admiral
New member
- Katılım
- 30 Haz 2006
- Mesajlar
- 12,510
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Samet Aybaba’nın çok disiplinli bir hoca olduğunu ve bunun çok hoşuna gittiğini söyleyen tecrübeli oyuncu, “Evet ciddi bir değişim geçiriyoruz ama bir takım saha dışında disiplinliyse bu saha içine çabuk yansır" dedi.
Samet Aybaba’nın takımda kalmasını istediği şanslı yabancılardan birisi. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde yapılan imza töreninde dönemin Futbol Komitesi Başkanı, “Göreceksiniz, Quaresma’dan daha iyi çıkacak” demişti onun için. Kaderin garip cilvesi ki Quaresma bugün takımda düşünülmüyor ama o Beşiktaş’ın Avusturya kampında yeni sezona hazırlanıyor. Onun adı Roberto Hilbert. İki senedir Türkiye’de ve neredeyse artık içimizden biri gibi Hilbert.
“Bana artık İstanbullu Hilbert diyebilirsiniz” diyerek röportajımızı başlatan Alman oyuncu “İstanbul’a çok alıştım. Benim buradaki en büyük problemim trafik. Türkiye’de insanlar trafikte çok sinirli. O insanlardan korktuğum için trafikte hep sessizimdir” ifadelerini kullandı.
Beşiktaş’ta neler olup bittiğini her zaman takip etmeye çalıştığını da sözlerine ekleyen Hilbert “Son dönemde FEDA kampanyası başladı. Bunun tarihçesini ve bu kampanyanın neden yapıldığını biliyorum. Bu FEDA kampanyası yönetim tarafından bazı futbolculardan da istenildi. Benden istenilip istenilmediğini medyaya söylemem. Bu konuyu yönetim, ben ve menajerim biliyor” yorumunu yaptı.
Beşiktaş’ın ligi ve Avrupa’yı kovaladığı sırada yönetim değişikliğinin takıma olumlu yansımadığını belirten Alman oyuncu, “Bizim için yönetim değişikliği iyi olmadı. Kulüp bir bütün ve yönetim de gelecek için kulübü yöneten bir numaralı unsurdur. Yönetim değişikliğinin yaşandığı dönemde gelecek açısından takımda çok kafa karışıklığı oldu. O dönem hepimiz doğal olarak bu süreçten etkilendik ve hep kötü sonuçlar alındı. Geçen sene çok zor bir sezon geçirdik. Çok maç oynadık ve sakatlıklar yaşadık. Şike davası ve play - off sistemi de bizi çok zorladı. Üstüne Avrupa ve Türkiye Kupası’da üzerimizde baskı oluşturdu. Seneye play - off sistemi olmamalı” dedi.
Quaresma, Simao, Ernst ve Holosko’nun kampta olmamasıyla ilgili sorumuzu da içtenlikle yanıtlayan Hilbert, “Onlar olmadan bir değişim olacak ve onlarsız bir takım kurulacak. Hocanın kafasında mutlaka yeni bir oyun planı vardır. Yeni bir tarz bulmamız lazım. Ben en çok Ernst’in gidişine üzülüyorum, çünkü o benim çok yakın arkadaşım. Kendisi çok karakterli birisi. Takımın her zaman böyle güçlü kişilikli oyunculara ihtiyacı olur diye düşünüyorum. Ama bir değişimden geçiyoruz ve hepimiz bu değişimi kontrol altına alarak pozitif bir şekilde yeni sezona aktarmalıyız” diye konuştu.
Beşiktaş’ta görev yaptığı hocaları da analiz eden Alman oyuncu, “Schuster çok deneyimli ve tecrübeli bir hocaydı. Sürekli pas yapmamızı istiyordu. Carvalhal da çok iyi bir hocaydı. Futbol oynamamızı istiyordu ve disiplinliydi. Tayfur Havutçu’nun ise gönlümde yeri çok ayrı. İnsan olarak onu gerçekten çok seviyorum. Samet Aybaba’nın ise daha eski dönemlerden olduğunu görüyorum. Çok disiplinli ve bu çok hoşuma gidiyor. Eğer saha dışında disiplinliyseniz bu durum saha içine de çabuk yansır. Disiplinli olduğunuzda iyi bir sistemle sizi kimse yenemez. Disiplin Almanlar’ın ikinci dini gibidir” dedi.
Avrupa vetosu beni çok üzdü
“Ben Almanya’daki son yıllarımla, Türkiye’deki son iki sezonumda hep Avrupa kupalarında oynadım. Seneye Avrupa’da olmayacak olmamız bu nedenle beni çok üzüyor. Vücudum üç dört günde bir maç oynamaya alışmıştı. Yeni sezonda hafta bir maç yapacağız. Bu duruma nasıl alışacağım bilmiyorum ama şu bir gerçek seneye Beşiktaş Avrupa’da olacak ve şampiyon olarak Avrupa’ya gitmesi için elimizden geleni yapacağız.”
Milli forma için milli marş şart!
“Eğer Alman Milli Takımı’nda oynuyorsanız ve ülkenizi temsil ediyorsanız yapmanız gereken şeylerden biri tüm kalbinizle oynamanızdır. Aynı şekilde yapmanız gereken şeylerden bir diğeri ise milli marşı söylemektir. Bunu sadece Mesut Özil ve diğerleri için söylemiyorum. Mesela bir İtalya, Portekiz ve İspanya’ya baktığınızda herkes marşlarını büyük bir gururla söylüyor. Mesut’un gönülden oynamadığını söylemiyorum. Alman Milli Takımı’nda herkes kalpten oynuyor ama sizi izleyenlerin bunu görmesi için milli marşı mutlaka öğrenmeli, bilmeli ve bunu hep bir ağızdan söylemelisiniz. Bu ülkenizi ne kadar sevdiğinizi gösterir. Ben Türk Milli Takımı’nda oynayan Alman asıllı bir oyuncu olsaydım, ulusal marşı mutlaka söylemeyi denerdim.”
İşte Takoz Recep geldi!
Kendisi gibi sağ bek oynamış olan Recep Çetin’i geldiğinden beri çok iyi tanıdığını söyleyen Hilbert, “İlk başlarda onun lakabının neden Takoz olduğunu anlamamıştım. Arkadaşlarımın bana anlattıklarına göre zamanında kimseye sağ kanatta geçit vermediği için ona Takoz lakabı takılmış” diye konuştu. Hilbert ile Recep Çetin hakkında konuştuğumuz sırada Çetin’i gören Alman oyuncu röportajımıza ara vererek Türkçe “İşte Takoz geldi” demesi gülüşmelere neden oldu.