Haliç'in Dibi Altın Dolu

By CaPTaiN

New member
Bedrettin Dalan’ın Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğu zamanlar... Hani “Haliç’in suyu benim gözlerimin rengiyle aynı olacak” filan da demişti. İşte tam o sıralarda Caponlar Dalan’a gelip, “Bey’fendi bizim teknolojimizle Haliç’i temizlemek çocuk oyuncağı. Burayı 6 ayda temizleriz ama tek şartımız var: Haliç’in dibinden çıkan heeerşey bizim olacak” demiş. Taabi Dalan yılların kurdu, yutar mı hiç küçücük Capon’un cinliğini. “Olmaz” demiş, “Gidin kendinize başka bi aptal bulun!”
Neden? Çünkü Dalan da Caponlar gibi biliyomuş ki Haliç’in dibi silme, tonlarca altınla dolu. Zamanında Fatih İstanbul’u fethettiğinde bütün Bizanslılar altınlarını, “Türko’lara yedireceğime denize atarım daha iyi” diyerek Haliç’e sallamış. Osmanlı’dan kaçmaya çalışan o zamanın Bizans İmparatoru Justinyen’in gemisi de Haliç’ten çıkamadan batırılmış. Bizans sarayının büttüüün hazineleri denizin dibini boylamış. Yine Osmanlı zamanında seferden dönen bi’kaç kalyon da getirdikleri ganimetleri boşaltamadan batmışlar Haliç’te. Yağni yer gök altınmış dipte. Bu altınların şimdiki değeri de öyle böyle değil, bizim hazineyi yüze katlarmış. E altın bu, çamurun içinde de olsa paslanacak değil ya, hala ilk günkü değerindeymiş hepsi.
 

naser

Forum Aslanı
Bu olay dogrudur Ben Haliçe yakın oturuyorum !!! Hasköy de !!! Ortaokula gıderken bir olaya sahıt olmustum Bir gun okuladan arkadasslarla kactık ve halıcın yanında kucuk kum sahalar vardı orta futbol oynamak ıcın gıtmıstık bıde ne gorelım !! Polisler ambulanslar felan baktık gazeteleırn arasındaa bıtane sıyah bır ınsan boyutunun 2-3 katı bısey yatıyooo !1 Dıkkatlıce baktıktan sonra ve etraftakı kıslerın soyledıgıne gore adam halıce dalgıc elbısesıyle gırıp altınlardan bır kacı toplamaya calısmıs ama halıc bataklık oldugu ıcın adam bogulmus ve sişmiş acaip birseydi adam halı gozumun onunden hıc gıtmedı nezaman baksam halıce hep o anım gelır aklıma ve gozlerımın onune
 

G_hot

New member
ewt bu altın konusu dogru ama benim öyle bi anım yok :) saol ..
 

allmoon

New member
peki bu efsaneler doğruysa neden bizim devletimiz bu işe el atmıyo.. veya anlatıldığı gibi haliç'in altı altınlarla doluysa neden özel sektörden hiçbir şirket haliç'te arama yapmıyo.. ben inanmak istiyorum ama inanamıyorum.. çünkü anlatıldığı gibi altın dolu olsa çalışmadan zengin olmayı seven bir milletiz.. şimdi haliçte yüzlerce sondaj yapan insan olurdu.. bence efsane olarak kalır.. dilden dile anlatırız o kadar bundan ileri gitmez..
 

By CaPTaiN

New member
izmir körfezindede war diolar hatta jabonlar teklif bile etmiş ararız çıkarsa yarısı bizim yarısı sizin die bizimkiler kabul etmemiş...
 

naser

Forum Aslanı
Bak soyle bır ornek verıyım!!! Bızım ulkemiz Dunyada en cok BOR madeni bulanan ülke... Ve bir sure sonra Bor , Petrolden daha ıhtıyac oluncak bir maden !!! Ama biz bunu cıkartamıyoruz neden ??? Cunku bız o madenlerı cıkartırsak ekonomımız cok cok ıyı olcak ve AB ABD gıbı ulkelere borclu olmuycaz yanı onların her dedıgını yapmıycaz Bu ulkelerde bu yuzden Bor madenı cıkarmamıza ızın vermıyo !!! Haliç tekı altınlarıda ızın vermıyolar cıkartamazsınız dıyolar !!! Bu bukadar basit İnsallah anlatabılmısımdır :)
 

By CaPTaiN

New member
çok güsel anlattın :)
 

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ

ےσℓđ
naser' Alıntı:
Bak soyle bır ornek verıyım!!! Bızım ulkemiz Dunyada en cok BOR madeni bulanan ülke... Ve bir sure sonra Bor , Petrolden daha ıhtıyac oluncak bir maden !!! Ama biz bunu cıkartamıyoruz neden ??? Cunku bız o madenlerı cıkartırsak ekonomımız cok cok ıyı olcak ve AB ABD gıbı ulkelere borclu olmuycaz yanı onların her dedıgını yapmıycaz Bu ulkelerde bu yuzden Bor madenı cıkarmamıza ızın vermıyo !!! Haliç tekı altınlarıda ızın vermıyolar cıkartamazsınız dıyolar !!! Bu bukadar basit İnsallah anlatabılmısımdır :)

evet bu önemli konu ama kimse değinmiyor işte :(
 

naser

Forum Aslanı
sagolun !!!
 

by_ajan

New member
haliç'in dibinde öyle bahsedildiği kadar altın falan yok
öyle olsa bütün bütçesi kazandığı savaşlardan elde ettiği ganimetler ve aldığı vergiler olan osmanlı bir tanesini bile orada bırakmazdı
benim çocukluğum bu efsaneleri dinlemekle geçti eyüp doğumluyum haliç ve etrafını avuçumun içi gibi bilirim hatta size bir efsane daha söyleyeyim haliç'te bir heykel varmış olduğu yerden oynatılsa bile eyüp, gaziosmanpaşa, rami ve haliç etrafında deprem olur ve sular altında kalırmış ama bunların hepsi hikaye...

size haliç hakkında bilgi vereyim

Haliç İsim Kaynağı

İstanbul'un bağrına saplanan eğri bir bıçak gibi kentin ortalarına kadar uzanan, akşam gün batarken kızıllaşan güneşin yansıması nedeniyle eski çağlar­dan beri yabancı gezginler tarafından "Altın Boynuz" diye adlandırılan Haliç, (Bizanslılar döneminde kullanılan Khrysokeras adı da aynı anlama geliyordu), II. ve III. zamanlarda meydana gelen tektonik olaylar sonucu, Haliç'i çevreleyen toprakların son derece verimli ve bereketli olmasından dolayı bu iç denize Keroessa adı verilir. Bu isim zamanla kısaltılarak Keros'a dönüşür. Keros "boynuz" demektir. Kelimenin, mitolojideki bereket boynuzundan geldiği söylenir. Ve bu bereket ona zamanla Hrisokeras yani "altın boynuz" denilmesine sebep olur. Öte yandan bir iç deniz olarak taşıdığı güvenlikli konum nedeniyle tabi Uman olarak kullanılır. Gemiler, asırlarca bir bereket boynuzu gibi uzanan Haliç kıyılarındaki ürünlerin kolayca dışarıya ulaştırılmasını sağlar.

Coğrafi Konumu

Kağıthane ve Alibey derelerinin birlesen ağzının deniz istilasına uğramasıyla oluşan Haliç. İstanbul'un tarihi yarımadası ile Beyoğlu semtlerini bir­birinden ayırır ve yaklaşık 8 km uzunluğundadır. Güneyde Alibey Deresinin döküldüğü Silahtar'dan Sarayburnu'na. kuzeyde Kağıthane Deresinin döküldüğü Kağıthane'den Tophane'ye kadar uzanır. En geniş yeri Kasımpaşa-Cibali arasında olup 700 metreyi bulur. İstanbul Boğazına açılan ağız kesiminde ise genişlik yaklaşık 1000 metredir/Aynı şekilde derinliği de yukarı kesimlerimden Boğaz'a doğru yaklaştıkça artar. Eyüp önlerinde sadece birkaç metre derinlik bulunduğundan bu kesimde yayvan alüvyon adacıkları ortaya çıkmıştır. Unkapanı ile Azapkapı arasında 40 metreye varan derinlik. Eminönü-Karaköy arasında 60 metreye yaklaşır. Yapılan tespitlere göre Haliç'in dibi "V" biçimindedir. Dolayısıyla ortası çok derin olmakla beraber yanlarda yüzyılların getirdiği toprak birikimi çamur kaplı yamaçlar oluşturmuştur.

Geniş ve derin bir körfez meydana getiren Haliç'in büyük bir şehri teşkil etmekte fevkalade mühim bir tesiri olduğu söylenebilir. Haliç, İstanbul'a öncelikle hemen her türlü rüzgardan korunmuş bir liman temin etmiş, diğer taraftan kendisi ile Marmara Denizi arasında, üzeri tepelik bir yarımada meydana getirir ki. bu yarımada hem Haliç'i Marmara denizi üzerinden gelecek bir tecavüze karşı setreden hem de berzahı üzerinde gayet kuvvetli kara tahkimatı inşasına imkan sağlar. Bu çifte şart ne İstanbul Boğazının başka bir noktasında, ne de Çanakkale kıyılarında tekrarlanır.

Haliç'e akan iki tatlı sudan batıdaki Alibey, doğudaki Kağıthane deresi olarak adlandırılmıştır. Karşı kıyıda Hasköy sırtlarında Nasalos adına yapılmış bir sunağın eteklerinde balıkçılık bakımından çok verimli bir sahil şeridi uzanıyordu, Daha güneyde, içeriye derin bir biçimde giren Aktis koyuna Keison adı verilen bir akarsu dökülmekteydi: burası daha sonra Kasımpaşa Deresi adıyla anıldı. Bugün Piyalepaşa bulvarının uzandığı vadiden akan bu derenin Haliç kıyısındaki yerleşim bölgesine dönüşmüş yatağı da bir cadde ile örtüldüğünden artık görülememektedir.
Altın Boynuz ( Golden Horn ) isminin doğuşu ile ilgili olarak sayısız efsaneye inanılır. Kimilerine göre boynuza benzeyen bu içsuyun
güneş ışınları altında altın gibi parlamasıdır ona verilen bu ismin esbab-ı mucibesi...


En bildik efsane şöyledir : Argos Kralı İnakos'un kızı Io ile Tanrılar tanrısı Zeus arasında yasak bir aşk yaşanmaktadır. Zeus'un karısı
( aynı zamanda kızkardeşi ) Hera bu durum karşısında büyük bir kıskançlığa kapılır. Zeus karısının öfkesinden korumak için sevgilisi Io'yu beyaz bir inek haline dönüştürür. ( Bu efsanenin Istanbul Bogazı'na bağlı bir versiyonu batıda çok rağbet görmüştür. Eski Grekçede Bosphorosus ( Bugünkü Ingilizcedeki Bosphorus ) "İnek Geçidi" anlamındadır. Zeus'un sevgilisi Io'yu bir inek haline dönüştürdüğünü öğrenen Hera ineğe bir at sineği musallat eder. İnek deli gibi koşmaya başlar. Kıtaları aşar. At sineğinden bir türlü başını kurtaramayan inek, başını salladıkça boynuzuyla kara parçalarında derin yarıklar oluşturur. İşte efsaneye göre bu yarıklardan biri de Altın Boynuz'dur. Io daha sonra Zeus ile olan ilişkisinden Keroessa adında bir kız çocuğu doğuracaktır. Keroessa ise deniz tanrısı Poseidon ile sevişerek büyük Bizans'ın kurucusu Byzas'ı doğuracaktır.
Gerçek dünyaya dönecek olursak : Tarihi Yarımada ile Beyoğlu (Pera) yakasını birbirinden ayıran Haliç, tarihi, kültürel ve fiziki yapısıyla İstanbul'un en güzel bölgelerinden biri olarak karşımıza çıkar. Boğaz'ın güneyinden batısına doğru uzanan boynuz şeklindeki yapısından dolayı ilkçağda Khrysokeras yani Altın Boynuz olarak anılmıştır. Avrupalılar'ın "Golden Horn" olarak bildikleri Haliç İstanbul'un kültür turizminin temel taşlarından biridir.

Haliç, günümüzden 7000 yıl kadar önce, Alibey Deresi (Kydaros) ve Kağıthane Deresi'nin (Barbyzes) birleştiği bölgelerin İstanbul Boğazı'ndan gelen deniz sularıyla birleşmesi sonucunda oluşmuştur. İstanbul'daki en erken yerleşmelerin bu bölgede, Haliç kıyılarında ve bunun ucundaki Alibey ve Kağıthane derelerinin vadilerinde veya bunlara hakim tepelerde kurulduğu tahmin edilmektedir.

Boğaziçi'nin tabii bir uzantısı olan bu sakin deniz parçası, çevresinde yaşayan insanlara güvenilir bir liman sağlamaktaydı. Haliç sakinleri bölgenin etrafındaki verimli topraklardan gelen ürünler kadar, balıkçılık imkanlarından ve bu emniyetli limanın desteklediği deniz ticaretinden de çok geniş ölçüde faydalanıyorlardı.
Haliç kıyılarında birçok medeniyetin, farklı kültürlerin izlerini görmek mümkündür. Kıyısındaki semtlerde en çok Bizans ve Osmanlı izleri bulunur. Şehrin Rum nüfusunun önemli bir kısmının yanısıra, İspanya'dan gelen Yahudiler, Türkler, Ermeniler Haliç'i mesken edinmişler dolayısıyla kendi kültürlerini Haliç'e aktarmışlardır.

Bizans'ın ünlü hazine dolu gemisi Haliç'te midir bilinmez ama kıyılarda yer alan Bizans dönemi kalıntıları İstanbul'un kültür zenginliği açısından çok önemlidir. Bizans sarayları, surları, mahzenleri kapıları, Osmanlı'nın köşkleri, kasırları, imarethaneleri ve hamamlarının yanı sıra, birçok ulus ve inançtan insanın barındığı tarihi evleri, üç büyük dinin ibadethaneleri hala bu kıyılarda görülebilir.

biraz abarttım galiba ama bilgi bilgidir :) :)

birde şu japonların işi güçü kalmamış mı da olmayan altınlara göz dikmişler :) :)
 

By CaPTaiN

New member
ben haliçten deül izmir körfezinden bahsettim altın olayında :)
 

Uzunefe

Altın Üye
işte o altını ancak büyük makineler çıkartabilir ama o teknoloji bizde yok :) bu arada benim kankinin dedesi teee 30 - 40 sene önce haliç e girmiş . ve ayağına bişey takılmış . dalmış ve kocaman bi balığın kafasını bulmuş . onu sardıkları bez hala odun gibi sert duruyo
 

naser

Forum Aslanı
cok sagol bılgıler ıcın ama altın olayı ve senın verdıgın bılgıde ne kadar dogru ne kadar yanlıs bılmeyız.....
 

by_ajan

New member
By CaPTaiN' Alıntı:
ben haliçten deül izmir körfezinden bahsettim altın olayında :)
sayın by_captain
ben yanlış mı okuyorum yoksa
konunun başlığı "haliç'in dibi altın dolu" değil mi???? :) :)
konuyu açanda sensin galiba yoksa odamı efsane :) :)
 

legolas

New member
lem bu japonların başka işi yokmu taaaaaaa oradan buraya altın bulmaya geliyolar bu konu ile ilgili daha önce de bazı şeyler duymuştum ben doru mu değil mi allah bilir
 

enis demir

New member
Haliç'in altında bizans imparatorluğunun guletlerinin vurulması sonucu içi altın dolu 7 gemi batırıldığı rivayet edilmektedir olay şöyle vukuu bulmuştur.
Yıl 1453 Haşmetli Osmalı Padişahı Cihan Padişahı Fatih Sultan Mehmet,şimdiki adı Yedikule olan bizans surlarına muhteşem bir ordu ile dayanmıştır.Kendisine ruyada malum olan SAV. Hz.Muhammet Mustafa buyurmuşlardır ki bizansı alasın ve cihan padişahı olasın.Tüm güç ve birlikleri ile Yedikule geri mevziinde bulunan şimdiki adı Kazlıçeşme olan bölgede yürekli yeniçeri askerleri karargah kurmuşlardır.Tezine bizans imparatoru Konstantin kaçış planları yapmakta tüm servetini şidmdiki adı Sarayburnu olan Limanda demirli 7 gulete yükletmektedir.Bu esnada Fatih'in ulakları kaçış haberleini heman Padişaha iletmektedirler.Aynı zamanda bizans kralının da ulakları da birçok haber uçurmaktadır krallarına.Güçlü bir ordu ile geldiği haberini alan konstantin,Guletlerini Haliç içlerine aldırmaktadır.Savunma gerisine şimdiki adı Eminönü Unkapanı olan bölgeye çeken imparator,gemilerinin güvende olduğuna inanmaktadır.O zamanlarda düşman gemileri Haliç içlerine girmesin diyede çelik zincirlerin bir ucu şimdiki adı Karaköy olan bir ucuda şimdiki adı Sarayburnu olan nokatalra gerdirmiştir.Bir gecede Saldırı emrini alan Muhteşem Yeniçeri askerleri 70 kusur gemiyi çelik zincirleri aşarak Haliç içlerine ulaşmışlardır.Rivayete göre (burasını tam bilmiyorum) şimdiki adı Yenikapı olan yerden şimdiki adı Unkapanı olan yere (ama tam emin değilim) 70 kusur OsmaNlı donanması bir gecede yağlı kazıklar üzerinde denize tam da bizans imparatoru konstantinin guletleri önüne indirilmiştir.Yoğun bir ateş altında bulunan donanmamız,karşılık vererek ilk evvela bu 7 donanmayı tüm yükü ile denize dökmüştür
 
Üst