snıper
New member
- Katılım
- 17 Ocak 2006
- Mesajlar
- 2,345
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
SEVGİ
Sevgi denilince aklımıza ilk başta karşı cins ile huzur, mutluluk gibi duygusal bir bağ aklımıza gelir. Evet sevgi de budur zaten. Fakat bilmediğimiz yada unuttuğumuz bir nokta var. Eğer bir gün severseniz ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaksınız. Sevgi denilince aklımızdan kaçan böyle ufak ufak noktalar oluyor. "Bu Noktalar Neler Ki ?" diyeceksiniz. Hemen geçiyorum; Sevdiğiniz zaman gözünüz hiçbirşeyi görmez, hayal kurmaya başlarsınız, birşeylere inanırsınız, ümitlenirsiniz, sevdikçe bağlanırsınız...Bunları açıklamaya gelirsek;
* Gözünüz Hiçbirşeyi Görmez: Evet hiç ama hiçbirşeyi görmez, bazen yalandan da olsa biri gelse karşınıza eğer onu severseniz ona körü körüne inanır, bağlanırsınız. Ve bırakıp gittiğinizde kendinizle baş başa kalırsınız.. Keyfiniz ile kahyası bile sizi terk eder.. Yapayalnız kalırsınız, yapayalnız...
* Hayal Kurmaya Başlarsınız: Oooo.. Hem de nasıl hayaller. Çok seversiniz, ailenizle tanıştırmayı düşünürsünüz, belki aile fertlerinin bazıları ile tanışmışsınızdır bile..Yani bunların sonucunda tek hayaliniz EVLİLİK olur..Hem de çok güzel bir evlilik..Büyük bir aşk..Sonuç ya olumlu olur yada olumsuz. Yani ya birlikteliğiniz olur yada olmaz...
* Birşeylere İnanırsınız: Evet, körü körüne inanırsınız. Hani bağlandınız ya, gözünüz hiçbirşeyi görmüyor ya; bu yüzden öyle bi inanırsınız ki, "Mantığınız Yüreğinize Yenik Düşer!". Üzülürsünüz kaybedince bazı şeyleri...Öyle bir üzülürsünüz ki adı üzülmek yada üzüntü olmaz...Adını koyamayacağımız bir duygudur o...Yaşayan bilir...
* Ümitlenirsiniz: Öyle bir seversiniz ki, öyle bir ümitlenirsiniz, öyle bir bel bağlarsınız ki gözünüz hiçbirşey görmez. Hayaller kurmaya başlar, birşeylere körü körüne inanırsınız.. İnanmak ile ümitlenmek arasında ince bir çizgi vardır, farkedene veya bilene. O çizgiyi gördüğünüz zaman, o çizgiyi anladığınız zaman yazdıklarımı çok daha iyi anlayacaksınız...
* Sevdikçe Bağlanırsınız: Her daim düşler, her daim sürüklenirsiniz AŞKa & SEVGİye doğru. Sevdikçe bağlanırsınız. Bağlılık kelimesi öyle bir anlam içerir ki; bağlılık aslında itimat etmek anlamına gelir. Yani bir nevi himaye altına girmek. Sevgi duygusu, kavramı altında incelersek eğer bağlılık himaye altına girmek değil, itimat etmek değil; SEVMEK anlamına gelir. Karşılık beklemeden sevmek. Ufak bir tebessümüz görmek uğruna hayal bile edilemez yapılacaklar. Hafif bir tonda bile olsa HAYATIM, CANIM duymak uğruna neler yapılmaz ki ?
Ve eğer olur da sevdiğiniz kişi size bir gün önce HAYATIM diyorsa ve bir gün sonra Bir Başkası Var diyorsa sakın ama sakın o başkasına zarar vermeyi düşünmeyin. Nefistir bunu yaptıran. Eğer diyelim ki oldu, zarar verdiniz o başkasına. O an bilmezsiniz sevdiğiniz kişiye zarar verdiğinizi. Bilmezsiniz aslında kendinize zarar verdiğinizi...
Bağlandıktan sonra eğer olumsuz bir vaka olursa Hayal Kırıklığı veya Yanılma dediğimiz olgu ortaya çıkar..Hayal kırıklıklarının ortaya çıkaracağı sonuç da somurtganlık, hayata küskünlük, üzgünlüğün sonucu belki gözyaşı akıtma...En çok koyanı da bu olur bir insana. Sevginin sonucunda bir kaç damla belki de hüngür hüngür ağlamak...
Ve eğer sevdiğiniz kişi size karşı en ufak birşey hissediyorsa; bu seçimi yapmak zorunda kaldığında, sizin üzülmemeniz için elinden geleni yapmıştır. Niye Ben Değil de O ? diye sorarsanız, hemen açıklayayım. Neden Siz Değil ? Eğer siz olsaydınız sonunda ayrılacak ve siz çok daha kötü bir psikoloji içine girecektiniz. Yada güzel bir birlikteliğiniz olacaktı. Bilemeyiz. Ne kadar güçlü olursanız olun bu olacaktır ve kaçınılmayacaktır. Neden O ? Sevdiğiniz kişi sizi sonra Daha Çok üzeceğine başlamadan yada başlangıç zamanlarında üzmeyi ( daha az üzülmenizi ) düşünmüştür. Bu yüzdendir ki sizle değil o başkasıyla birliktedir. Bu insana öyle bir koyar ki bunu ben değil, bu işle kafasını yıllardır patlatanlar bile açıklayamaz. O yüzden burada diyebileceğimiz tek şey;
GİDENE DEĞİL KALANADIR KOYAN..
Olayı sıcağı sıcağına yaşarsanız eğer hele de başlarken bitmesi aşamasında, gözünüz hiçbirşeyi görmez. Moraliniz hani derler ya eksilere (-lere) düşer. Hele ki pozitif bir insansanız bu çevrenizdekiler tarafından apaçık anlaşılır. İçine öküz oturmak deyimini resmen yaşarsınız. Ağzınızı bıçak açmaz. Kimseyle konuşacak haliniz, dermanınız yokur. Zaten istemezsiniz de...Tek istediğiniz kişi "O"dur...
Sonuç kısmı gecikti sanırım..
Eğer bir gün severseniz, eğer ciddi ciddi severseniz ve ileriye yönelik düşünürseniz bu 20li yaşların sonu olsun. Yani evleneceğiniz dönem içerisi. Ama bilemezsiniz AŞK, SEVGİ sizi ne zaman bulacak.. Ne demiş şair ; "Sevda Geldiyse Başa Çekilmek Artık Boşa, Git Peşinden Koşa Koşa..!" Eğer bir gün biri ile ciddi düşünürseniz, bu kişiyi iyi seçin. Sizleri üzecek, sizlere acıyı tattıracak, sizleri hayal kırıklığına uğratacak birini seçmeyin.
Sizlere ufak bir anektod geçeyim dostlar. Eğer bir gün sever ve üzülürseniz sakın ama sakın bu kişiden nefret etmeyin. Eğer bu kişi için bir kaç damla gözyaşı döktüyseniz eğer, gözyaşınızı döktükten sonra yüzünüz mutlaka gülsün. Yüzünüz gülse bile içiniz; yüzünüz güldükçe KAN AĞLAR ! Çünkü SİZ ONU GERÇEKTEN SEVDİNİZ. Çünkü SİZ ONA GERÇEKTEN DEĞER VERDİNİZ. Çünkü SİZ ONA GERÇEKTEN İNANDINIZ. CANIM, ÖMRÜM, BİTANEM, HAYATIM, GÜLÜM, GÖZÜMÜN NURU, AŞKIM, HERŞEYİM ve hatta DÜNYAMIN TEK NOKTASI / MERKEZİ dediniz. Bundan pişman olmayın. Pişman oldum demeyin de.. Çünkü O kişi sizlere en güzel duyguları tattırmıştır. Kiminizde büyük değişiklikler, kiminizde de bir nebze olsa değişikliğe vesile olmuştur.
Sevdiğiniz için GURUR duyun ! Sevdiğiniz için MUTLU olun ! Sevdiğiniz için PİŞMAN OLMAYIN ! Sevdiğiniz için ÜZÜLMEYİN ! Sevdiğiniz için ONA HAKETMEDİĞİ ŞEYLER SÖYLEMEYİN ! Sevdiğiniz için SEVDİĞİNİZ KİŞİYİ ÜZMEYİN, ÜZÜLMEMESİ İÇİN ELİNİZDEN GELENİ YAPIN ! Sakın ama sakın PİŞMAN OLACAĞINIZ HİÇBİRŞEY YAPMAYIN !
Sevin, Sevilin...
Sevgi denilince aklımıza ilk başta karşı cins ile huzur, mutluluk gibi duygusal bir bağ aklımıza gelir. Evet sevgi de budur zaten. Fakat bilmediğimiz yada unuttuğumuz bir nokta var. Eğer bir gün severseniz ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaksınız. Sevgi denilince aklımızdan kaçan böyle ufak ufak noktalar oluyor. "Bu Noktalar Neler Ki ?" diyeceksiniz. Hemen geçiyorum; Sevdiğiniz zaman gözünüz hiçbirşeyi görmez, hayal kurmaya başlarsınız, birşeylere inanırsınız, ümitlenirsiniz, sevdikçe bağlanırsınız...Bunları açıklamaya gelirsek;
* Gözünüz Hiçbirşeyi Görmez: Evet hiç ama hiçbirşeyi görmez, bazen yalandan da olsa biri gelse karşınıza eğer onu severseniz ona körü körüne inanır, bağlanırsınız. Ve bırakıp gittiğinizde kendinizle baş başa kalırsınız.. Keyfiniz ile kahyası bile sizi terk eder.. Yapayalnız kalırsınız, yapayalnız...
* Hayal Kurmaya Başlarsınız: Oooo.. Hem de nasıl hayaller. Çok seversiniz, ailenizle tanıştırmayı düşünürsünüz, belki aile fertlerinin bazıları ile tanışmışsınızdır bile..Yani bunların sonucunda tek hayaliniz EVLİLİK olur..Hem de çok güzel bir evlilik..Büyük bir aşk..Sonuç ya olumlu olur yada olumsuz. Yani ya birlikteliğiniz olur yada olmaz...
* Birşeylere İnanırsınız: Evet, körü körüne inanırsınız. Hani bağlandınız ya, gözünüz hiçbirşeyi görmüyor ya; bu yüzden öyle bi inanırsınız ki, "Mantığınız Yüreğinize Yenik Düşer!". Üzülürsünüz kaybedince bazı şeyleri...Öyle bir üzülürsünüz ki adı üzülmek yada üzüntü olmaz...Adını koyamayacağımız bir duygudur o...Yaşayan bilir...
* Ümitlenirsiniz: Öyle bir seversiniz ki, öyle bir ümitlenirsiniz, öyle bir bel bağlarsınız ki gözünüz hiçbirşey görmez. Hayaller kurmaya başlar, birşeylere körü körüne inanırsınız.. İnanmak ile ümitlenmek arasında ince bir çizgi vardır, farkedene veya bilene. O çizgiyi gördüğünüz zaman, o çizgiyi anladığınız zaman yazdıklarımı çok daha iyi anlayacaksınız...
* Sevdikçe Bağlanırsınız: Her daim düşler, her daim sürüklenirsiniz AŞKa & SEVGİye doğru. Sevdikçe bağlanırsınız. Bağlılık kelimesi öyle bir anlam içerir ki; bağlılık aslında itimat etmek anlamına gelir. Yani bir nevi himaye altına girmek. Sevgi duygusu, kavramı altında incelersek eğer bağlılık himaye altına girmek değil, itimat etmek değil; SEVMEK anlamına gelir. Karşılık beklemeden sevmek. Ufak bir tebessümüz görmek uğruna hayal bile edilemez yapılacaklar. Hafif bir tonda bile olsa HAYATIM, CANIM duymak uğruna neler yapılmaz ki ?
Ve eğer olur da sevdiğiniz kişi size bir gün önce HAYATIM diyorsa ve bir gün sonra Bir Başkası Var diyorsa sakın ama sakın o başkasına zarar vermeyi düşünmeyin. Nefistir bunu yaptıran. Eğer diyelim ki oldu, zarar verdiniz o başkasına. O an bilmezsiniz sevdiğiniz kişiye zarar verdiğinizi. Bilmezsiniz aslında kendinize zarar verdiğinizi...
Bağlandıktan sonra eğer olumsuz bir vaka olursa Hayal Kırıklığı veya Yanılma dediğimiz olgu ortaya çıkar..Hayal kırıklıklarının ortaya çıkaracağı sonuç da somurtganlık, hayata küskünlük, üzgünlüğün sonucu belki gözyaşı akıtma...En çok koyanı da bu olur bir insana. Sevginin sonucunda bir kaç damla belki de hüngür hüngür ağlamak...
Ve eğer sevdiğiniz kişi size karşı en ufak birşey hissediyorsa; bu seçimi yapmak zorunda kaldığında, sizin üzülmemeniz için elinden geleni yapmıştır. Niye Ben Değil de O ? diye sorarsanız, hemen açıklayayım. Neden Siz Değil ? Eğer siz olsaydınız sonunda ayrılacak ve siz çok daha kötü bir psikoloji içine girecektiniz. Yada güzel bir birlikteliğiniz olacaktı. Bilemeyiz. Ne kadar güçlü olursanız olun bu olacaktır ve kaçınılmayacaktır. Neden O ? Sevdiğiniz kişi sizi sonra Daha Çok üzeceğine başlamadan yada başlangıç zamanlarında üzmeyi ( daha az üzülmenizi ) düşünmüştür. Bu yüzdendir ki sizle değil o başkasıyla birliktedir. Bu insana öyle bir koyar ki bunu ben değil, bu işle kafasını yıllardır patlatanlar bile açıklayamaz. O yüzden burada diyebileceğimiz tek şey;
GİDENE DEĞİL KALANADIR KOYAN..
Olayı sıcağı sıcağına yaşarsanız eğer hele de başlarken bitmesi aşamasında, gözünüz hiçbirşeyi görmez. Moraliniz hani derler ya eksilere (-lere) düşer. Hele ki pozitif bir insansanız bu çevrenizdekiler tarafından apaçık anlaşılır. İçine öküz oturmak deyimini resmen yaşarsınız. Ağzınızı bıçak açmaz. Kimseyle konuşacak haliniz, dermanınız yokur. Zaten istemezsiniz de...Tek istediğiniz kişi "O"dur...
Sonuç kısmı gecikti sanırım..
Eğer bir gün severseniz, eğer ciddi ciddi severseniz ve ileriye yönelik düşünürseniz bu 20li yaşların sonu olsun. Yani evleneceğiniz dönem içerisi. Ama bilemezsiniz AŞK, SEVGİ sizi ne zaman bulacak.. Ne demiş şair ; "Sevda Geldiyse Başa Çekilmek Artık Boşa, Git Peşinden Koşa Koşa..!" Eğer bir gün biri ile ciddi düşünürseniz, bu kişiyi iyi seçin. Sizleri üzecek, sizlere acıyı tattıracak, sizleri hayal kırıklığına uğratacak birini seçmeyin.
Sizlere ufak bir anektod geçeyim dostlar. Eğer bir gün sever ve üzülürseniz sakın ama sakın bu kişiden nefret etmeyin. Eğer bu kişi için bir kaç damla gözyaşı döktüyseniz eğer, gözyaşınızı döktükten sonra yüzünüz mutlaka gülsün. Yüzünüz gülse bile içiniz; yüzünüz güldükçe KAN AĞLAR ! Çünkü SİZ ONU GERÇEKTEN SEVDİNİZ. Çünkü SİZ ONA GERÇEKTEN DEĞER VERDİNİZ. Çünkü SİZ ONA GERÇEKTEN İNANDINIZ. CANIM, ÖMRÜM, BİTANEM, HAYATIM, GÜLÜM, GÖZÜMÜN NURU, AŞKIM, HERŞEYİM ve hatta DÜNYAMIN TEK NOKTASI / MERKEZİ dediniz. Bundan pişman olmayın. Pişman oldum demeyin de.. Çünkü O kişi sizlere en güzel duyguları tattırmıştır. Kiminizde büyük değişiklikler, kiminizde de bir nebze olsa değişikliğe vesile olmuştur.
Sevdiğiniz için GURUR duyun ! Sevdiğiniz için MUTLU olun ! Sevdiğiniz için PİŞMAN OLMAYIN ! Sevdiğiniz için ÜZÜLMEYİN ! Sevdiğiniz için ONA HAKETMEDİĞİ ŞEYLER SÖYLEMEYİN ! Sevdiğiniz için SEVDİĞİNİZ KİŞİYİ ÜZMEYİN, ÜZÜLMEMESİ İÇİN ELİNİZDEN GELENİ YAPIN ! Sakın ama sakın PİŞMAN OLACAĞINIZ HİÇBİRŞEY YAPMAYIN !
Sevin, Sevilin...
