Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Derin derin çekiyorum İstanbul'u yalnızlığıma,
Sararan bütün mevsimler de olduğu gibi
Yada solduğu gibi sevinçlerin kifayetsizliği...
Hazan dediğin savrulmaktır aslında
Hissiz bir melodinin karasuların da...
Ne anlatsa şarkılar, gözlerini anlatır senin
Kara günlerin, kara hikayaleride vardır mısralarda
Ama biz yabancı oldukça kendimize
Solar bütün baharlar,
Ve tabi sevgilerimiz de...
Bir şiire gözyaşı düşüyorsa,
O şiir ağlamanın ta kendisidir aslında...
Karşılığı yok çektiğimiz acılarında
Karşılıksız sevmeler içinde yaşamaktayız
Yaşamın hissiz, dengesiz anıların da,
Bir yalnızlık içinde kaybolmaktayız...
Yüreğimi bütün yıldızlara açmış bekliyorum
Seni solan bir çiçeğin derinliğinde saklıyorum...
Gel diye soluyorum,
Dizelerin sonbaharın da
Arıyorum seni;
Bu şehrin yangınların da
Arıyorum;
Aşkın bütün anlamların da...
Bir akşam bütün yıldızlar söndüğünde
Bir dağ yalnızlığında düşünürken, gözlerini
Hayalin bütün benliğime sindiğinde
Öldüğünde bir çiçek,
Henüz yeni açmışken yaprakları
Ve kara sayfalara geçtiğinde sözlerin
Belki bu gök,
Bu derya susar,
Konuşmaz;
Yarim sen gül,
Sen gül,
' Bize böyle hayat yaraşmaz '...
Sokaklarında ayak izlerim İstanbul'un
Her zerresinde nefesim
Bağrına açılırsa hicranın, hayalim
Yaralı bir kuş gibi,
Ürkek ve derinden
Çığlığımda boğduğum geceler gibi,
Susarım
Ve konuşmam bir sevda boyu...
İçimdeki bu aşk tenimle kavrulmuş
Bu hayat özlemimle savrulmuş
Sana kalan bir yarım şiir midir?
Yoksa bu düşler düşünceler;
İçinde kaybolduğum şehir midir? ...
Bir hicranda ne ararım daha
Ne sorarım daha bir isyanda
Ne ağlarım,
Ne susarım şimdi;
Alabildiğine giderim sensizliğe
Açılırken hayellerim sonsuzluğa
Ve ellerime düşen bütün damlalar
Bir bir kaybolur yüreğimde...
Sen sevdiğinde bile solar o güller
Geldiğinde bile.
Güldüğünde bile haykırır sevinçler
Öldüğümde bile...
Caddeden sokaklara doğru sesler elendi,
Pencereler kapandı,kapılar sürmelendi.
Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar,
Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar...
Son yolcunun gömüldü yolda son adımları.
Bekçi sert bir vuruşla kırdı kaldırımları.
Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda:
Yanan alnım duvarda,sönen gözlerim camda,
Yuvamı çiçekledim sen bir meleksin diye,
Yollarını bekledim görüneceksin diye.
Senin için kandiller tutuştu kendisinden,
Resmine sürme çektim kandillerin isinden.
Saksıda incilendi yapraklar senin için,
Söylendi gelmez diye uzaklar senin için...
Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle,
Saatler son gecenin geçti cenazesiyle,
Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü güldü,
Sokaklardan caddeye doğru sesler döküldü...
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek