Heraclia (Kapıkırı) Yunan mitolojisinin önemli yerleşim merkezlerinden biridir.Bafa Gölünün kıyısında Latmos (beşparmak) Dağının eteginde kurulmuştur.Önceleri Bafa Gölünün önü Büyük Menderes Irmagı tarafından kapanmadan önce büyük bir liman kenti olan Heraklia denizle baglantısı kesildikten sonra önemini kaybetmiş ve terkedilmiştir. Hera'nın kenti olarak da bilinen Herakliayı mutlaka görmeli ve orda geçmiş olan efsaneleri dinlemelisiniz arkadaslar.Bu önemli doğal alan, çevresindeki uygarlık izleri ve kalıntılarıyla da pekçok ayrı güzelliği bağrında saklıyor. Gölün Didim ile Milas arasında olan kısımında, çeşitli yürüyüş parkurları, uçsuz bucaksız zeytin bahçeleri içerisinde piknik ve mesire alanları bulunuyor. Didim'e 80, Milas'a 39 km uzaklıktaki Heraklia antik kenti ise günümüzde gölden ve denizden uzak kalmış İon kentlerinden farklı şekilde, Gölün hemen yanıbaşına kurulmuş bir şehir. Karia Kralı Mousolos'un emriyle kurulan Heraklia İyonya'da olmasına rağmen, daha yakın olduğu Karya kentlerinin özelliklerini taşıyor ve o kentlerin kaderini paylaşıyordu.
HERAKLİA KALINTILARI
Heraklia Antik Kenti; Kapıkırı Köyü ile iç içe kalmış. Öyleki köyün okulunun bahçesinde antik kentin agorası, pekçok evin duvarında kentin surlarının ve sütunlarının parçaları, tarlaların içinde ise antik yapıların kalıntıları bulunuyor.
Köyün içinde pekçok ev pansiyona ya da restoranta dönüştürülmüş ve küçük aile işletmeleri şekilindeki onlarca pansiyon ya da restorant yılboyu ziyaretçilere hizmet veriyor. En büyüğü köyün hemen karşısında olmak üzere pekçok ada ve adacığın bulunduğu Bafa Gölü'ndeki, bu adaların bazılarında manastır kalıntıları yer alıyor. Zaten Hereklia'nın sırtını yasladığı dağlar çok sayıda manastıra ev sahipliği yapıyor. Antik çağda mermer ocaklarıyla ayakta duran ve Didyma'ya, Priene, Milet'e mermer sağlayan kent, Latmos'un denizle bağlantısını kaybetmesi nedeniyle ticari olarak önemini kaybetmiş ve Roma dönemini de kapsayan uzun yıllar oldukça sönük kalmış.
KEŞİŞLERİN MERKEZİ
Bizans döneminde, Ortadoğu'dan gelen keşişlerin yaşamak için Beşparmak (Latmos) Dağları'nı seçmesi nedeniyle yeniden canlanan Heraklia, Anadolu'nun en büyük manastır merkezlerinden birine dönüşmüş. Bu manastırda yaşayan din adamlarından bazıları oldukça ünlendiği için, o yıllardan bugüne değin, bölgeye çok sayıda ziyaretçinin gelmesine vesile oluyor. Ayrıca bir inanışa göre, bölgede yaşayan keşişler, bu dağlardaki mağaralardan birinde Endymion'un mezarını bulduğu varsayıyor.
. Şuan araştırmaktayım ve bunları da vermeye çalışacagım.
HERAKLİA KALINTILARI
Heraklia Antik Kenti; Kapıkırı Köyü ile iç içe kalmış. Öyleki köyün okulunun bahçesinde antik kentin agorası, pekçok evin duvarında kentin surlarının ve sütunlarının parçaları, tarlaların içinde ise antik yapıların kalıntıları bulunuyor.
Köyün içinde pekçok ev pansiyona ya da restoranta dönüştürülmüş ve küçük aile işletmeleri şekilindeki onlarca pansiyon ya da restorant yılboyu ziyaretçilere hizmet veriyor. En büyüğü köyün hemen karşısında olmak üzere pekçok ada ve adacığın bulunduğu Bafa Gölü'ndeki, bu adaların bazılarında manastır kalıntıları yer alıyor. Zaten Hereklia'nın sırtını yasladığı dağlar çok sayıda manastıra ev sahipliği yapıyor. Antik çağda mermer ocaklarıyla ayakta duran ve Didyma'ya, Priene, Milet'e mermer sağlayan kent, Latmos'un denizle bağlantısını kaybetmesi nedeniyle ticari olarak önemini kaybetmiş ve Roma dönemini de kapsayan uzun yıllar oldukça sönük kalmış.
KEŞİŞLERİN MERKEZİ
Bizans döneminde, Ortadoğu'dan gelen keşişlerin yaşamak için Beşparmak (Latmos) Dağları'nı seçmesi nedeniyle yeniden canlanan Heraklia, Anadolu'nun en büyük manastır merkezlerinden birine dönüşmüş. Bu manastırda yaşayan din adamlarından bazıları oldukça ünlendiği için, o yıllardan bugüne değin, bölgeye çok sayıda ziyaretçinin gelmesine vesile oluyor. Ayrıca bir inanışa göre, bölgede yaşayan keşişler, bu dağlardaki mağaralardan birinde Endymion'un mezarını bulduğu varsayıyor.
. Şuan araştırmaktayım ve bunları da vermeye çalışacagım.