Hem tarikat hem ticaret hem cinayet

Vamos Bien

New member
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,108
Reaction score
0
Puanları
0
Bazıları parti kapatma ayrı, AKP’nin icraatleri ayrı diye top çevire dursun AKP iktidarı can almaya devam ediyor. AKP tarikat-ticaret mekanizması ile kentleri bir yandan yağmalarken bir yandan da ucuza çalıştırılan taşeron firmalar, iş cinayetleri işlemeye devam ediyor.

Gaziosmanpaşa Barbaros Hayrettin Paşa Mahallesi'nde önceki gün meydana gelen patlamada bir çocuk hayatını kaybederken, 11 kişi de yaralandı. İSKİ kazısı sırasında iş makinasının doğalgaz hattına zarar vermesi sonucu meydana gelen bu “kaza”nın ardından, İSKİ Genel Müdürlüğü'nün ihaleyi verdiği Atilla İnşaat isimli firmanın, İGDAŞ'tan görevli bulunmadan ve bölgedeki vatandaşların uyarısına rağmen kazıyı yaptığı anlaşıldı.

Öte yandan patlamaya sebep olan kazıyı yapan kepçenin sürücüsü Mürsel Kurt'un ise iş makinası kullanma ehliyeti bulunmadığı da ortaya çıktı. İş makinasının gerçek operatörünün, Mürsel Kurt'un ağabeyi Veysel Kurt olduğu ve kepçeyi kullanmak için kardeşine de kendisinin verdiği anlaşıldı. Sorguları tamamlanan biri İSKİ görevlisi 7 şüpheliyi adliyeye sevk etti.

Cinayetler taşerondan sorulur

Tersane işçilerinin ard arda ölümlerinin ardından adını sıkça duyduğumuz taşeron firma cinayetleri, farklı şekillerde işlenmeye devam ediyor. AKP'li belediyelerin tarikat bağlantılarını da kullanarak kurdukları ticaret ilişkileri, alınan bir çok ihalenin yandaşlara ucuza devredilmesini sağlıyor.

Kapağı açık rögar çukuruna düşen Dilara, İSKİ’ye ait bir projenin şantiyesinde boru taşıyan mobil vinç bomunun kopması sonucunda hayatını kaybeden Harita Mühendisi Gülseren Yurttaş, Büyükçekmece’deki atık su kolektöründe hayatını kaybeden üç işçi, Kocaeli Darıca’da 2.5 yaşındaki Tuğçe Özbilgili, Ağrı’da 5 yaşındaki Cem Yıldız, Adana’da 6 yaşındaki Tayfun Kuzu...

Ölümlerin ardından sürekli taşeron firmalar çıkıyor. Ve mühendislerin “çantacılık” dedikleri bir sistemle çalışılıyor.

Çantacılık nasıl işliyor?

AKP’ye yakın patronlar yerel yönetimlerin açtıkları ihaleleri yüksek fiyattan satın alıyor. Düşük fiyat verenler “Bu kadar düşük fiyata bu işin altından kalkamaz” gerekçesiyle zaten ihaleden eleniyor. En yüksek fiyat veren firma ihaleyi kazanıyor. İhaleyi kazanınca da elini hiçbir işe sürmeden daha düşük teklif veren firmayı taşeron olarak tutuyor. Ancak burada vakıflar, tarikatlar devreye giriyor. AKP iktidar olduğundan beri hep aynı firmalar göze çarpıyor. İhaleyi daha düşük fiyata taşerona veren firma parayı cebe atarken taşeronlar da sigorta ve güvenlik önlemi dinlemeksizin işçileri ölüme gönderiyor.

Tayyip'in ortakları
Tam bir yağma dürtüsüyle her türlü hizmeti özelleştiren belediyeler, yaşanan olayların ardından “durumu inceliyoruz” demekle yetinirken GOP'ta yaşanan son patlamanın arkası biraz deşildiğinde karşımıza Birlik Vakfı çıkıyor.

İSKİ’nin ihaleleri tamamen tarikat-ticaret sistemi üzerinden işliyor. Değişmez bir şekilde bu ihaleleri AKP’ye yakın isimler kazanıyor. Örneğin bu ihalelerin gediklilerinden Uzunlar İnşaat’ın sahiplerinden Numan Uzun, İstanbul Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanı ve AKP İstanbul İl Meclis Üyesi İrfan Uzun’un kardeşi. Uzunlar İnşaat’ın taşeronlarıysa Akbulut ve Özyay İnşaat gibi şirketler.

MVM’nin sahibi Bilal Şahin’se Recep Tayyip Erdoğan ve diğer bazı AKP’lilerle birlikte Birlik Vakfı’nın kurucusu. Dilara’nın hayatını kaybetmesine kadar çok sayıda ihaleyi “davet usulüyle” alan bir şirket.

Yine Birlik Vakfı kurucularından Hasan Kalyoncu’nun sahibi olduğu Kalyon İnşaat da İSKİ’den ihale alıp taşerona devretmesiyle tanınan şirketlerden. GOP'ta meydana gelen patlamanın sorumlusu olan Atilla İnşaat ise Kalyon İnşaat'ın en önemli taşeronu. Kalyon inşaatın taşeronlara yaptırdığı yol çalışmalarında hatalı olarak düzenlenen bariyerler bugüne dek sekiz kişinin yaşamına mal olmuş. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu 'nun yakın arkadaşı olan Kalyoncu, Birlik Vakfı'nın da önemli isimlerinden biri olarak biliniyor. İki yıl önce geçirdiği rahatsızlık nedeniyle hastaneye kaldırılan Kalyoncu'yu Başbakan Erdoğan, birçok bakan ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne getirilen Oğuz Kaan Köksal ziyaret ediyor...

Liste uzuyor, fakat manzara değişmiyor.

Sulukule bizim, ucube sizsiniz
Dün İstanbul'a gelen Başbakan Tayyip Erdoğan Akaretler'de restorasyonu biten binaların açılışını gerçekleştirdi. Burada bir konuşma yapan Erdoğan tamamen çöplük, mezbelelik haline gelmiş tarihi eserleri Türkiye'ye yeniden kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını, bunun kendileri açısından bir heyecan vesilesi olduğunu söyledi.

“Yöneticiliği bilen de konuşuyor bilmeyen de konuşuyor” diyen Erdoğan "İşte Sulukule. Sulukule'nin halini görmeyenler konuşuyor. Şimdi gelip görseler, 'Arkadaş helal olsun, burada güzel bir eser meydana getiriyorsunuz' diyecek. Sulukule'yi ucube halinden kurtaracağız. Biz İstanbul'u seviyoruz. İstanbul sevdalısıyız. İstanbul'a aşığız.İstanbul Türkiye'nin vizyonu olan bir kenttir. Gözümüz gibi bakmamız gerekiyor" dedi.

Aylardır nazi yöntemleriyle işaretledikleri evleri yıkan, sokakta kalan insanlara yer göstremeyen AKP hükümeti, İstanbul'da yaşanan bunca olaydan sonra ayak üstü yalan söylemeye devam ediyor.

Geçirdikleri yasalar ile kentleri yağmalanacak merkezlere çevirirken, tarihi eserler ise yenileniyor denerek yabancılara pazarlanıyor. Kentler sermayenin rant kaynağı oluyor. Harabe halindeki kent merkezi ticaret, tüketim ve yönetim merkezi olarak yeniden inşa edilirken kentin esas sahipleri kentin dışına sürülüyor.

AKP kentleri işgal ederken insan yaşamını hiçe sayıyor.


 
Arkadaşım çok güzel konu açmışsın ama toplumumuzun böyle konulara ilgi göstermiyor ne yazık ki.Oysa makalede çagdaş ülkelerde olmaması gereken yolsuzluk,gericilik,ilkellik kol gezerken,bu çirkefleri görmek istemeyenler,bu çirkefi sergileyenleri alkışlamakla meşguller.
 
Geri
Üst