Vtnsvr
New member
- Gündüz Akgül
Türk ulusu olarak ayranımız çok çabuk kabarıyor. Bilinen özdeyişte dendiği gibi, “Türk gibi başla Alman gibi bitir.”
Bir dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Avrupa Birliği üyesi olmadığımız halde sırtımıza yüklediği Gümrük Birliği yükü anlaşması sonrasında yurda döndüğünde, davul zurnalarla karşılanmış ve Avrupa fatihi ilan edilmişti. İşin uzmanları, ekonomistler Gümrük Birliğinin bize nelere mal olduğunu yıllardır anlata anlata dillerinde tüy bitti. Bir Allahın kulu yetkili çıkıp ta “arkadaş ya beni Avrupa Birliğine alırsın veya senin çıkarına olan Gümrük Birliği anlaşmasını iptal ederim” demiyor.
Bunlar nerden çıktı demeyin.
Davos'ta devam eden Dünya Ekonomik Forumu kapsamında düzenlenen “Gazze Orta Doğu İçin Model” oturumuna katılan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan diplomatik kriz beni o günlere götürdü.
Sayın Başbakanın yaptıklarının doğruları ve yanlışları vardır. Buna karşın yanlışlarını görmeden yaptığının tümünü doğru kabul edilerek, bazı çevrelerce Davos fatihi ilan edilmesi tümden yanlıştır. 29 Mart’ta yapılacak yerle seçimler dönük olarak, oy oranları aşağı düşen AKP için seçim yatırımı olarak değerlendiriyorum.
Neler yanlış, neler doğru;
1-İsrail’in emperyalist politikalarla, Asker, sivil ayırımı yapmadan Filistin’de uyguladığı zulmü, Şimon Peres’in yüzüne söylemek doğrudur.
2-Şimon Peres’in, Sayın Başbakanı azarlar şekilde sesini yükselterek konuşması yanlıştır. Başbakanın bu konudaki uyarısı doğrudur.
3-Başbakanın söylemlerinde de kullandığı üslup, diplomatik kurallara aykırı ve yanlıştır. Haklı iken haksız durumu düşmüştür.
4-Forumu yönetenin başbakanın konuşma hakkını kısıtlaması yanlıştır.
5-Uluslara arası listelerde terör örgütü olarak geçen Hamas’ın, Başbakan tarafında savunulması tamamen yanlıştır. Ülkemizin başında bulunan terör örgütü belası PKK’yı, bu listelere aldırana kadar alnımız çatladı. Başbakanın söylemi biraz Amerikanvari oldu. “Bana karşı yapılan terör hareketleri kötü, başkasına karşı yapılan terör hareketleri iyi” Yıllardır eleştirdiğimiz Amerika’nın bu uygulamasını savunur duruma düşmemiz yanlıştır.
6-Yıllardır Emperyalist Amerika’nın Irak’ta uyguladığı zulüm, İsrail’in Filistin’de uyguladığı zulümden aşağı kalmamasına karşın, sesini çıkarmayan hatta Amerika’dan yana tavır koyan (1 Mart teskeresini geçirmekte ki gayreti, Hava sahamızı kullandırma vs.), Irak’ta askerimizin başına çuval geçirilmesinde sessiz kalan, ülkemizde İsrail askeri eğitimine olanak sağlayan Başbakanın, dış ilişkilerimizde çıkarımıza aykırı şekilde Hamas’a sahip çıkması yanlıştır.
7-Bu yanlışları doğruymuş gibi yurttaşlara benimsetmek için, bu güne kadar söyledikleri unutarak (Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok, 10 Kasım'da yaygara kopartıldı, Atatürk devrimlerini özellikle laikliği küçümsemek gibi) Atatürk’ün arkasına sığınmak hepten yanlıştır.
Bu doğrularla, yanlışları yan yana koyduğumuzda, neleri kazanıp neleri kaybettiğimizi hesaplamadan, sırf seçim yatırımı malzemesi olarak bu olayın kullanılması ulusal çıkarlarımız ters düşmektedir. Tamamen yanlıştır.
Bana göre olayın yanlışı daha çok olmasına karşın bunu lehine çevirmesini ve kendisini büyük bir kahraman ilan ettirmesini beceren, Başbakana “helal olsun”!!! Demekten başka söylenecek söz yoktur.
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=3455
Türk ulusu olarak ayranımız çok çabuk kabarıyor. Bilinen özdeyişte dendiği gibi, “Türk gibi başla Alman gibi bitir.”
Bir dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Avrupa Birliği üyesi olmadığımız halde sırtımıza yüklediği Gümrük Birliği yükü anlaşması sonrasında yurda döndüğünde, davul zurnalarla karşılanmış ve Avrupa fatihi ilan edilmişti. İşin uzmanları, ekonomistler Gümrük Birliğinin bize nelere mal olduğunu yıllardır anlata anlata dillerinde tüy bitti. Bir Allahın kulu yetkili çıkıp ta “arkadaş ya beni Avrupa Birliğine alırsın veya senin çıkarına olan Gümrük Birliği anlaşmasını iptal ederim” demiyor.
Bunlar nerden çıktı demeyin.
Davos'ta devam eden Dünya Ekonomik Forumu kapsamında düzenlenen “Gazze Orta Doğu İçin Model” oturumuna katılan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan diplomatik kriz beni o günlere götürdü.
Sayın Başbakanın yaptıklarının doğruları ve yanlışları vardır. Buna karşın yanlışlarını görmeden yaptığının tümünü doğru kabul edilerek, bazı çevrelerce Davos fatihi ilan edilmesi tümden yanlıştır. 29 Mart’ta yapılacak yerle seçimler dönük olarak, oy oranları aşağı düşen AKP için seçim yatırımı olarak değerlendiriyorum.
Neler yanlış, neler doğru;
1-İsrail’in emperyalist politikalarla, Asker, sivil ayırımı yapmadan Filistin’de uyguladığı zulmü, Şimon Peres’in yüzüne söylemek doğrudur.
2-Şimon Peres’in, Sayın Başbakanı azarlar şekilde sesini yükselterek konuşması yanlıştır. Başbakanın bu konudaki uyarısı doğrudur.
3-Başbakanın söylemlerinde de kullandığı üslup, diplomatik kurallara aykırı ve yanlıştır. Haklı iken haksız durumu düşmüştür.
4-Forumu yönetenin başbakanın konuşma hakkını kısıtlaması yanlıştır.
5-Uluslara arası listelerde terör örgütü olarak geçen Hamas’ın, Başbakan tarafında savunulması tamamen yanlıştır. Ülkemizin başında bulunan terör örgütü belası PKK’yı, bu listelere aldırana kadar alnımız çatladı. Başbakanın söylemi biraz Amerikanvari oldu. “Bana karşı yapılan terör hareketleri kötü, başkasına karşı yapılan terör hareketleri iyi” Yıllardır eleştirdiğimiz Amerika’nın bu uygulamasını savunur duruma düşmemiz yanlıştır.
6-Yıllardır Emperyalist Amerika’nın Irak’ta uyguladığı zulüm, İsrail’in Filistin’de uyguladığı zulümden aşağı kalmamasına karşın, sesini çıkarmayan hatta Amerika’dan yana tavır koyan (1 Mart teskeresini geçirmekte ki gayreti, Hava sahamızı kullandırma vs.), Irak’ta askerimizin başına çuval geçirilmesinde sessiz kalan, ülkemizde İsrail askeri eğitimine olanak sağlayan Başbakanın, dış ilişkilerimizde çıkarımıza aykırı şekilde Hamas’a sahip çıkması yanlıştır.
7-Bu yanlışları doğruymuş gibi yurttaşlara benimsetmek için, bu güne kadar söyledikleri unutarak (Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok, 10 Kasım'da yaygara kopartıldı, Atatürk devrimlerini özellikle laikliği küçümsemek gibi) Atatürk’ün arkasına sığınmak hepten yanlıştır.
Bu doğrularla, yanlışları yan yana koyduğumuzda, neleri kazanıp neleri kaybettiğimizi hesaplamadan, sırf seçim yatırımı malzemesi olarak bu olayın kullanılması ulusal çıkarlarımız ters düşmektedir. Tamamen yanlıştır.
Bana göre olayın yanlışı daha çok olmasına karşın bunu lehine çevirmesini ve kendisini büyük bir kahraman ilan ettirmesini beceren, Başbakana “helal olsun”!!! Demekten başka söylenecek söz yoktur.
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=3455