MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Başbakan, “başkanlık sistemi”ne geçiş fikrini ortaya attı ya... Yandaş medyanın tüm kalemleri şimdi “başkanlık sisteminin erdemleri” ni anlatıyor...
Meğer “ne yararlı bir şey”miş şu başkanlık sistemi de haberimiz yokmuş!
Madem öyle istiyor arkadaşlar; hemen kendimize model alabileceğimiz bir ülke aramaya başlayalım:
***
Mesela Ermenistan’a benzemeye ne dersiniz?
Beğenmediyseniz; Afganistan veya Arjantin de olur...
Olmadı mı?
O zaman Beyaz Rusya...
Ya da:
Şili, Kostarika, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Haiti, Honduras, Nikaragua, Nijerya, Meksika, Peru, Liberya, Panama...
Biliyorum; hepsinde neredeyse üç yılda bir darbe yapılıyor ve siz darbe istemiyorsunuz...
İyi de tüm bu ülkeler o çok istediğiniz başkanlık sistemiyle yönetiliyor, neden karşı çıkıyorsunuz ki?
***
Aslında bazı arkadaşların tam da istedikleri bir “model ülke” var: İran!
Hem başkanlık sistemi, hem şeriat devleti... Çifte kavrulmuş lokum yani...
Bunu da beğenmediyseniz; Sudan, Surinam, Tanzanya, Uganda, Zambia, Guatemala...
***
Boş yere burun kıvırmayın...
Dünyada “başkanlık sistemi”yle yönetilen 38 ülkenin 37’si üç aşağı beş yukarı bu standartlarda...
Hepsi demokrasi sınavında sınıfta kalıyor...
Tamamına yakınında büyük iç çatışmalar yaşanıyor...
Büyük çoğunluğunda halk açlıktan, sefaletten sürünüyor...
Başkanlar arada bir seçimle, çoğu zaman da darbeyle değişiyor ama halkın kara yazgısı değişmiyor...
***
Başkanlıkla yönetilen ve durumu iyi olan tek ülke ise ABD!
Bu yüzden ikide bir ısıtıp ısıtıp bu sistemi önümüze sürenler, hep ABD’yi örnek gösteriyor... 38’in 37’sini saklıyor; ABD’deki sisteme methiye düzüyor!
***
Eğer biz de “başkanlık sistemi” ne geçeceksek...
Yani sayıyı 39’a yükselteceksek...
ABD gibi mi olacağız, yoksa diğer 37 ülke gibi olup sayılarını 38’e mi çıkartacağız?
Ölçün, biçin karar verin...
“Canım biz mutlaka ABD gibi oluruz” diyorsanız, sorun yok... Hemen geçelim!
Ama... Dikkat edin:
Gelişmiş ülkelerin tamamına yakını bu sistemi reddediyor...
Üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği ülkeleri arasında bu sistemle yönetilen bir tek ülke bile yok...
O ülkelerde kimse “Başkanlık sistemine geçelim” diye tutturmuyor...
Hiçbiri; parlamenter demokratik sistemden uzaklaşmayı aklına bile getirmiyor...
Peki neden?
O ülkelerin halkı, siyasetçisi aptal mı ki “başkanlık sistemi”nin peşinde koşmuyor?
Ya da... Aptallarsa; biz onların arasına girmek, yani AB üyesi olmak için neden bu kadar çırpınıp duruyoruz?
***
UYUYANLAR!
Meclis’te anayasa değişikliği görüşmeleri uzayınca, bazı milletvekilleri önlerindeki sıralara yaslanarak derin uykuya dalmışlar.
Oylama zamanı geldiğinde ise “uyumayan” arkadaşları tarafından uyandırılmışlar ve gidip oylarını kullanmışlar!
İşte Türkiye’deki demokrasi anlayışı bu:
Uykudan da taviz yok, oydan da...
Ondan sonra biz de uyuyarak çıkarılan yasalardan, horultular eşliğinde değiştirilen anayasadan hayır bekliyoruz!
Ne diyeyim; daha çoook bekleriz...
***
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Erdoğan’ın 1993 yılında verdiği bir röportajda, “Başkanlık sistemi, Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesi” dediği ortaya çıktı.
O günden bugüne ne değişti ki şimdi başkanlık sistemini istiyor?
***
Yumruğa alternatif!
Tıpkı Iraklı gazetecinin ABD Başkanı’na ayakkabı fırlatması gibi, siyasetçilere yumruklu saldırı da moda haline geldi.
Önce DTP’nin Eşbaşkanı, sonra Enerji Bakanı, dün de Çankırı Belediye Başkanı yumruklu saldırının hedefi oldu.
İşin ilginci; bu saldırıları kınayanlar kadar destekleyenlerin de olması...
Hem de inanamayacağınız kadar çoklar...
Siyasetçilerin kutuplaşmayı bu kadar körükledikleri, toplumu tam ortadan ikiye bölmek için ellerinden geleni arkalarına koymadıkları bir dönemde, tepki göstermek isteyenlere yerden göğe kadar hak veriyorum.
Ama... Bu tepkilerin demokratik olabilmesi için, “şiddet içermemesi” gerekiyor!
Eğer; bir gün sizin de karşınıza görüşlerini ve icraatlarını beğenmediğiniz bir siyasetçi çıkarsa...
Ve içinizden tepki göstermek gelirse...
Sakın şiddeti seçmeyin!
Sadece olduğunuz yerde arkanızı dönün. Yüzlerine bile bakmayın...
Eminim ki bu protesto şekli, ülkeyi gerginliğe sürükleyen “yumruk” lardan daha etkili olacaktır.
..::MUSTAFA MUTLU::..
Meğer “ne yararlı bir şey”miş şu başkanlık sistemi de haberimiz yokmuş!
Madem öyle istiyor arkadaşlar; hemen kendimize model alabileceğimiz bir ülke aramaya başlayalım:
***
Mesela Ermenistan’a benzemeye ne dersiniz?
Beğenmediyseniz; Afganistan veya Arjantin de olur...
Olmadı mı?
O zaman Beyaz Rusya...
Ya da:
Şili, Kostarika, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Haiti, Honduras, Nikaragua, Nijerya, Meksika, Peru, Liberya, Panama...
Biliyorum; hepsinde neredeyse üç yılda bir darbe yapılıyor ve siz darbe istemiyorsunuz...
İyi de tüm bu ülkeler o çok istediğiniz başkanlık sistemiyle yönetiliyor, neden karşı çıkıyorsunuz ki?
***
Aslında bazı arkadaşların tam da istedikleri bir “model ülke” var: İran!
Hem başkanlık sistemi, hem şeriat devleti... Çifte kavrulmuş lokum yani...
Bunu da beğenmediyseniz; Sudan, Surinam, Tanzanya, Uganda, Zambia, Guatemala...
***
Boş yere burun kıvırmayın...
Dünyada “başkanlık sistemi”yle yönetilen 38 ülkenin 37’si üç aşağı beş yukarı bu standartlarda...
Hepsi demokrasi sınavında sınıfta kalıyor...
Tamamına yakınında büyük iç çatışmalar yaşanıyor...
Büyük çoğunluğunda halk açlıktan, sefaletten sürünüyor...
Başkanlar arada bir seçimle, çoğu zaman da darbeyle değişiyor ama halkın kara yazgısı değişmiyor...
***
Başkanlıkla yönetilen ve durumu iyi olan tek ülke ise ABD!
Bu yüzden ikide bir ısıtıp ısıtıp bu sistemi önümüze sürenler, hep ABD’yi örnek gösteriyor... 38’in 37’sini saklıyor; ABD’deki sisteme methiye düzüyor!
***
Eğer biz de “başkanlık sistemi” ne geçeceksek...
Yani sayıyı 39’a yükselteceksek...
ABD gibi mi olacağız, yoksa diğer 37 ülke gibi olup sayılarını 38’e mi çıkartacağız?
Ölçün, biçin karar verin...
“Canım biz mutlaka ABD gibi oluruz” diyorsanız, sorun yok... Hemen geçelim!
Ama... Dikkat edin:
Gelişmiş ülkelerin tamamına yakını bu sistemi reddediyor...
Üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği ülkeleri arasında bu sistemle yönetilen bir tek ülke bile yok...
O ülkelerde kimse “Başkanlık sistemine geçelim” diye tutturmuyor...
Hiçbiri; parlamenter demokratik sistemden uzaklaşmayı aklına bile getirmiyor...
Peki neden?
O ülkelerin halkı, siyasetçisi aptal mı ki “başkanlık sistemi”nin peşinde koşmuyor?
Ya da... Aptallarsa; biz onların arasına girmek, yani AB üyesi olmak için neden bu kadar çırpınıp duruyoruz?
***
UYUYANLAR!
Meclis’te anayasa değişikliği görüşmeleri uzayınca, bazı milletvekilleri önlerindeki sıralara yaslanarak derin uykuya dalmışlar.
Oylama zamanı geldiğinde ise “uyumayan” arkadaşları tarafından uyandırılmışlar ve gidip oylarını kullanmışlar!
İşte Türkiye’deki demokrasi anlayışı bu:
Uykudan da taviz yok, oydan da...
Ondan sonra biz de uyuyarak çıkarılan yasalardan, horultular eşliğinde değiştirilen anayasadan hayır bekliyoruz!
Ne diyeyim; daha çoook bekleriz...
***
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Erdoğan’ın 1993 yılında verdiği bir röportajda, “Başkanlık sistemi, Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesi” dediği ortaya çıktı.
O günden bugüne ne değişti ki şimdi başkanlık sistemini istiyor?
***
Yumruğa alternatif!
Tıpkı Iraklı gazetecinin ABD Başkanı’na ayakkabı fırlatması gibi, siyasetçilere yumruklu saldırı da moda haline geldi.
Önce DTP’nin Eşbaşkanı, sonra Enerji Bakanı, dün de Çankırı Belediye Başkanı yumruklu saldırının hedefi oldu.
İşin ilginci; bu saldırıları kınayanlar kadar destekleyenlerin de olması...
Hem de inanamayacağınız kadar çoklar...
Siyasetçilerin kutuplaşmayı bu kadar körükledikleri, toplumu tam ortadan ikiye bölmek için ellerinden geleni arkalarına koymadıkları bir dönemde, tepki göstermek isteyenlere yerden göğe kadar hak veriyorum.
Ama... Bu tepkilerin demokratik olabilmesi için, “şiddet içermemesi” gerekiyor!
Eğer; bir gün sizin de karşınıza görüşlerini ve icraatlarını beğenmediğiniz bir siyasetçi çıkarsa...
Ve içinizden tepki göstermek gelirse...
Sakın şiddeti seçmeyin!
Sadece olduğunuz yerde arkanızı dönün. Yüzlerine bile bakmayın...
Eminim ki bu protesto şekli, ülkeyi gerginliğe sürükleyen “yumruk” lardan daha etkili olacaktır.
..::MUSTAFA MUTLU::..