Hakaret mi amacın..?

otlupeynir

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
Katılım
1 Mar 2007
Mesajlar
6,253
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
de
Beşiktaş, 2008-2009 sezonunda, ara transferde Almanya’dan çalışkan, güçlü, dayanıklı, disiplinli, önemli bir futbolcu aldı, FABIAN ERNST.

Mustafa Denizli, Türk futbolunun son yıllarda, en aranan özellikte oyuncu tarzı olmaya başlayan, sert, mücadeleci, görev adamı ve süpürücü nitelikleri olan bu Alman oyuncuyu alarak çok doğru bir iş yaptığını kanıtladı.



O yıl Beşiktaş’ın geriden gelerek çifte kupa alma başarısını, ara transferde yapılan iki isabetli oyuncunun katkısı olduğunu hiç kimse inkâr edemez.

Fabian Ernst, Yusuf Şimşek…

Hepinizin hatırlayacağı gibi, Ernst ‘in ikiz bebekleri doğmuştu. Elias, Tristan adını verdikleri erkek çocuklarının doğumu için izinli gittiği Almanya’dan, zamanından önce dönerek, tam bir profesyonel takım oyuncusu olduğunu, göstermişti. Fabian’ın bu davranışı başta Mustafa Denizli olmak üzere, bütün camiada memnuniyet yaratmıştı.

Fabian Ernst’in, geldiği günden itibaren, hiçbir sıkıntı çıkartmadığını, işini mükemmel yaptığını ve ona sınıfın takdir alan öğrencisi yakıştırması yaparsak yanlış şeyler söylemiş olmayız sanırım.

2009 Ocak ayından bu yana, makine intizamında futbol oynayan, özel yaşantısında da aynı istikrarı gösteren Fabian Ernst, bu sezonda, ilk yarıdaki Schuster’in gözdesi olmayı başarmıştı. Takımda devamlı rotasyona giden Alman hoca’nın vazgeçmediği tek oyuncu Ernst oluyordu. Fabian Ernst hocasının güvenini boşa çıkarmıyor, birçok önemli karşılaşmada, yaptığı asist, attığı kritik golleriyle Beşiktaş’a puan kazandırıyor.

Sezon’un ilk yarısında kendisinden övgüyle “Biyonik adam” diye söz eden Schuster, ne oldu da, ikinci yarıda Ernst’i kulübeye mahkûm etti?

Hocamız Türkiye’de çok tepki toplayan, herkesin hedef tahtası haline gelmiş bir teknik adam durumundayken, biz ona sahip çıktık.

Schuster’i bugüne kadar, kadro seçiminde, taktik, teknik olarak hiçbir zaman eleştirmedik, eleştirmemeye özen gösterdik.

Medya da, kendisine karşı yapılan, maksadını aşan, eleştirilere karşı, korumaya çalıştık.

Çünkü bizim için önemli olan Beşiktaş ve Beşiktaş’ın menfaatleriydi.

Bernd Schuster’e yapılan eleştirilere cevap verdiysek, bilsin ki, Beşiktaş’ı çok sevdiğimiz için ve takımımızın zarar görmesini istemediğimiz içindir.

Fakat sezonunun ikinci yarısı itibariyle, Bernd Schuster’in Beşiktaşlı futbolculara verdiği negatif enerjiyi hepimiz hissediyoruz.

Ve takımımız gözümüzün önünde eriyip gidiyor.

En son Cuma akşamı Manisa’da yaşananlar bizi çok üzdü.

Bunca yıldır Beşiktaş maçı seyrediyorum, hiç bu kadar kötü bir takım izlemedim.

Sahada siyah forma giymiş, on bir tane, ayrı yerlere koşan, birbirlerinden habersiz, Beşiktaşlıyı, ilk defa gördüm…

Dehşete kapıldım, “bu Beşiktaş olamaz” dedim

Hiç birini tanıyamadım.

Ne Bobo’yu, ne Ekrem’i, ne Hilbert’i, ne Guti’yi, ne eskilerini, ne yenilerini…

Çünkü…

Size emanet ettiğimiz Beşiktaş’a,

Siz ihanet ettiniz Bay Schuster…

Size olan güvenimizi, size olan inancımızı, sabrımızı, boşa çıkardınız…

Beşiktaş’ı hallaç pamuğu gibi attınız…

Darmadağan ettiniz…

Ortada takım filan kalmadı.

Üstelik tam bir istikrar abidesi olan;

Ernst’e, yaptığınız şey, kabul edilemez ve tam anlamıyla hakarettir.

Bunun başka bir açıklaması olamaz.

Ernst gibi bir futbolcuyu, doksan artı da oyuna sokuyorsan,

Ya kovulmaktır maksadın,

Ya da oyuncuna, arkadaşlarının ve taraftarının önünde ağır hakarettir yaptığın.

Ernst, bu ağır hakarete maruz kalacak ne yaptı?

Bu sorunun cevabını veremedin…

Öyleyse…

Burası BEŞİKTAŞ…

İstediğin gibi, Beşiktaş’ı dağıtamazsın.

Futbolcularını harcayamazsın…

Artık yanında değiliz…

Kafanın içindekileri, biz anlayamıyoruz…

Hakaret mi amacın?

Kovulmak mı maksadın?



- ITIR ESEN - HABER1903 -
 
Geri
Üst