Bin dinar sadaka ettiği günler olmuştur. On bir yaşından altmış yaşına kadar, yeryüzünde yürür şehit gibi gezen büyük sahabi Talha (Radıyallahu Anh) Hicret'in 36. yılında Cemel vak'asında şehit olmuştur. Hz. Ali (Radıyallahu Anh) ağlayarak yanına varmış, elleri ile yüzündeki toprakları silmiş ve cenaze namazını kendisi kıldırmıştır. Şehadetinde yıllar sonra rüyada bir zata:

" Benim yerimi değiştirin" demiştir. Meğer su akıntıları kabrini açıyormuş. Talha (r.a.) Kabrinden çıkarılınca sanki yatağında ve uyur gibi sapasağlam hiç çürümemiş bir halde bulmuşlardır.

Allah (Celle Celalühü) ondan razı olsun.

ALINTI ve DERLEMEDIR

beyan.com.tr
ashabikiram.com
 

innuendo

HANZALA
Moderatör
Allah razı olsun abi.
Özledik seni bi sesini duyur bizlere artık (;
 

HTML

Üst