PESİMİSTYLE
New member
“Cezaevinde seks” projesinin, Avrupa Birliği’ndeki fikir babası, eski CHP İstanbul Milletvekili Alirıza Gülçiçek çıktı.
Avrupa Konseyi’ne iki yıl önce ‘hükümlülerin cinsel ilişki hakkı’ üzerine rapor hazırlayan CHP’li Gülçiçek, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 48 ülkenin bunu kabul ettiğini söyledi. Gülçiçek’e göre hükümlüler arasında ayrım yapılamaz, bu yüzden bekârlar da, Öcalan da bu haktan faydalanmalı
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’e bir hükümlüden gelen mektupla yeniden tartışmaya açılan “cezaevinde seks” projesinin, Avrupa Birliği’ndeki fikir babası, eski CHP İstanbul Milletvekili Alirıza Gülçiçek çıktı.
Geçtiğimiz dönem TBMM’de görev yapan ve Avrupa Konseyi’nde Türkiye’yi temsil eden Gülçiçek’in, Konsey tarafından 2006 yılında kabul edilen “cezaevinde seks” kararının raportörü olduğu ve olumlu yönde görüş bildirdiği öğrenildi. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 48 ülkenin imzaladığı “tavsiye kararı” evli veya bekâr ayırımı yapmadan mahkûmların, cezaevinde cinsel ilişki hakkından yararlanmalarını düzenliyor. Konseyin bu kararı o dönemde yine AKŞAM tarafından “özel haber” olarak Türkiye’ye duyurulmuştu.
Türkiye’nin imza atarak tarafı olduğu bu karara mutlaka uyması gerektiğini belirten CHP’li Gülçiçek, raportörlüğünü üstlendiği “cezaevinde seks” kararının Avrupa Konseyi’nde kabul edilme sürecini ve o dönem yaşadıklarını AKŞAM’a anlattı.
BAKANLIK PROJEYİ ONAYLADI
Avrupa Konseyi’nde görev yaptığı dönemde kendisinin yanı sıra eski AKP Milletvekili Mustafa Ilıcalı’nın da Türkiye’yi temsil eden grupta yer aldığını belirten Gülçiçek, “cezaevinde seks” projesine AKP’nin karşı çıkmadığını söyledi. Rapor hazırlama sürecinde Adalet Bakanlığı yetkilileri ile de görüştüğünü hatırlatan Gülçiçek, “Bakanlık da projeye onay verdi. Şimdi Türkiye’nin yapması gereken Konsey’in bu kararını süratle uygulamaya geçirmesidir. Bunun için gerekli olan mevzuat ve cezaevlerindeki altyapı çalışmalarının bir an önce hazırlanması doğru olur” dedi.
ÖCALAN DA YARARLANABİLİR
Cinsel ilişki ile anne baba olma isteğinin, en temel insan hakkı olduğunu vurgulayan Gülçiçek, Konsey’in kararında evli - bekar ayırımı olmadığı için olası bir düzenlemenin tüm hükümlüleri kapsaması gerektiğini, bu çerçevede Abdullah Öcalan’ın da haktan yararlanabileceğini savundu. Gülçiçek’in değerlendirmeleri şöyle:
PROJE RAPORTÖRÜYDÜM: Geçen dönem Avrupa Konseyi “Sağlık, Aile, Sosyal İşler Komisyonu” üyesi olarak görev yaptım. “Mahkumların topluma yeniden kazandırılması” projesinde aktif görev üstlendim, raportörlüğünü de ben yaptım.
TÜRKİYE UYGULAMAK ZORUNDA: Hazırladığımız rapor Genel Kurul’da 11 Nisan 2006’da kabul edildi. Türkiye imza atıp taraf olduğu için istese de istemese de uygulamak zorunda. Sistemin Türkiye’de de işleyeceğine inanıyorum. Şu anda uygulamanın olduğu Avrupa ülkeleri zaten var.
İNGİLTERE KARŞI ÇIKTI: Oylamada aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 48 ülke olumlu oy kullandı. İngiltere ret oyu verdi. O dönem İngiltere bu düzenlemeye yoğun muhalefet etti. Ben de röportör olarak İngiltere’nin duruşuna destek verseydim, bu bölüm rapora giremezdi. İngiliz parlamenterler iki nedenle karşı çıkıyordu. Birincisi mahkumların bir mahcubiyet duygusu içine gireceği, ikincisi de mahkumların eşleri aracılığı ile cezaevlerine uyuşturucu sokabileceği endişesini taşıyorlardı.
Özel odalar da önerdim
Gülçiçek, tezini şöyle geliştirmiş: Böyle bir hakkın verilmesinin mahkumların topluma kazandırılma sürecine katkı sağlayacağına dikkat çekmiştim. Raporumda cezaevinde cinsel ilişki uygulaması için özel odalar yapılması gibi altyapı eksiklerinin giderilmesi konularına da değinmiştim.
EVLİ-BEKAR AYIRIMI YOK: Kararda evli veya bekar mahkum ayrımı yapılmadı. Konsey’in bu kararı cezaevinde cinsel ilişkiye genel anlamda onay veriyor. Her ülke uygulamayı hayata geçirirken kendi şartları, mevzuatı ve cezaevlerinin fiziki yapılarını dikkate alarak farklı düzenlemeler oluşturabilir.
BANA ÇOK TAKILANLAR OLDU: Avrupa Konseyi’nde hazırladığım rapor nedeniyle birçok milletvekili arkadaşım espriler yapıp takılmışlardı. Konu seks olunca böyle esprilerin yapılması ve bunlara muhatap olmak kaçınılmaz oluyor.
MAHKUM AYRIMI YAPILAMAZ: Eğer uygulama Türkiye’de hayata geçirilirse mahkumlar arasında ayrım yapılamaz. Böyle bir ayrım hem eşitlik ilkesine hem de insan haklarına aykırılık oluşturur. Bana göre eğer ‘cinsel ilişki hakkı’ tanınırsa hükümlü statüsünde bulunan Öcalan da bundan yararlanabilir. Çünkü devlet bekar hükümlünün de haklarını gözetmek durumundadır.
ULUSLARARASI HUKUK ÜSTÜNDÜR: Türkiye olarak uluslararası bir karara uymak durumundayız. Uluslararası sözleşme ve kararların iç hukukun üzerinde olduğu Anayasamıza girdi. Avrupa Konseyi’nin kararına imza atan Türkiye’nin, bu kararın gereğini yerine getirmek için bir an önce harekete geçmesi gerekiyor. Bu konuda hem mevzuat hem de cezaevlerindeki fiziki alt yapı süratle hazırlanmalıdır.
Sedat Peker gibi örneklerle iş magazinleşiyor
ÖNERİM İNSANİ BOYUTLU: Bizim önerimiz eş ziyaretinde hoşgörü ve esnekliği düzenliyor ve insani bir bakış açısı var. Şimdi konunun Sedat Peker ve avukat eşinin hamileliği gibi yan unsurlarla ve çeşitli açıklamalarla magazinleştirildiğini düşünüyorum.
ÇİÇEK’LE DE GÖRÜŞTÜM: Raporun hazırlanması sürecinde Adalet Bakanlığı yetkilileri ile de görüştüm. Bakanlık o dönemde projeye karşı çıkmadı. Komisyonda Türkiye’yi benimle birlikte AKP’li vekil Mustafa Ilıcalı da temsil etti. AKP’liler de bu projeye karşı çıkmamışlardı.
ÜZERİNDE 1 YIL ÇALIŞTIM: Yaklaşık bir yıllık çalışma neticesinde cezaevinde cinsel ilişkiyi destekleyen raporu hazırlayıp Komite’ye sundum. Komite de aynı raporu Genel Kurul’a sundu ve kabul edildi. Raporumda, cinsel ilişki ihtiyacı ile anne ve baba olma isteğinin en temel insan hakkı olduğunu, mahkumların böyle bir haktan yoksun bırakılamayacağı tezini vurguladım ve bu tutumum ikna edici oldu.
(Akşam)
Daha önce verildiyse özür dilerim.
Avrupa Konseyi’ne iki yıl önce ‘hükümlülerin cinsel ilişki hakkı’ üzerine rapor hazırlayan CHP’li Gülçiçek, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 48 ülkenin bunu kabul ettiğini söyledi. Gülçiçek’e göre hükümlüler arasında ayrım yapılamaz, bu yüzden bekârlar da, Öcalan da bu haktan faydalanmalı
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’e bir hükümlüden gelen mektupla yeniden tartışmaya açılan “cezaevinde seks” projesinin, Avrupa Birliği’ndeki fikir babası, eski CHP İstanbul Milletvekili Alirıza Gülçiçek çıktı.
Geçtiğimiz dönem TBMM’de görev yapan ve Avrupa Konseyi’nde Türkiye’yi temsil eden Gülçiçek’in, Konsey tarafından 2006 yılında kabul edilen “cezaevinde seks” kararının raportörü olduğu ve olumlu yönde görüş bildirdiği öğrenildi. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 48 ülkenin imzaladığı “tavsiye kararı” evli veya bekâr ayırımı yapmadan mahkûmların, cezaevinde cinsel ilişki hakkından yararlanmalarını düzenliyor. Konseyin bu kararı o dönemde yine AKŞAM tarafından “özel haber” olarak Türkiye’ye duyurulmuştu.
Türkiye’nin imza atarak tarafı olduğu bu karara mutlaka uyması gerektiğini belirten CHP’li Gülçiçek, raportörlüğünü üstlendiği “cezaevinde seks” kararının Avrupa Konseyi’nde kabul edilme sürecini ve o dönem yaşadıklarını AKŞAM’a anlattı.
BAKANLIK PROJEYİ ONAYLADI
Avrupa Konseyi’nde görev yaptığı dönemde kendisinin yanı sıra eski AKP Milletvekili Mustafa Ilıcalı’nın da Türkiye’yi temsil eden grupta yer aldığını belirten Gülçiçek, “cezaevinde seks” projesine AKP’nin karşı çıkmadığını söyledi. Rapor hazırlama sürecinde Adalet Bakanlığı yetkilileri ile de görüştüğünü hatırlatan Gülçiçek, “Bakanlık da projeye onay verdi. Şimdi Türkiye’nin yapması gereken Konsey’in bu kararını süratle uygulamaya geçirmesidir. Bunun için gerekli olan mevzuat ve cezaevlerindeki altyapı çalışmalarının bir an önce hazırlanması doğru olur” dedi.
ÖCALAN DA YARARLANABİLİR
Cinsel ilişki ile anne baba olma isteğinin, en temel insan hakkı olduğunu vurgulayan Gülçiçek, Konsey’in kararında evli - bekar ayırımı olmadığı için olası bir düzenlemenin tüm hükümlüleri kapsaması gerektiğini, bu çerçevede Abdullah Öcalan’ın da haktan yararlanabileceğini savundu. Gülçiçek’in değerlendirmeleri şöyle:
PROJE RAPORTÖRÜYDÜM: Geçen dönem Avrupa Konseyi “Sağlık, Aile, Sosyal İşler Komisyonu” üyesi olarak görev yaptım. “Mahkumların topluma yeniden kazandırılması” projesinde aktif görev üstlendim, raportörlüğünü de ben yaptım.
TÜRKİYE UYGULAMAK ZORUNDA: Hazırladığımız rapor Genel Kurul’da 11 Nisan 2006’da kabul edildi. Türkiye imza atıp taraf olduğu için istese de istemese de uygulamak zorunda. Sistemin Türkiye’de de işleyeceğine inanıyorum. Şu anda uygulamanın olduğu Avrupa ülkeleri zaten var.
İNGİLTERE KARŞI ÇIKTI: Oylamada aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 48 ülke olumlu oy kullandı. İngiltere ret oyu verdi. O dönem İngiltere bu düzenlemeye yoğun muhalefet etti. Ben de röportör olarak İngiltere’nin duruşuna destek verseydim, bu bölüm rapora giremezdi. İngiliz parlamenterler iki nedenle karşı çıkıyordu. Birincisi mahkumların bir mahcubiyet duygusu içine gireceği, ikincisi de mahkumların eşleri aracılığı ile cezaevlerine uyuşturucu sokabileceği endişesini taşıyorlardı.
Özel odalar da önerdim
Gülçiçek, tezini şöyle geliştirmiş: Böyle bir hakkın verilmesinin mahkumların topluma kazandırılma sürecine katkı sağlayacağına dikkat çekmiştim. Raporumda cezaevinde cinsel ilişki uygulaması için özel odalar yapılması gibi altyapı eksiklerinin giderilmesi konularına da değinmiştim.
EVLİ-BEKAR AYIRIMI YOK: Kararda evli veya bekar mahkum ayrımı yapılmadı. Konsey’in bu kararı cezaevinde cinsel ilişkiye genel anlamda onay veriyor. Her ülke uygulamayı hayata geçirirken kendi şartları, mevzuatı ve cezaevlerinin fiziki yapılarını dikkate alarak farklı düzenlemeler oluşturabilir.
BANA ÇOK TAKILANLAR OLDU: Avrupa Konseyi’nde hazırladığım rapor nedeniyle birçok milletvekili arkadaşım espriler yapıp takılmışlardı. Konu seks olunca böyle esprilerin yapılması ve bunlara muhatap olmak kaçınılmaz oluyor.
MAHKUM AYRIMI YAPILAMAZ: Eğer uygulama Türkiye’de hayata geçirilirse mahkumlar arasında ayrım yapılamaz. Böyle bir ayrım hem eşitlik ilkesine hem de insan haklarına aykırılık oluşturur. Bana göre eğer ‘cinsel ilişki hakkı’ tanınırsa hükümlü statüsünde bulunan Öcalan da bundan yararlanabilir. Çünkü devlet bekar hükümlünün de haklarını gözetmek durumundadır.
ULUSLARARASI HUKUK ÜSTÜNDÜR: Türkiye olarak uluslararası bir karara uymak durumundayız. Uluslararası sözleşme ve kararların iç hukukun üzerinde olduğu Anayasamıza girdi. Avrupa Konseyi’nin kararına imza atan Türkiye’nin, bu kararın gereğini yerine getirmek için bir an önce harekete geçmesi gerekiyor. Bu konuda hem mevzuat hem de cezaevlerindeki fiziki alt yapı süratle hazırlanmalıdır.
Sedat Peker gibi örneklerle iş magazinleşiyor
ÖNERİM İNSANİ BOYUTLU: Bizim önerimiz eş ziyaretinde hoşgörü ve esnekliği düzenliyor ve insani bir bakış açısı var. Şimdi konunun Sedat Peker ve avukat eşinin hamileliği gibi yan unsurlarla ve çeşitli açıklamalarla magazinleştirildiğini düşünüyorum.
ÇİÇEK’LE DE GÖRÜŞTÜM: Raporun hazırlanması sürecinde Adalet Bakanlığı yetkilileri ile de görüştüm. Bakanlık o dönemde projeye karşı çıkmadı. Komisyonda Türkiye’yi benimle birlikte AKP’li vekil Mustafa Ilıcalı da temsil etti. AKP’liler de bu projeye karşı çıkmamışlardı.
ÜZERİNDE 1 YIL ÇALIŞTIM: Yaklaşık bir yıllık çalışma neticesinde cezaevinde cinsel ilişkiyi destekleyen raporu hazırlayıp Komite’ye sundum. Komite de aynı raporu Genel Kurul’a sundu ve kabul edildi. Raporumda, cinsel ilişki ihtiyacı ile anne ve baba olma isteğinin en temel insan hakkı olduğunu, mahkumların böyle bir haktan yoksun bırakılamayacağı tezini vurguladım ve bu tutumum ikna edici oldu.
(Akşam)
Daha önce verildiyse özür dilerim.