Bungie’nin, göz bebeği Halo serisini Microsoft’un eline bırakmasından sonra, kuşkusuz serinin fanlarının en çok merak ettiği soru, sırf yeni bir Halo oyunu geliştirmesi için kurulan 343 Industries’in bu işin üstesinden gelip gelemeyeceğiydi. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, korkulan olmadı. Zaten oyunun tanıtımı için paylaşılan içerikler de bu yönde sinyaller veriyordu. Halo 4, serinin ruhuna sadık kalırken, bir yandan da Halo deneyimini daha da ileri seviyelere taşıyan bir yapım olarak göze çarpıyor.
Master Chief’in Dönüşü
Halo 3’ün sonunda hatırlarsanız insanlığı kurtarmış ve Master Chief’i bir gemideki ‘cryopod’un içinde uyur halde bırakmıştık. Evet bilindiği gibi Master Chief bir kez daha serinin baş karakteri olarak karşımıza çıkıyor. Aşağı yukarı beş yıllık bir uykunun ardından, yapay zeka dostu Cortana tarafından uyandırılan Chief kendini bir anda Requim gezegeninin çekim alanına kapılmış ve Convenant’ların istilasına uğramak üzere olan, uyumadan önce huzur dolu bir halde bıraktığı gemide buluyor ve kısa süreli bir aksiyonun ardından Requim gezegenine sağ salim iniş yapan Chief, bir kez daha insanlığı kurtarmak adına yeni bir yolculuğa çıkıyor. Tabii ilk başlarda durum böyle görünmüyor, ancak oyunda ilerledikçe işin renginin değiştiğini görüyorsunuz, ancak elbette bu değişimi burada ben anlatmayayım. Zaten aşağı yukarı 8 saatlik bir oynanış süresi, yeni Halo serisinin ilk yapımını bitirmeniz için size yetecektir.
Yeni bir yapımcıya rağmen Halo’nun ruhunun korunduğunu söylemiştim, ancak elbette ki yapımcılar bu konuda bazı inisiyatifler almaktan da geri durmamışlar. Aradan geçen yıllardan sonra, Master Chief gözüme daha bir konuşkan ve duygusal gözükmedi desem yalan olur. Yapay zeka olmasına rağmen güzelliğiyle dikkat çeken Cortana’nın kendine has derdine karşı yaklaşımı ve aralarındaki diyaloglar Chief’deki bu değişimleri gözler önüne sermeye yetiyor. Elbette ki Chief için duyarsız, kimseyi umursamaz ve duygusuz demek, önceki oyunlarda yaptıklarına bakarsak fazlasıyla yanlış bir çıkarım olur, ancak bu sefer kesinlikle daha insancıl biriyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
Fiziksel görünüm olarak insanlara benzeyen Elite’ler, ufak tefek yapılarıyla Chief’e kafa tutma cehaletine sahip olan Grunt’lar, insan gibi çift ayak üstünde duran, ama daha ziyade bir kertenkeleyi andıran Jackal’lar ve işlerini bitirmek için bir hayli uğraştıran Hunter’lar Halo 4’te de uğraşmamız gereken Covenant birlikleri, ancak elbette ki yeni oyunla birlikte bizleri yeni düşmanlar da bekliyor. Kendi içerisinde üç gruba ayrılan Promethean’lar bu oyundaki ana düşmanlarımız ve şüphesiz sizi oldukça uğraştıracaklar. Mekanik bir görünüme sahip Promethean’lardan beni en çok uğraştıranı ise Knight Promethean’lar oldu. Watcher Promethean’ların karşısındaysa, uçuş yeteneklerinden ötürü zaman zaman zor anlar yaşadığımı itiraf etmeliyim. Köpekleri andıran Crawler Promethean’lar ise diğer iki gruba göre beni daha az zorladı. Bu grupların da kendi içinde sınıflandığını belirtmeliyim, yani her gördüğünüz Knight birbirinin aynı silah ve yeteneklere sahip değil. Örneğin Light Lancer’lar ‘Promethean Görüşleri’ sayesinde yerinizi çok kolay tespit edebiliyorlar ve uzun mesafeli silahlar kullanıyorlar. Knight Commanders’lar ise çok daha sağlam bir zırha sahipler ve oyundaki en yok edici silahlardan biri olan ‘Inciniration Cannon’ları ile sonunuzu rahatlıkla getirebilecek kapasitedeler.
Halo 4’teki düşmanların tek tek yarattıkları zorlukların yanı sıra, oyunun sahip olduğu gelişmiş yapay zeka ve Promethean’ların sahip olduğu değişik saldırı taktikleri de oyuna renk katıyor ve oyunu daha da bir zor hale getiriyor. Örneğin Watcher’ların tek görevi etrafta uçup size zorluk çıkarmak değil. Savaş alanına bıraktıkları ‘Hardlight Shield’ler ile etraftaki diğer düşmanlarınıza savunma desteği sağlarlarken, onları havaya uçurmak için salladığınız el bombalarını size geri yansıtmaları da sizi güç durumda bırakabilir. Yani anlayacağınız ‘al eline silahı sıka sıka git’ anlayışı Halo 4’te mevcut değil. Düşmanlarınız size karşı strateji geliştirirken, şayet hayatta kalmak istiyorsanız siz de onlara karşı stratejiler geliştirmek zorundasınız.
Temposu Düşmeyen Bir Yapım
Serinin önceki yapımlarında olduğu gibi Halo 4’te oyunculara aksiyon dozajı yüksek bir deneyim sunuyor. Oyundaki öldürdüğünüz düşmanların silahlarını alabiliyor olmanız ve oyunda aşağı yukarı 25 farklı silahın yer alması bu aksiyonu çeşitli yollarla yaşamanızı sağlıyor. Yine önceki yapımlarda olduğu gibi aynı anda iki farklı silah taşıyabiliyor olmamız ise, bu bol çeşitliliğe rağmen bazı oyuncuları yine üzecektir. ‘Armor Abilities’ yani zırha yapılan eklentiler sayesinde Master Chief’e bir takım yetenekler kazandıran mekanik oyundaki varlığını koruyor, hatta daha da gelişmiş. Jetpack ve kamuflaj gibi özelliklerin yanı sıra, ‘Promethean Görüşü’ ve ‘Hardlight Shield’ gibi yeni bir takım yetenekler de Halo 4 ile birlikte seriye dahil olmuş durumda, ancak elbette ki bunlardan aynı anda yalnızca birini taşıma ve kullanma lüksüne sahipsiniz.
Multiplayer konusunda ise Halo 4, War Games ve Spartan Ops olmak üzere oyuncuya iki farklı başlık sunarken bilindik multiplayer modlarını, birkaç yeni modla birlikte War Games’te toplamış, Spartan Ops ise daha ziyade oyunun hikaye deneyimine doyamayan oyunculara hitap ediyor. Firefight modunun yerini alan Spartan Ops’ta, Spartan IV grubunun Requim gezegenini keşfi sırasında yaşanan maceralar, her hafta sunulan bir yeni bölüm ve sinematikle birlikte, oyuncuya haftalık bir deneyim yaşatıyor.
Multiplayer bakımından, oyuna eklenen yeni modlardan ziyade, yapım Loadout içeriği ile dikkat çekiyor. Elbette bu bir devrim değil, ancak Halo serisi için büyük bir yenilik olarak göze çarpıyor. Böylece artık birincil ve ikincil silahımızın seçimi ve daha birçok konuda tüm kontrol bizim elimize geçmiş durumda. Oyunda her yeni rütbeye geçtiğimizde elde ettiğimiz Spartan puanlarını ise silah açma, yeni yetenekler açma ya da bir takım içerikleri aktifleştirmede kullanıyoruz.
Call of Duty serisinden aşina olduğumuz ‘Perk’ mekaniğini bir benzeri ise ‘Tactical Packages’ ve ‘Support Packages’ olarak karşımıza çıkıyor. TP sayesinde iki adet birincil silah taşıma, her oyunda daha fazla deneyim puanı kazanma, taşıyabileceğiniz el bombası sayısını arttırma gibi ekstra özelliklere kavuşurken, SP ise size patlamalardan daha az hasar alma, hızlı şarjör değiştirme, gibi yeni yetenekler kazandırıyor.
King of Hill, Swat gibi serinin önceki yapımlarından da aşina olduğumuz multiplayer modları Halo 4’te de karşımıza geliyor. Bunun yanı sıra, alanları ele geçirdiğimiz Dominion ve oyunda en yüksek puana sahip kişinin kral ilan edildiği ve bu oyuncunun herkesin radarında görünerek açık hedef haline geldiği, kralı öldürenin daha yüksek puan kazandığı Regicide gibi yeni modlar da oyuna eklenmiş. Oyunda şu an için toplamda 10 harita bulunuyor ve elbette bu haritaların sayısı ilerleyen günlerde yayınlanacak paketlerle de artacaktır.
Xbox 360 son demlerini yaşasa da, hala bazı yapımlar sundukları görsel içeriklerle bizleri şaşırtmayı başarıyorlar. Bunların son örneği ise, sıkı durun(!), Halo 4. Hikaye kurgusunun yanı sıra, oyun harika bir grafiksel kurguya da sahip. Kapalı alanlardan tutunda, fantastik eserlerden kopmuş ormanlık alanlara ve en iyi bilim kurgu yapımlarında karşımıza çıkan devase, nefes kesici mekanik yapıtlara kadar oyun mekan tasarımları konusunda nefes kesici bir deneyim yaşatıyor. Halo 4 son yapımdan bu yana görsel manada büyük bir ilerleme kaydetmiş ve bence bu yapım Bungie tarafından geliştirilseydi, grafiksel olarak bu kadar başarılı olamazdı.
Elbette grafik konusunda tek iş mekan tasarımlarının büyüleyiciliğinde bitmiyor, ancak Halo 4 karakter tasarımlarından tutunda, patlama ve parçacık efektlerine kadar her konuda tam bir görsel şölen sunmayı başarıyor.
Seri değişen yapımcısıyla birlikte, müzikleri de devralan Neil Davidge’in kulağa destansı gelen bazı müziklerinin dışında, vasat bir iş çıkarmış olduğu kanısındayım. Oyunun aksiyon anları yeterli düzeyde müziklerle desteklenememiş olsa da, silahların çıkardığı tok sesler size gerçek bir çatışma atmosferini yaşatmaya fazlasıyla yetiyor. Seslendirmelerden ise hiç bahsetmiyorum, yine tüm ses aktörleri üzerine düşen görevleri başarıyla yerine getirmişler.
Son Sözler
Yeni yapımcısıyla yeni bir üçleme olarak geliştirilen yeni Halo serisi, her ne kadar yeni desek de eski oyunların kaldığı yerden devam ediyor, ilk yapımıyla destansı bir dönüş yaptı. Eminim bazı oyuncular Master Chief’i özlemişlerdir. Bu yeni macerasında, tüm FPS severlere, ona yardım etmelerini öneriyorum.