Hata nerde?

VolkaN

Altın Üye
Katılım
28 Haz 2007
Mesajlar
8,232
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere;ayağım takıl
Türkiye, 21. yüzyıla büyük bir ekonomik krizle girdi. 28 Şubat darbesinin kamu bütçesine bindirdiği maliyet doğrudan 54 milyar dolar, dolaylı olarak ise 150 milyarın üzerindeydi.
1999 seçimlerinde her ne kadar 28 Şubat'ın etkisini azaltmak amacıyla seçmen DSP, MHP ve ANAP'ı iktidara getirdiyse de 2001'de merkez sağ ve merkez sol çökmüş durumdaydı. Tam bu sırada AK Parti'nin Milli Görüş'ten kopup ayrı bir siyasi varlık olarak ortaya çıkması tevafuken öngörülmüş bir gelişmeydi.

O günleri hatırlayalım: 11 Eylül'le Amerika Afganistan'a asker göndermiş, Irak'ı işgal etmek istemektedir. Bölgesel bir düzenleme söz konusudur. 20. yüzyılın ilk yıllarında döşenmiş taşlar tek tek yerinden sökülmektedir. Amerika ve AB'nin Türkiye'ye su ve hava kadar ihtiyaçları var. Türkiye, sonuçları küresel boyutlarda olan bölgesel düzenlemede aktif rol oynayacak. AK Parti, dış dünyaya 'hazır' olduğu yönünde yeşil ışık yakarak iktidar oldu. Amerika'nın liderliğinde Anglosakson ittifak 22 ülkeyi içine alan Ortadoğu'da yeni bir düzenleme yapacak, Türkiye de bir 'bölge ülkesi' olarak bu operasyonda rol üstlenecekti. Yine hatırlayalım, daha milletvekili değilken bile Bush, Erdoğan'la görüşüyor, AB ülkeleri tek tek sıraya girip Erdoğan'ı davet ediyorlar.

Sebebi gayet açık. Amerika ve AB ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, büyük bir bölge ülkesinin desteğini almadan burada düzenleme yapamazlar. Yapmaya kalkıştıklarında sonucu şimdiki durum olur. İran ve Mısır elverişsiz konumda olduklarına göre geriye yardımcı aktör olarak Türkiye kalıyor. Ancak Türkiye'nin kendine göre yapısal, ekonomik ve diplomatik sorunları var. 2003 yılında küresel sistemin AK Parti iktidarına söyledikleri şudur:

Benim bölgede ikinci bir Japonya'ya ihtiyacım var. Bölgenin Japonyası Türkiye olmalıdır. Türkiye hem ekonomik, hem askerî hem politik olarak güçlenmelidir. Ne istiyorsan vermeye hazırım: Para ise para, siyasi ve diplomatik destek ise siyasi ve diplomatik destek. Ancak senin bölgede bu rolü oynayabilmen için yapısal sorunlarını çözmen lazım. Bunlar senin için birer ayak bağı. En büyük sorunun Kürt meselesidir. Senden, Kuzey Irak'taki Kürt oluşumunu tanımanı, himayene almanı ve Türkiye'deki Kürtlerin demokratik taleplerini karşılamanı istiyorum. Alevilere cemevi açma fırsatını ver. Azınlıkların haklarına saygılı ol, cemaat vakıfları üzerindeki blokajı kaldır, 301 gibi maddeleri TCK'dan çıkar, din ve vicdan özgürlüğünü AB standartlarına yükselt. Ermenistan'la ilişkilerini iyileştir, Kıbrıs'ı enerjini tüketen bir sorun olmaktan çıkar. Komşularınla ihtilafını sıfır noktaya indir vs.

AK Parti, 2002 yılında bunların tümüne 'evet' dedi ve diplomasinin uygun diliyle bir tür taahhütlerde bulundu. IMF ve Dünya Bankası'nın cömert desteği, küresel sermayenin yönünü Türkiye'ye değiştirmesi, Annan Planı ve AB üyelik süreci bununla ilgiliydi. Bir anda GSMH'da büyük bir artış oldu -ancak gelir adaletinde hiçbir iyileşme olmadı-, ihracatta patlama yaşandı, "Medeniyetler İttifakı" çerçevesinde- Türkiye'ye Afrika kapıları açıldı, reform paketleri peş peşe sıraya girdi.

Ancak AK Parti'nin hesaba katmadığı iki önemli nokta vardı: Biri, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana telaffuz edilmeyen bir 'milli' mutabakatın 1 Mart tezkeresinde bir duvar gibi yükselmesi; diğeri 1961 ve 82 anayasalarında kendini sağlama almış olan bürokratik merkezin, 1924 ruhuna dönülmedikçe karşı atağa geçmesinin sadece bir zamanlama ve konjonktür meselesi olduğunun hesaba katılmaması. AK Parti'nin yol haritasını çizen 'akıl' bu iki noktayı akledememişti. AK Parti, 'dış destek' ve adil bölüşümün umurunda olmadığı büyümeye fazlasıyla güvenerek ona hiç kimsenin bir şey yapamayacağı vehmine kapıldı; hem taahhütlerinin sınırlarını fazlaca geniş tuttu, hem o 2003 ve 2004 yıllarında asıl toplumsal merkezi idari merkeze karşı güçlendirecek, devlet ebed müddet inisiyatifini hikmet-i hükümet yapanların elinden alacak ve dolayısıyla rejimi normalleştirecek temel yasa değişikliklerini reform paketlerine dahil etmeyi aklından bile geçirmedi.


kaynak
 
Güzel bir AKP eleştirisi....

küresel sistemin AK Parti iktidarına söyledikleri şudur: Senden, Kuzey Irak'taki Kürt oluşumunu tanımanı, himayene almanı ve Türkiye'deki Kürtlerin demokratik taleplerini karşılamanı istiyorum. Alevilere cemevi açma fırsatını ver. Azınlıkların haklarına saygılı ol, cemaat vakıfları üzerindeki blokajı kaldır, 301 gibi maddeleri TCK'dan çıkar, din ve vicdan özgürlüğünü AB standartlarına yükselt. Ermenistan'la ilişkilerini iyileştir, Kıbrıs'ı enerjini tüketen bir sorun olmaktan çıkar. Komşularınla ihtilafını sıfır noktaya indir vs.
AK Parti, 2002 yılında bunların tümüne 'evet' dedi ve diplomasinin uygun diliyle bir tür taahhütlerde bulundu.

Bunları biz zaten biliyoruz da AKP'ye oy verenler de okusun.....Kuzey Irak'taki kürt oluşumun tanınmaması hükümet politikası değil devlet politikasıdır... Bu oluşumu tanımak kendi bindiğin dalı kesmekle eşdeğerdir.... Yazıya göre AKP bunu kabul etmiştir....Demek ki AKPye oy verenler de bunu kabul ediyor....
Ermenistan'la ilişki kurmamız ise Ermenistan Karabağ'dan çıkmadıkça mümkün değildir... Ermenistan'la ilişki kurmak Azeri kardeşlerimize ihanet olur ki bunu istiyorlar.... ama görüldüğü gibi AKP bunu da kabul etmiş....
Her neyse yazılan yazılmayan pek çok şey var, hepsini yorumlasam sayfalar tutar ama sadece yukardakiler dahi AKP'nin ne tür bir ihanet içinde olduğunu göstermeye yeter....
 
yahu birileri aklınca akp yi savunayım derken tayyibin ve akp nin abd oyuncağı olduğunu ve bizimde onların kontrolünde olduğunu itiraf etmişler. hayırdır kardeşim, yani bu kadar olur. AB-D kendine adam seçmiş, her türlü desteklemiş, ama nolmuşmuş, bürokrasiyi aşamamışmış. kardeş buna ne denir biliyormusun, özrü kabahatinden büyük denir. kusura bakmayında, neyse buda bir yorum sonuçta. ülke nasıl olsa maddi yönden ele geçirildi. insanlarda nasıl olsa uçlara çekilip düşmanlaştırıldı. bu saatten sonra ne dersen de, iki manevi değer öne sürersin bunlarda unutulur gider. ben aslında sormayı unutuyorum, ABD eyaleti olarak yeni adımız nedir? saygılarımla...
 
yahu birileri aklınca akp yi savunayım derken tayyibin ve akp nin abd oyuncağı olduğunu ve bizimde onların kontrolünde olduğunu itiraf etmişler. hayırdır kardeşim, yani bu kadar olur. AB-D kendine adam seçmiş, her türlü desteklemiş, ama nolmuşmuş, bürokrasiyi aşamamışmış. kardeş buna ne denir biliyormusun, özrü kabahatinden büyük denir. kusura bakmayında, neyse buda bir yorum sonuçta. ülke nasıl olsa maddi yönden ele geçirildi. insanlarda nasıl olsa uçlara çekilip düşmanlaştırıldı. bu saatten sonra ne dersen de, iki manevi değer öne sürersin bunlarda unutulur gider. ben aslında sormayı unutuyorum, ABD eyaleti olarak yeni adımız nedir? saygılarımla...

akpyi savunan kim...
 
akpyi savunan kim...

yazar. diyeceksinki nerden çıkardın. şurdan çıkardım konun başlığına bak, hata nerde demiş ama hatayı abd nin adamı rolüne soyunması noktasında değilde en son parağrafta ele aldığı
ALINTI: Ancak AK Parti'nin hesaba katmadığı iki önemli nokta vardı: Biri, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana telaffuz edilmeyen bir 'milli' mutabakatın 1 Mart tezkeresinde bir duvar gibi yükselmesi; diğeri 1961 ve 82 anayasalarında kendini sağlama almış olan bürokratik merkezin, 1924 ruhuna dönülmedikçe karşı atağa geçmesinin sadece bir zamanlama ve konjonktür meselesi olduğunun hesaba katılmaması.

şeklinde dillendirilen kısım olarak gösterme çabası var, sanki iyi bir şeyler yapmışta orası yanlış olmuş. yani başta sayılanlar hata değilde bunları hesaba katmamak hata. kusura bakmada bu yorumu yapanada aferin diyemem kardeş. bence asıl günahı gösterir gibi yapıp hedef şaşırtıyor .saygılarımla.
 
Güzel bir AKP eleştirisi....




Bunları biz zaten biliyoruz da AKP'ye oy verenler de okusun.....Kuzey Irak'taki kürt oluşumun tanınmaması hükümet politikası değil devlet politikasıdır... Bu oluşumu tanımak kendi bindiğin dalı kesmekle eşdeğerdir.... Yazıya göre AKP bunu kabul etmiştir....Demek ki AKPye oy verenler de bunu kabul ediyor....
Ermenistan'la ilişki kurmamız ise Ermenistan Karabağ'dan çıkmadıkça mümkün değildir... Ermenistan'la ilişki kurmak Azeri kardeşlerimize ihanet olur ki bunu istiyorlar.... ama görüldüğü gibi AKP bunu da kabul etmiş....
Her neyse yazılan yazılmayan pek çok şey var, hepsini yorumlasam sayfalar tutar ama sadece yukardakiler dahi AKP'nin ne tür bir ihanet içinde olduğunu göstermeye yeter....


AH birde daha gizli anlaşmaları bir bilsen şaşar kalırsın.Zamanında AKP ülkeyi satıyor.ABD ile AKP gizli anlaşmalar yapıyor dendiğinde itiraz edip yok öyle bir şeyle bugün o iddia edileni savunmak zorunda kaldılar.Hep reddemezlerdi zaten.Hep halkı kandıramazlardı.Bir taraftan ABD,diğer taraftan AB verilen taahütleri ve sözlerin tutulmasını istiyor ve örneğin 301 olsun,sosyal güvenlik yasası olsun.tepkiler karşısında geri adım atıp tasarıları geri çekenler ve geri çektiklerini söyleyenler bir sabah bakmışsın yasaları geçirmişler.kısaca AKP; ABD VE AB'nin icra memuru gibidirler.Bugün nasıl eski Yugoslavyanın,Irak'ın yerinde yeller esiyorsa AKP'nin başımıza açmak istedigide odur.Makalenin yazarı Ali Bulaç bunu AKP'nin onayı olmadan yazamazdı.Dün yalanladıgını buğün bir fethullahın Zaman gazetesi yazarı yazıyor.Zaten politikalarınıda Amerikalı fethullah belirliyor.Ergenekon soruşturmasınıda Fehmi Koru ve Tayyar gibiler yönetiyor.Yarın bunuda itiraf ederler.Nerde AKP'nin halkın gözünde yanlışı varsa AKP'nin üzerine yıkarlar.AKP kapatılır.Tayyip'te mahkemelerden paçasını kurtaramaz.Yeni kurulan partide yepyeni bir AKPAK Parti olarak lanse edilir.

akpyi savunan kim...

Bu forumda benim bildiğim en fenatik AKP ve Fethullah savunucusu sensin.Hayırdır artık utanırmı oldun?
 
Hala AKP'lilerden haber yok..... Yazar (Zaman Gazetesinden Ali Bulaç) AKP'nin çevirdiği bütün dolapları yazmış.... AKP'li arkadaşlar yok mu aranızda bu Ali Bulaç'a haddini bildirecek biri....
 
keske herkes bu kadar objektif olabilse
 
Geri
Üst