MaYdOnOz
New member
- Katılım
- 23 Haz 2005
- Mesajlar
- 1,072
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
HIPNOZUN TABIATI
Genç ve güzel bayan hipnozitörün gözlerinin derinliklerine bakti, hipnozitörün gözlerinin parlakligi ve tesir edici isiklari, güzel bayani hipnozitörün büyüsü altina götürdü. Hipnozitör sessiz bir sekilde konustu "Uykunuz geliyor... Göz kapaklarinizin agirlastigini hissediyorsunuz... Bütün vücudunuzu zayif ve kuvvetsiz hissediyorsunuz... Su andan itibaren benim emrimdesin... Sesim seni kontrol edecek. Emirlerimin hepsine itaat edeceksin..."
1930li yillarda hipnoz sahne gösterilerinde kullaniliyordu ve sov malzemesi yapiliyordu. O zamanlarda kötü hipnozitörler menfaatleri dogrultusunda genç güzel kadinlari kullaniyorlar, kendi isteklerini onlara zorla yaptiriyorlardi.
Kont Dracula da genç güzelleri, kanlarini emebilmek için hipnoz etmisti.
Bu gibi örneklerin yüzünden hipnoz olumsuz olarak ele alinip, sihirli bir tilsim, seytani hipnozcu ve isteksiz kurban imajlarina sebep oldu. Hakikaten hiçbir sey gerçek yolundan bu kadar saptirilamazdi.
Svengali bahanedir. Hipnozcunun gücü altinda olmak saçmadir, yardimsiz transta bulunmak gülünçtür. Son günlerde hipnoz, düsünmenin ve insan aklini kullanmanin dogal bir yolu olarak düsünülüyor ki; bu düsünme muhakemeden ve hayali bilimsellikten çok sanatçinin düsüncesi gibidir. Bilim toplumunda hala bilim adami, sanatçidan çok itibar görür. Bu tür düsünce tesvik edilmelidir. Çünkü böyle düsünceler hipnozun tehlikeli ve dogal olmadigi düsüncesini yöneltiyor.
1950li yillarda T.R. Sarbinin ve bu günlerde Dr. T.X Barberin arastirmalari sunlari göstermistir;
Hipnoz, sag beyin hemisfer aktivitesi ile iliskilidir.
Hipnozun büyük bölümü insanlarin ögrenebilecegi bir yetenektir.
Tüm hipnotik translar esasinda oto (self) hipnozdur.
Hipnotik durumdan kisisel olarak yararlanmak için ritüalistik (gizemli) indüksiyon tekniklerine gerek yoktur.
Hipnozun nasil bir fenomen oldugunu tecrübe etmek için kendinden geçmek ve derin transa girmek gereksiz bir davranistir.
Kaynak: www.hipnoz.com
Genç ve güzel bayan hipnozitörün gözlerinin derinliklerine bakti, hipnozitörün gözlerinin parlakligi ve tesir edici isiklari, güzel bayani hipnozitörün büyüsü altina götürdü. Hipnozitör sessiz bir sekilde konustu "Uykunuz geliyor... Göz kapaklarinizin agirlastigini hissediyorsunuz... Bütün vücudunuzu zayif ve kuvvetsiz hissediyorsunuz... Su andan itibaren benim emrimdesin... Sesim seni kontrol edecek. Emirlerimin hepsine itaat edeceksin..."
1930li yillarda hipnoz sahne gösterilerinde kullaniliyordu ve sov malzemesi yapiliyordu. O zamanlarda kötü hipnozitörler menfaatleri dogrultusunda genç güzel kadinlari kullaniyorlar, kendi isteklerini onlara zorla yaptiriyorlardi.
Kont Dracula da genç güzelleri, kanlarini emebilmek için hipnoz etmisti.
Bu gibi örneklerin yüzünden hipnoz olumsuz olarak ele alinip, sihirli bir tilsim, seytani hipnozcu ve isteksiz kurban imajlarina sebep oldu. Hakikaten hiçbir sey gerçek yolundan bu kadar saptirilamazdi.
Svengali bahanedir. Hipnozcunun gücü altinda olmak saçmadir, yardimsiz transta bulunmak gülünçtür. Son günlerde hipnoz, düsünmenin ve insan aklini kullanmanin dogal bir yolu olarak düsünülüyor ki; bu düsünme muhakemeden ve hayali bilimsellikten çok sanatçinin düsüncesi gibidir. Bilim toplumunda hala bilim adami, sanatçidan çok itibar görür. Bu tür düsünce tesvik edilmelidir. Çünkü böyle düsünceler hipnozun tehlikeli ve dogal olmadigi düsüncesini yöneltiyor.
1950li yillarda T.R. Sarbinin ve bu günlerde Dr. T.X Barberin arastirmalari sunlari göstermistir;
Hipnoz, sag beyin hemisfer aktivitesi ile iliskilidir.
Hipnozun büyük bölümü insanlarin ögrenebilecegi bir yetenektir.
Tüm hipnotik translar esasinda oto (self) hipnozdur.
Hipnotik durumdan kisisel olarak yararlanmak için ritüalistik (gizemli) indüksiyon tekniklerine gerek yoktur.
Hipnozun nasil bir fenomen oldugunu tecrübe etmek için kendinden geçmek ve derin transa girmek gereksiz bir davranistir.
Kaynak: www.hipnoz.com