Habertürk'te ki Terim!

[AsiRuH1903]

Sabah'ta ki Santra köşemde şunları yazdım.
Önce okuyalım; Fatih Terim hocam, “Hak edenler kadroda” dedi. Bu durumda kadroya giremeyenler “hak etmeyenler” oluyor.

Fatih Terim'in bu görüşüne şiddetle itirazım var.
Dahası; Terim, “hak edenleri değil, sadece kendisine bağlılıklarını bildiren, biat eden” hadi açıkça yazıyorum; “Terimci olanları” kadroya çağırdı. Bunun adı şudur; Hırslarını, duygularını aklının önünde tutmaktır.
Terim'e itirazımın gerekçeli kararlarını açıklarken şunu da diyorum. Kimi kadroya aldığın o kadar önemli değil. Mesela Tümer Metin'i koruma altına alman gibi. Ama kadroya almadıklarının haklarını savunmakta, bana düşer;

1- Şampiyon Galatasaray'ın kalecisi Aykut Erçetin nasıl üçüncü kaleci bile olmaz.
2- Beşiktaş'ta savunmanın her yerinde hatta ön libero da bile oynayan İbrahim Toraman nasıl olmaz.
3- UEFA finaline damga vuran Fatih Tekke gibi neden kadroda yok.
4- Bu sezon golün her türlüsünü ve en güzelini atan Ümit Karan niye yok.
5- Bu satırlarının yazarının hep eleştirdiği ama bu sezon Galatasaray'ı şampiyon yapan Hakan Şükür konusunda ise özel açıklama yapılmalıdır.

Ben bunları yazdım da ne oldu?
Elbette; Fatih Terim kendisini savunmak yerine kendi düşüncelerini açıkladı. Bu doğru bir yöntemdi. Ama el altından aba gösterip Medya eleştirilerinde centilmen olmak zorunda dedi.
Nerede dedi?
Habertürk'ün Basın kulübünde dedi.
Kimler vardı orada?
İşte soru burada?
Orada kimler vardı?

Amaç;
Fatih Terim'i korumak ve kollamaksa o iş başka.
Amaç;
Fatih Terim ile gerçekleri yakalamaksa işte o iş olmadı.
İnanılır gibi değil ama Terim sorgulanmadı, Terim yüceltildi.
Sadece bir örnek;
Terim dedi ki;
Emre basın tribününe el kol işareti yaptı ben cezalandırdım.
O zaman şu niye sorulmadı?
Emre az bile yaptı. Ben olsam yumruğumla değil, bacağımla o hareketi yapardım diyen Tümer Metin'e ne ceza verdin diye?

Hadi açıkça yazayım;
- Terim'e soru sorulma ve eleştiride bulunma cesareti gösterilmemiştir?
Aslında konu bu değil.
Bu satırların yazarı, tekerlek kırılmadan yol göstermiştir.

Yani;

Yanlışını hatasını düzeltme zamanı varken bu eleştiri yapılmıştır.
Sadece iki eleştirimin üzerinde ısrar edeyim.
1- Savunmada sorun var. Sakatlık riski çok yüksek Gökhan Zan ve Servet Çetin'i kadroya alırken İbrahim Toraman niçin alınmaz.
Toraman ölü toplarda, dönen toplarda, karambollerde gol atan bir oyuncudur.
Soru şudur;
Ulusal takımda kafa ile gol atacak oyuncu kim?
2- Tümer Metin var ama Fatih Tekke yok. Tekke UEFA finalinde orta saha oynadı. Acaba diyorum!!!!!



BOBO'NUN PARASI İLE TRANSFER OLACAKSA
Beşiktaş aldığı oyuncularla değil, yine sattığı oyuncularla gündeme geliyor. Oysa; Büyük takım olmanın birinci koşulu iyi oyuncuyu kadroda tutmaktır. İkinci kuralı ise yine iyi oyuncu almaktır.
Beşiktaş'ı yönetenleri uyarıyorum;
Rony Johnson satıldı.
John Carew satıldı.
Nihat Kahveci zorla gönderildi.
Peki ne oldu? Beşiktaş büyüyeceğine hep küçüldü.

İşte bu nedenle diyorum ki; Delgado, Bobo, Serdar Özkan satılmasın.
Ama çok ciddi sorun şurada; Beşiktaş yönetimi Bobo'dan gelecek para ile transfer yapacaksa o zaman şunu derim; Birileri doğru söylemiyor. Yanisi şudur; Beşiktaş'ta transfere para ancak oyuncu satmakla olacak.



YAŞARKEN ÖDÜL ALDIM!
Türkiye futbol adamları derneği (TÜRFAD), İnsanlar yaşarken de anılmalı gibi harika bir düşünce ile yılın ödüllerini dağıttı. Yaşarken anılanlar arasında (spor yazarları) bu satırların yazarı da vardı. Benim ödülümü hem meslekte büyüğüm hem de futbol oynarken kaptanım olan sevgili Hayati Telgeren aldı. Bu nedenle Sayın Başkan Yılmaz tokatlı ve yönetim kuruluna teşekkür ederim.

İnsanın yaşarken değer görmesi harika bir duygu. Geçen yıl bu duyguyu Bahçelievler Belediyesi'nin ismimi bir parka verdikleri gün yaşamıştım. Bunlar iyi insanlar için güzel şeyler.
NOT; Fatih Terim'in İtalyan devlet nişanı aldığı töreni TV'den izlerken müthiş etkilendim. Bu harika olayın mesajı şudur; Yapılamayanları yaptığın zaman. Hayalleri gerçekleştirdiğin zaman gelinen nokta şudur; İşte bu yüzden tarih başkalarını değil seni yazacaktır!..



KOCAELİ, ANTALYA VE ESKİŞEHİR
Antalya komik taktik yanlışlıklarından düştü ve çıktı.
Kocaelispor'da öyle..
Eskişehirspor'u ise uzun uzun iyi analiz etmek gerekir.
Örneğin;
Metin Diyadin'in kovulması.
Sergen Yalçın'ın gönderilmesi.
Bu iki olayı ileride geniş biçimde yazacağım.
Gelenlere hoş geldi diyorum.


Sporx.com