Her zaman ve her yerde zikir

innuendo

HANZALA
Moderatör
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
9,878
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
FİLİSTANBUL
Her zaman ve her yerde zikir

Zikir için herhangi bir hususi mahal yoktur. Kur'an-ı Kerim "kıyâmen, kuûden ve alâcunûbihim" dediğine göre, demek ki insan ayakta, rüku'da, otururken ya da yatarken de Allah'ı zikredebilir.
29c3td0.jpg

Nitekim, yatağa girdiğimiz veya uyumaya hazırlandığımız zaman, hadis-i şeriflerden anlaşıldığına göre, elimizi başımızın altına koyup, sağ tarafımız üzerine uzandıktan sonra, "Allahümme inni eslemtü nefsî ileyk..." sözleriyle başlayan ve "Allahım, rahmetini umarak, azabından korkarak kendimi Sana teslim ettim, yüzümü Sana çevirdim, işimi Sana ısmarladım, sırtımı Sana dayadım. Senden başka sığınılacak, Senden başka güvenilip dayanılacak yoktur. Allah'ım, indirdiğin Kitab'ına, gönderdiğin Peygamber'ine iman ettim. Allah'ım, kullarını dirilteceğin gün beni azabından koru. Senin isminle ölür ve yine onunla dirilirim." şeklinde kabaca mealini verebileceğimiz duayı okuyor ve yatarken de O'nu zikretmiş oluyoruz. O an başka şeyler söylememize de hiçbir mani yoktur. Bundan dolayı, Allah'ın azameti, ululuğu ve üzerimizdeki hakları açısından zikrin zeminini Kitab'ın ve Sünnet'in genişlettiği ölçüde geniş tutmak lazımdır. Çünkü Cenâbı Hakk'ın lütufları çok geniş dairede bize geliyor, çok geniş dairede O'nun ululuğunu görüyor ve nimetlerine mazhariyetimizi duyuyoruz.. duyuyor ve aynı genişlikte "Sübhânallah! Elhamdulillah, Allahu Ekber" demek geliyor içimizden. Bu açıdan, zikir alanını da elden geldiğince geniş tutmamız gerekir. Yaptığımız her şeye O'nun adıyla başlayıp her işi O'nun adıyla bitirmemiz ve konuştuğumuz şeylerde de sözü evirip-çevirip O'na getirmemiz icab eder ki bu da bir mânâda zikirdir.
35k8x35.jpg

Hususiyle, iradenin hakkının verilmesi gereken yerlerde, yani insanın zorlandığı durumlarda meseleyi getirip O'na bağlamak zannediyorum daha çok sevap kazandırır. Yani birileri insanları laubâliliğe, mâlâyânî, boş, lüzumsuz, hatta zararlı şeylere çağırabilir. Yedinci Söz'de dendiği gibi, "Hey, arkadaş! Gel, gel, beraber işret edip keyfedelim. Şu güzel suretlere bakalım. Şu eğlendirici sözleri dinleyelim. Şu tatlı yemekleri yiyelim." diyebilir. İşte insan, değişik dalaverelerle, lehv ü lağve (boş ve faydasız işlere) çağırıldığı bir yerde, iradesinin hakkını vererek zirek durursa, "Hayır, Allah'ı analım, sohbet-i Cânan'la şenlenelim" derse.. -isterseniz bir "iç isyan, iç başkaldırma" da diyebilirsiniz- boş ve gereksiz şeylere karşı bir iç başkaldırma tavrı sergilerse.. o durumda ve bu şekilde bir yönelme iradîdir, diğerlerinden daha güçlü ve daha makbuldür.


 
Geri
Üst