icemen
New member
- Katılım
- 7 Şub 2007
- Mesajlar
- 20,136
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Delilik denilen içinde büyük bir “Veliliği” taşıyan hal içindedir tüm Beşiktaş’lılar.
Herkesin bildik düzen içindeki hallerinden aksi haller haline verdiğimiz, olayı delilik diye basite indirgeyip hafifcede alaya aldığımız durum.
Evet! bir nebze haklılar aslında Beşiktaş’lı olmak akıllı işi değil.
Düşünsenize şöyle bir;
Hayatınızda çok renkliliğe ihtiyacınız olmayacak.
Ya siyahsınızdır ya da beyaz.
Yani; ya ölüm! ya yaşam!
Aralara çok renk katmayacaksınız, her halinizle net olacaksınız, sizi gören, sizinle konuşan yanınızdan net fikirlerle ayrılacak.
Hakkınızda oranız, buranız oynuyor gibi laflar söylenmeyecek.
Deliliğin payesi olan Don Kişot’luğa erişmişsinizdir mesela. Memlekette ve kulüb içinde ters giden ne var ise tepkinizi vereceksiniz.
Yani; atınız ve yanınızda en sadık dostunuz Sanço Panza ile her daim yel değirmenlerine savaş halindesinizdir. Ülke topraklarında insan gibi yaşamanın nasıl olacağını anlatırsınız yaşayışınızla.
Nükleer santrale,
Savaşa,
Tiyatro yıkımına,
Laikliğin yıkılmasına,
Yani kısaca yaşam içinde var olan herşeye karşı gelinişe, yok edilmeye karşısınızdır.
Tüm bunları söylemek ve haykırmak için cebinizdeki son parayı vererek sizin gibi diğer deliler ile birlikte hayatta en rahat ettiğiniz yerde yani “Şeref bey” stadında toplanırsınız.
Dedik ya! Delisiniz sevdiğiniz, aşık olduğunuz renkleri sevmek ve aşkı olmak, peşinde koşmak için adına”Başarı” denilen ve hak edilmeyen yollardan elde edilmiş;
Şampiyonluk,
Kupa,
Maç galibiyetinin hiçbir önemi yoktur.
Delisinizdir ve sadece delice sevdiğiniz için peşinde koşarsınız, onunla yaşar, onunla nefes alırsınız.
Size deli diyenler bilse ki delilik harika birşey inanın sıraya girerler ama dedik ya biz deliyiz, bırakın deli olma ayrıcalığı biz de kalsın...
Herkesin bildik düzen içindeki hallerinden aksi haller haline verdiğimiz, olayı delilik diye basite indirgeyip hafifcede alaya aldığımız durum.
Evet! bir nebze haklılar aslında Beşiktaş’lı olmak akıllı işi değil.
Düşünsenize şöyle bir;
Hayatınızda çok renkliliğe ihtiyacınız olmayacak.
Ya siyahsınızdır ya da beyaz.
Yani; ya ölüm! ya yaşam!
Aralara çok renk katmayacaksınız, her halinizle net olacaksınız, sizi gören, sizinle konuşan yanınızdan net fikirlerle ayrılacak.
Hakkınızda oranız, buranız oynuyor gibi laflar söylenmeyecek.
Deliliğin payesi olan Don Kişot’luğa erişmişsinizdir mesela. Memlekette ve kulüb içinde ters giden ne var ise tepkinizi vereceksiniz.
Yani; atınız ve yanınızda en sadık dostunuz Sanço Panza ile her daim yel değirmenlerine savaş halindesinizdir. Ülke topraklarında insan gibi yaşamanın nasıl olacağını anlatırsınız yaşayışınızla.
Nükleer santrale,
Savaşa,
Tiyatro yıkımına,
Laikliğin yıkılmasına,
Yani kısaca yaşam içinde var olan herşeye karşı gelinişe, yok edilmeye karşısınızdır.
Tüm bunları söylemek ve haykırmak için cebinizdeki son parayı vererek sizin gibi diğer deliler ile birlikte hayatta en rahat ettiğiniz yerde yani “Şeref bey” stadında toplanırsınız.
Dedik ya! Delisiniz sevdiğiniz, aşık olduğunuz renkleri sevmek ve aşkı olmak, peşinde koşmak için adına”Başarı” denilen ve hak edilmeyen yollardan elde edilmiş;
Şampiyonluk,
Kupa,
Maç galibiyetinin hiçbir önemi yoktur.
Delisinizdir ve sadece delice sevdiğiniz için peşinde koşarsınız, onunla yaşar, onunla nefes alırsınız.
Size deli diyenler bilse ki delilik harika birşey inanın sıraya girerler ama dedik ya biz deliyiz, bırakın deli olma ayrıcalığı biz de kalsın...
Mehmet Eyüp Yardımcı / Haber1903