Harry 'gally' Ile Karşılaşınca

Я@SmUsSعN ™

♥ нєяşєуỉи нαуıяℓıѕı ♥
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
7,310
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
- ĭ ک † @ Ŋ b u £ -
344rtad.jpg




Futbolcularımızdan Harry Kewell ile Avustralya'nın en büyük spor dergilerinden biri olan Alpha tarafından yapılan röportajı, Avustralya'da yaşayan bir Galatasaraylı Emre Çaşkurlu çevirdi. Bu röportajı yayınlıyoruz:


Bizim için en garip sezon transferi olmasına rağmen, Harry Kewell Galatasaray'a transferinin doğu vaatleriyle dolu olduğuna inanıyor.
Röportaj Rob Pegley Fotoğraflar James Demitri Çevirmen Emre Çaşkurlu

Harry Nereye Gitti?
Birçok Avustralyalı gibi Alpha ofisi, Harry'nin Türkiye'ye gidişini kuşku, şaşkınlık ve açıkcası hayal kırıklığıyla karşıladı. Transferi gerçekleşmeden sadece birkaç gün önce, bir fotoğraf çekiminde Harry ile görüştük. O sıralarda, sadece üç kulübün kendisi ile ilgilendiği söyleniyordu -Fulham, Portsmouth ve AS Roma- ve bu üç kulübün kendisiyle ilgilenmesi Galatasaray'a transfer olacağı dedikodularına kıyasla daha akla yatıyordu. Bir Pompey taraftarı olarak, bütün bir sabah Harry'nin kendi iyiliği için Harry Redknapp'in Portsmouth'uyla sözleşme imzalaması için ikna etmeye çabaladım. Fakat Mark Schwarzer'in yeniden yapılanan İngiliz Premier Lig ekibi Fulham'a gidişi ile, Harry'nin Craven Cottage'a -Fulham'in Stadı- transferi başka bir iyi alternatif olarak gözüküyordu. Ayrica Totti ve Liverpool'dan takım arkadaşı Riise ile Roma'da Serie A futbolu oynama şansı da vardı. Bu durum için de hiç burun kıvırma lüksümüz yoktu.

Harry, Ağustos'tan önce konuşmanın erken olacağını söyleyerek, gelecekle ilgili hiçbir olası planını bizimle paylaşmadı. Sonunda 5 Temmuz'da Galatasaray ile sözleşme imzaladı. Fotoğraf çekiminde Nikolai Mandic (Kewell'in menajeri Bernie'nin oğlu ve yönetim ekibinin üyesi) Harry'nin yeni bir dil öğrenmek için cok hevesli olduğunu söyledi. Fakat doğrusunu söylemek gerekirse biz bu dilin Türkçe olacağını tahmin etmemiştik. Tarafsız bir gözle bakarsak, Galatasaray'ın büyük bir kulüp olduğundan şüphemiz yok. 2000 yılında Türkiye'de lig ve kupayı; Avrupa'da penaltılarla Arsenal'i eleyerek Uefa Kupası'nı ve Real Madrid'i eleyerek Süper Kupa'yı müzelerine götürerek 2001 yılında dünyanın en iyi futbol takımı unvanına layık görüldüler.

Korkutucu Ali Sami Yen statları, genelde "Cehenneme hoş geldiniz" bayraklarıyla süslenir. Ve doğrusunu da söylemek gerekirse 2000 yılı UEFA Kupası mücadelesinde, iki Leeds taraftarı bıçaklanarak İstanbul'da öldürülmüştü. Leeds taraftarları bunu hiçbir zaman unutmadı ve Kewell Galatasaray'a transferi üzerine, transferini savunan bir mektup yazmak zorunda kaldı. İyi niyet gösterisi olarak da, Leeds'de oynarken kullandığı 19 numarayı yeni takımı Galatasaray'da formasının sırtına yazdırdı.

Ayrıca, Harry İstanbul ekibinde top koşturacak ilk yabancı yıldız da olmayacak. Graeme Souness, Dean Saunders ve Barry Venison'u alarak Türkiye'de tartışmalı bir sezon geçirmişti. Ayrıca Brad Friedel, Frank De Boer, Mario Jardel ve Gheorghe Hagi de sarı kırmızılı formayı daha önceleri terletmişlerdi.

İstanbul: Avrupa'nın en iyi 3. şehri
İstanbul'un kendisine gelirsek, 2007 yılında Roma'nin ardından, Paris'i geride bırakarak Avrupa'nın en iyi üçüncü şehri seçildiğini söylememiz gerekli. Açıkçası batının doğu ile buluştuğu kültür oldukça büyüleyici ve hava kesinlikle Leeds veya Liverpool'dan daha iyidir.
Kewell ayrıca, İngiltere'nin çoğu uyanık kulübünün, sakatlıkları sebebiyle 1 yıllık sözleşme teklif ettiği bir dönemde, Galatasaray ile 2 yıllık sözleşme imzaladı. Ve son olarak, kendini tekrar Avrupa vitrinine koymasını sağlayacak Avrupa Kupaları'nda futbol oynama imkanına kavuştu. Şimdi her şey daha mantıklı geliyor değil mi?

İstanbul çok güzel bir şehir, Galatasaray ateşli taraftarlara sahip bir kulüp ve gelecek seneye Şampiyonlar Ligi'nde futbol oynama imkanına sahip olacaksın. Bu yüzden mi onlarla sözleşme imzaladın?
Evet, Galatasaray ve İstanbul. Aynen bahsettiğiniz gibi ve onlarla ilgili her şeyi iyi bir şekilde toparladınız. Bu karar futbolum dışında başka bir şey düşünülmeden verildi. Burası gelip, futbolumun keyfine bakabileceğim bir yer. Kulüp sağlığımla ilgili kendilerinden istediğim her şeyi yerine getirdi. Futbol, aile ve kültür gibi bütün her şeyi ölçüp biçince benim için oldukça kolay bir karar oldu.

Transferini garip bulan insanlara neler söylemek istersin?
Galatasaray çok büyük bir camia, bu kadar basit. Euro 2008'i ilk 4'te bitiren Türk milli takımının -ki rahatlıkla finale de çıkabilirlerdi- sekiz oyuncusu Galatasaray'dan. Ayrıca hepsi de as takım oyuncusu değil. Bu sekiz oyuncunun her biri, turnuva boyunca çeşitli maçlarda Türkiye için sahaya çıktılar. Türkiye'nin kazandığı iki maçta, 5 Galatasaraylı oyuncu ilk 11'de sahaya çıktı. Yarı finalde Almanya'ya karşı kaybettikleri maçta 4 Galatasaraylı ilk 11'de yer aldı. Bir takımın bu kadar çok oyuncusunu başarılı milli takımlara vermesi oldukça ender görülen bir şey. Peşimden koşan diğer takımlarla karşılaştırdığımda, geldiğim bu yerden oldukça memnunum.

Hayranların daha çok Aston Villa veya başka bir Avrupa ekibinde oynamanı tercih ederken, Galatasaray'a transferin garip bir "Futbola karşı hayat" ikilemi değil mi?
Daha çok Premier Lig'i takip eden hayranlarım öyle düşünebilir. Şampiyonlar Ligi'ni tercih edenler içinse, Şampiyonlar Ligi'nin Premier Lig'den daha kalitesiz olduğu düşünülemez. Ben bunu bir ikilem olarak görmüyorum. Tabii ki kafaları karıştı, fakat kararım hem futbol, hem de hayatım açısından oldukça kolay oldu.

Sadece 29 yaşındasın. Daha ne kadar uzun süre futbol oynamayı düşünüyorsun?
Daha önce de söylediğim gibi 40 yaşına kadar futbol oynamayı düşünüyorum. Kendimi çok iyi hissediyorum ve ilerisi için henüz bir son görmüyorum.

Bu kadar uzun süre oynayacağını göz önüne alırsak, bütün bu zamanını Türkiye'de geçirmeyeceğini farzediyorum. Kulüp futboluyla ilgili başka ne gibi arzuların var?
Türkiye'de tabii ki o kadar uzun süre oynamayı düşünmüyorum. Oynayacak ve kazanacak bir çok nedenim olduğunu hissediyorum. Tabii ki, Galatasaray'ın lig şampiyonluğu unvanını koruması ve Avrupa'da kazanması önceliklerim. Gittiğin her yerde kazanmak istersin ve benim burada bulunma sebebim de bu.

Galatasaray'i ikinci takımı olarak tutacak Avustralyalı hayranların, bilmeleri gereken şeyleri söyler misin?
Kaç Galatasaraylı oyuncunun milli takımda oynadıklarını öğrenmeleri iyi bir başlangıç. Bunun yanında Avrupa şampiyonasını kazanan İspanyol teknik direktör (Luis Aragones), Türkiye'de bir takım çalıştırıyor (Fenerbahçe) ve İspanya La Liga gol kralı da bu sene Türkiye'de forma giyecek (Dani Güiza, Fenerbahçe).

Harry ne söylerse söylesin, açıkcası ikna olmak icin Galatasaray'da bulunduğu birkaç ayı takip etmemiz gerekiyor. Galatasaray'a transferi gibi, Harry'nin kendisini görmek de bizim için bir sürprizdi. Beklediğimizden daha yalın ve uzundu, buna karşın beklediğimiz gibi yakışıklıydı. Makyajını yapan bayan makyaj artisti mükemmel olduğunu söyledi. "Hiçbir şey yapmama gerek kalmadı".

Ayrıca daha bilge, güleç ve dolaysız; Liverpool'la ilgili nüktelerini, Portsmouth ve taraftarları hakkındaki düşüncelerini de benimle paylaştı.
Çekim sırasında herkesle kolayca anlaşmasına rağmen, şüphe götürmez karizması diğerleriyle arasında bir mesafe olmasına sebep oldu. Harry'nin Avustralya'nın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olduğunu görmek oldukça kolaydı. Tamamen, stereotip modern bir oyuncu: manken bakışları, dikkat çeken dövmesi, bir dizi yıldızıyla Vegas evliliği, bunların yanında bizden biriymiş gibi olan çekiciliği ve karizması. Avustralya'da herkes Harry'yi cok seviyor. Parramatta Stadı'nda yapılacak çekimde, bir sorun yaşandı ve görevliler bizi beklemiyorlardı. Bir yönetici durumdan memnun değildi ve görünüşe göre çekim iptal olacaktı. Fakat Harry geldiği gibi, herkes gülücükler saçmaya başladı ve stat içine giriş hakkını hemen kaptık.

Avustralyalılar Harry'nin kariyerinin sakatlıklar yüzünden sekteye uğramasını umursamıyorlar. Onu Leeds'deki Mark Viduka'nın yanında oynayan müthiş yetenek olarak hatırlıyorlar. Bunun yanında Harry'nin hem FA Cup, hem de Şampiyonlar Ligi madalyası olduğunu da göz ardı etmemek gerekli. Açıkcası, Harry futbol kariyerinin başlangıcı olan 95 yılından beri Leeds ve Liverpool adına 378 üst düzey maçta oynadı.

Finansal nedenle Liverpool'a transferi sebebiyle (zamanında Gary Lineker bu hareketinden rahatsız olduğunu belirtmişti) İngiltere basınında büyük tepki çekmesine rağmen, Galatasaray Harry'nin sadece üçüncü klübü oldu. Bu açıkcası bu zamanda ender görülen bir olay.

Başarılarına rağmen, Liverpool'da geçen zamanlar Harry için pek güzel sayılmazdı. Anfield'deki günleri hakkında yayınlayabileceği biyografinin neler söyleyeceğini cok merak ediyoruz, buna karşın şimdilik buna olumlu bir son vermiş olduğundan dolayı mutlu gibi gözüküyor.

Liverpool'da geçirdiğin zamanlara nasıl bir gözle bakıyorsun?
Liverpool çok büyük bir kulüp ve hep öyle olacak, fakat artık bir değişim zamanı. Oradayken, Şampiyonlar Ligi'ni kazandık, iki kez Şampiyonlar Ligi finali oynadık, FA Cup'ı kazandık ve bir sezon Liverpool tarihindeki en yüksek puanla ligi tamamladik. Her zaman başarılarla ve onlar için harcanan zaman ve emekle ilgili oldukça iyi anılarım olacak.

Liverpool Rafael Benitez önderliğinde başarılı olabilecek mi, yoksa onlar için de bir değişim zamanı mı?
Onun gibi 4 yıl boyunca bunca başarısı ve Avrupa kariyeri olan herhangi bir menajer kolaylıkla başarılı olarak gösterilir. Onun Liverpool için yaptıkları göz önüne alınınca, kimse artık değişim zamanıdır diyemez.

Anfield'den kimle irtibatını kesmeyeceksin?
Finnan ve Djib.

Bütün uzun ve etkili cevapları arasında, belki de bu üç kelimeli cevabı Harry hakkında hepsinden daha fazla şey anlatıyor. Şu anki Liverpool kadrosu, takımın demirbaşları Steven Gerrard ve Jamie Carragher'in de dahil oldugu 59 kişiden olusuyor. Anfield'deki 5 yılı boyunca, Harry 100 kadar oyuncuyla karşılaştı ve sadece iki tanesi noel kartı listesine alıdı: İsimsiz bir sağ bek Steve Finnan ve Liverpool'daki kariyeri Harry gibi sakatlıklarla heba olan, kaprisli Fransız yıldız Djibril Cisse. Belki de rehabilitasyon idmanlarından dolayı oluşan bir ahbaplık?

Avustralya milli takımındaki takım arkadaşlarıyla iyi geçinmesine rağmen, görünen kadarıyla Liverpool'daki takım arkadaşlarıyla iyi bir bağ oluşturamamış. Leeds'den ayrılırken BBC'ye verdiği bir röportajda takım arkadaşlarını kendisini dışlamakla suçlamıştı. Belki de Harry maça çıkıp, futbolunu oynayarak, evine karısı ve üç çocuğunun yanına gitmekten mutlu oluyor. Tabii ki herkes iş sonrası bir biradan hoşlanacak diye bir şart yok.

Açıkcası Galatasaray'ın 26 oyuncusunun 21'ini oluşturan Türk oyuncular soyunma odasında yer kapmak için şakalaşmak dışında sorun çıkarmaz. Bunun yanında şimdilik dedikodu olan Lucas Neill transferi gerçekleşmezse, Harry'nin Türk olmayan takım arkadaşları, bir Brezilyalı, bir İsvecli, bir Portekizli defans oyuncusu ve Kongolu bir forvet olacak.

Harry başkalarına ihtiyac duymuyor olabilir fakat bunun herkesin standardlarına uyması beklenemez. Harry'nin Türkiye macerası kısa ömürlü olsa bile, belki de Harry Türkçe derslerine başlamalı, yoksa Noel-Kartı listesi pek uzamayacak.


G.saray​
 
gaLıßa 1 ay oncekı falan bu raportaj cok guzeldı hepsını okudum gercekden çok yeteneklı we ßaşarılı ßir futßolcu keweLL
ßence jußiLesini ßileßurda yapmalı çok alıstık 10'a ;)
 
Kendine Has Hareketleri, FuLeLi Sağlam Driplingleri, Nokta OrtaLarı, Muhteşem Şut Tekniği Ve En ÖnemLisi Karakteriyle Tam Bir Sporcu Ve GençLere De Çok İyi Bir Örnek KeweLL'ın GaLatasaray'da OLması Çok GüzeL...
 
Türkiye'de uzun süre kalmayacağım

Galatasaray'ın yeni transferlerinden Harry Kewel, 40 yaşına kadar futbol oynamayı düşündüğünü söyledi.


Avustralya'nın en büyük spor dergilerinden biri olan Alpha'nın, Kewell ile transferinden hemen sonra yaptığı röportaj, Galatasaray'ın resmi internet sitesinde bugün yayınlandı.

Kewell, röportajında “Sadece 29 yaşındasın. Daha ne kadar futbol oynamayı düşünüyorsun” sorusunu, “Daha önce de söylediğim gibi 40 yaşına kadar futbol oynamayı düşünüyorum. Kendimi çok iyi hissediyorum ve ilerisi için henüz bir son görmüyorum” derken, “Bu kadar uzun süre oynayacağını göz önüne alırsak, bütün bu zamanını Türkiye'de geçirmeyeceğini farz ediyorum. Kulüp futboluyla ilgili başka ne gibi arzuların var” sorusu üzerine de, “Türkiye'de tabii ki o kadar uzun süre oynamayı düşünmüyorum. Oynayacak ve kazanacak bir çok nedenim olduğunu hissediyorum. Tabii ki, Galatasaray'ın lig şampiyonluğu unvanını koruması ve Avrupa'da kazanması önceliklerim. Gittiğin her yerde kazanmak istersin ve benim burada bulunma sebebim de bu” yanıtını verdi.


2zs5mb6.jpg



Röportajda, Harry Kewell'ın Galatasaray'a transferinin doğu vaatleriyle dolu olduğuna inandığı belirtilirken, oyuncu, sarı-kırmızılı kulübü tercih etme nedenlerini de “Galatasaray ve İstanbul. Bu karar futbolum dışında başka bir şey düşünülmeden verildi. Burası gelip, futbolumun keyfine bakabileceğim bir yer. Kulüp, sağlığımla ilgili kendilerinden istediğim her şeyi yerine getirdi. Futbol, aile ve kültür gibi bütün her şeyi ölçüp biçince, benim için oldukça kolay bir karar oldu” diye sıraladı.

Kewell, “Transferini garip bulan insanlara neler söylemek istersin” sorusu üzerine, şunları kaydetti:

“Galatasaray çok büyük bir camia, bu kadar basit. Euro 2008'i ilk 4'te bitiren Türk Milli Takımı rahatlıkla finale de çıkabilirdi. Milli takımın sekiz oyuncusu ise Galatasaray'dan. Ayrıca hepsi de as takım oyuncusu değil. Bu sekiz oyuncunun her biri, turnuva boyunca çeşitli maçlarda Türkiye için sahaya çıktılar. Türkiye'nin kazandığı iki maçta, 5 Galatasaraylı oyuncu ilk 11'de sahaya çıktı. Yarı finalde Almanya'ya karşı kaybettikleri maçta 4 Galatasaraylı ilk 11'de yer aldı. Bir takımın bu kadar çok oyuncusunu başarılı milli takımlara vermesi oldukça ender görülen bir şey. Peşimden koşan diğer takımlarla karşılaştırdığımda, geldiğim bu yerden oldukça memnunum.”
Avustralyalı oyuncu, “Galatasaray'ı ikinci takımı olarak tutacak Avustralyalı hayranların, bilmeleri gereken şeyleri söyler misin” sorunu da şöyle yanıtladı:

“Kaç Galatasaraylı oyuncunun milli takımda oynadıklarını öğrenmeleri iyi bir başlangıç. Bunun yanında Avrupa şampiyonasını kazanan İspanyol teknik direktör (Luis Aragones), Türkiye'de bir takım çalıştırıyor (Fenerbahçe) ve İspanya La Liga gol kralı da bu sene Türkiye'de forma giyiyor (Dani Güiza, Fenerbahçe).”

hürriyet
 
ßunun tamamını okursan cımßızla secldıgını anlarsın ;)
zaten ßurdakı rportaj daha futßol sezonu aılmadan yapılmıs.
yanı ßence Haryy nın fıkrı degıstı.​
 
Geri
Üst