Hukuk Usulü Humakemeleri Kanunu / Süreler

fells2

Banned
Katılım
3 Şub 2008
Mesajlar
8,906
Reaction score
0
Puanları
36
Konum
Turkey
HUKUK USULÜ HUMAKEMELERİ KANUNU / SÜRELER

Madde 161 - Müddet gün olarak tayin edilmiş ise tefhim veya tebliğ edildiği gün hesaba katılmaz ve son günü tatil saatinde biter.

Müddet hafta veya ay olarak tayin edilmiş ise başladığı güne son hafta veya ayda tekabül eden günün tatil saatinde biter. Müddet ay nihayetine doğru başlayıp da bittiği ayın aynı günü yoksa müddet bu ayın sonunda biter. Bu suretle pazartesi günü başlamış olan müddet munkazi olacağı haftanın pazartesi gününde ve ayın birinci günü başlayan müddet munkazi olacağı ayın birinci gününde ve otuz bir Kanunuevvelde başlıyan iki ay müddet şubatın son gününde biter.
Madde 163 - Kanunun tayin ettiği müddetler katidir. Bu müddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği müddetin kati olduğuna da karar verebilir. Aksi takdirde tayin olunan müddeti geçirmiş olan taraf yenisini istiyebilir. Bu suretle verilecek müddet katidir. Bir daha verilemez.


MADDE 34 - Hakimin reddi sebebini bilen tarafın ret isteğini en geç ilk oturumda bildirmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada öğrenmiş ise en geç ondan sonraki ilk oturumda yeni bir işlem yapılmadan önce bu isteğini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen sürede yapılmayan ret isteği dinlenmez.
Hakimi reddeden taraf, dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirir. Karşı taraf buna beş gün içinde cevap verebilir.

Madde 45 -Aynı mahkemede görülmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.
Davalar ayrı mahkemelerde açılmış ise, bağlantı nedeni ile birleştirme talebi ikinci davanın açıldığı mahkeme önünde ilk itiraz olarak ileri sürülebilir.

Madde 54 - Müdahale talebi muhakeme bitinciye kadar dermeyan olunabilir

MADDE 67-Bir tarafın vekil tutmak istemesi, vekilini azletmesi, vekilin istifa etmesi, kendisinin yahut vekilinin dosyayı incelememiş bulunmaları sebebiyle yargılama başka bir güne bırakılamaz. Ancak vekil tutulmaması veya dosyanın incelenememesi kabul olunabilir bir özüre dayanıyorsa hakim bir defalık kısa bir süre verebilir.

Madde 84 - lslah, tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinciye kadar ve tabi olmıyanlarda muhakemenin hitamına kadar yapılabilir.

Madde 88 - Islah eden taraf davasını kamilen ıslah ettiği ve bunun tebliğ tarihinden itibaren üç gün zarfında yeni bir dava ikame eylemediği halde davası iptal olunur.

Madde 89 - Davasını tamamen ıslah eden müddei iptal tarihinden itibaren üç ay zarfında yeniden dava ikame eylemezse davasından feragat etmiş addolunur

Madde 109 - İhtiyati tedbir kararı dava ikamesinden evvel verilmiş ise tatbik edilmiş olsun olmasın kararın verildiği tarihten itibaren on gün zarfında esas hakkında dava ikamesi lazımdır.

Madde 168 - Hali sabıka irca talebi maniin zevali tarihinden itibaren on gün zarfında usulen dermeyan edilmedikçe mesmu olmaz. ( Eski hale getirme talebi)

Madde 175 - Her sene bilumum mahkemeler ağustosun birinden eylülün beşine kadar tatil olunur.

Madde 177 - Bu kanunun tayin ettiği mühletlerin bitmesi tatil zamanına tesadüf ederse bu müddetler ayrıca bir karar vermeğe lüzum olmaksızın tatilin bittiği günden itibaren yedi gün evvel uzatılmış addolunur.(Adli tatil )

Madde 180 - Dava dilekçesinde sözü edilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerin dilekçeye eklenerek mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yapılması ve gerekli posta giderinin pul olarak verilmesi zorunludur.

Birinci fıkra hükmünün yerine getirilmemesi veya eksik getirilmesi halinde, hakim ilk oturumda istenen hususların on günlük kesin süre içinde yerine getirilmesini veya eksikliğin tamamlanmasını davacı tarafa bildirir.

Madde 193 - Davacı, iptaline karar verilen dilekçenin yerine yeni bir dilekçe düzenleyip vermek zorundadır.
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur.
Her iki halde kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kağıdı tebliğ ettirilmesi gerekir.
Aksi takdirde dava açılmamış sayılır.

Madde 195 - Davalı, ilk itirazları ile birlikte esas dava hakkındaki cevabını ve varsa karşı delillerini, dava dilekçesinin kendisine tebliği tarihinden itibaren on gün veya hakim tarafından bir süre tayin edilmiş ise o süre içinde mahkeme kalemine bildirmek ve bir örneğini de davacıya tebliğ ettirmek zorundadır.
Yukarıda belirtilen on günlük süre, 08/01/1943 tarih ve 4353 sayılı Kanuna tabi kamu kuruluşları hakkında otuz gündür.

Madde 197 - İşin mahiyeti itibariyle cevap layihasının tayin olunan müddette tanzimi müşkül bulunduğu veyahut esbabı fevkaladeye binaen kabil olamadığı anlaşılırsa müddeaaleyhe yeni bir mühlet verilebilir ve keyfiyet derhal müddeiye bildirilir.

Madde 198 - Yukarki maddedeki gösterilen sebeplere mebni, tayin olunan müddette cevap layihasını vermemiş ve yeni mühlet de istememiş olan taraf muhakeme celsesinde de esasa girişmezden evvel bu baptaki mazeretini bildirerek müddetin temdini istiyebilir. Talebi kabule şayan görülürse kendisine sureti katiyede üç günü tecavüz etmemek üzere mühlet verilir. Ancak bu celseye ait muhakeme masrafı her halde kendisine tahmil olunur.

Madde 208 - Müddeinin, müdeaaleyh (davalı) tarafından verilecek cevap layihasının kendisine tarihi tebliğinden itibaren on gün zarfında cevap vermesi lazımdır. 197 nci madde hükmü müddeinin cevap layihası hakkında da caridir.

Madde 209 - Müddeaaleyhin cevap layihasında dermeyan eylediği vakıalara karşı müddei, icabı halinde 207 nci maddenin birinci ve ikinci fıkralarına tevfikı hareketle on gün zarfında inkar veya kabulü mübeyyin izahat vermeğe mecburdur.
Ayni müddet zarfında defi de dermeyan edebilir. Bu surette müddeinin verdiği cevap layihası derhal müdeaaleyhe tebliğ olunur.

Madde 210 - Müddeaaleyh, müddeinin tebliğ ettirdiği cevap layihasına on gün zarfında cevap verebilir.

Madde 215 - Tahkikat hakiminin ispatı vücut etmeleri için iki tarafa vereceği mühlet laakal on gündür. Müstacel hallerde hakim re’sen veya iki taraftan birinin talebiyle bu müddeti azaltabileceği gibi icabı halinde temdit de edebilir.

Madde 277 - Ret talebi ehlivukufun intihap edildiğine ıttıla tarihinden itibaren üç gün zarfında vukubulmak lazımdır.

Madde 283 - Hakim raporda noksan ve müphem gördüğü cihetleri itmam ve izah için ehlivukufa yeni sualler tertip edebilir. İki taraf dahi noksan ve müphem cihetler hakkında ehlivukuftan izahat alınmasını raporun kendilerine tebliği tarihinden bir hafta zarfında hakimden tahriren talep edebilirler.

Madde 381 - Mahkeme, hazır olan tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder.
Kararın tefhimi, en az 388 inci maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.

Zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde yazılması gerekir.

Madde 409 - Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.
Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.
Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmısına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır.

Madde 426/E - İstinaf yoluna başvuru süresi onbeş gün, 08/01/1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanuna tabi kamu kurumları hakkında otuz gündür. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.


Madde 426/G - İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunur.
Karşı taraf, tebliğden itibaren onbeş gün içinde cevap dilekçesini kararı veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verebilir.

Madde 426/H - İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı onbeş gün içinde cevap verebilir.

Madde 427 - Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir; bu süre, 08/01/1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanuna tabi kamu kurumları hakkında otuz gündür.
Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir.

1 - 26/09/2004 kabul tarihli, 07/10/2004 tarih ve 25606 sayılı R.G.de yayımlanan 5236 sayılı Kanunun 16. maddesi ile değiştirilen madde metni:
Madde 427 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/23 md.)
Mahkemelerden verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulubilir. Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla, hükmü temyiz edebilir.
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/19 md.) Miktar veya değeri birmilyar lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir.(*)
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/19 md.) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, birmilyar liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.(*)
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/19 md.) Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde, asıl isteminin kabul edilmeyen bölümü birmilyar lirayı geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur; şu kadar ki karşı tarafça temyiz yoluna başvurulması halinde, düzenleyeceği cevap dilekçesinde temyize ilişkin itirazlarını ileri sürmesi mümkündür.(*)
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/19 md.) 438 inci maddenin birinci fıkrasındaki onmilyar liralık duruşma sınırı ile 440 ıncı maddenin üçüncü fıkrasının birinci bendindeki altımilyar liralık karar düzeltme sınırının belirlenmesinde yukarıdaki fıkra hükmü kıyasen uygulanır.(*)
Kesin olarak verilen hükümlerle niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümler. Adalet Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz olunur.
Temyiz isteği Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, hüküm kanun yararına bozulur. Bu bozma hükmün hukuki sonuçlarını kaldırmaz.
Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmi Gazete'de yayınlanır.
(*) 20/06/1996 tarih ve 4146 sayılı Kanunla;
a) Maddenin ikinci, üçüncü, dördüncü fıkralarında geçen "dörtyüzbin" liralık sınır, "onmilyon" liraya yükseltilmiş, daha sonra 4146 sayılı kanununla eklenen Ek Madde 3 ile bu sınır "kırkmilyon" lira olarak belirlenmiş, 14/07/2004 kabul tarihli, 21/07/2004 tarih ve 25529 sayılı R.G.de yayımlanan 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile de "birmilyar" liraya yükseltilmiş ve metne işlenmiştir.
b) Beşinci fıkrasında geçen "dörtmilyon" liralık duruşma sınırı "ikiyüzmilyon" liraya yükseltilmiş, daha sonra 4146 sayılı kanununla eklenen Ek Madde 3 ile bu sınır "sekizyüzmilyon" lira olarak belirlenmiş, 14/07/2004 kabul tarihli, 21/07/2004 tarih ve 25529 sayılı R.G.de yayımlanan 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile de "onmilyar" liraya yükseltilmiş ve metne işlenmiştir.
c) Beşinci fıkrasında geçen "ikimilyon" liralık karar düzeltme sınırı "yüzellimilyon" liraya yükseltilmiş, daha sonra 4146 sayılı kanununla eklenen Ek Madde 3 ile bu sınır "altıyüzmilyon" lira olarak belirlenmiş, 14/07/2004 kabul tarihli, 21/07/2004 tarih ve 25529 sayılı R.G.de yayımlanan 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile de "altımilyar" liraya yükseltilmiş ve metne işlenmiştir.






Madde 432 - (Değişik madde: 26/09/2004 - 5236 S.K./16 md.)(*)

Bu Kanunun istinaf yolu ile ilgili 426/C ila 426/İ ve 426/L maddeleri hükümleri, temyiz yolu konusunda da kıyas yoluyla uygulanır.

1 - 26/09/2004 kabul tarihli, 07/10/2004 tarih ve 25606 sayılı R.G.de yayımlanan 5236 sayılı Kanunun 16. maddesi ile değiştirilen madde metni:
Madde 432 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/25 md.)
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/20 md.) Temyiz süresi onbeş gündür. Bu süre 08/01/1943 tarih ve 4353 sayılı Kanuna tabi kamu kuruluşları hakkında otuz gündür. Temyiz süreleri, ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlar.(*)
Temyiz dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir.
Temyiz dilekçesi, kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmişse, 434 üncü maddeye göre işlem yapıldıktan sonra kararı veren mahkemeye örnekleriyle birlikte gönderilir.
Temyiz, kanuni süre geçtikten sonra yapılır veya temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz isteminin reddine karar verir ve Yargıtaya gönderme için yatırılan parayı kullanarak ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.
Bu ret kararı tebliğinden itibaren yedi gün içinde temyiz edilebilir, temyiz edildiği ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya kararı veren mahkemece Yargıtaya yollanır. Yargıtayın ilgili dairesi temyiz isteminin reddine ilişkin kararı bozarsa, ilk temyiz dilekçesine göre temyiz istemini inceler.
(*) 21/10/2005 tarih ve 25973 sayılı R.G.de yayımlanan, 02/12/2004 Karar Günlü, 2001/216 Esas ve 2004/120 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile, 3156 sayılı Yasa ile değişik birinci fıkranın ikinci tümcesi iptal edilmiştir. İptal edilen tümcenin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, İPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK ALTI AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, karar verilmiştir.

Madde 433 - (Değişik madde: 26/09/2004 - 5236 S.K./16 md.)(*)

Temyiz, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflas Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez.

Kişiler ve aile hukukuna, taşınmaz mala ve bununla ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.

Kararın kesinleştiği ilamın altına veya arkasına yazılıp, tarih ve mahkeme mührü konmak ve mahkeme başkanı veya hakimi tarafından imzalanmak suretiyle belirtilir.

1 - 26/09/2004 kabul tarihli, 07/10/2004 tarih ve 25606 sayılı R.G.de yayımlanan 5236 sayılı Kanunun 16. maddesi ile değiştirilen madde metni:
Madde 433 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/26 md.)
Temyiz dilekçesi, hükmü veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ olunur. Tebliğ tarihi temyiz dilekçesinin dosyada kalan aslına işaret edilir.
Karşı taraf, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde cevap dilekçesini, hükmü veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir mahkemeye verebilir. Cevap veren, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde de bulunabilir.
Hükmü veren mahkeme, cevap verildikten veya bunun için belli süre geçtikten sonra, dosyayı dizi listesine bağlı olarak Yargıtayın görevli dairesine gönderir.

1 - 26/09/2004 kabul tarihli, 07/10/2004 tarih ve 25606 sayılı R.G.de yayımlanan 5236 sayılı Kanunun 16. maddesi ile değiştirilen madde metni:
Madde 437 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/29 md.)
Sulh mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi sekiz gündür. Bu süre ilamın usulen taraflardan herbirine tebliği ile işlemeye başlar.
433 üncü madde, sulh mahkemesi kararlarının temyizi halinde de uygulanır.




1 - 26/09/2004 kabul tarihli, 07/10/2004 tarih ve 25606 sayılı R.G.de yayımlanan 5236 sayılı Kanunun 20. maddesi ile yürürlükten kaldırılan madde metni:
Madde 440 - (Değişik madde: 30/04/1973 - 1711/1 md.)
I. Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir:
1 - (Değişik alt bent: 16/07/1981 - 2494/31 md.) Temyiz dilekçesi vekanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması,
2 - Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması,
3 - Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması.
4 - Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması,
II. Yargıtay evvelce cevapsız bırakılan itirazları kendi görüşüne göre hükme etki yapacak nitelikte bulmazsa karar düzeltilmesi isteği üzerine vereceği kararda bu itirazları reddederken herbiri hakkında gerekçe göstermek zorundadır.
III. (Değişik bent: 26/02/1985 - 3156/22 md.) Yargıtayın aşağıdaki kararları hakkında karar düzeltmesi yoluna gidilemez.
1 - Miktar veya değeri altımilyar liradan az olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararlar, (*)
2 - 8 inci maddede gösterilen davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararlar (8 inci maddenin II numaralı fıkrasının 6 nolu bendindeki davalar, bu fıkranın (1) numaralı bendindeki hüküm saklı kalmak koşuluyla; kira sözleşmesine dayanan tahliye ve akdin feshi davaları ile bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar ve Kat Mülkiyeti Kanunundan doğan davalar hariç),
3 - Görevsizlik, yetkisizlik, hakimin reddi, dava veya karşılık davanın açılmamış sayılması, davaların birleştirilmesi ve merci belirtilmesi kararları,
4 - Hakemlerin verdiği hükümlerin ve bu Kanunun tahkim hükümlerine göre mahkemece verilecek kararların onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlar.
(*) Bu bentte geçen miktar, 20/06/1996 tarih ve 4146 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile "yüzellimilyon" liraya yükseltilmiş, daha sonra 4146 sayılı kanununla eklenen Ek Madde 3 ile bu sınır "altıyüzmilyon" lira olarak belirlenmiş, 14/07/2004 kabul tarihli, 21/07/2004 tarih ve 25529 sayılı R.G.de yayımlanan 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile de "altımilyar" liraya yükseltilmiş ve metne işlenmiştir.

ÜÇÜNCÜ FASIL: İadei muhakeme (*)

1 - 23/01/2003 kabul tarihli, 04/02/2003 tarih ve 25014 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4793 sayılı Kanunun 5. maddesi ile yürürlükten kaldırılan madde metni:
Madde 445/A - (Ek madde: 03/08/2002 - 4771 S.K./6. md.)(*) (**)
Kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olan bir kararın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiği saptandığında, ihlalin niteliği ve ağırlığı bakımından Sözleşmenin 41 inci maddesine göre hükmedilmiş olan tazminatla giderilemeyecek sonuçlar doğurduğu anlaşılırsa; Adalet Bakanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunan veya yasal temsilcisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde Yargıtay Birinci Başkanlığından muhakemenin iadesi isteminde bulunabilirler.
Bu istem, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca incelenir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince saptanan ihlalin sonuçları tazminatla giderilmiş veya istem süresi içinde yapılmamış ise reddine; aksi halde, dosyanın davaya bakması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmaksızın kesin olarak karar verir.
(*) 03/08/2002 kabul tarihli, 09/08/2002 tarih ve 24841 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4771 sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince bu madde, yayımı tarihinden 1 yıl sonra (09/08/2003) yürürlüğe girer.
(**) Madde ile ilgili olarak, kanunun sonunda yer alan Kanuna İşlenemeyen Hükümler altındaki, 03/08/2002 tarih ve 4771 sayılı Kanunun Geçici Madde 2'sine bakınız.

Madde 447 - İadei muhakeme müddeti, yeni vesaikın elde edildiği veya hilenin keşif olunduğu ve yalan yere şahadet veya yemin veya ehlihibre ihbarları veya sahtelik hakkında verilen hükümlerin katiyet iktisabettiği ve hükme esas ittihaz olunan ilam hükmünün fesih ve nakzolunarak kaziyei muhkeme suretiyle külliyen mürtefi olmasından haberdar olunduğu ve 445 inci maddenin 8 ve 9 uncu hallerinde hükmün mahkümunaleyhe veya hakiki vekil veya mümessile tebliğ tarihinden itibaren üç ay ve alacaklı veya mahkümunaleyh makamına kaim olanların hükümden usulen haberdar oldukları günden itibaren bir aydır.
Dört yüz kırk beşinci maddenin 10 uncu numarasında yazılan sebepten dolayı iadei muhakeme talebi müruruzaman haddine baliği müddet geçinceye kadar muteberdir.
445 inci maddenin birinci fıkrasının 11 inci bendinde yazılı sebepten dolayı iadei muhakeme müddeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıldır.

DÖRDÜNCÜ FASIL: Hükümlerin tavzihi (*)

Madde 455 - Hüküm müphem ve gayrıvazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri iphamın tavzihini ve tenakuzun ref’ini istiyebilir.

Madde 481 - Mütekabilen dava olunan şeyin miktar veya kıymetine nazaran mahkeme davayı rüyete vazifedar değilse davanın heyeti umumiyesi vazifedar olan mahkemeye gönderilir.
Davayı mütekabile davayı asliyeye mütaallik davetiyenin tebliği tarihinden itibaren on gün zarfında daavii sairede cari usul dairesinde ikame olunmak lazımdır. Bu müddet zarfında ikame olunmazsa davayı mütekabile dermeyan edilmemiş addolunarak asıl dava şifahi usulü muhakeme hükmüne göre tetkik olunur.

Madde 482 - İki tarafın neticei iddiaları zapta kaydolunur. Bundan sonra feragat, ıslah, münazaalı şeyin ahara temliki halleri müstesna olmak üzere, iki taraf ittifak etmedikçe neticei iddialarını tepdil veya tevsi edemezler. Fakat tahkikat bitinciye kadar neticei iddialarını teyit için yeni delil ibraz ve ikame edebilirler.

Madde 505 - Cevap müddeti yedi ve buna karşı müddei canibinden verilecek cevap ile müddeaaleyhin buna karşı vereceği ikinci cevap müddeti beş günü tecavüz edemez ve tahkikat hakimi, muhakemeyi en yakın güne talik eder.( Seri usulü muhakeme)

Madde 567 - Sulh hakiminin vazifesini tecavüz eden münazaalar alelade usulü muhakeme dairesinde rüyet olunur.
Müddei, sulh hakimi huzurunda nizaın tesbit olunduğu günden itibaren on gün zarfında davasını ikameye mecburdur.( taksim)


Ek Madde 4 - Görev, kesin hüküm, istinaf, temyiz, Yargıtayda duruşma, senetle ispata ve sulh mahkemelerindeki taksim davalarında muhakeme usulünün belirlenmesine ilişkin maddelerdeki parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların onmilyon lirayı aşmayan kısımları dikkate alınmaz. Bu uygulama nedeniyle mahkemelerce görevsizlik kararı verilemez.

Yukarıdaki fıkra uyarınca her takvim yılı başından geçerli olmak üzere uygulanan parasal sınırların artışı, artışın yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk derece mahkemelerince nihai olarak karara bağlanmış davalar ile bölge adliye mahkemesi kararı üzerine yeniden bakılan davalarda ve Yargıtayın bozma kararı üzerine kararı bozulan mahkemece yeniden bakılan davalarda uygulanmaz.



YARGITAY KARARLARI GEREĞİNCE


YARGITAY KARARLARI GEREĞİNCE( Sulh mahkemesinin kararına karşı Yargıtay yoluna başvurma sonucu verilen Yargıtay ilamı aleyhinde karar düzeltilmesi yoluna başvurma olanağı mevcut değilse de, rakam ve sayıya dair hatalar daima düzeltilebilir.)

YARGITAY KARARLARI GEREĞİNCE (5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi uyarınca İş Mahkemelerinden verilen kararlar tefhim veya tebliğden itibaren 8 gün içinde temyiz edilebilir.)

YARGITAY KARARLARI GEREĞİNCE (Somut olayda olduğu gibi, hiç işbölümü itirazında bulunmayan ya da süresinde işbölümü itirazında bulunmayan davalılar için verilen bir gönderme kararı, TTK.nun 5/3 ncü maddesine uygun verilmiş bir gönderme kararı değildir. Böyle hallerde, gönderme kararı temyizi kabildir ve temyiz süresinin, gönderme kararının davacıya tebliğ edildiği tarihten işlemeye başlayacağının)

YARGITAY KARARLARI GEREĞİNCE (İflas davaları basit yargılama usulüne tabi ve acele görülmesi gereken işlerden olup, iflas davaları ile ilgili olarak kurulan kararlara karşı temyiz süresi İİK’nun 164. maddesinde 10 gün olarak belirlenmiştir.

Temyiz süresi 10 gün olan bir davanın, daha uzun bir karar düzeltme süresine tabi tutulması yasanın bu amacına aykırı olup, ayrıca İİK’nun 366. maddesinde Yargıtay icra iflas işlerine bakan daire kararlarına karşı 10 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceği öngörülmüş bulunduğundan, yasa gereği iflas davalarına bakan Dairemizin bu kabil kararlarına karşı da karar düzeltme süresinin 10 gün olması gerektiği kuşkusuzdur)

YARGITAY KARARLARI GEREĞİNCE (İİK.nun 299. maddesinde konkordato hakkında verilen hükümlerin tefhiminden itibaren on gün içinde temyiz olunabileceği hükme bağlanmıştır. Söz konusu yasal düzenlemeye göre, karar verilen celsede hazır bulunsun veya bulunmasın itiraz eden alacaklılar veya borçlu yönünden temyiz süresi tefhim tarihinden başlar)

YARGITAY KARARLARI GEREĞİNCE (İcra ve İflas Kanununda, temyiz kabiliyeti kabul edilen mahkeme kararlarının tefhim veya tebliğinden itibaren on gün zarfında temyiz edilmesi gerekir.)

YARGITAY KARARLARI GEREĞİNCE( İİK.nun 363 ve 366. maddesinde öngörülen kararlar, icra tetkik merciinin hukuka ve cezaya ilişkin kararları olup mahkemelerce verilen kararları içermemektedir. Bu nedenle, iflasın kaldırılması kararları için genel hükümlerin, yani Usul Yasasında öngörülen hükümlerin uygulanması gerekir.)
Açıklanan bu duruma göre, iflasın kaldırılması karar için temyiz ve karar düzeltme süresi onbeş gün olduğundan, )
 
Geri
Üst