SaGu_TuRaN
New member
Varsınlar ermeni olsunlar. Türkiye'de işlenen ve faili meçhul olarak kalan gerçekten aydın olan onca insan varken siz kendisini TÜRKİYE ile savaşa adamış, gençliğinde Zooloji (HAYVAN BİLİM) okumasına rağmen gazeteciyim diyen, Patrikhanenin desteğiyle sadece Ermeni çıkarlarına hizmet ederek Türkiye ile mücadele için çıkarılan Agos gazetesini kuran Hrant Dink olun.
Acaba suikast ertesi çıkarılan AGOS gazetesinin sağ altındaki yazıya bakmadınız mı. O kadar savunduğunuz şahsın TELAŞ İÇİNDELER başlıklı yazısı onlara ne anlam ifade etti. HEMDE BAS BAS BAĞIRDILAR. Arjantin soykırımı kabul etti şimdi sırada amerika var Türkler telaş içinde diye. Hemde 3. çoğul şahıs kullandılar. Demekki onlara göre bir biz var bir onlar birde onları destekleyenler.
Türkün bayrağıyla ayakkabısını silen ermeni bunu da başarır. bir kaç kendini bilmezde ermeni olur...
doç.dr Necip Hablemitoğlu,18 aralık 2002 tarihinde bildiğimiz gibi evinin önünde suikasta kurban gitmişti.Dosyası hala faili meçhul cinayetler arasında yer alıyor.Ancak Karlıbel adındaki Nazi Avcısı olarak bilinen 10 yıl boyunca Alman emniyeti narkotik biriminde tercüman olarak görev yapmış bir Türk'ün konuya el atmasıyla cinayete ilişkin önemli iddialar gündeme gelmeye başladı.Bunların en önemlisi Karlıbel'in konsept danışmanlığını yaptığı DSP milletvekili Zafer Güler'in kaleme aldığı''Alman Derin Devleti''kitabında yer alan bilgiler(kitabı öneririm bu arada)..iddialar TBMM tutunaklarına geçmiş bile,buna göre Hablemitoğlu cinayetinden tam bir saat önce bölgedeki baz istasyonları devre dışı bırakılmış,ve cinayeti Alman GSG-9 timleri işlemiş,bunların 9'unun cinayetten 3 gün önce İstanbul'a geldiği cinayetten 2 gün sonra ise Türkiye'den ayrıldığı öne sürülüyor.elinde bu konuyla ilgili belgelerin kendisine iSTANBUL başkonsolosluğında önemli bir görevli tarafından verildiğini söyleyen Karlıbel,belgeleri alma sebebeinin BKA(bölgesel kalkınma ajansları)'nın Hablemitoğlu cinayetinde BND(Alman gizliservisi)nin suçlu olduğunu ispatlamak istemesi(BKA ile BND arasında uzun süreler devam eden bir istihbarat mücadelesi bulunuyor)Buna göre;istanbul irtibat memuru BND'nin Pullach'taki merkezine bir yazı yazıyor,bu dönem Nuh Mete Yüksel'in sex tuzağına düşürüldüğü zamana da denk geliyor ayrıca ne bir terör örgütü ne de çıkar amaçlı bir suç örgütüne uymayan bir sex tuzağı yapılıyor ve Yüksel tuzağa düşürülüyor(bunun emsalleri çek ve polanya'da da olmuştur)Ekim 2002 de başka bir gelişme daha oluyor ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bazı Alman vakıf üyeleri ve Türk işbirlilçilerine karşı açtığı davadsında dışişleri bakanlığının talimatıyla Türkiye de yeni bir ilke imza atılıyor:yargı aşamasındaki bir davaya müdahele ediliyor.Dışişleri bakanlığı,adalet bakanlığına bir yazı yollayarak bu soruşturma kapsamında,eğer bu vakıf üyelerine karşı bir yargılama olursa yüzyıllara varan alman dostluğuna! çok büyük zararlar geleceği belirtiliyor ve kasım 2002 de GSP-9timi elemanları Ankara'ya gelerek keşif çalışmaları yapıyor,bunların bir kısmı sonra istanbul'a diğer kısmı da almanya'ya izinlerini kullanarak dönüyorlar(17 Aralık),Türkiye'de de gizli servisten 3 irtibat memuru kalıyor.18 aralık tarihinde de Necip hocayı öldürüyorlar,1 2 gün sonra bütün vakıf üyeleri ve büyükelçilik,konsolosluk çalışanları Türkiye'ye geliyorlar.25 aralık tarihinde de değerli hoca öldürüldükten bir hafta sonra Ankara'da karar aşamasında bütün bu vakıf üyeleri ve Türk işbirlikçileri casusluk faaliyetinden beraat ediyorlar.Neden?DIŞİŞLERİNİN, YARGI AŞAMASINDAKİ BİR DAVAYA MÜDAHELE ETTİĞİ İÇİN,sırf yüzyıllardan beri var olduğunu düşündükleri alman dostluğu bozulmasın diye,ölen insan onlar için bu barışı bozmaya çalışan bir düşman olarak algılanıyor diye,ocak şubat aylarında da emniyet davayı tekrar tozlu raflarına kaldırıyor...
Acaba suikast ertesi çıkarılan AGOS gazetesinin sağ altındaki yazıya bakmadınız mı. O kadar savunduğunuz şahsın TELAŞ İÇİNDELER başlıklı yazısı onlara ne anlam ifade etti. HEMDE BAS BAS BAĞIRDILAR. Arjantin soykırımı kabul etti şimdi sırada amerika var Türkler telaş içinde diye. Hemde 3. çoğul şahıs kullandılar. Demekki onlara göre bir biz var bir onlar birde onları destekleyenler.
Türkün bayrağıyla ayakkabısını silen ermeni bunu da başarır. bir kaç kendini bilmezde ermeni olur...
NECİP' Alıntı:1954 yılında Ankara’da doğan Hablemitoğlu, 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1977 ve 1978 yıllarında "Dilde Fikirde İşde BİRLİK" adlı aylık dergi yayınladı. Uzun yıllar çeşitli kuruluşlarda basın müşaviri olarak çalıştıktan sonra Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde master ve doktora yaptı.
Türkiye dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ile ilgili olarak çalışmalar yapan Hablemitoğlu, Orta Avrupa ve Balkanlar’da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve şehitliklerimiz konusunda alan çalışmaları yürüttü. 1995-1996 yılları arasında Birleşmiş Milletler Örgütü’nün (UNDP) bir projesinde görev alarak Gagauz Türkleri’nin latin alfabesine geçişi ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti verdi.
Türkiye’de ve yurt dışında faaliyet gösteren bölücü terör örgütleri ve Alman vakıfları üzerine yaptığı araştırmalarla dikkat çeken Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002'de uğradığı bir suikast sonucu öldürüldü.
doç.dr Necip Hablemitoğlu,18 aralık 2002 tarihinde bildiğimiz gibi evinin önünde suikasta kurban gitmişti.Dosyası hala faili meçhul cinayetler arasında yer alıyor.Ancak Karlıbel adındaki Nazi Avcısı olarak bilinen 10 yıl boyunca Alman emniyeti narkotik biriminde tercüman olarak görev yapmış bir Türk'ün konuya el atmasıyla cinayete ilişkin önemli iddialar gündeme gelmeye başladı.Bunların en önemlisi Karlıbel'in konsept danışmanlığını yaptığı DSP milletvekili Zafer Güler'in kaleme aldığı''Alman Derin Devleti''kitabında yer alan bilgiler(kitabı öneririm bu arada)..iddialar TBMM tutunaklarına geçmiş bile,buna göre Hablemitoğlu cinayetinden tam bir saat önce bölgedeki baz istasyonları devre dışı bırakılmış,ve cinayeti Alman GSG-9 timleri işlemiş,bunların 9'unun cinayetten 3 gün önce İstanbul'a geldiği cinayetten 2 gün sonra ise Türkiye'den ayrıldığı öne sürülüyor.elinde bu konuyla ilgili belgelerin kendisine iSTANBUL başkonsolosluğında önemli bir görevli tarafından verildiğini söyleyen Karlıbel,belgeleri alma sebebeinin BKA(bölgesel kalkınma ajansları)'nın Hablemitoğlu cinayetinde BND(Alman gizliservisi)nin suçlu olduğunu ispatlamak istemesi(BKA ile BND arasında uzun süreler devam eden bir istihbarat mücadelesi bulunuyor)Buna göre;istanbul irtibat memuru BND'nin Pullach'taki merkezine bir yazı yazıyor,bu dönem Nuh Mete Yüksel'in sex tuzağına düşürüldüğü zamana da denk geliyor ayrıca ne bir terör örgütü ne de çıkar amaçlı bir suç örgütüne uymayan bir sex tuzağı yapılıyor ve Yüksel tuzağa düşürülüyor(bunun emsalleri çek ve polanya'da da olmuştur)Ekim 2002 de başka bir gelişme daha oluyor ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bazı Alman vakıf üyeleri ve Türk işbirlilçilerine karşı açtığı davadsında dışişleri bakanlığının talimatıyla Türkiye de yeni bir ilke imza atılıyor:yargı aşamasındaki bir davaya müdahele ediliyor.Dışişleri bakanlığı,adalet bakanlığına bir yazı yollayarak bu soruşturma kapsamında,eğer bu vakıf üyelerine karşı bir yargılama olursa yüzyıllara varan alman dostluğuna! çok büyük zararlar geleceği belirtiliyor ve kasım 2002 de GSP-9timi elemanları Ankara'ya gelerek keşif çalışmaları yapıyor,bunların bir kısmı sonra istanbul'a diğer kısmı da almanya'ya izinlerini kullanarak dönüyorlar(17 Aralık),Türkiye'de de gizli servisten 3 irtibat memuru kalıyor.18 aralık tarihinde de Necip hocayı öldürüyorlar,1 2 gün sonra bütün vakıf üyeleri ve büyükelçilik,konsolosluk çalışanları Türkiye'ye geliyorlar.25 aralık tarihinde de değerli hoca öldürüldükten bir hafta sonra Ankara'da karar aşamasında bütün bu vakıf üyeleri ve Türk işbirlikçileri casusluk faaliyetinden beraat ediyorlar.Neden?DIŞİŞLERİNİN, YARGI AŞAMASINDAKİ BİR DAVAYA MÜDAHELE ETTİĞİ İÇİN,sırf yüzyıllardan beri var olduğunu düşündükleri alman dostluğu bozulmasın diye,ölen insan onlar için bu barışı bozmaya çalışan bir düşman olarak algılanıyor diye,ocak şubat aylarında da emniyet davayı tekrar tozlu raflarına kaldırıyor...
O HALDE HEPİMİZ NECİP HABLEMİTOĞLU'YUZ...
HEPİMİZ NECİP HABLEMİTOĞLU'YUZ...
HEPİMİZ NECİP HABLEMİTOĞLU'YUZ...
HEPİMİZ NECİP HABLEMİTOĞLU'YUZ...
HEPİMİZ NECİP HABLEMİTOĞLU'YUZ
...HEPİMİZ NECİP HABLEMİTOĞLU'YUZ...
HEPİMİZ NECİP HABLEMİTOĞLU'YUZ...
HEPİMİZ NECİP HABLEMİTOĞLU'YUZ...
HEPİMİZ NECİP HABLEMİTOĞLU'YUZ