HaykiriŞ !!

Albayrak

Can Feda
Altın Üye
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
4,439
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Aydınlığın karanlıkla savaşından...
Sizinde oluyor mu bilmiyorum.
Boğazım düğümleniyor.
Bir şey gelip takılıyor.
Kentin sonuna gidip, gecenin derin bir vaktinde, karanlıklara, kurtlara ağaçlara tünemiş kuşlara haykırmak istiyorum, ama olmuyor.
Size de oluyor mu bilemiyorum.
Gözlerim doluyor.
Ağlamak istiyorum, ama akmıyor.
Balkona çıkıyorum, ahali görmesin diye.
Bir baba evine dönüyor.
Göz göze gelemiyorum.
Babaların çilesini yaşıyor toplum.
Bu akşam haberlerde, sistemin, kot atölyesinde çalışan bir babayı düşürdüğü durumu, hastalığı anlatıyor.
Bir meslek hastalığı olan öldürücü silikozis hastalığına tutulan bir babanın acısını.
Hem hasta edeceğiz.
Hem de yarattığımız sistemle çaresiz bırakacağız.
Yavrularının yüzü.
Size de oluyor mu bilmiyorum.
O yavrulara televizyon ekranında bile bakamıyorum.
Benim boğazıma bir şeyler takıldı.
Kimse bunu hak etmiyor ülkemde.
Son günlerde artık o kadar olumsuz haberler var ki.
On beş yaşında bir kızın evlendirilmesi.
Bakire çıkmadın diye evine gönderilmesi.
Sonra bütün kapıların kapanması.
Bütün pencerelerin.
On beş yaşında oyun, eğitim çağında bir çocuğun intiharı.
Sen intihar etmedin be yavrum.
Seni o intihara götüren koşullar ölüydü zaten.
Kızları oyun, okul sıralarından ölüme götüren değerler.
Size de oluyor mu bilmiyorum.
Ama benim gözlerim yaşlarına hakim olamıyor artık.
Sonra üst değerler yaratıyoruz, bakın halka, hala hangi değerlerle yaşamakta.
Siz sevgilinize rahat sarılabiliyor musunuz?
Çocuklarınıza endişesiz, kararlı bir gelecek hazırlarken o on beş yaşında, ölüme gönderilen çocuğun sonu usunuza geliyor mu?
Rahatça el ele tutuşabiliyor musunuz?
Yarattığınız duvarların arkasında otururken toplumun sesleri size gelmiyor mu?
Ben o seslerden sağır olurken.
Yirmi birinci yüzyılda, babaları meslek hastalığından ölüme, daha oyun çağındaki kızlarını ölüme gönderen bir ülkede yaşamın sıcaklıkları size biraz aldatıcı gelmiyor mu?
Biraz sahte.
Toplumun acıları incitmiyor mu bizi.
Ateş düştüğü yeri yakar sözü gibi, ahlak değerlerinin en altında bir söz sizi rahatsız etmiyor mu?
Evet.
Her akşam olduğu gibi, bu akşamda boğazıma bir şeyler takılıyor, gözlerim boşalıyor.
Yağmurlu serin bir Ankara gecesinde.
Evet, ülke bu gerçeklerle karşı karşıya iken, evet siz kumar programlarını açın, siz zengin fakir masallarını seyredin, siz gerçeklerden kaçın.
Yarın dizi kahramanlarını anlatın birbirinize,kumar programlarında kaybedenlerin derin ,anlatılamaz acılarını!
Evet, ülkemde insanlar acı çekiyor.
Acılarının nereden kaynaklandığı unutturulsun diye de uyutuluyor.
Uyumayanların boğazına bir şeyler takılıyor.
Gözleri doluyor.

Neden sömürüye, yoksulluğa karşı durmam gerektiğini daha da perçinliyor bu acılar.
Neden daha fazla demokrasi, hukuk devleti istememin de haklılığını da.
Haklılığımı ortaya koymak için değil bilimin aklın mantığın aydınlatmadığı yolun acılara yol açtığını söylememe de gerek yok aslında.
Kendini kurtar anlayışının da ne kadar ahlaksız olduğunu anlatmamada.
Sıranın bu sistemde size de ne zaman çelme takacağını anımsatmamada.

Hala, ben bu sistemden nasıl yararlanabilirim, nasıl insanları kazıklarım diyen soysuzlarında aramızda insan kılığında dolaştığını da size söylememe gerek yok.
Bu acıların oluşmasında toplumun kaynaklarını kişisel çıkarlarına kullananların sorumsuzluğunu duyarsızlığını da.

Dr.İlhami Şenol.
 
güzeldi eline sağlık kardeş
 
Geri
Üst