Hükümet, İsrail'e karşı neden bu kadar sert?

E Mail

New member
Hükümet, İsrail'e karşı neden bu kadar sert?
Cemil Çiçek açıkladı...



Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, hükümetin İsrail'in Gazze'ye saldırısı sonrasındaki izlediği dış politikaya yönelik eleştirileri cevapladı. Çiçek, Türkiye'nin karşı olduğu hususun İsrail hükümetinin politikaları olduğunu belirterek, kendilerinin İsrail halkıyla ve Musevi vatandaşlarla problemleri olmadığını ifade etti.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın AB süreci, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın ise İsrail'in Gazze saldırısı sonrasındaki süreçle ilgili bilgi verdiğini kaydetti.

Bakanlar Kurulu'nda AB ve dış politikaya ilişkin değerlendirmeler yapıldığını ifade eden Çiçek, doğrudan AB ile ilgili günün 24 saati ilişkileri değerlendirmek, koordine etmek ve müzakereleri yürütmek üzere Devlet Bakanı olarak Egemen Bağış'ın görevlendirildiğini belirtti. Çiçek, Bağış tarafından AB süreciyle ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi sunulduğunu belirterek, "Muhalefet ve sivil toplum kuruluşlarının daha aktif desteğini bekliyoruz." dedi. Çiçek, 2009 yılı ilan ettikleri ulusal program çerçevesinde taahhütlerinin eksiksiz yerine getirilmesi konusunun önem arz ettiğine işaret ederek, "Meclis'e sevk ettiğimiz 30'a yakın yasa var. Bu yasaları kısa sürede gerçekleştirme imkanımız yok. Muhalefet partilerimizin de o konuda düşünceleri telkinleri, destekleri önemli. Bir ziyaret serisi başladı. MHP'ye yaptığı olumlu ziyaretle ilgili, kendilerine bu konuda teşekkür ediyoruz. Diğer partiler de önümüzdeki günlerde ziyaret edilecek. Kendi taahhütlerimizi büyük ölçüde yerine getirme imkanı bulacağız." diye konuştu.

AB sürecinin iki taraflı işleyen bir süreç olduğunu vurgulayan Bakan Çiçek, bu süreçte yavaşlama ve duraksamanın olmadığını söyledi. Çiçek, "Ayrıntıya girdiğimizde bizim Türkiye Cumhuriyeti olarak kararlılığımızda bir duraksama yok. Bu sürecin daha hızlı ilerlemesi bakımından AB'nin de daha ciddi bir çaba içine girmesi lazım. Bu başlıkların 30'undan 8 tanesi Kıbrıs'tan dolayı bloke edilmiş. 5'ini Fransa bloke etmiştir. Üzerimize düşen çabayı gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Buna karşılık başkaca desteklere de ihtiyacımız var. Bu dönemde tüm partilerimizin bu katkıyı vereceğine inanıyoruz." şeklinde konuştu.

"İSRAİL'İN POLİTİKALARINA KARŞIYIZ"

Çiçek, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Filistin-İsrail ihtilafıyla ilgili 27 AB üyesi ülke ve bölgeyle ilgili 5 ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı Brüksel'deki toplantıyla ilgili bilgi verdiğini söyledi.

Yaşanan dramı, insanlık trajedisinin bir bilançosunu ortaya koymanın gerekli olduğunu ifade eden Çiçek, "Şu ana kadar 1300'ün üzerinde ölü tahmin edilmektedir. Binaların enkazı altında olan insan var mı bilmiyoruz, ayrıca yaralı olanlar da var. 5 binden fazla yaralı var, 4 bin bina tahrip olmuş vaziyette, 20 bin bina hasar görmüş, 50 bin 800 kişi evsiz kalmış. 1.9 milyar dolar civarında maddi hasar var. 5 tane BM yardım ajansında çalışan kişi hayatını kaybetmiş, Ayrıca BM Yardımlar Ajansı'nın kullanmakta olduğu' bina sayısı 53'tür bunun 33'ü okuldur. Yüzde 55'i kadın ve çocuktur." dedi.

Çiçek, Türkiye'nin işin başında bir taraftan ateşkesin sağlanması, öbür taraftan izole edilmiş insanlara insani yardımın ulaştırabilmesi bakımından bir çaba içinde olduğuna işaret ederek, "Türkiye olarak biz yardımda bulunmak istedik. Konvoyların bir kısmı girdi, bir kısmı giremedi. Türkiye baştan beri bu iki maksadın temini için çabalarını sürdürmekte, kalıcı bir barışın, ateşkesin sağlanabilmesi için bir gayretin içine girmiştir. Sayın Başbakan başta olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanı'mızın çabalarını değerlendirmek lazım." ifadelerine yer verdi.

Hükümetin İsrail'in Gazze'ye saldırısı sonrasındaki izlediği dış politikayı eleştirileri cevaplayan Çiçek, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye'nin karşı olduğu husus, İsrail hükümetinin politikalarıdır. Bunun altını defaatle çiziyorum. Bizim karşı olduğumuz husus uygulanan politikalarla ilgilidir. Bu politikaların ne denli dram yaşattığını, kadınların feryadını, ailelerin çektiği ızdırabı bütün dünya dile getirmiştir. Bizim ne İsrail halkıyla ne de Musevi kökenli insanlarla, en az bizim kadar, sizler kadar aziz ve saygıdeğer Musevi kökenli insanlarla alakası yoktur. Kimse bu konuyu çarpıtmamalı. Bu ülkenin kalkınmasında, belli başarılar elde etmesinde bu insanların da bizler kadar katkısı, çabası, gayreti olmuştur. Bir Jack Kamhi'yi saygıyla anıyorum. Birçok çabayı birlikte göstermişizdir. Bir İshak Alaton, bir rahmetli Üzeyir Garih, sayın Bensiyon Pinto dahil olmak üzere. Bunların hepsi Türkiye'nin kalkınması açısından Türkiye'nin yararına olan her işin içinde olmuşlardır. Bu insanlar bu ülkenin vatandaşlarıdır. Türkiye'nin politikası doğrudan doğruya uygulanan politikalara karşı olmaktır. Bu ülkenin insanları aynı haklara, imkanlara sahiptir ve güvenlikleri de Türkiye Cumhuriyeti'nin teminatı altındadır."


http://www.haberturk.com/haber.asp?id=124010&cat=110&dt=2009/01/26
 

HTML

Üst