Hoşça Kal

sorum

New member
Kayan yıldızlarla gecenin karanlığına gömülüyorum. Üstüme bomboş gökyüzünü örtüyorum. Gökyüzüm bile ıssız…Yine de dinmek bilmeyen üşümelerimden gecenin koynuna sığınıyorum…Aslına bakarsan sadece yıldızlar kaymıyor bu gece gökyüzünden sen de kayıyorsun… Yüreğimden düşlere; düşlerden düşüşlere…Belki de hiç varolamayacak bir öykünün karakterleriydik en başından…Bu yüzdendi başlamadan bitişimiz ve derin anlamlı suskunluklarımızı anlamsız sohbetlere kurban edişimiz…

Zamansız geldim sana; paramparça oldu neyim varsa… Düşlerim kalbim en önemlisi de umutlarım… Umutlarımın enkazı altında ezilip kalırdım her seferinde. Yokluğunun o sert rüzgarı yüreğimin kıyısına pişmanlıklarımı vururdu dalgalarla bense hala “umut” serperdim yüreğime senin ellerinden yeni bir ölüm için. Her cümlenin sonu bir şekilde sana gelirdi; ya da her sohbetin konusu bir anda sen oluverirdin. Gözlerim dalardı uzaklara… Bir dost eli dokunurdu omzuma gözlerim senle dolardı.Gözyaşına susardım ama sen akmazdın… Gözlerim dolu dolu ve suskun kalırdım öylece… Senin yokluğunla umutlarım nefessiz kalırdı. Boğulurdum… Yoktun işte sen! Yoktun… Ve biliyor musun artık bende de yoksun… Şimdi senin yerinde umursamadığın yaralarımın kanlarıyla sulanmış telafisi olmayan kırgınlıklarım var… Evet malesef sen de zamansız geldin…

Nasıl başlamıştı aslında bu hiç varolamayacak hikaye? Hatırlıyorum da içim kıpır kıpır olurdu; senle uyanır senle uyurdum… Önceleri adından bahsederken yüzümde kocaman bir gülümse olurdu; aynalara düşman değildim; gözlerimin içi gülerdi o zamanlar. Ama sonra… Sonra bakışlarımdan haykıran hüznü durduramaz oldum. Kalbimin izbe sokaklarındaki arayışlarım tükenmedi bir türlü! Seni arıyordum her yüzde ama ne bana armağan bıraktığın o uçurum bakışlar benimdi ne de sen “o” ydun. Bilemedim… Şimdi farkediyorum…

“Bitti(m)…” Yokluğunda kim bilir bu ses içimde kaç defa yankılandı; hani boş odalarda konuşursun da sesin yankılanır ya; aynı öyle… Her yankı biraz daha vurdu yüzüme terkedilmişliğimi, umursanmadığımı… Ve bir gün… Bir gün ok yaydan çıktı… Üstelik onca yaşanılandan sonra kendimi önüne siper edecek kadar güçlü de değildim. Sense hep güçlü olduğumu, güçlü kalacağımı sanardın. Belki de hep bu yüzdendi umursamayışın; yokluğunun üzerime üzerime gelişi… Ama sessizliğe tutsak ettiğim zayıf ben sonunda kaçmıştı içimden işte… “Yapamıyorum ben artık; bitti(m), tükettin beni yeter!” demişti… Yaralarıma dokunumayacak kadar zayıf düşmüştüm… Ve en sonunda gitmiştim…

Günler geçti… Zaten giderken yanıma alabileceğim bir şey de yoktu… Unutmak için ne benim çabalamam gerekliydi ne de zaman… Hayatıma bir anda girmiştin; sonra parça parça koparmıştın beni benden… Ne senindim ne de benimdim. Çok kanadım zamanında ama şimdi bakıyorum da sanki hayatımda hiç varolmamış gibisin. Bir zamanlar zamansız gelen bendim; şimdi sensin… Evet; beklemediğim bir gelişti.. Ama beklemediğim bir şekilde de sana karşı tükenmiştim… Aslına bakarsan sen yine tam anlamıyla gelmedin; hiç gelmeyeceksin de… Biliyorum…

Hiç varolamayacak hikaye işte bu şekilde bitmişti… Bitti(m)… Dinlediğim şarkı da bitti;


“Al dedim vur demedim ki...”​

Evet bitti ve artık kara bulutlar geri çekiliyor... Güneşim doğacak... Gerçek yıldızım doğacak hem de bir daha kaymamacasına... Onunla güne uyanacağım; onunla gecenin karanlığında kol gezeceğim...




"Seni ararken kendimi kaybetmekten yoruldum,
Bulduğumu zannettiğimde kendimden ayrı düştüm
...

Söylenecek söz yok;
Gidiyorum ben...
Hoşça Kal..."


....Alıntı...
 

HTML

Üst