Halifeli Laik Cumhuriyet olunur mu?

s.k.j.a

New member
Osmanlı'nın sanılanın aksine laik bir devlet olduğunu savunan Prof. Dr Kemal Karpat, "Hilafeti kaldırmadan laik cumhuriyet olabilirdik" görüşünü mü savunuyor?



Toktamış Ateş'in köşe yazısı

Osmanlı’nın laikliği

Prof. Dr Kemal Karpat'ın, "Türk Demokrasi Tarihi" başlıklı kitabı, uzun yıllar temel kaynaklarımızdan biriydi. Daha sonraları kaleme alınan eserler, özellikle Ali Gevgilili ve rahmetli İsmail Cem'in (nur içinde yatsın), çalışmaları elimize geçtikten sonra; temel kaynak özelliğini yitirmiş de olsa, hâlâ çok değerli öğretici bir kitaptır.

Ancak uzun yıllar yurt dışında kalmak, galiba insanların anadilleriyle bağlantılarını kopartıyor ve kavramlar biraz karışıyor. Geçenlerde, günlük bir gazetede yayınlanan söyleşisinde, çok önemli konulara değinmiş. Bunlardan bazıları, (bence) doğru; bir kısmı, (gene bence) yanlış. Doğru bulduklarım üzerinde durmayacağım. Zira, o konulardaki görüşlerimi, bu köşede çok ele aldım. Fakat yanlışlar üzerinde duracağım.

* * *

Sayın Karpat, cahil kimi sosyal bilimcilerin de dile getirdikleri gibi, Osmanlı'nın laik olduğunu dile getiriyor. Hatta kendi ifadesiyle, "Ünlü bir tarihçi, 'Osmanlı teokratik devlet' dedi. Dondum. Osmanlı hiç teokratik olmadı", demiş. Bu ünlü tarihçinin kim olduğunu bilemiyorum. Ancak bu satırları okuduğum zaman, ben de dondum kaldım. Ve devam ediyor: "...Bunu söylemek için tarih, siyasi bilimler ve felsefe bilmemek gerek"... Bunları yazmak için de; sanıyorum, bazı kavramların Türkçe'de nasıl kullanıldıklarını, hiç bilmemek gerek.

Sayın Karpat'ın doğru olmayan ikinci yaklaşımı, "hilafet" ve "hilafetin kaldırılmasıyla" ilgili. Şimdi bu konudaki görüşlerimi, köşemin el verdiği ölçüde dile getirmek istiyorum.

* * *

Sayın Karpat; laiklik ile, sekülarizmi (çağdaşlık) karıştırdığı için böyle konuşuyor. Kendi açısından belki de haklı. Zira İngilizce'de, (pek çok indo-german dillerde olduğu gibi), sekülarizm ve laiklik eşanlamlı iki sözcük. Laiklik; bir toplumda, yönetenlerin yönetme yetkisini, din dışı bir kaynaktan almaları demektir. İnatla ve yıllardır dile getirdiğim bu tanım, maalesef fazla yaygınlaşamadı. Buna karşılık, laikliği "din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması", biçiminde tanımlamak, hâlâ doğru kabul ediliyor.

Laik toplumda, din kurumunun "devletten talepleri vardır". Din ve devlet arasındaki savaşım bitmemiştir. Seküler bir toplumda ise, din ve devlet arasındaki çatışma noktalanmış, anlaşma sağlanmıştır. Günümüz Batı demokrasileri, işte bu seküler aşamaya ulaşmışlardır ve bundan ötürü, laiklikle sekülerliği aynı anlamda kullanırlar.

* * *

Osmanlı devleti, İslamiyetin farklı mezhepleri hariç olmak üzere; din ve vicdan özgürlüğüne saygılı, hoşgörülü bir devlet idi. Fakat laik değildi, olamazdı. Zira, ilk yerleştiği Söğüt-Domaniç yöresinde, Kayı boyunu yerleştiren Konya Selçukluları'nın meşruiyeti, Abbasi halifesinden geliyordu. Daha sonra Osman Bey de, aynı makamın uygun bulmasıyla ve izniyle beyliğini kurdu. Ve tüm Osmanlı padişahları, (halife olmasalar bile), dinsel bir makamın izniyle padişah olmuşlardır. Hiçbir padişah halkına dönerek, "Benden memnun musunuz?", diye sormadı. Yetkisi Tanrısaldı.

Sayın Karpat aynı söyleşide, "...Osmanlı'daki Müslim, ya da Gayrı Müslim bütün toplumlar din üzerine kurulmuştu...", demektedir ki; bir noktada, kendi kendiyle çelişmektedir.

* * *

Hilafet kaldırılmasaydı da , laik bir cumhuriyetin olabileceğini dile getiren Sayın Karpat, doğrusunu isterseniz bu konuda da inandırıcı olamıyor. Zaten bir soru sonra verdiği yanıtta da, ne dediğini anlamak mümkün olmuyor.

Soru ve yanıt şöyle; "

-Halifelik kaldırılarak sizce hata mı yapıldı?

- Bu konuda, evet ya da hayır diye bir şey söylenemez. Çünkü kaldırılmıştır..."

- Bir şey anlayan varsa, beri gelsin...

* * *

Sayın Karpat bu söyleşide, çok doğru saptamalar da yapıyor. Ancak, başlık çarpıtıcı olsun istenmiş: "Hilafeti kaldırmadan laik cumhuriyet olabilirdik"...

 

DeRSaaDeT

Islambol
Bence halifeliğin tekrar gelmesi gerekir nasıl hristiyan dünyasında papa varsa bizdede mekke veya medinede bütün islam ülkelerinden katılan üst düzey ve hayatıyla örnek din bilginleri arasından yapılacak demokratik bir seçimle halife tayin edilmesi nüfusu müslüman ülkeleri birbirine yaklaştırması bakımından iyi olacaktır.
 

tamercop

New member
peki arkadaşım halifeliğin geri getirilmesi gerektiğini düşünüyorsun. anladığım kadarıyla geriye doğru

bir gidişin savunuculuğunu yaparak da bu ülkenin aydınlanma devrimini de reddeden anlayıştasın.

sadece sormak istiyorum mustafa kemal ve kuvayı milliye ruhu o dönemler gerçekleşmeseydi sence

şu an dinini daha özgür bir biçimde yaşayacağını düşünürmüydün? galiba ingilizlerin işgali halindeki

bir ülkede ve işgali kabullenmiş bir ülkede ne ezan sesleri yükselirdi ne de bayrağımız dalgalanırdı.

halifelik dönemlerine baktığın zaman halifelik özlemi içinde yanan tutuşan kişilerin hangi tarafta saf

tuttuklarını çok iyi göreceksin.
 

yehovan

Banned
Var sayalım ki hilafet devri tekrar rejime dahil edildi ne faydası olacak ?

Bence hiç. Çünkü Laik sistemlerde Türkimeyizde olduğu gibi(Din ve Devlet İşlerini birbirinden ayırma özelliği) hilafetin sembolden öteye geçemiyeceği gün gibi ortadır.

İsmi Hilafet veya başka bir dini terim olmasada. Dini koruyan Din hakkındaki soru işaretlerini aydınlatmaya çalışan bir başkanlığımız var zaten. Diyanet işleri Başkanlığı hilafeti hafif olarak sürdürmekte zaten.

Eğer Hilafetten Kast Devlet işlerine dini karıştırmak ise. İşte orası mümkün değil. Türkiye Cumhriyetinin rejimi yönetliş tarzı ve kurulları çok açıktır. M. Kemal Atatürk, Arkadaşları ve Yüce Türk Milleti ile kurulan bu sistemi sarsamaya tek tozunu almaya kimsenin gücü yetmez.
 

SendRozom

New member
Anlatan size halifeliği nasıl anlatmış bilmiyorum ama isteyenler olduğuna göre doğru anlatmamış yıl 2007 bunlar yobaz işler halifelikten kim ne fayda sağlamış. bide tayyipten amerikalı oğluna geçerse hakikaten tam olur .halifelik isteyenin bide ismine bakarmısınız yav
 

jeim

New member
halifeliğe gerek yok islam ülkelerinin birbirine yaklaşması için..buna ortak bi platform zaten var.eğer hilafet gelirse (ki çoook zorr boşa tartışmayalım: ) ) daha çok kargaşadan başka bişey getirmeyeceği açık.
 

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ

ےσℓđ
pratik düşünün

1-)Hilafet nedir?
sorunun cevabı için bir tanım yerine cahil cüheyla sitelerinden alıntı yapıyorum.
dakka 1 gol 1


İslam�ın hayat ile bağlarının kopartıldığı, Hilafet�in kaldırıldığı günden bu yana laik (dinsiz) Türkiye Cumhuriyeti'nin uygulamış olduğu baskıcı politikalar renk ve ritim değiştirerek devam etmektedir...............Ancak İslamî hayatın başlaması, yani İkinci Râşidî Hilafet Devleti�nin kurulması tüm sorunlarınıza çözüm getirecektir.........................
http://www.hilafet.com/beyan/2005/050701_Tr_Basortusu_Musluman_Kadinin_Tacidir.htm

2-)Hilafetin Osmanlı'ya ne faydası dokunmuştur(özellikle gerileme ve dağılma sürecinde)

3-)Hilafetin Türkiye 'ye bir faydası olur mu?

soruların cevapları çok açık aslında herkeste bal gibi biliyor.


Bence halifeliğin tekrar gelmesi gerekir nasıl hristiyan dünyasında papa varsa bizdede mekke veya medinede bütün islam ülkelerinden katılan üst düzey ve hayatıyla örnek din bilginleri arasından yapılacak demokratik bir seçimle halife tayin edilmesi nüfusu müslüman ülkeleri birbirine yaklaştırması bakımından iyi olacaktır.
Din ve dini semboller uluslararası ilişkilerin gidişatını tayin etmez.
Eğer etseydi geçmişte ve bugünlerde Müslüman ülkeler birbirlerine sahip çıkardı
Uluslararası ilişkileri belirleyen temel kavram "reel politik çıkarlardır"
Hristiyanlardaki Papalık mezhepseldir(Papa denilen adamlar Roma Katolik kilisesinin ve de dolayısı ile Katolik mezhebinin başı) ve diğer dinler ve mezhepler karşısında Katolik çıkarlarını korumak için ortaya çıkmıştır.Şöyle düşünelim: Tarihte Papalık kurumunun Türk milletine (zarar verdiği demeyelim,zarar vermeye çalıştığı ama her seferinde g.. olup geri döndüğü haçlı seferleri) karşı olumsuz bakışı ve saldırgan tavrı, dinsel gruplaşmanın ve bunun sonucunda gelen kutuplaşmanın sonucudur.Bu saldırgan tavır önce Papaların kendi ülkelerine ve sonra da dünya ya verdiği zararı ortaya koymaktadır.(ülkesine geri dönen haçlılar çok sevildi sanki! müstehaktır tabi!) Ayrıca Papalık ,tarihte, Almanya ve İtalya'da adeta bir taht mücadelesine dönüşmüştür.Günümüzde etkilerini nispeten kaybetmiş olsalar da bu Papalar Avrupa'yı sürekli savaşa sürüklemişlerdir.

şimdi burdan nereye geliyoruz.

Dinsel egemenliklerden bir diğeri de Hilafettir.Halife altında buluşan bir ümmet olması gerekir mi?evet gerekir
peki böyle bir ümmet var mı?evet ama lafta var Müslüman kardeşlerinden ve ümmet çıkarından önce kendi çıkarını gözeten bir ümmete var diyebiliyorsanız, tamam vardır.
Aslında hilafet sistemi Papalık sisteminden pek farklı değildir.(4 Halife Dönemini kastetmiyorum,ondan sonrasını kastediyorum.unutmayın Emeviler zamanında Saltanat halini aldı halifelik.)Halifeler Papalara nispeten daha hayırlı işler yapmış olsalarda(yanlışları da vardır tabi özellikle Emeviler dönemi!) toplumsal ve siyasal etkileri azalarak bitmiştir.
(Musul konusunda Arapların bizi nasıl sırtımızdan vurduğunu hatırlayın).Ve Cumhuryet Döneminde Türkiye'de sorun çıkarmaya çalıştıkları da açıkça görülebilmektedir.


Ayrıca bu denenmemiş bir şey değildir.Bizde önce saltanat sonra halifelik kaldırılmıştır.
(Türkiye Cumhuriyeti Devletinde Saltanat 1 Kasım 1922 de kaldırıldı ancak halifelik 3 Mart 1924 tarihinde kaldırıldı.)PEKİ NEDEN KALDIRILDI?

Hükümet, TBMM'nin seçtiği Halife Abdülmecid Efendi'den, sadece Müslümanların Halifesi ünvanını kullanmasını, gösterişli hareketlerde bulunmamasını istemişti. Abdülmecid, halife seçildikten sonra kendisine verilen talimata aykırı olarak, "Halife-i Müslimin" ünvanından başka sıfat ve ünvanlar taşıyarak, Cumhuriyet hükümetinin talimatı dışına çıkmıştır.
yani ülke yönetiminde çift başlılık yarattığı için sembolik kalmayı başaramadığı yani "iktidar hırsına yenik düşüğü" için

"Hilafet aynı hükümettir, hilafetin hukuk ve görevini iptal etmek hiç kimsenin hiç bir meclisin elinde değildir"
diyen politikacılar(dönemin politikacıları) olduğu için.yukarıdaki davranışı yapanla aynı kapıya çıkan vekiller!

Ayrıca hilafet Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel ilkelerinden olan laiklikle ve de demokrasi ile de taban tabana zıttır!(Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.)

Bütün bunlar yüzünden halifelik ne Türkiye'ye ne Müslümanlığa bir fayda getirmeyeceği gibi zararları da olacaktır.Halifelik serbest bırakılırsa yukarıda bir yazıda görüldüğü üzere(cümleleri kese kese alıntı yaptığım yazı) hilafet yanlısı ........ler, kendilerini bir bir halife ilan edip, kişisel çıkarları için Müslüman halkın dini duygularını siyasi emellerine alet edecekler ve bu durumdan da en çok zarar, şüphesiz Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk milletine gelecektir.

 

türk ocağı

serdengeçti
Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ;2210371' Alıntı:
pratik düşünün

1-)Hilafet nedir?
sorunun cevabı için bir tanım yerine cahil cüheyla sitelerinden alıntı yapıyorum.
dakka 1 gol 1




2-)Hilafetin Osmanlı'ya ne faydası dokunmuştur(özellikle gerileme ve dağılma sürecinde)

3-)Hilafetin Türkiye 'ye bir faydası olur mu?

soruların cevapları çok açık aslında herkeste bal gibi biliyor.




Din ve dini semboller uluslararası ilişkilerin gidişatını tayin etmez.
Eğer etseydi geçmişte ve bugünlerde Müslüman ülkeler birbirlerine sahip çıkardı
Uluslararası ilişkileri belirleyen temel kavram "reel politik çıkarlardır"
Hristiyanlardaki Papalık mezhepseldir(Papa denilen adamlar Roma Katolik kilisesinin ve de dolayısı ile Katolik mezhebinin başı) ve diğer dinler ve mezhepler karşısında Katolik çıkarlarını korumak için ortaya çıkmıştır.Şöyle düşünelim: Tarihte Papalık kurumunun Türk milletine (zarar verdiği demeyelim,zarar vermeye çalıştığı ama her seferinde g.. olup geri döndüğü haçlı seferleri) karşı olumsuz bakışı ve saldırgan tavrı, dinsel gruplaşmanın ve bunun sonucunda gelen kutuplaşmanın sonucudur.Bu saldırgan tavır önce Papaların kendi ülkelerine ve sonra da dünya ya verdiği zararı ortaya koymaktadır.(ülkesine geri dönen haçlılar çok sevildi sanki! müstehaktır tabi!) Ayrıca Papalık ,tarihte, Almanya ve İtalya'da adeta bir taht mücadelesine dönüşmüştür.Günümüzde etkilerini nispeten kaybetmiş olsalar da bu Papalar Avrupa'yı sürekli savaşa sürüklemişlerdir.

şimdi burdan nereye geliyoruz.

Dinsel egemenliklerden bir diğeri de Hilafettir.Halife altında buluşan bir ümmet olması gerekir mi?evet gerekir
peki böyle bir ümmet var mı?evet ama lafta var Müslüman kardeşlerinden ve ümmet çıkarından önce kendi çıkarını gözeten bir ümmete var diyebiliyorsanız, tamam vardır.
Aslında hilafet sistemi Papalık sisteminden pek farklı değildir.(4 Halife Dönemini kastetmiyorum,ondan sonrasını kastediyorum.unutmayın Emeviler zamanında Saltanat halini aldı halifelik.)Halifeler Papalara nispeten daha hayırlı işler yapmış olsalarda(yanlışları da vardır tabi özellikle Emeviler dönemi!) toplumsal ve siyasal etkileri azalarak bitmiştir.
(Musul konusunda Arapların bizi nasıl sırtımızdan vurduğunu hatırlayın).Ve Cumhuryet Döneminde Türkiye'de sorun çıkarmaya çalıştıkları da açıkça görülebilmektedir.


Ayrıca bu denenmemiş bir şey değildir.Bizde önce saltanat sonra halifelik kaldırılmıştır.
(Türkiye Cumhuriyeti Devletinde Saltanat 1 Kasım 1922 de kaldırıldı ancak halifelik 3 Mart 1924 tarihinde kaldırıldı.)PEKİ NEDEN KALDIRILDI?


yani ülke yönetiminde çift başlılık yarattığı için sembolik kalmayı başaramadığı yani "iktidar hırsına yenik düşüğü" için

diyen politikacılar(dönemin politikacıları) olduğu için.yukarıdaki davranışı yapanla aynı kapıya çıkan vekiller!

Ayrıca hilafet Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel ilkelerinden olan laiklikle ve de demokrasi ile de taban tabana zıttır!(Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.)

Bütün bunlar yüzünden halifelik ne Türkiye'ye ne Müslümanlığa bir fayda getirmeyeceği gibi zararları da olacaktır.Halifelik serbest bırakılırsa yukarıda bir yazıda görüldüğü üzere(cümleleri kese kese alıntı yaptığım yazı) hilafet yanlısı ........ler, kendilerini bir bir halife ilan edip, kişisel çıkarları için Müslüman halkın dini duygularını siyasi emellerine alet edecekler ve bu durumdan da en çok zarar, şüphesiz Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk milletine gelecektir.


Hilafetin Osmanlıya dağılırken bile faydası olmuştur neden mi? 2. Abdulhamit dönemi; Sultan Abdulhamit osmanlının bekası için hilafet kurumunu yabancılara karşı her daim bir koz olarak kullanmıştır. 33 yıl geciken dağılma süreci bir anlamda bunu hilafetin manevi muhteviyatına borçludur.
Her dem arapların halifeye ihaneti sözedilse bile ingilizlerin gazına araplardan başkası gelmemiştir. Misal kürt aşiretleri halifeye bağlılıklarını bildirerek ingiliz fitnesine izin vermediler, osmanlının kurtuluş mücadelesinde afganistan ve pakistandan maddi ve manevi yardım had saffadaydı bunun sebebi halifelik makamının anadoluda olmasıydı.
Sulanan halifelik makamı değildir, halifeliğe layık olamayan emirlerin ülke yönetimine geçmesidir. Kurum ayrı, kurumu temsil eden şahıs ayrı değerlendirilmelidir.
Konu başlığıyla alakalı olarak ise laik cumhuriyetle halifelik bir arada yürümez. Ancak İslam cumhuriyetiyle yürür. Türkiye kuruluş aşamasında kendine bir yol çizdi, ulus devlet olma yolunda değişiklikler yaptı, bunun doğru veya yanlış olduğu tartışılır.
Eğer toplum kuran ve sünnet ışığında doğru müslüman olmayı başarırsa elbette hilafet makamıda hak edildiği gibi temsil edilecektir. Böyle bir temsilin saramayacağı kırık yoktur. Böyle bir toplumda kendini halife ilan eden aklı evvellerde haliyle arzu endam edemeyecektir.
Yeni Cumhuriyette şeri hükümler devre dışı edilip halifelik devam etse zaten saçma bir uygulama olurdu. Mesele İslamın yönetimden men edilmesidir. Diğerleri zaten teferruat.
 

HTML

Üst