Kabızlık, gebelik döneminde, anne adylarının mide bulantısından sonra en sık karşılaştıkları tipik rahatsızlıktır. Bebek bekleyen kadınların yarısından fazlası, genellikle hafif bir şekilde gebeliğin yaklaşık on birinci haftasında başlayan, yedinci ayından sonra ise oldukça kuvvetli olan bu rahatsızlığı çekmektedir.
Kısa süre önce yapılan bir çaışmaya göre, gebe kadınlarda görülme sıklığı birinci ve ikinciüç aylık dönemde %25 oranındadır. Üçüncü üç aylık dönemde ise bu orn %16ya düşmekte ve lohusalık döneminde tekrar %25e çıkmaktadır.
Olası sebebler nelerdir?
Gebelik süresince östrojen ve progesteron hormonlarında bir artış söz konusudur. Bu hormonlar gebeliğin yapı taşlarındandır ve uterus kasılmalarını engelleyerek, olası bir doğal düşüğü önlemektedirler. Progesteron, isminin kökeninden de anlaşılacağı gibi ( pro-gestare / döllenmeye yardımcı ), uterus kaslarını gevşeterek, gebeliği kolaylaştırmakta ve birkaç gramdan 1000-1500 gramı aşan oranlara varan uterus kaslarının gelişimine ( miyometri ) yardımcı olmaktadır. Progesteron ayrıca, bebeğin beslenmesi için kaçınılmaz olan plasentanın aktivitesine de yardımcı olur ancak aynı zamanda gastrointestinal hareketliliği azaltmakta ve bağırsaklardaki dışkı geçisini yavaşlatmaktadır.
Diğer bir sebep de, yaşam tarzında meydana gelen fiziksel aktivitenin azaltılması ve kilo alma gibi olaylara sebep olan beslenme değişiklikleri gibi değişikliklerdir.
Gebelik döneminde uterusun, bağırsakların son bölümünde yaptığı basınç olan mekanik etki de unutulmamalıdır; bu rahatsızlık, gebelik ilerledikçe hissedilir derecede artmakta ve en çok da üçüncü üç aylık dönemde etkili olmaktadır.
Gebelik döneminde sık sık gerekli olan demir takvisyesi de, bağırsakların fonksiyonunu kötüleştirmektedir.
Neden ortaya çıkar?
Kabızlık; hemoroit, basur ve fisür gibi, anüs ve rektum ile ilgili başka patolojilerin ortaya çıkmasındaki nedenlerden biri olabilir. Bu komplikasyonların gebe kadınlarda ençok ortaya çıktığı ve en çok rahatsızlık verdiği dönem, kabızlık sebebiyle dışkılama esnasında zorlanma olduğu dönemdir. Kabızlık ile yakından ilgili olan diğer bir patooloji de, bağırsaklardaki bakteri florasında meydana gelen değişimlerdir. Bu değişimler durumunda bağırsak hareketlerinde yavaşlama ve ampula rekti bölümünde dışkının birikmesi gibi sorunlar ortaya çıkar ve bu da bağırsak enfeksiyonlarına daha da önemlisi idrar yolları ve genital bölgelerde enfeksiyona sebep olur. Bu durumda jinekologlar, gebelik döneminde kaçınılması gereken anti bakteriyel tedavileri uygulamak zorunda kalırlar.
Dolayısıyla kabızlığa karşı çok dikkatli bir şekilde önlem alınmalı ve tedavi edilmeli ve bu şekilde sadece gebeliği değil, doğumdan sonra da kadınların hayatını olumsuz yönde etkiletebilecek hastalıkların ortaya çıkmasına engel olunmalıdır.
Gebelik döneminde kabızlık nasıl engellenir ya da kabılığın verdiği rahatsızlık nasıl minimuma indirilir?
Her gün fiziksel aktivite yapınız ( yürüyüş ya da hafif jimnastik gibi ) bu şekilde kan dolaşımını hızlandırmış ve karın kaslarını güçlendirmiş olursunuz.
Yeterli miktarda sıvı tüketiniz ( günde 1,5-2 litre ), bu şekilde bağırsaklarınızın içindekileri yumuşak tutmuş, dışkıların geçişini kolaylaştırmış olursunuz.
Meyveyi ve sebzeyi sofrnızdan eksik etmeyiniz ( özellikle de kivi, taze fasulye, kabak ), ayrıca dışkıların bağırsaklardan geçişini kolaylaştırmaya yardımcı olan çözünebilir bitkisel liflerin tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Bağırsaklarınızdaki irtasyonu engellemek için alkol ve yağ tüketiminden kçınınız.
Peki, bütün bunlar yeterli olmayınca neler yapılmalı?
Eğer hijyenik-diyetetik ve psikolojik tedavi çabaları yeterli olmadıysa, gluucomannan gibi çözünebilir lifler içeren bir besin takviyesi gerekli olacaktır.
Burada iyi tolere edilebilen, bebeğin gelişimi süresince çok önemli rol oynayan bazı mikro besinlerin ( kalsiyum ya da demir gibi ) emilimi ile etkileşmeyen çözünüleilir bitkisel bir lif söz konusudur. Bu lifin kullanımı dışkıların hacminin ve ağırlığının artmasını sağlar, dışkının yumuşamasını da sağladığı için de dışkılama ağrısız olur.
Alıntı: Dulcofibre
Kısa süre önce yapılan bir çaışmaya göre, gebe kadınlarda görülme sıklığı birinci ve ikinciüç aylık dönemde %25 oranındadır. Üçüncü üç aylık dönemde ise bu orn %16ya düşmekte ve lohusalık döneminde tekrar %25e çıkmaktadır.
Olası sebebler nelerdir?
Gebelik süresince östrojen ve progesteron hormonlarında bir artış söz konusudur. Bu hormonlar gebeliğin yapı taşlarındandır ve uterus kasılmalarını engelleyerek, olası bir doğal düşüğü önlemektedirler. Progesteron, isminin kökeninden de anlaşılacağı gibi ( pro-gestare / döllenmeye yardımcı ), uterus kaslarını gevşeterek, gebeliği kolaylaştırmakta ve birkaç gramdan 1000-1500 gramı aşan oranlara varan uterus kaslarının gelişimine ( miyometri ) yardımcı olmaktadır. Progesteron ayrıca, bebeğin beslenmesi için kaçınılmaz olan plasentanın aktivitesine de yardımcı olur ancak aynı zamanda gastrointestinal hareketliliği azaltmakta ve bağırsaklardaki dışkı geçisini yavaşlatmaktadır.
Diğer bir sebep de, yaşam tarzında meydana gelen fiziksel aktivitenin azaltılması ve kilo alma gibi olaylara sebep olan beslenme değişiklikleri gibi değişikliklerdir.
Gebelik döneminde uterusun, bağırsakların son bölümünde yaptığı basınç olan mekanik etki de unutulmamalıdır; bu rahatsızlık, gebelik ilerledikçe hissedilir derecede artmakta ve en çok da üçüncü üç aylık dönemde etkili olmaktadır.
Gebelik döneminde sık sık gerekli olan demir takvisyesi de, bağırsakların fonksiyonunu kötüleştirmektedir.
Neden ortaya çıkar?
Kabızlık; hemoroit, basur ve fisür gibi, anüs ve rektum ile ilgili başka patolojilerin ortaya çıkmasındaki nedenlerden biri olabilir. Bu komplikasyonların gebe kadınlarda ençok ortaya çıktığı ve en çok rahatsızlık verdiği dönem, kabızlık sebebiyle dışkılama esnasında zorlanma olduğu dönemdir. Kabızlık ile yakından ilgili olan diğer bir patooloji de, bağırsaklardaki bakteri florasında meydana gelen değişimlerdir. Bu değişimler durumunda bağırsak hareketlerinde yavaşlama ve ampula rekti bölümünde dışkının birikmesi gibi sorunlar ortaya çıkar ve bu da bağırsak enfeksiyonlarına daha da önemlisi idrar yolları ve genital bölgelerde enfeksiyona sebep olur. Bu durumda jinekologlar, gebelik döneminde kaçınılması gereken anti bakteriyel tedavileri uygulamak zorunda kalırlar.
Dolayısıyla kabızlığa karşı çok dikkatli bir şekilde önlem alınmalı ve tedavi edilmeli ve bu şekilde sadece gebeliği değil, doğumdan sonra da kadınların hayatını olumsuz yönde etkiletebilecek hastalıkların ortaya çıkmasına engel olunmalıdır.
Gebelik döneminde kabızlık nasıl engellenir ya da kabılığın verdiği rahatsızlık nasıl minimuma indirilir?
Her gün fiziksel aktivite yapınız ( yürüyüş ya da hafif jimnastik gibi ) bu şekilde kan dolaşımını hızlandırmış ve karın kaslarını güçlendirmiş olursunuz.
Yeterli miktarda sıvı tüketiniz ( günde 1,5-2 litre ), bu şekilde bağırsaklarınızın içindekileri yumuşak tutmuş, dışkıların geçişini kolaylaştırmış olursunuz.
Meyveyi ve sebzeyi sofrnızdan eksik etmeyiniz ( özellikle de kivi, taze fasulye, kabak ), ayrıca dışkıların bağırsaklardan geçişini kolaylaştırmaya yardımcı olan çözünebilir bitkisel liflerin tüketimini arttırmanızda fayda vardır.
Bağırsaklarınızdaki irtasyonu engellemek için alkol ve yağ tüketiminden kçınınız.
Peki, bütün bunlar yeterli olmayınca neler yapılmalı?
Eğer hijyenik-diyetetik ve psikolojik tedavi çabaları yeterli olmadıysa, gluucomannan gibi çözünebilir lifler içeren bir besin takviyesi gerekli olacaktır.
Burada iyi tolere edilebilen, bebeğin gelişimi süresince çok önemli rol oynayan bazı mikro besinlerin ( kalsiyum ya da demir gibi ) emilimi ile etkileşmeyen çözünüleilir bitkisel bir lif söz konusudur. Bu lifin kullanımı dışkıların hacminin ve ağırlığının artmasını sağlar, dışkının yumuşamasını da sağladığı için de dışkılama ağrısız olur.
Alıntı: Dulcofibre