Gothic mi Olacaksın?GeL ßen Sana AnLatayım.. [İncelikLeri Ve Metal Müzik Hakkında..]

+u+énsté!n

FoRum ineği
Katılım
31 Eki 2005
Mesajlar
3,166
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
||||deeP|||||||||uAnkara]]]]]]]| |H|||||||||||||||
En basta müzikten baslamalisin.Etrafta duran tüm gruplari, tüm sarkilarini ezbere bileceksin.Sonra az bilenenlere geçeceksin.

Anti-Tikky olman gerek! Tikky gördügüne yüzüne tükereceksin.Mumkunse giydiklerin siyah olucak. Yirtacaksin file çoraplarini, kopkoyu siyah bir makyaj yapacaksin.Somurtacaksin hep! Gulersen eger iki saniye içinde tekrar somurtacaksin.Unutma! hayat b*k, sen boksun, herkes b*k, gülmek yok.

Internetin olucak.Vampirefreaks'e üye olacaksin, doldurucaksin "Insanlardan nefret ediyorum" demeyi de unutma.Bir de msn adresin olucak.Nick'ine, kisisel iletine alabildigine karamsar seyler yazacaksin ve ingilizce olucak.Bunu da unutma.

Eger messenger, vampirefreaks (yonja da olabilir bak simdi geldi aklima!!!) üyeliklerini aldiysan bir de resmin olucak gothic gothic.. Makineyi üstte tutacak ters ters bakacaksin.Çektin mi? Harika.Goth olma yolunda hizla ilerliyorsun.

Bunlari; yapinca, dogal olarak çevrende olmaya baslayacak.Onlarla alemin en kral yerlerine gideceksin, konusacaginiz en büyük konu gruplardir ki zaten bastan hallettin bunu dimi? Yirttin gotikim benim ve bir de samimi oldugun herkese kanka diyeceksin.Sokakta görüp tanimasan, seni arasa "Gel takilalim" derse, adini bile hatirlamasan "Oo kanka naber?" diyeceksin!

Kankalarinla özlesmen gerekecek.Sigara içerlerse bakacaksin ki sende içiyorsun.Alkolse her gece alacaksin.Derslerin kötü olmali, ailenle aran bozuk olmali.Varsa yoksa müzik ve kankalar.

Bunlari; yaptiktan sonra, artik sende "çok moda olan 'gothic'" özentisi olabilirsin!

Dikkat:Bu tip insanları; sokaklarda görebilirsiniz.Çogu ozel okula gidiyordur, para boldur.

Peki gerçek gothic severlerle, özentileri nasil ayiracaksiniz?

Özenti her yerde özentidir.Zekası dusuktür, mantikli degildir, hayat görüsü yoktur ya da zirvadir.Özentiye tek laf edersiniz, tek bir elestiricik yaparsaniz, o size 10-20 kat laf eder.Dedim ya zekasi dusuktur.Kolayca anlasilir.Resmen "Ben burdayim" diye bagirir.Hizlica uzaklasin oradan! Caninizi kurtarin! Ozentiler gun geçtikçe bagisiklik kazanmaktadir.Taklit yetenekleri o kadar gelismistir ki, yaninizdakinin özenti oldugunu uzun bir zaman sonrasinda anlamaya basliyorsunuz.O yuzden uyariyorum.




Kusmuk Kokusu..
Sudaki aksi aynadakini tutmayan
Nasıl göründüğünü hiç bilmeyen
Yine de hava ayaza çektiğinde
Kürkünü giyip türlü maskelerle bezenen
Bağrında yetiştirdiği güllere inat
Her daim kusmuk kokan
Kupkuru dudaklarını yalarken birden
Kaderin ıslak ellerinden kayan dünyanın yırtık zarından sızarken
Kırık bir gölgeyim,sakın elleme beni ...


Şimdi de Bazı Müzik GrupLarı.

Cradle Of Filth

"Isa tarafindan ellendi , Tanri tarafindan parmaklandi " Cradle Of Filth'in kendilerine ait Vampyrotica adli firmasinin çikardigi t-shirtlerinin üzerindeki slogan ... Zevksiz ? Belki ... Tahrik Edici ? kesinlikle .. Yeterli ? Herzaman kusku uyandirici... Cradle Of Filth sadece kendi isini yapmaktadir . Onlar dünyanin en büyük black metal grubudur. Sadece görünüste degil hayat tarzi olarakta müziklerini benimsemislerdir . BBC belgeselerinden The Face onlarin bu siradisi hayatlarini dünya turnelerini ödüllerini içeren yaptigi belgesel büyük sansasyon yapmistir. Onlari sevin ya da nefret edin onlar islerini yapiyorlar .....



Ingiliz black metal grubu Cradle of Filth, 1991’de kuruldu. Baslangiçta solist Dani Davey, gitarci Paul Ryan, onun klavyeci kardesi Benjamin, basçi John Richard ve davulcu Darren’dan olusuyordu. Bir yil sonra “Invoking the Unclean” adli bir demo kaydettikten sonra, grup gitarci koltugunu ikinci demolari “Orgiastic Pleasure”dan sonra grubu terk edecek olan Robin’e verdi. Ancak basçi Richard da kisa süre sonra grubu birakinca Robin, bas gitarin sorumluluklarini üstlenmek üzere gruba döndü.



Tabii bu da gitarci Paul Allender’a kapilari açti. Üçüncü bir demo’yu takiben , Cradle of Filth -yeni davulculari Nicholas Barker’la- 1994 ortasinda ilk albümleri “The Principle of Evil Made Flesh”i yayinlayacak olan Cacophonous firmasiyla anlasti. Kadro degisiklikleri devam etti: Ryan kardesler gruptan ayrildi; yerlerine gitarci Stuart ve klavyeci Damien Gregori geldi. Grupla ilk ortak çalismalari olan “Vampire or Dark Faerytales in Phallustein” mini albümünü 1996’da yaptilar. Normal uzunluktaki ilk albümleri “Dusk and Her embrance” ayni yilin sonunda yayinlandi; klavyeci Les Smith Damien’in yerini aldi. Cradle of Filth’in bir sonraki çalismasi “Cruelty and the Beast” 1998’de yayinlandi. 2 yil sonra grup “From the Cradle to Enslave”le dönüs yapti.


Gelecegin kendilerinin oldugunu söyleyen grup son 10 sene içinde yeni bir metal prensi ortaya çikarmistir... Ruhunun 250 sene önce Cadi Avcisi General Matthew Hopkins tarafindan katledildigini iddia eden Dani, yeni bedeninde dünyaya geldigini söylemekte...


..ve EVANESCENCE

Evanescence "duman gibi yok olmak" anlamına geliyor.Vokalde ve piyanoda Amy Lee,gitarlarda John LeCompt, Will Boyd,Terry Balsamo ve bateride William Gray'den oluşan ilk albümü "Fallen"'ı yayınlamıştır(Mart 2003).Peki Fallen albümü ilk albümleri miydi?Tabi ki hayır.
Grup Arkansaslıdır.Amy Lee'nin inanılmaz güzel sesi ile grubu diğer nu-metal gruplarından ayrı tutuyor.Amy Lee'ye göre grubun sırrı müziklerinin epik, dramatik ve karanlık olmasıdır.Belki de Amy Lee'nin ta kendisidir.
Grup Amy Lee ve Ben Moody tarafından kurulmuştur.İkisi çocukken yaz kampında tanışmışlar ve grubu kurmaya o gün karar vermişler.Amy Lee piyanoda Meat Loaf'ın "I'd Do Anything For Love"ını çalarak oyalanırken Meat Loaf hayranı olan Ben Moody ise gidip hemen Amy Lee ile tanışmış ve grubu kurmaya karar vermişler.Kendi çabalarıyla yayınladıkları, cd yazıcı ile çoğalttıkları ilk EP'leri ile yerel olarak tanınmışlar.Onlar eski albümleri şu an komik diye nitelendiriyorlar.Arkasından ikinci EP "Whisper" ve 2000 yılındaki ilk albüm "Origin" albümü gelmiş.Ancak grup özel bir neden yüzünden bu albümü hiç yayınlanmamış saymak istiyorlar.Bu sebeple bazı sitelerde ve resmi sitelerinde "Falen" ilk albüm gibi görünmektedir.
Grup "Fallen" albümüyle büyük bir kitleye ulaşmıştır.Grubun albümü 600.000 satıp Billboard ilk 10'a girmiştir.Cristian-Rock kitlesi tarafından çok sevilip başarı grafiği hızla yükselişe geçince bu kitleye hitap eden müzik marketlerinden toplatılmış.Amerika'da Hristiyan Rock şeklinde bir olgu vardır.Dini temalar işleyen gruplar büyük ilgi toplar.Sadece bu türe endekslenmiş plak dükkanları, radyolar ve festivaller var fakat grup üyeleri kendilerini gotik tarzını kabul etmedikleri gibi yalnız bu kitleye hitap ediyor durumuna gelmek istemedikleri için bu tür dükkanlardan albümlerini toplatma kararı almışlardır.Şarkılarda çoğunlukla aşk ve çaresizlikle birlikte karanlık temaları dikkati çekiyor.
Evanescence piyasadaki diğer nu-metal veya goth gruplarından çok farklıdır.Grup:"Öfke dolu gençlerin hazırladıkları, önceden paketlenerek satışa sunulmuş gibi duran çok albüm var piyasada Biz böyle değiliz.Bir görüntü satmaya çalışmıyoruz, sadece kalbimizdekileri yazıyoruz."diye açıklıyorlar.
Grup turnedeyken Ben Moody grubu terketmiştir.Bu bazıları için hayal kırıklığı yaratırken bazıları için de sevinç yaratmıştır!Ben Moody Avril Lavigne'ın bir ara gitaristliğini yaparken grup devam etme kararı alarak turneye kaldığı yerden devam etmiştir ve Ben Moody'nin yerine Cold grubunun gitaristi Terry Balsamo geçmiştir.2004 yılının Kasım ayında unutulmaz Paris konseri görüntüleriyle oluşan "Anywhere But Home" adında bir konser albümü çıkarmışlardır.
İlk albümleri bu kadar patlama yarattıysa iler ki albümleri nasıl olacak düşünemiyorum...Dinleyicileri her geçen gün artan, tarzıyla, müzik kalitesi ve sarf ettiği cümleleriyle gönüllerde taht kuran gruptan daha fazlası da beklenemez zaten.Bizde Evanescence varoldukça hep arkalarında olacağız.Kalitesinden taviz vermeyen grubun müzikleriyle büyümeye devam edeceğiz...


H.I.M - Dark Light (Gothic/Rock)

H.I.M 1995 yilinda Finlandiya'da kurulan, Hardrock ve Gothic metal muzigi yapan gruptur. Gerci butun H.I.M dinlemeyenler Bu grup hakkinda degisik yorumlar yapiyorlar. Bunlardan biri ise ; Metal ve Gothic tarz yapmiyorlar demesi. Digeri ise vokal Ville Hermanni Valo'ya Gay demeleri. Fazla Bilgi icin haberin devamini okuyunuz..

Grubun parcalarina soyle bir baktigimiz da H.I.M'in insani depresif edici, Melankolik havaya sokacaginihemen anlayabiliyoruz. Genellik le Sevgi yuklu, parcalar yazildigindan dolayi Hayranlarin genelde hepsi Depresifligi ve Melankolikligi seven insanlardir. Grubun Son albumleri 28 Eylul tarihinde '' Dark Light '' olarak piyasa da yerini aldi. Turk ve Yabanci Rock Tv'lerde gozuken H.I.M, Son klibini '' Killing Loneliness '' isimli parcasina cekti. Ville valo'ya gore hayat biraz daha kutsallik. Bir dergide ; '' Ben insanlari sevgi yonunde neler yapmak istediklerini anliyorum, Ona gore kayit yapiyoruz '' demesi, butun Hayranlarini uzerine cekti. Hayranlari icinde ; '' Onlar depresifligi seviyor ise, bizde devamini getirmeliyiz '' demisti. H.I.M 1995 tarihinde kurulduktan 2 yil sonra ilk albumu olan "Greatest Lovesongs, Vol. 666" isimli Albumu ile Hardrock olarak muzik piyasasina ismini yazdirdi. Bu albumde hakikaten guzel parcalar da vardi, Wicked game, The Heartless, It's all Tears ve For you gibi. Bu albumde 9 parca vardir. Aradan 3 sene gectikden sonra H.I.M tarzini biraz daha sertlestirdi ve beklenen album ''Razor Blade Romance'' adi altinda cikti. Bu albumde 13 parca olmasi dikkat cekerek, Album icerisinde sizi depresifligi, melankolige itecek dolu parcalar vardi. Bunlar dan su anda da bilinen ; Join me in death, Gone with the sin gibi parcalar. Posion Girl, heaven Tonight, Razorblade Kiss gibi seckin parcalarda vardi. H.I.M bu sefer hic fazla beklemedi, Album icin erkenden Studyoya girdi ve 2001 senesinde "Deep Shadows & Brilliant Highlights" isimli albumu cikardi. In joy and sorrow, Please Don't Let It Go, Heartache Every Moment, Love You Like I Do Albumde ki en iyi calismalar olarak Finlandiya Rock Muzik piyasasindan Odul aldi. H.I.M Bu albumden sonra Dunya Turnesi olarak konserlerine basladi, İngiltere, Almanya, İspanya, Norvec, İsvec ulkelerinde konser verip, hayranlarina guzel canli performans izleten Ville Valo ; Bir dergi de Spikerin ; '' Gunden gune hayranlariniz buyuyor, gelisiyor, Bunun icin neler diyeceksiniz ? '' Sorusuna ; '' Eger hayranlarimiz bizleri seviyorsa, bu bizim icin cok guzel bir olaydir, Guzel bir seyler yapmak ve onlar ile bir seyler paylasmak icin Bu tarzi yapiyoruz '' dedi. H.I.M Konser turnesini tamamladikdan sonra o Muhtesem albumu olan, '' Love Metal '' ile gundeme tekrar ust seviyelerde haber olarak basladi. Bazi Rock ve Metal dergileri H.I.M'in bu tarzini cok seviyor, digerleri de elestiriyorlardi. Album ciktikdan sonra hayran kitlesi bir hayli cok oldu. Ville valo ve ekibi, Guzel seyler yapti. Bu albumde ki guzel parcalarin canli performans olarak kayit edilmesi, Konserlerde soylenmesi hayranlarinin hosuna gidiyordu. Albumde ki Guzel parcalar ; Buried Alive By Love, Soul On Fire, The Funeral Of Hearts, Endless Dark, Circle Of Fear ve The Sacrament.. 1 Sene sonra H.I.M "And Love Said No: The Greatest Hits 1997-2004" isimli Hit bir album cikararak, Tekrar degisik versiyonlar ile Hayranlari ile beraber oldu Ozellikle bu senesinde Cok fazla taninan H.I.M ; Hayran kitlesini 4-5 e katladi. Bu sene de surekli konserler ile gecti, Ancak konserler azdi, konser bittikden sonra Son album olan '' Dark Light '' albumu cikti. Dark Light albumunde ki ilk video klip, Rip out the wings of a Butterfly oldu, Ardindan Killing Loneliness klibi cekildi. 28 Eylul cikmis olan Bu album icin ; H.I.M hayranlari genellikle, Diger albumlere gore cok kotu oldugunu soyluyorlar. Belki biraz parcalarina isinamamislardir, bu yuzdendir. Ayrica H.I.M vokali, Ville Hermanni Valo icin soylenen '' gay '' kelimelerini, Siyahpark.org Sitesi olarak kiniyoruz, Lutfen boyle dememeleri icin rica ediyoruz.


Draconian
İsveçli grup Draconian'ın başlangıcı 1994 Mayısına dayanıyor. Johan Ericson(davul-vokal), Andy Hindenäs(gitar) ve Jesper Stolpe "Kerberos" adında black metal etkileşimli bir melodic heavy death metal grubu kurdu, birkaç ay sonra vokalist ve şair Ander Jacobsson'un gruba katılmasıyla grup bugünkü ismini aldı.
Draconian 27 Ekim 1995'te ilk demosunu kaydetti. "Shades of a lost moon" adlı demoda Jessica Eriksson(flüt,vokal), Susan Arvidson (vokal,klavye) ve Andreas Haag(intro "My Nemesis") de emeği geçenlerden. Fakat demo gruubun arkadaşı olan gitarist Magnus "Bergis" Bergström da gruba katılıncaya dek yayınlanmamış.
İlk demo "Shades of a lost moon" yayınlanmasının ardından dünya çapında iyi tepkiler aldıysa da grup herhangi bir kontrat imzalamamıştı. Ocak 97'nin sonunda Draconian 2. demosu In Glorious Victory'yi kaydetti. Fakat ses kalitesinden memnun kalmayınca demoyu yayınlamamaya karar verdiler.

Sonraki aylar grup iki elemanın askerlik görevleri sebebiyle daha az üretkendi. Klavyede kişisel sebeplerle gruptan ayrılan Susan Arvidsson'un yerini Andreas Karlsson aldı. Daha sonra grup tarzını gotik metalin atmosferik, melodik ve duygusal bir türü olarak belirledi.

Ağustos 99 başlarında grup The Closed Eyes of Pradise'ı kaydetmek için tekrar stüdyodaydı. Albüm şeytan, O'nun düşmüş melekleri, Tanrının gerçek yüzü ve gelecekteki savaşı konu alıyordu. Susanne Arvidsson misafir olarak vokallerde yer aldı. Fakat maalesef kayıtlar yine kötü prodüksiyon yüzünden Draconian'ın yüksek standartlarına uygun değildi. 2000 yılının Mayıs-Haziran ayları boyunca Andreas Karlsson, Anders Jacobsson ve Johan Ericson demonun kalitesini yükseltmek için uğraştılar. Yeni melodiler ve efektler eklediler. Emekler işe yaradı ve demo sonunda yayınlandı.

Draconian daha sonra yeni şeylere konsantre oldu. Soundları daha yavaş, daha karanlık ve daha doom bir hal aldı. 2 şarkılık tanıtımları Frozen Features internette ve cd formatında yayınlandı
Frozen Features'ın kaydından kısa bir süre sonra Andy Hindenäs gruptan izin aldı. Yerini davulu Jerry Torstensson'a bırakan Johan aldı. Bu arada demoları da eleştirmenler ve gotik metal dinleyicileri tarafından ilgi görüyordu. 2002 yazında son bir demo kaydettiler-Dark Oceans We Cry... Daha sonra grup Napalm Recordsla kontrat imzaladı.

Daha sonra grup Temmuz 2003'te ilk albümleri Where Lovers Mourn'u kaydetti. Albüm aynı yıl 21 Ekim'de piyasaya sürüldü. Çoğu şarkı öncekilerin tekrar kaydedilmişiydi fakat albümdeki 3 yeni şarkı onların gotik metal birikimini gösteriyordu.

Sonraki sene grup daha sert,karanlık ve daha doom bir sound üzerinde çalışmaya başladı. Pelle Saether'ın direktörlüğünde grup Arcane Rain Fell'i kaydetmek üzere stüdyoya girdi. Albüm düşmüş melekler hakkındaydı.Ayrıca grubun en popüler şarkısı "Death come near me" yeni 15 dakikalık versiyonuyla albümde yerini aldı ve şarkıda Amerikan Doom/Death grubu Necare'den Ryan Henry de misafir edildi.


Grubun şu anki kadrosu:

Johan Ericson (lead ve ritm gitar) | Lisa Johansson (vokalist)

Anders Jacobsson (vokalist) | Jerry Torstensson (davul)

Daniel Arvidsson (ritm gitar) | Andreas Karlsson(klavye) | Jesper Stolpe (bas gitar)


Dimmu Borgir

Stianbooklet.JPG

Dimmu Borgir, 1993 yılında Shagrath, Silenoz ve Tjodalv tarafından kurulmuş bir melodik black metal grubu. Brynjard Tristan'ın basçı, Stian Aarstad'ın da klavyeci olarak katılmasıyla tam anlamıyla doğmuş olan Dimmu Borgir; Emperor, Cradle Of Filth ve Kreator kadar başarılı, kaliteli bir topluluktur.

Agresif gitarlar, yıkıcı davullar, dinleyenin tüylerini diken diken eden yırtıcı, melodik ve operatik vokaller, ürkütücü klavye melodileri, müthiş bir ahenk... İşte Norveçli grubun müziğini böyle tanımlayabiliriz. 80'lerin black ve heavy metal etkilerini taşıyan Dimmu Borgir, Wagner ve Dvorak gibi klasik müzik bestecilerinden de etkilenmiş.

Topluluk, piyasaya, 1994'te Necromantic Gallery Productions'dan çıkardıkları "Inn I Evighetens Morke" adlı çalışmalarıyla girdiler. Albüm büyük ilgi gördü ve birkaç haftada yüksek satış rakamlarına ulaştı. Black metal çevresinde artık adları duyulmuştu. Ve aynı yıl "For All Tid" isimli ilk uzun albümlerini hazırladılar. Yavaş, karamsar ve atmosferik bir kayıttı bu. Albümde Dødheimsgard'dan ldrahnand'a, Ved Buens Ende'den Vicotnik'e kadar birçok ismin yardımları vardı. Shagrath davul ve vokallerde (ve beşinci şarkıda gitarda), Silenoz gitar ve vokallerde, Tjodalv gitarda, Tristan bassta, Aarstad ise klavyede ve efektlerde şarkıları icra eden isimlerdi.

1996'da black metal tarihinin önemli albümlerinden biri olan "Stormblåst"'ı yayınladılar. Bu albüm, Dimmu Borgir'ın diğer birçok melodik black metal grubundan daha başarılı olduğunun göstergesiydi. Bugünkü tarzlarına doğru büyük bir adım attılar. Olgun şarkı sözleri, klasik müziğin güçlü etkisi ve mükemmel bir müzik... "Stormblåst" ile Dimmu Borgir hızını arttırmış ama atmosfer ve melodiyi yerli yerinde tutmasını bilmiştir. Bu albümde; Shagrath lead Gitar ve vokalde, Silenoz ritim gitar ve vokalde, Tjodalv davul ve perküsyonda, Tristan bass gitarda, Aarstad ise klavye ve piyanoda karşımıza çıkıyordu.

Topluluğun ilk iki albümünde şarkılar Norveççeydi. Daha sonra bütün dinleyicilerin anlaması ve daha geniş bir kitleye hitap edilmesi açısından sözler İngilizce olarak yazılmaya başlandı.

"Stormblåst" dan sonra 1996'da Dimmu Borgir "Devil's Path" isimli bir MiniCD yayınladı. 4 şarkıdan oluşan bu çalışmaya adını veren "Devil's Path" isimli parça, büyük beğeni toplamış, kalitesiyle dikkat çekmişti. Bu albümde bassa Tristan yerine Nagash geçti. Stian Aarstad askere gittiği için klavye işlerine katılamadı. Albüm; gitarda Shagrath, vokal ve klavyede Silenoz, davulda Tjodalv ve bassta Nagash ile kaydedildi.

1997'de Dimmu Borgir çok başarılı bir çalışmaya daha imza attı: "Enthrone Darkness Triumphant". Black metal dünyasının en önemli 10 albümünden biri sayılabilecek olan çalışma, daha büyük bir firmadan, Nuclear Blast'tan çıkmıştı. Çünkü önceki firma dağıtımda yeterli performansı sağlayamamış, istenilen satışı gerçekleştirememişti. "Enthrone Darkness Triumphant" 150.000'den yüksek bir satış rakamına ulaştı. Dimmu Borgir artık black metalin en büyük isimlerinden biriydi. Hala sert, melodik ve agresif... Bu arada albümdeki "Tormentor Of Christian Souls" parçasının sözlerinin neden CD kitapçığında olmadığı merak konusu olmuştu. Bunun nedeni, Nuclear Blast'ın, sorun çıkmasından çekinerek şarkının sözlerini basma sorumluluğunu üzerine alamamış olmasıydı. Dimmu Borgir çalışmaları arasında önemli bir yeri olan bu albümde; Shagrath gitar ve vokallerde, Silenoz gitarda, Tjodalv davulda, Nagash bassta, Aarstad klavye ve piyanoda çalışmıştı.

"Enthrone Darkness Triumphant" kayıt edildikten sonra, Shagrath'ın canlı performanslardaki vokal ve sahne etkinliğinin artmasını sağlamak amacıyla gruba sezonluk olarak Astennu dahil edildi. Gitarlarda etkin olan bu isim, daha sonra grubun daimi üyesi olacaktı.

Dimmu Borgir, "Enthrone Darkness Triumphant" turundan sonra bi küçük tur daha yaptı ve bu program esnasında Tjodalv ailesiyle ve yeni doğan çocuğuyla daha fazla zaman geçirebilmek için birkaç aylığına gruptan ayrılmak durumunda kaldı. Onun yerine Auro Noir'den Aggressor sezonluk davulcu olarak alındı. Bu isim, şarkılara çok çabuk adapte oldu. "Enthrone Darkness Triumphant" turu sırasında bazı konserlerde sorun çıkaran Aarstad kendini kapının önünde bulmuştu. Onun yerine; Therion ve Ancient ile de çalışmış olan Kimberly Goss geldi. Ancak sezonluk bi klavyeci olduğundan gruptan kendi isteğiyle ayrıldı. Bu kez de Mustis adlı genç bi müzisyen katılmıştı gruba. İlk konseri de Dynamo Open Air 1998 festivalinde olmuştu.

Mustis önceden herhangi bi grupta çalmamış olmasına karşı Dimmu Borgir'a önemli katkılar sağlamayı başardı. "Spiritual Black Dimensions" albümünde de ağırlığı ciddi şekilde hissedilmektedir. Şarkıların % 60'ı klavye üzerinde bestelenmişti.

1998'de Nuclear Blast etiketiyle "For All Tid" albümü, bazı eklentilerle tekrar yayınlandı. "Inn I Evighetens Morke" albümünden de 2 parça, bu çalışmada yer almıştı. Aynı yıl Dimmu Borgir bi MiniCD daha çıkardı. 2 yeni, 2 eski, 1 cover ve 3 canlı performanstan oluşan Nuclear Blast etiketli bu albümün adı "Godless Savage Garden" idi. Norveç'in Grammy'si olarak kabul edilebilecek olan "Spellemannsprisen"de bu çalışma için oldukça iyi bir değerlendirme yapılmıştı. Ancak The Kovenant ve Mundanus Imperium'un albümleriyle birlikte aday gösterilen "Godless Savage Garden", ödülü Kovenant'ın "Nexus Polaris"'ine kaptırdı.

Hayranlarının sabırsızlıkla beklediği "Spiritual Black Dimensions" albümü, adı pek fazla duyulmamış olan Abyss Sütüdyoları'nda kaydedildi. Dimmu Borgir, göze çarpan, büyüleyici bir albüme imza atmıştı. Ve Phantasmagoria ilk kez Dynamo 1998'de çalındı. Bir diğer şarkı da "Beauty In Darkness Vol. 3" derlemesindeki "The Insight And The Catharsis" idi. Bu da albüm piyasaya sürülmeden ortaya çıkmıştı. 1 Mart 1999 tarihinde beğeniye sunulan "Spiritual Black Dimensions" albümü, büyük yankı uyandırdı. Dimmu Borgir'ın karanlık krallığının tahtının tek sahibi olduğu bir kez daha kanıtlanıyordu.

Bir kesim, Dimmu Borgir'ın müziğinin nereye gittiğini tam kestirememiştir. Ancak krallar, tarihlerindeki en iyi albümü yapmışlardı. Nagash, The Kovenant'a tam anlamıyla konsantre olabilmek için gruptan ayrıldı ve yerine Simen Hestnaes geldi. Operatik vokalleriyle gruba yeni şeyler katan Simen, bir süre sonra grubun değişilmez elemanı olacaktır. Piyasada fırtına gibi esen, Dimmu Borgir'a altın çağını yaşatan "Spiritual Black Dimensions"; vokalde Shagrath, gitarda Erkekjetter Silenoz, lead gitarda Astennu, davul ve perküsyonda Tjodalv, bassta Nagash, klavye ve piyanoda Mustis kadrosuyla oluşturulmuştu.

"Spiritual Black Dimensions" albümü yayınlandıktan bir ay sonra "Old Man's Child"la bi albüm daha yaptılar. "Sons of Satan Gather for Attack" adlı çalışmadan sonra, aynı ay içinde, Astennu'nun yan projesi olan "Carpe Tenebrum, Mirrored Hate Painting" albümünü yayınladılar. Burada Nagash ın vokalleri yer aldı. Müzik, Dimmu Borgir müziğine çok yakın olmakla beraber biraz daha hızlıydı.

1999 başlarındaki New Jersey ve Montreal konserlerinden sonra; Tjodalv, gruptan ayrılmasının herkes için en iyisi olacağı görüşünü belirtti. Nedenleri müzikal açıdaki değişikliği ve bakması gereken bir ailesi olmasıydı. Onun yerine kimin geleceği belliydi; Cradle Of Filth'in eski davulcusu Nick Barker. Nick, henüz Borknagar'la olan Kuzey Amerikadaki "Kings Of Terror" turunu tamamlamıştı.

Dimmu Borgir 2000 yılının Mart ayında yeni albüm kayıtları için Abyss sütüdyosuna girmeyi planlıyordu ama bu gerçekleşmedi. Çünkü yeni materyali tamamlamak için zamana ihtiyaçları vardı. Finansal problemler söz konusuydu, Nick hala İngiltere'de yaşıyordu ve her istediğinde Norveç'e gelmesi mümkün değildi. Kişisel sorunlar yüzünden Astennu gruptan atıldı ve yerine Norveç black metal müziğinin önemli gitaristlerinden Galder geldi. Bu değişikliklerden bir süre sonra aynı yılın sonbaharında İsveç'teki Fredman Stüdyosu'na girdiler. (At The Gates, In Flames, Dark Tranquillity gibi topluluklar burada kayıt yapmıştır.) Ve yine oldukça kaliteli bir işle dinleyenlerinin karşısına çıktılar: "Puritanical Euphoric Misanthropia". Ürkütücü atmosferiyle hayranlarını kendilerinden geçiren bu albüm, büyük bir kesime göre Dimmu Borgir'ın o güne kadarki en iyi albüm çalışmasıydı. Şarkı yazma işi en yüksek noktaya ulaşmıştı artık. "Blessings Upon The Throne Of Tyranny", "Kings Of The Carnival Creation", "The Mealstrom Mephisto" ve "Architecture Of A Genocidal Nature" parçaları bu açıdan özellikle dikkat çeken çalışmalardı.

Bazı parçaları Göteborg senfoni orkestrasıyla kaydetmişlerdi. Sonuç; mükemmel gitar işleri ve dinamik klavyeler... Nick Barker, şarkılarda patlamalar yaratmış, basta mükemmeliğe ulaşan Hestnaes çok iyi geri vokal icra etmiş, Shagrath' ın korkutucu vokalleri, Dimmu Borgir müziğini zirveye çıkarmıştır.

Grup, Mart 2001'de yollara düştü ve yüzbinlerce hayranına müthiş gösteriler sundu. 2001 sonbaharında 11 Eylül saldırısı nedeniyle turlarını yarıda kestiler. 26 Ekim 2001 de Alive in Torment adlı canlı performans albümlerini çıkardılar. Çalışmanın içeriğini şu parçalar oluşturdu; "Tormentor of Christian Souls", "The Blazing Monoliths of Defiance", "The Insight and the Catharsis" ve "Puritania and The Maelstrom Mephisto".
Dimmu Borgir
Dimmu Borgir, 1993 yilinda Shagrath, Silenoz ve Tjodalv tarafindan kurulmus bir melodik black metal grubu. Brynjard Tristan'in basçi, Stian Aarstad'in da klavyeci olarak katilmasiyla tam anlamiyla dogmus olan Dimmu Borgir; Emperor, Cradle Of Filth ve Kreator kadar basarili, kaliteli bir topluluktur.

Agresif gitarlar, yikici davullar, dinleyenin tüylerini diken diken eden yirtici, melodik ve operatik vokaller, ürkütücü klavye melodileri, müthis bir ahenk... ?ste Norveçli grubun müzigini böyle tanimlayabiliriz. 80'lerin black ve heavy metal etkilerini tasiyan Dimmu Borgir, Wagner ve Dvorak gibi klasik müzik bestecilerinden de etkilenmis.


Arch Enemy

Amacı thrash metal ile death metali karıştırıp “saf” bir sound yakalamak olan Arch Enemy 1995 senesinde kuruldu. 96’da “Black Earth” isimli çıkış albümlerini hazırlayarak kariyerine başlayan grup tüm Avrupa metal camiasının dikkatini çekti. Melodik ve progresif ritimler, çift gitar melodileri ve güçlü vokaliyle oluşturdukları sound eşsizdi. Wrong Again Records etiketiyle 1996 yılında çıkan bu albümden sonra artık herkes gruptan başka bir çalışma bekliyordu.1997 yılında tekrar stüdyoya girdiler ve “Stigmata” albümlerini doldurdular. Albüm 1998’de Savage Messiah Music firması tarafından çıkarıldı. Daha olgunlaşan ama hala saf duran müziğiyle bu albüm de tüm metal sevenler tarafından tam not aldı. Kariyerini yükselten ve Century Media Records firmasıyla anlaşan grubun üçüncü albümü ise “Burning Bridges” oldu. Death, thrash ve progresif metalin bir karşımı olan albüm ayrıca dozajı dengeli bir şekilde melodikti. Albümde, grubun prodüktörlüğünü yapan Fredrik Nordström de klavyesiyle yer aldı. Per Wiberg de piyanosuyla albümde misafir sanatçı olarak bulundu.Japonya’da oluşan hayran kitlesine konser vermek üzere 99’da bir turne düzenlediler. Bu konserin görüntüleriyle “Burning Japan” adında sadece Japonya’ya dağıtılan bir de live albümleri çıktı. Daha agresif bir sounda sahip olan dördüncü albümleri “Wages Of Sin” 2001 yılında metal dinleyicilerinin beğenisine sunuldu. Albüm Arch Enemy’nin şu ana dek yaptığı en sert ve en titiz hazırlanmış çalışmasıydı. Japon hayranları için albüm kısa bir süre sonra Japonya’da da piyasaya çıktı.Century Media Records, Arch Enemy sevenleri için yine “Wages of Sin” adında 2 CD’lik bir albüm hazırladı. 2002 yılında çıkan albümde bonus parçalar ve video klipler de bulunuyordu. Bir sene sonraysa limitli sayıda üretilen ve her Arch Enemy hayranının arşivinde bulunması gereken “Anthems Of Rebellion” çıktı. Arch Enemy bu albümleriyle halen “saf metal” yapan ender teknik gruplar arasında bulunuyor. Hayran kitlesiyse her geçen gün artmaya devam ediyor.Arch EnemyAmacı thrash metal ile death metali karıştırıp “saf” bir sound yakalamak olan Arch Enemy 1995 senesinde kuruldu. 96’da “Black Earth” isimli çıkış albümlerini hazırlayarak kariyerine başlayan grup tüm Avrupa metal camiasının dikkatini çekti. Melodik ve progresif ritimler, çift gitar melodileri ve güçlü vokaliyle oluşturdukları sound eşsizdi. Wrong Again Records etiketiyle 1996 yılında çıkan bu albümden sonra artık herkes gruptan başka bir çalışma bekliyordu.1997 yılında tekrar stüdyoya girdiler ve “Stigmata” albümlerini doldurdular. Albüm 1998’de Savage Messiah Music firması tarafından çıkarıldı. Daha olgunlaşan ama hala saf duran müziğiyle bu albüm de tüm metal sevenler tarafından tam not aldı. Kariyerini yükselten ve Century Media Records firmasıyla anlaşan grubun üçüncü albümü ise “Burning Bridges” oldu. Death, thrash ve progresif metalin bir karşımı olan albüm ayrıca dozajı dengeli bir şekilde melodikti. Albümde, grubun prodüktörlüğünü yapan Fredrik Nordström de klavyesiyle yer aldı. Per Wiberg de piyanosuyla albümde misafir sanatçı olarak bulundu.Japonya’da oluşan hayran kitlesine konser vermek üzere 99’da bir turne düzenlediler. Bu konserin görüntüleriyle “Burning Japan” adında sadece Japonya’ya dağıtılan bir de live albümleri çıktı. Daha agresif bir sounda sahip olan dördüncü albümleri “Wages Of Sin” 2001 yılında metal dinleyicilerinin beğenisine sunuldu. Albüm Arch Enemy’nin şu ana dek yaptığı en sert ve en titiz hazırlanmış çalışmasıydı. Japon hayranları için albüm kısa bir süre sonra Japonya’da da piyasaya çıktı.Century Media Records, Arch Enemy sevenleri için yine “Wages of Sin” adında 2 CD’lik bir albüm hazırladı. 2002 yılında çıkan albümde bonus parçalar ve video klipler de bulunuyordu. Bir sene sonraysa limitli sayıda üretilen ve her Arch Enemy hayranının arşivinde bulunması gereken “Anthems Of Rebellion” çıktı. Arch Enemy bu albümleriyle halen “saf metal” yapan ender teknik gruplar arasında bulunuyor. Hayran kitlesiyse her geçen gün artmaya devam ediyor.

Amon Amarth

Kökleri Viking mitolojisine ve Deathmetal e sımsıkı bağlanmış olan AMON AMARTH 1992 yılında Stockholm'un güneyinde Tumba (Isveç) adındaki küçük bir yörede ortaya çıktı.İsmini Tolkien'in Orta Dünyasında, Mordor daki dağdan (Amon Amarth) alan grup kurulduğu tarihten itibaren birçok melodi ve armoni içeren; Vikingleri ve Kuzey tanrılarını anlatan parçalar yazmaya başladı.AMON AMARTH ı diğer Deathmetal gruplarında ayıran ve bugün bulunduğu yere getiren en büyük farklılık ta buydu...

Vokalist Johan Hegg niçin bu konuyu işlediğini; "Viking teması ve Iskandinav mitolojisi benim için daha çok bir hayat felsefesi haline geldi." şeklinde açıklıyor. Grup kurulurken elemanlar kendi aralarında kendi müziklerini yapmak,eğlenmek için bir araya geldi hatta yapılan açıklamalara göre grup kurulduğunda büyük hedefleri yoktu ve Isveç piyasasından çok küçük bir pay almayı ve ülke gençleri tarafından tanınmayı bile kendileri için yeterli görüyordu.

Grup 1993 yazında Lagret Studios'a girdi ve grubun hiçbir zaman yayınlanmayan demosu "Thor Arise" ı kaydetti.Grup bu kayıdı yeterince güçlü görmüyordu ve dünyada bu şekilde tanınmak istemiyordu.

Demo'nun tracklisti;

1. Risen From The Sea
2. Atrocious Humanity
3. Army Of Darkness
4. Thor Arise
5. Sabbath Bloody Sabbath (Black Sabbath cover)

şeklindeydi ve şu anda hit olmuş birçok parçayı içeriyordu.Grup daha sağlam birşeyler ortaya çıkarmak için yeni prova ve çalışmalara başladı ve tekrar stüdyoya girdi.Sonuç olarak ortaya ikinci demo "The Arrival Of The Fimbul Winter" çıktı. Bu demo birinci demoya göre gerek yakaladıkları sound gerek müzikalite bakımından daha tatmin ediciydi ve grup bu demoyu underground piyasaya sürmek için arayışlara başladı.Alınan cevap mükemmeldi.Grubun bu demosunu satmak ve haklarını güvence altına almak için Pulverised Records (Singapur) grupla bağlantı kurdu.

Grup 1995 yılının Kasım ayında 5 günlüğüne Peter Tägtgren (Hypocrisy) e ait olan The Abyss Studios'a girmeye karar verdi ve bu süre içinde "Sorrow Throughout The Nine Worlds" albümü kaydedildi.Bu albüm 3 yeni parça ve ikinci demodan tekrar kaydedilmiş 2 parça içeriyordu.Albüm, 1996 Nisan ında piyasaya sürüldü ve grubun dünya çapındaki kariyeri daha da sağlamlaştı.Albümün piyasaya çıkışından 2 ay sonra davulcu Nico gruptan ayrıldı ve yerine Martin Lopez gruba dahil edildi.Bu andan sonra Amon Amarth'a birçok plak şirketinden teklif geldi ve grup bunların içerisinden Metal Blade ile anlaşmayı tercih etti. 1997 yılının Mart ayında grup, Metal Blade deki ilk albümü "Once Sent From The Golden Hall" i Peter Tägtgren ile kaydetmek için tekrar The Abyss Studio'ya girdi.Kayıt sonuçları AMON AMARTH'ın Swedish Death Metal sahnesinin en hiddetli ve agresif gruplarından birisi olacağını daha o zaandan kanıtlıyordu.

"Once Sent From The Golden Hall" albümünün kaydından sonra gitarist Anders Hansson gruptan ayrıldı.Grup bir ay sonra Deicide, Six Feet Under ve Brutal Truth ile turneye çıkacağı için acele gitarist arayışına girdi ve Johan Söderberg gruba dahil oldu.Grup artık iyice sağlamlaşmıştı.Haziran 1998 de çıkılan turnede grup en üst düzeye ulaştı.Aynı yıl içinde davulcu Martin Lopez kariyerini OPETH de sürdürmek için gruptan ayrıldıve boşluğu Fredrik Andersson (ex-MARDUK) ile dolduruldu.Bu grubun son eleman değişikliği oldu ve 1999 yılının şubat-mart ayları boyunca tekrar The Abyss Studios a girerek "The Avenger" albümü kaydedildi. 7 parçalık albümün kayıtları esnasında herhangi bir prodüktörle çalışılmadı. Death ve Black metal tarzları; Viking etkileşimi ve brutal altyapı ile sağlamlaştırılarak harika bir albüm ortaya çıkarıldı.Grup albümün tanıtımı için Morbid Angel ın headliner olduğu birkaç festivale çıktı.

2000 Kasımında The Abyss Studios un kapanması söz konusu olunca grup yeni kayıt için aceleci davrandı.Çok kısa bir sürede "The Crusher" albümü oluşturuldu."The Crusher" AMON AMARTH'ın şimdiye kadar kaydettiği en brutal albümdü.Bu albüm gruba daha çok turneye çıkabilmesi için fırsat verdi.Grup artık bir çok ülkeden festivallere çağırılıyordu ve grup headliner olduğu ilk festivale Danimarka ve Almanya'da; Purgatory ve Seirim gruplarıyla çıktı.Turne büyük bir başarıyla sonuçlandı ve AMON AMARTH bu turne sayesinde Almanya'da yeni binyılda (2001 Ocak) sahneye çıkan ilk metal grubu olarak kayıtlara geçti.AMON AMARTH bu konserden sonra MARDUK ve VADER gibi devlerle birlikte No Mercy Festivals e katıldı ve bu festivalden sonra Marduk'un 2001 deki Amerika turlarını desteklemeye karar verdi.Fakat sponsorlar bulunamadığı için tur Ocak 2002 ye ertelendi.Grup 2002 yi beklemedi ve kendilerinin ilk Amerikan turnesine Diabolic (Tampa, Florida) in desteğiyle çıktı.Turne harika bir şekilde devam ediyordu fakat kordinatörler turneyi bir hafta gibi kısa bir sürede durdurdu ve AMON AMARTH Isveç'e geri döndü.Grup, Isveçli Death/Gore efendisi VOMITORY'ye Avrupa turu teklifinde bulundu.Teklif kabul edildi ve AMON AMARTH tekrar yollara düştü.Tur sırasında yeni albüm için birşeyler hazırlanmaya devam edildi.

Ağustos 2002 de grup 2. kez WACKEN OPEN AIR'e çıktı ve şov yaklaşık olarak 12.000 kişi tarafından izlendi ve yapılan röportajlarda herkes konserden son derece memnun olduğunu açıkladı. Grup WACKEN'dan çıkar çıkmaz "Versus the World" ü kaydetmek için 7 Ağustos'ta kendini stüdyoya attı.Uzun zamandan beri Peter Tägtgren stüdyosunu kendisine ayırdığı ve başka grupların kayıt işleriyle uğraşmadığı için grup, Malmö'deki Berno Studio'da çalışmaya başladı ve bu harika bir seçimdi.Stüdyonun Isveç metal sahnesinde mükkemmel bir ünü vardı.AMON AMARTH Berno (mühendis ve stüdyo sahibi) veya Henrik (mühendis) ile çalışırken hiç bir zorluk çekmedi ve bu yeni stüdyo grubun müzikal yapısına yeni bir boyut kazandırdı.Kayıtlar sırasında grup ara verip Almanya'ya ve Summer Breeze festivaline geziler düzenledi ve buralarda mükemmel bir şekilde karşılandı.Yeni albüm 18 Kasım da piyasaya sürüldü.Albümün sınırlı sayıdaki "Viking" baskısı ise grubun hiç yayınlanmamış eski demolarını içeriyordu ve bu albüm grubun kariyerindeki kilometre taşlarından birisi oldu.Albümün tanıtımı için 3 Amerika ve 2 Avrupa turnesine çıkıldı.

AMON AMARTH'ın yeni albümü "Fate Of Norns" da bir önceki albüm gibi Bernö Studios da kaydedildi.Bu albüm ve diğerleri arasındaki fark sorulduğunda Mikkonen; "Biraz klasik kaçacak ama albümde yakalanan sound süper ve şarkılar diğerlerine göre çok daha güçlü.Johan Söderberg'in şarkı yazımına katkısı öncekilere göre çok daha fazla oldu ve bu da müziğe yeni bir tat ve bakış açısı kazandırdı.Stüdyoya girdiğimizde birçok şarkının yazımı henüz tamamlanmamıştı ve stüdyoya girince farklı birşeyler çıkarabilir miyiz diye merak ettik.Düşündüğümüz gibi oldu ve Bernö sayesinde müzik çok farklı bir noktaya geldi.Bu Prodüksiyonda diğer hiçbirisinde harcamadığımız kadar enerji harcadık." şeklinde açıklıyor."



slipknot

owa’nin Des Moines köyünden gelen bir çok poser gruptan farklı olarak kendi müziğini yapan Iron Maiden, Kiss, Slayer dinleyerek büyümüş müzikleriyle Des Moines’u haritada gösterilebilecek hale getiren bir nefret makinasıdır Slipknot.

1996 yılında kaynak işinde çalışan Shawn Crahan ve arkadaşı Anders Colsefini tarafindan Slipknot fikri ortaya cıkar. Shawn, Paul Gray isimli arkadaşını denemek için L.A’dan cağırır. Daha sonra gruba Paul’ün eski grup arkadaşı(Anal Blast) Joey Jordison, Donnie Steele (Body Pit) ve Josh Brainiard (Modifidious) eklenir. Böylece grubun ilk kadrosu oluşur.(Shawn Crahan-perkusyon,Anders Colsefini-vokal, Paul Gray-bas, Joey Jordison-davul, Donnie Steele-gitar, Josh Brainard-gitar). Kasabalarında ve çevre köylerde çalmaya başladılar.

1996’nın yarısında ilk albümleri Mate Feed Kill Repeat’ı cıkardılar(Producter Sean McMahon). 1000 kopyayla sınırlı albüm kısa sürede tükendi. Albüm bölgesel radyolarda çalınmaya başlamıştı bile.

Anders’ın Painface’e gitmesiyle yerine Corey Taylor geldi. Corey’in gruba dahil olmasıyla herşey daha iyiye gitmeye başladı. Kıyafetler değisti, keçi amblemli tulumlar giymeye başladılar. Her biri ayrı renkte barkodlara ve rakamlara sahip oldu. Ve maskeler. Hepsi ayrı korkunçlukta maske takmaya basladi. Kendileri, bunun muziklerini daha iyi yansıttığını düşünüyorlar…

Corey’den sonra DJ Sid Wilson ve perkusyonist Cuddles da gruba dahil olur. Cuddles’ın da ayrılması uzun sürmez. Yerini Chris Fehn’e bırakır.

1997 yılında Sepultura(Roots), Korn ve Limp Bizkit için yaptıklarıyla adından bir hayli söz ettirmiş olan Ross Robinson yeni grup bir ararken, tavsiyeler üzerine Slipknot’ı yerinde izlemek üzere Iowa’ya gider, gösterdikleri canlı performanstan etkilenerek albüm yapma teklifinde bulunur. Bir çok büyük şirketten teklif almalarına rağmen (Epic, Mercury vs) Ross Robinson sayesinde Roadrunner Records bağlantılı I Am Records ile sözleşme imzalarlar ve Californiya-Malibu’da bulunan Indigo Ranch Stüdyoları’nda kayıtlara başlarlar.

Her şey güzel gitmektedir. Ancak Josh ailesinden ayrı kalamayacağını söyleyerek gruptan ayrılır. Onun yerine gelen James Root(Deathfront) gitara geçerek ‘Purity’yi çalar.

Kendi isimlerini taşıyan albüm 29 Haziran 1999’da piyasaya çıkar. Bu albümle büyük üne kavuşurlar. Aynı yıl içerisinde katıldıkları Ozzfest’de patlamayı yaparlar ve önceleri sadece bölge sınırları içerisinde kalan ünleri ülke sathına yayılır.

Albüm önce Altın Plak sonrada Platin Plak mertebesine erişir. Rolling Stone tarafından "Hakkında En Çok Konuşulan Grup" ilan edinildikten sonra Billboard Heatseekers listelerinde 1 numaraya çıkarlar. Bir buçuk yıl süren dünya turnesinden geri döndüklerinde bir çok Rock-Alternative radyosununda zirvesini ziyaret etmiş durumdadırlar. Hard Drive dergisi "Son On Yılın En İyi Canlı Performans Grubu", Kerrang! dergisi ise okuyucu oylarıyla "En İyi Uluslararası Canlı Performans Ödülü"nü layık görür Slipknot’a.

Slipknot’ın bu kadar konuşulmasına şaşmamak gerekir. Cünkü gerçekten etkileyici ve orjinal sahne şovlarıyla seyirciyi coşturuyorlar. Shawn’ın bu konuda ise şöyle bir açıklaması var ; "Sahneye çıkmadan önce biliyoruz ki bu birilerinin bizi izlediği ilk konser ve bu nedenle mümkün olduğunca akılda kalıcı olmasını sağlamaya çalışıyoruz."

28 ağustos 2001 tarihinde Iowa albümü I Am Records’dan çıktı. Slipknot bu albümle de müziğini kanıtladı.Bu albümden de People=Shit, Left Behind, Heretic Anthem gibi hitler çıkardı.

Bu kadar hit çıkaran ve altın çağını yaşayan Slipknot’ın elemanları kendi yan projelerinde de uğrasmaya başladılar. Joey Statix-X’in gitaristi Tripp Eisen ile Murderdolls grubunu kurdu. Corey Stone Sour grubunda vokaline devam etti(Jim Stone Sour da da çalıyor).

Slipknot 3 yıl aradan sonra 24 mayıs 2004 tarihinde Road Runnerrecords etiketi altında 4. albümünü çıkararak bir patlama daha yaptı. Subliminal Verses adlı albümde Duality, Pulse of the Maggots gibi şarkılarla yine hayran kitlesini coşturdu. Halen daha turnelere devam
ediyorlar.













Aşağıdan Devam
 
Moğollar
1967'de Silüetler'de çalışan Aziz Azmet ve Murat ses, aynı yıl Selçuk Alagöz grubunda Çalışan Cahit Berkay ve Engin Yörükoğlu ile tanışır, hepside çalıştıkları gruplarda yaptıkları müziğin kendi yapmak istedikleri müzik olmadığını düşünmektedirler beraber bir grup oluşturmaya karar verirler. Aralarına vahşi kediler grubunun basçısı Haluk Kunt'uda alıp, Moğollar ismi ile çalışmaya başlarlar.

Kısa bir süre sonra yine bir ara Selçuk Alagöz grubunda çalışmış olan ve Almanyada Cem Karaca Apaşlarla yaptığı turneden dönen Hasan Sel, Haluk Kunt'un yerini alır. İlk 45'likleri "Eastern Love/Artık çok geç" , Şubat 68'de çıkar. Bu plağın hemen ardından"Mektup/Lazy John"u yapan grup, Haziranda Altın Mikrofon yarışmasına katılır ve "Ilgaz" ile üçüncü olur. Bu başarı ve ardından çıkan 45'lik Moğollar adının daha çok insan tarafından duyulmasını sağlar.

Konserler verirler. İlginç konserlerdir bunlar; örneğin, Diskotek dergisi tarafından 3 Nisan 1968'de İstanbul Fitaş sineması'nda düzenlenen, Haramiler ve Kaygısızların da katıldığı konsere "silindir şapkaları, uzun siyah frakları ile üç keman bir viyolonsel ve bir trompet eşliğinde" çıkar Moğollar elemanları. İlk solo konserlerini ise 19 Ekim 1968'de İstanbul Fitaş Sineması'nda verirler. Yabancı şarkıların yanı sıra kendi bestelerini de seslendiren Moğollar, konserlerinde büyük ilgi görür.

Ünleri İstanbul dışına çıkar, Anadolu'ya ulaşır. Aynı tarihlerde dördüncü plaklarını çıkaran Moğollar 1968'i tanınmış bir grup olarak kapatır. 1969 yılının Şubat ayında grupta bir eleman değişimi yaşanır. Hasan Sel ayrılır, yerine Taner Öngür girer. Moğollar, 1969 yılını, neredeyse tüm Türkiyeyi kapsayan büyük bir turneyle geçirir. Bu turne sırasında yaşadıkları onların müziğinde önemli bir değişime neden olur.

Turne öncesinde İstanbul'da verdikleri konserlerde kimi türkü düzenlemeleri ve halk müziği sazlarını kullanmaları ilgi görür, fakat bu turne Moğollar'ın Anadoluyu yakından tanımalarını sağlar, bu da onların tarzlarının daha belirginleşmesini gerçekleştirir. Ve Moğollar bu tarza bir isim verirler : Anadolu Pop. Bu adı ilk telaffuz eden Taner Öngür'dür ve Mart 1970'de Hey dergisine bu adı seçmelerinin nedenini ve amaçlarını açıklayacaktır:"...ispatlamak istediğimiz, halk müziğimizin çok sesli bir ruha sahip olması. Ayrıca folklorumuzdaki dinamizm'in pop müziğin dinamiğine yakın olması...Geri kalmış popüler müziğimizin ileri teknik ve zengin folklorumuzla birleşmesiyle bir kişilik kazanması...."

Moğollar, bu açıklamayı yaptıkları tarihlerde, Anadolu Pop'un yalnızca düzenlemelerden ibaret olmadığını ve bu tarzda beste de yapılabileceğini kanıtlamak için bir 45'lik çıkarırlar "Dağ ve çocuk/İmece" her iki parça da yerli melodi ve ritimlerden yola çıkılarak yapılmış bestelerdir, büyük ilgi görür. Böylece Moğollar, Anadolu Pop'un yaratıcıları, "Dağ ve çocuk" ta bestelenmiş ilk Anadolu Pop hit'i olarak tarihteki yerini alır.

Temmuz 1970'te bir eleman değişikliği daha yaşanır, Aziz Azmet gruptan ayrılıp solo çalışmaya başlar ve o sıralarda yeni isim yapmaya başlayan Üç Hürel ile bir süre çalışır. Yerine Ersen katılır. Ersenle "Ternek"45liğini yaparlar, ancak bu birliktelik uzun sürmez. 1970 ağustos sonunda, Moğollar Ersen'den ayrılır ve Paris'e gider.

Paris'te Moğollar, CBS firması ile üç yıllık bir anlaşma imzalar ve bir 45'lik "Behind the dark/Hitchin" yaparlar, ayrıca "Guild international du disque"isimli bir plak şirketine bir albüm yaparlar. Bu albüm "Danses et Rythmes de la Turquie-d'Hier d'Aujourd'hui"1971 yılında "Academie Charles Cros" büyük plak ödülünü alır.

Bu arada Moğollar Paris'te o tarihlerde Belçikada yaşamakta olan Barış Manço ile karşılaşırlar ve onunla çalışmaya başlarlar. Kurdukları birlikteliğe "Manchomongol"adını verirler. Barış Manço, bu konuda Hey dergisine şunları söyler o tarihlerde : "Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar'ın şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum.Yepyeni bir grup olduk. Adımız MançoMongol. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi bütün dünyaya kuvvetlice duyurabilmek için, başbaşa vermenin zamanı geldiğini anladık. Ancak bu böyle olmaz. Birlikte Türkiyeye dönen Barış Manço ve Moğollar, dört ay değişik yörelerde konserler verdikten sonra ayrılır. Geriye beraber yaptıkları iki 45'lik plak kalır.

Bu arada Moğollar'ın Paris'te doldurdukları albüm Mart 1971'de Academie Charles Cross ödülünü alır. Türkiyede büyük yankısı olur bu ödülün. Örneğin Hürriyet gazetesi tam sayfa olarak duyurur bu haberi "Moğollar'ın davul ve zurna ile doldurduğu plak Akademi armağanı aldı." Aynı tarihlerde, yine Paris'te CBS firmasından çıkan 45'lik "Behind the dark/Hitchin" şöyle sunulur dinleyiciye : "Pikabınızın kolunu plağın üstüne koyup dinlemeye başladığınız anda Doğu'dan gelen bir grubun varlığını anlayacaksınız. Moğollar, bir çeşit 'sitar' olan bağlama'yı pop müziğine iyi uygulamaları ile dikkati çekiyor. Öğütleyebileceğimiz tek şey, yalnızca Türklerin bildiği bu ritmin akışına, sihirine kendinizi bırakmanız."

Barış Manço'dan ayrıldıktan sonra tekrar Paris'e dönen Moğollar, bu kez Engin Yörükoğlu'nu orada bırakarak Türkiye'ye döner.Yörükoğlu ani bir kararla, 31 Temmuz 1971'de Dominique Meraud ile evlenerek Paris'e yerleşir. Bu beklenmedik ayrılık Mavi Işıklar'ın davulcusu Ayzer Danga ile telafi edilmeye çalışılır, bir sene bu format'ta gider."Alageyik destanı/Moğol halayı" 45'liği bu dönemde yapılır.

Ancak Ağustos 1972'de Murat Ses gruptan ayrılır. Bu arada Selda ile bir 45'lik yapar Moğollar. Daha sonra Ersen gruba yeniden katılır. Eylül 1972'de ilginç bir olay yaşanır : Cem Karaca ile çalışan Kardaşlar, Ersen ile çalışan Moğollar solistlerini değişirler. Bu görülmedik olay Moğolların tekrar gündeme gelmesini sağlar. Cem Karaca ve Moğollar güçlü bir birliktelik oluşturmuş ve uzun sürecek bir dostluğun temeli atılmış olur, çeşitli konser turneleri ve plak çalışmalarıyla geçen iki senelik bir zaman sonunda bu defa Taner Öngür ile Ayzer Danga Moğollar'dan ayrılır. Eskilerden bir tek Cahit Berkay kalmıştır. Bu arada Cem Karaca ve Moğollar'ın en önemli parçalarından biri "Namus Belası "çıkar piyasaya.

Bir süre sonra Cahit Berkay Moğollar'ı dağıtıp Fransa'ya gider orada Engin Yörükoğlu ile buluşur, yanlarına katılan çeşitli müzisyenlerle Moğollar adı altında iki albüm ve bir 45'lik yaparlar. 1974 sonu ile 1976 yılları arasında Cahit Berkay ve Engin Yörükoğlunun sürdürdüğü moğollar 1976'da çalışmalarına son verir, bu dönemden kalan en önemli albüm, Fransa'da RCA firmasından çıkan "Hitit Sun" Türkiyede "Düm - Tek" tir bu albümde Cahit Berkay'ın enstrümental besteleri Anadolu Pop'tan jazz rock'a doğru yönelmeyi işaretlemektedir.

1976'dan sonra yalnızca bireysel çalışmalarını sürdürür 'çekirdek' Moğollar elemanları. Cahit Berkay, filim müzikleri yapar aradaki yıllarda.'90'larda, Cem Karaca ve Uğur Dikmen'le Rock kumpanyası adlı grubu kurar, birlikte iki albüm yaparlar. Engin Yörükoğlu, Fransada çeşitli jazz grupları kurar, sonraları İstanbul'da Jazz Stop isimli bir kulüp açarak orada çalmaya başlar. Taner Öngür ise Dostlar ve Cem Karaca Dervişhan'da çalışır bir süre. Daha sonra Almanya'ya yerleşir. 1992'de Türkiye'ye döner, "Alarm" isimli ilk ve tek solo albümünü çıkartır. Murat Ses, Kurtalan expres'le çalışır, bir ara kısa sürelerle Dostlar ve Dervişhan'la çalışır, kendi grubu Ağrı dağı efsanesini kurar,sonraları Avusturya'ya yerleşen Ses, halen orada yaşamaktadır. Avusturyada, New Age denilebilecek bir tarzda üç albüm yapmıştır bu güne kadar.

1992'de bir televizyon programında dinlediği Moğollar'dan etkilenen Leman dergisi çizerlerinden Kaan Ertem, "Moğollar tekrar bir araya gelsin" çağrısıyla bir imza kampanyası açar .4000'den fazla imza toplanır bu kampanya dahilinde.Cahit Berkay, Taner Öngür ve Engin Yörükoğlu arada bir bir araya gelip bu konuyu görüşürler, yeniden Moğollar'ı kurmak konusunda tereddütleri vardır, ancak kampanya'ya gelen mektuplar onlara cesaret verir.Yanlarına genç bir müzisyen Serhat Ersöz'ü alarak, 31 Mayıs 1993'te İstanbul Cemal Reşit Rey konser salonunda verdikleri muhteşem bir konserle geri dönerler. 1994'te "Moğollar94" , 1996'da "Dört Renk" , 1998'de "30.yıl" 2000'de " 1968 -2000" albümlerini çıkarırlar.

Albümleri /Diskografi

Kaleden Kaleye Şahin Uçurdum / Ilgaz Eastern Love / Artık Çok Geç
Dağ Ve Çocuk / İmece
Hitchin / Behind The Dark
Ternek / Haliç'te Güneşin Batışı (Ersen'le birlikte)
Garip Çoban / Berkay Oyun Havası
Behind The Dark / Madımak / Lorke
Hitchin / Hamsi
Alageyik Destanı / Moğol Halayı
Anadolu Pop
Hitchin
Hitit Sun
Tanrıların Arabaları / Bu Nasıl Dünya?
Düm-tek
Moğollar
Anılarla
Anadolupop 70'li Yıllar
Moğollar'94
Dört Renk
30. Yıl
Moğollar 1968-2000
Yürüdük Durmadan




children of bodom

Children of Bodom, Finlandiyalı bir Power - Speed Metal ve Melodik Death grubudur.
1993 yılında Espoo kentinde Alexi Laiho ve Jaska Raatikainen isimli iki arkadaş tarafından kurulmuştur.
Albümleri
1995 - Ubiquitos Absence of Remission (Demo)
1996 - Shining (Demo)
1997 - Something Wild
1999 - Hatebreeder
2001 - Follow The Reaper
2003 - Hate Crew Deathroll
2005 - Are You Dead Yet?
Single
1998 - Children of Bodom (EP)
1998 - Downfall (Single)
2000 - Hate Me (Single)
2002 - You’re Better Off Dead (Single)
2004 - Trashed Lost And Strungout (EP)
2005 - In Your Face (Single)

Espoo'lu (Finlandiya) grup Children of Bodom 1997 sonunda kuruldu ve ilk albümleri "Something Wild"ı çıkardı. Bu albümden önce grubun adı "Inearthed" idi ve yaptıkları müzik melodik death metaldi. Grubun yeni adı 1960'larda Helsinki'ye 20 km uzaklıktaki Bodom gölünde bıçaklı bir sapık tarafından saldırıya uğrayan dört Fin gencinden geliyordu.

İlk albümlerini çıkardıktan sonra grup tüm Avrupa'ya açılmak için Nuclear Blast Germany ile anlaştı. Hemen sonra kendi isimlerini taşıyan yeni bir parça yaptılar ve bir single çıkardılar. Bu single albüm, hiç bir promosyon kampanyası yapılmadan sekiz hafta listelerde bir numarada kaldı.

Daha sonra herşey daha da hızlanmaya başladı. 1998 Şubat'ında Hypochrisy, Benediction ve Covenant ile çıktıkları ilk Nuclear Blast turnesi başarılıydı. İkinci Nuclear Blast turnesi Eylül ayında (bu sefer Gorgoroth, Dismember, Agathodamion ve Raise Hell ile birlikte) gerçekleşti. Bu arada grup yeni şarkılar bestelemişti ve ikinci albümleri "Hatebreeder"ın kaydı yapıldı. Bu albüm piyasaya çıkmadan önce (Stone'un No Commands parçasının bir coverını da içeren) "Downfall" isimli bir single çıktı. 1999 başlarında yeni albüm "Hatebreeder" nihayet çıktı ve aynı senenin Temmuz'unda grup biri Osaka, diğer ikisi Tokyo'da olmak üzere üç konserlik bir Japonya turnesine çıktı, hepsinde biletler tükendi. Tokyo'daki iki konser kaydedildi ve bir CD-Box olarak piyasaya sürüldü. Tüm Bunları yeni Nuclear Blast turnesi izledi. Bu sefer beraber çaldıkları gruplar In Flames, Dark Tranquility ve Arch Enemy idi.

Mayıs 2000'de grup yeni bir single albüm çıkardı: "Hate Me". Bu single da "Children of Bodom" single'ı gibi listelerde zirveye oturdu. Aynı senenin Temmuz ayında grup ABD'ye gitti ve 14.Milwakuee Metal Festivali'nde çaldı. 30 Ekim'de ise "Follow the Reaper" albümleri Finlandaya'da piyasaya çıktı. İlk hafta albüm sadece Orta Avrupa'da 50.000'in üzerinde sattı. Albüm, en çok satanlar listesinde Almanya'da 46, Fransa'da 88, Avusturya'da 38 ve kendi ülkeleri Finlandiya'da 3. sıraya çıktı.

Children of Bodom'un son albümü "Hate Crew Deathroll" ise 2003 yılının Ocak ayında piyasaya çıkmış bulunuyor. Ve son olarak Are You Dead Yet? isimli albümleri 14 kasım 2005 de finlandiyada ve 19 kasım 2005 de tüm dünyada çıkmış bulunuyor



Hayko Cepkin

Hayko Cepkin, (doğum 11 Mart - 1978, İstanbul) Ermeni asıllı Türk vatandaşı piyanist, müzisyen.

Liseden sonra 2 yıl mimar sinan üniversitesi'nde şan eğitimi aldı. 2 sene timur selçuk çağdaş müzik merkezi'nde şan, solfej ve armoni dersleri aldı. 1 sene akademi istanbul'da piyano eğitimi gördükten sonra profesyonel müzik yaşantısına 1997 yılında klavyeci olarak başladı.

Sırasıyla öztürk, Ogün Sanlısoy, Aylin Aslım, Koray Candemir ve Demir Demirkan gibi isimlerle sahneyi paylaştı. Çalıştığı isimlerin bazılarının albümlerinde de düzenlemeci kimliğiyle yer aldı. En son Murathan Mungan'ın söz vermiş şarkılar adlı albümünde aylin aslım'ın seslendirdiği "kimdi giden" adlı bir yeni türkü bestesi olan parçayı düzenledi. Bu sırada evinin odasında kaydettiği bestelerini hayata geçirme kararı aldı. 2005 yılı içinde "Sakin olmam lazım" adlı albümü ile alternatif müzik piyasasında yerini aldı.

Daha sonra 2OO7 de tanışma biti albümüyle sevenleriyle buluştu.Müziğe daha sert devam eden Hayko(kendi tabiriyle)türü bozuk tarzıyla açık olduğuna inandığımız yoluna devam ediyor.Bu albümü korku-gerilim temasıyla oluşturan Hayko'nun yeni albümünde 5taneintro,10tane parça+bonus
bulunuyor.Profesyonelstüdyo kaydıyla yaptığı albümünün promosyon dönemi devam etmekte...

Hayko Cepkin'in grubu gitarda Umut Töre,
bas gitarda Poyraz Kılıç ve
davulda Murat Cem Ergül'den oluşmaktadır.


Mavi Sakal
Mavi Sakal 1979 senesinde Tarsus Amerikan Lisesi'nde öğrenci olan Murat Tümer (Davul), Kaan Altan (Gitar), Tibet Ağırtan (Gitar, Vokal) tarafından kuruldu.

1984 yılında grup elemanları üniversite eğitimlerine devam etmek için İstanbul'a gelerek müzik çalışmalarını sürdürdüler.

1984 - 1992 seneleri arasında Türkiye çapında birçok solo konser düzenleyen grup aynı zamanda uluslararası Çeşme ve Antalya festivallerinde de konserler verdi.

Mavi Sakal "Çektir Git" adını verdiği ilk kasetini 1992 yılında piyasaya çıkarttı. Albüm grup üyeleri tarafından Boğaziçi Üniversitesi Stüdyolarında kayıt edilmişti. Mavi Sakal ilk albümleri ile hayran kitlesi toplamayı başardı. Bunun üzerine 6 ay sonra stüdyo'ya giren Mavi Sakal 1993 Şubat ayında "Mavi Sakal 2" yi piyasaya sürdü. Albümün açılış parçası "ŞAŞKIN" çok kısa sürede tüm radyo ve televizyonlarda boy göstermeye ve listeleri zorlamaya başladı. Bunun üzerine plak şirketleri "Mavi Sakal 2" yi CD olarak piyasaya sürdü. Bu yayımlanan ilk Türk Rock CD'si oluyordu. Grup 1993 Nisan - Mayıs aylarında 35 konserlik bir Türkiye turnesi gerçekleştirerek 116.000 izleyiciye ulaştı. Aynı zamanda albümün hit parçası "Çektir Git" tüm radyolarda ençok istek alan parçaların arasına girerek grubu listelerde üst sıralara çıkartıyordu.

1993 yılının Aralık ayında Mavi Sakal bir açıklama yaparak solistleri Tibet AĞIRTAN'ın gruptan ayrıldığını ve müzik çalışmalarına tek başına devam edeceğini açıklıyordu.

Uzun bir sessizlik döneminden sonra Mavi Sakal davulda Murat Tümer, gitarda Kaan ALTAN birlikteliğine 1996 Ekim ayında vokalde Genç Osman YAVAŞ, bas gitarda Andy WAND'un katılımı ile yeni bir şekil verdi. Grup elemanları 8 aylık provalar sonucunda Temmuz ve Ağustos aylarında stüdyo'ya girerek "Mavi Sakal 97/ İki Yol" adını verdikleri üçüncü albümlerini hazırladılar.

Albümün yapımını Tümer & Tümer üstlenerek dünya standartlarında bir yapım ortaya çıkartmayı amaçladı. Kayıtlar Finlandiya'da Finnvox Stüdyoları ile Londra'da Batman, 007 Goldeneye, Evita, The Saint ve Les Miserables gibi dünyaca ünlü film müziklerinin kayıt edildiği CTS stüdyolarında gerçekleştirildi.

Mavi Sakal "Mavi Sakal 97/ İki Yol" adını verdiği albümünde Status Quo, Moody Blues, Jose Feliciano ve Brian Johnson (AC/DC) gibi dünyaca ünlü sanatçılara sayısız platin ve altın plak kazandırmış, üç Grammy sahibi bir prodüktörle, Pip Williams ile çalıştı. Aynı zamanda ikinci prodüktör, Waltari ve Staratovarius gibi önemli heavy metal toplulukları ile altın plaklar kazanmış Mikko Karmila albümde 5 şarkının prodüktörlüğünü ve ses mühendisliğini üstlendi.

Gruba Hammond Org'da Finli sanatçı Pate Kivinen ve kontrbas'da bir başka Finli Juho Martikainen eşlik etti. Aynı zamanda albümün üç parçasına Moody Blues topluluğunun piyanisti Bias Boshell katkıda bulundu. Grubun eski solisti Tibet Ağırtan albümde geri vokallerde Mavi Sakal'a destek verdi.

Mavi Sakal 97/ İki Yol'da ayrıca senfonik parçalarda Londra Senfoni, Londra Filarmoni ve ST.Martin In The Fields orkestralarından seçilen 40 müzisyenden oluşan London Session Orchestra gruba eşlik etti. Senfonik parçaların orkestrasyonu Pip Williams tarafından yazılırken, orkestra organizasyonu yine konunun uzmanı Isobel Griffiths tarafından yapıldı. Büyük orkestranın şefliğini Gavyn Wright yaparken James Shearman yönetti. Senfoni kayıtları Jamess Collins tarafından gerçekleştirilerek mixler İngiltere'de Chapel Studios'da yapıldı.

Mavi Sakal 13-14 Aralık 1997 tarihlerinde STATUS QUO grubunun davetlisi olarak Londra WEMBLEY ARENA'da iki konser verdi.

Mavi Sakal albümle aynı adı taşıyan İki Yol adlı parçanın klibini Amerika'lı genç yönetmen Charles Richards ile 15 - 18 Ekim tarihleri arasında çekerek Kasım ayında düzenlenecek ve grubun uluslararası projelerinin açıklanacağı basın toplantısı ile müzikseverleriyle buluştu.

Grup 1998 senesinde Doritos sponsorluğunda ‘Kan Kokusu’ adını verdikleri albümlerinin Türkiye turnesine çıkarak 32 ilde konserler verdi.

Mavi Sakal 1999 senesinden beri birkez daha sessizliğe gömülmüştü.

Mavi Sakal bu albüm için yepyeni bir ekiple yola çıkmıştı. Murat Tümer(davul), Batur Yurtsever(bas), Taylan Dedeoğlu(gitar), Tibet Ağırtan(vokal,gitar) vardı bu ekipte. "Kurucu kadro" dan Kaan Altan ise Karapaks ve Kesmeşeker ile yoluna devam edecekti. Taylan Dedeoğlu ve Batur Yurtsever Mavi Sakal'a yıllarca destek olmuş, projelerde yardım etmiş tecrübeli ve başarılı müzisyenler. 2007'de çıkan "Yeni..den" albümü, 4 yeni parça ve 4 de eski Mavi Sakal parçasının tekrar kaydını içeriyor ve hard rock sevenler için birebir. Kayıtlardan, şarkılardan kalite ve tecrübe akıyor. Bu kadro, yola devam etmekte.

Mavi Sakal

Tibet Ağırtan (vokal,gitar)
Taylan Dedeoğlu (gitar)
Batur Yurtsever (bas)
Murat Tümer (davul

edit:ekleme

Red Hot Chili Peppers (RHCP)

Red Hot Chili Peppers (RHCP), 1983 yılında kurulmuş; funk, punk ve metali harmanlayarak müzik yapan bir gruptur. Grubun kurucuları Anthony Kiedis, Micheal Balzary, Hillel Slovak ve Jack Irons'dır.

Grubun ilk albümü Red Hot Chili Peppers 1983 yılında gitarist Hillel ve davulcu Jack yerine Jack Sherman ve Cliff Martinez'in katkılarıyla yapılmıştır. Albüm büyük bir ticari başarı yakalayamasa da underground müzik çevresinde ses getirmiştir.

1985'de ise Hillel'in katılımıyla ve "Funk Tanrısı" George Clinton'ın prodüktörlüğüyle Freaky Styley piyasaya sürülmüştür. Daha sonra Jack'in de gruba dönmesiyle 1987 tarihli The Uplift Mofo Party Plan adlı albüm çıkmıştır.Albüm Billboard listelerinde 184. sıraya kadar çıkmıştır. Ancak 24 Haziran 1988'de Hillel'in aşırı dozda uyuşturucudan ölmesiyle grup dağılma noktasına gelmiştir. Bu dönemde Anthony Meksika'ya gitmiş, Jack ise gruptan ayrılmıştır. Anthony'nin dönüşü ve Flea'nın çabalarıyla gitarist John Frusciante ile davulcu Chad Smith gruba dahil olmuşlardır. 1989'da Mother's Milk adlı albümü çıkararak ilk altın plaklarını kazanmışlardır. Albümden çıkan ilk single "Knock Me Down" Hillel'in anısınadır.

1991'de ise Rick Rubin prodüktörlüğünde, RHCP'ın en çok ses getiren albümlerinden biri olan Blood Sugar Sex Magik piyasaya çıkmıştır. Albümde yer alan "Under The Bridge" Amerika listelerine iki numaradan giriş yapmıştır, "Give It Away" ise gruba En İyi Hard Rock Parçası dalında Grammy kazandırmıştır.

Uyuşturucuya bulaşan John Frusciante 7 Mayıs 1992'de stres ve yorgunluk bahanesiyle grubu terk etmiştir. John 1994'de ilk solo albümü olan Niandra Lades And Usually Just A T-shirt 'ü ve 1997'de Smile From The Streets You Hold 'u çıkarmıştır.

Bu arada RHCP yoluna devam etmiştir. 1994'de gruba John'un yerine Jane's Addiction ve Porno For Pyros gibi grupların gitaristi Dave Navarro katılmıştır. 1995'de ise Navarro ile birlikte One Hot Minute adlı albümü piyasaya çıkarmışlardır.Bu albüm platin plak kazanmıştır.

Ancak 1998'de Dave Navarro grubu terk etmiş, John Frusciante geri dönmüştür. Frusciante'nin dönüşüyle, 1999 yılında prodüktörlüğünü Rick Rubin'in yaptığı Californication albümü çıkmıştır. Bu albüm Blood Sugar Sex Magik 'in soundundan uzak olsa da çıkan ilk single "Scar Tissue" uzun süre ilk onda kalmıştır. Grup 2000 MTV Video Müzik Ödülleri'nde "Videoda Öncü Grup Ödülü"nü kazanmıştır. Californication 'ın videosu "En İyi Yönetmen" ve "En İyi Sanat Yönetmenliği" ödüllerini kazanmıştır. Bu arada John üçüncü solo albümü olan To Record Only Water For Ten Days 'i çıkarmıştır. 2002'de ise Californication 'a benzese de bazı farklılıklar taşıyan By The Way piyasaya çıkmıştır. Albümde yer alan "On Mercury" adlı parça grubun ilk ska denemesidir.

Grubun en son çıkan albümü ise yine Rick Rubin'in prodüktörlüğündeki Stadium Arcadium 'dur. Blood Sugar Sex Magik 'in de kaydedildiği stüdyoda kaydedilen albümün çıkış parçası "Dani California"dır. En son klibini çektikleri parça "Tell me Baby" dir. Albümden çıkan üçüncü single "Snow(hey oh)" 4. parçasıdır. 20 Kasım 2006'da piyasaya çıkacak single'la birlikte parçanın Tony Kaye tarafından yönetilen videosu da yayınlanmıştır. Mtv Awards'a da aday olarak gösterilmiştir.

Ayrıca bu single lar dışında klibi yayınlanan diğer Stadium Arcadium parçaları "Desecration" Smile ve "Hump de Bump" dur
Ödülleri:

Year Award Title
1992 MTV VMA Breakthrough Video (Give It Away)
1992 MTV VMA Best Art Direction (Give It Away)
1992 MTV VMA Viewer's Choice (Under the Bridge)
1993 Grammy Awards Best Hard Rock Performance (Give It Away)
2000 MTV VMA Video Vanguard (career award)
2000 MTV VMA Best Art Direction (Californication)
2000 MTV VMA Best Direction (Californication)
2000 MTV VMA Best Artist Website
2000 MTV EMA Best Rock
2000 Billboard Awards Best Alternative Group
2000 American Music Awards Favorite Alternative Artist
2000 Grammy Awards Best Rock Song (Scar Tissue)
2002 MTV EMA Best Live Act
2002 MTV EMA Best Rock
2002 MTV VMA Latin America Best International Rock Artist
2003 MTV VMA Japan Best Rock Video
2003 Brit Awards Best International Group
2003 ECHO Awards Best International Group
2003 Q Awards Best Act In The World Today
2003 Rolling Stone 18th Greatest Guitarist of All Time (John Frusciante)
2006 MTV VMA Best Art Direction (Dani California)
2006 MTV EMA Best Album (Stadium Arcadium)
2006 Chainsaw Awards Killer Video (Dani California)
2006 American Music Awards Favorite Pop/Rock Band/Duo/Group
2006 American Music Awards Favorite Alternative Artist
2006 U Choose 40 (NZ) Best 90's ANTHEMS (NZ) Song (Under the Bridge)
2007 U Choose 40 (NZ) Best Big Day Out (NZ) Artist (Give it Away)
2007 Grammy Awards Best Rock Performance by a Duo or Group with Vocal (Dani California)
2007 Grammy Awards Best Rock Song (Dani California)
2007 Grammy Awards Best Boxed or Special Limited Edition Package (Stadium Arcadium)
2007 Grammy Awards Best Rock Album (Stadium Arcadium)
2007 Grammy Awards Best Producer (Rick Rubin - Stadium Arcadium)
2007 ECHO Awards Best International Group
2007 MTV VMA Australia Best Group
2007 MTV VMA Japan Best Direction (Dani California)
2007 U Choose 40 (NZ) Take Me Back To The 90's (NZ) Song (Under The Bridge)






Guano Apes

Guano Apes Almanya' da kurulmuş olan bir alternatif rock / alternatif metal grubudur. Grunge ve heavy metal karışımından oluşan enerjik müzikleri onları gelmiş geçmiş en iyi Alman gruplarından biri yaptı. Guano Apes 1990 yılında Göttingen' de gitarda Henning Rümenapp, bass gitarda Stefan Ude ve davulda Dennis Poschwatta tarafından kuruldu. Vokalist Sandra Nasic gruba 1994 yılında katıldı. Grubun kariyeri 1996 yılında "Open Your Eyes" isimli şarkıları ile kazandıkları bir yarışmadan sonra değişti. Bu onların ilk ve en başarılı single' ları olmuştur ve bunu takiben ilk albümleri Proud Like a God 1997 yılında çıktı. Sonraki iki albümleri Don't Give Me Names ve Walking on a Thin Line sırasıyla 2000 ve 2003 yıllarında çıktı. Grup çıkardıkları Planet of the Apes isimli en iyiler albümü ve bunun ardından 2004 yılında çıktıkları son turneden sonra dağıldı.
Grup Üyeleri
* Sandra Nasić - Vokal
* Henning Rümenapp - Gitar
* Stefan Ude - Bass Gitar
* Dennis Poschwatta - Davul
Albümler
Stüdyo Albümleri

* Proud Like a God (1999)
* Don't Give Me Names (2000)
* Walking on a Thin Line (2003)
* Live (2003)
* Planet of the Apes (best of, (2004)

Single' lar

* "Open Your Eyes" (1997)
* "Rain" (1998)
* "Lords of the Boards" (1998)
* "Don't You Turn Your Back on Me " (1999)
* "Big in Japan" (2000)
* "No Speech" (2000)
* "Living in a Lie" (2000)
* "Dödel Up" (2001)
* "Kumba Yo!" (2001)
* "You Can't Stop Me" (2003)
* "Pretty in Scarlet" (2003)
* "Quietly" ([[2003)
* "Break the Line" (2004)


Rage Against the Machine

Rage Against the Machine, ABD'li müzik grubu. Rage veya RATM olarak da bilinir. 1990 yılında Kaliforniya, ABD'de kurulmuştur. Elemanlar:
Gitarist Tom Morello`yu şapkasız görmek zordur
Gitarist Tom Morello`yu şapkasız görmek zordur

- Zack de la Rocha - solist

- Tom Morello - gitar

- Brad Wilk - davul

- Tim Commerford - bas

Grup 90`lı yıllarda başarılı olsa da 2000 yılının sonlarına doğru Zack de la Rocha`nın gruptan ayrılmasıyla dağıldı. Nu metal akımını derinden etkileyen RATM ayrıca radikal sol görüşleriyle de bilinir. Albüm kapaklarında, şarkı sözlerinde ve birçok söyleşide kendilerini ifade etmeye çalışırlar. Aktif olarak da politik gösterilerde yer aldılar.

De la Rocha'nın rap müziğinden etkilenmiş vokali (Public Enemy grubundan Chuck D. en çok etkileyen isimlerin başında gelir), Tom`un gitardaki ustalığı, Brad`in vurucu davulu yüksek sesli müziğin en önemli gruplarından biri haline gelmesini sağlamıştır.

Geçmişi [değiştir]

Rage Against the Machine, Zack de la Rocha`nın önceki grubu Inside Out`un parçasıdır. Grubun adı buradan gelmektedir. Grubun adu kapitalizme karşı olan öfkelerini simgeler.

Bu tepkiyle ortaya çıkan Rage`in Sony`e ait Epic Records`la anlaşması büyük tepki görmüştü. Grup da yaptığı açıklamada, "fazla kişiye ulaşmanın çok önemli olduğunu bunun da ancak gene kapitalist kanallarla yapılabileceğini" belirtmişti. Samimiyetlerini sorgulayan hayranları ise bu açıklamaya, "bunun bir bakıma doğru olduğunu, fakat satılan her Rage kopyasının bu şirketleri daha da güçlü hale getirdiği unutulmaması gerektiğini" belirterek cevap vermiştir.

İlk albümleri "Rage Against the Machine" 1992 yılında çıkmıştır. Bu albümden çıkan "Killing In The Name" çok sevilmiştir. Ayrıca ilginç bir olay da 1993 yılında yaşanmıştır. Philadelphia`da sahnede 15 dakika çıplak bir halde kalarak Parents Music Resource Center`ı ve sansürü protesto etmişlerdir.

Evil Empire 1996 yılında çıkmıştır. Beğenilen bir albüm olmasına rağmen, ilk albümü aşamadığı eleştirileri yoğundur. People of the Sun ve Bulls on Parade bu albümün popüler parçaları olmuşlardır.

The Battle Of Los Angeles 1999 yılında çıkmıştır. Bu albümde diğer albümleri gibi ilgiyle karşılanmıştır. Guerilla Radio da bu albümün hiti sayılabilir.

1999 yılında Matrix`in sonunda çalan Wake Up adlı parçada RATM`a aittir. Bu parçayla birlikte Rage dünya çapında iyice tanınmıştır. Ayrıca Calm like a bomb parçası da Matrix Reloaded`da kullanılmıştır.

Renegades , 2000 yılında çıkan bu albümde başkalarının şarkılarını yorumladılar. Devo ve Cypress Hill gibi grupların şarkıları yer alır. Cypress Hill parçası "How I could just kill a man" adlı parça da bu albümde yer alır.

Bu albüm piyasaya çıkmak üzereyken Zack de la Rocha gruptan ayrıldı. Ayrılma gerekçesi olarak, "karar alma mekanizmalarının tamamen çöktüğünü, politik ve sanatsal farklılıkların ortaya çıkmaya başladığını" gösterdi.

Daha sonra eski Soundgarden üyesi Chris Cornell geriye kalan RATM elemanlarıyla birlikte Audioslave`i kurdu. Audioslave'in Audioslave, Out of Exile ve Revelations adlı üç albümü bulunmaktadır. 2007 yılında solist Chris Cornell'in solo kariyer planlarını ve grupla bazı konularda yaşadıkları ayrıldıkların olduğunu söylerek grubun dağılmasına neden olmuştur.

Zack de la Rocha ise DJ Shadow`la birlikte "March of Death" adlı Irak Savaşı`nı protesto eden bir şarkı yaptı.Ayrıca Eylül 2004`de "We Want It All" adında bir parça daha piyasaya çıktı.


Hoobastank


ABD'li Alternatif Rock müzik grubudur. İsmini "Hooba!" ve "The Stank" kelimelerinden almıştır.

Tarihçe

Hoobastank 1994 yılında Kaliforniya Los Angeles’da kuruldu. Vokalist Doug Robb’un liseler arası yapılan bir müzik yarışmasında gitarist Dan Estrin ile tanışmasının ardından, basçı Markku Lappalainen ve davulcu Chris Hesse’in katılımıyla şekillenen Hoobastank, kendilerinin çıkardıkları “They Sure Don’t Make Basketball Shorts Like They Used To” adlı ilk albümde Incubus’le çalışmış olan Jeremy Wasser’ın bazı şarkılara saksafonuyla eşlit etmesiyle itibar kazandı.

2000 yılında Island Records’la anlaşmaya varan Hoobastank, 2001 yılında kendi isimlerini taşıyan ilk albüm “Hoobastank”i çıkardı. Çıkan ilk single “Crawling In The Dark” Modern Rock listesinde 3 numaraya kadar yükselirken, hemen ardından çıkan 2. single “Running Away” ilk single’dan daha başarılı oldu ve Modern Rock listesinde 2 numara oldu.

Hoobastank 2003 yılında P.O.D. ve The Crystal Method’un prodüktörü Howard Benson ile 2. albüm için stüdyoya girdi. Ancak kayıtların başlamasından bir ay sonra gitarist Dan Estrin bisikletiyle ciddi bir kaza geçirmesi kayıtların yarım kalmasına neden oldu. 2003’ün Ekim ve Kasım aylarını konserlerle geçiren grup, nihayet Aralık 2003’de 2. albümleri “The Reason”u çıkardı. Albümden gelen ilk single “Same Direction”, listelerde 9 numara olurken, 2004’ün ilk yarısında yayınlanan “The Reason” single’ı hit oldu ve Modern Rock listesinde 1 numaraya kadar yükseldi.

3. stüdyo albümü “Every Man for Himself”, Mayıs 2006’da çıktı. Basçı Markku Lappalainen’in yer almadığı albümden çıkan ilk single “If I Were You” oldu.

Grup 2007 yılının başlarında Amerika, Asya, Avustralya ve Güney Afrikâ'da turnelere katıldı.

Grup üyeleri

* Douglas Robb - Vokal
* Dan Estrin - Gitar
* Chris Hesse - Davul
* Josh Moreau - Bass


Eski üyeler

* Markku Lappalainen - Bass Gitar
* Jeremy Wasser - Saxophone (sadece Basketball Shorts albümünde)


Stüdyo albümleri
* Muffins (1997)
* They Sure Don't Make Basketball Shorts Like They Used To (1998)
* Hoobastank (2001)
* The Target EP (2002)
* The Reason (2003)
* Every Man for Himself (2006)
Ek bilgiler

* "Daredevil" filmine soundtrack olarak "Right Before Your Eyes" adlı parçaları Daredevil soundtrack albümünde yer almıştır.
* "Let It Out" adlı şarkıları 2006 yılında Grad Nite için at Disneyland Space Mountain da kullanıldı.
* "Without a Fight" şarkıları, 2006 yılında Nintendo DS'nin video oyunu Elite Beat Agents da yer aldı.
* "Connected", Halo 2 Soundtrack, Vol. 1 da bonus parça olarak kullanıldı.
* Every Man For Himself albümünden "If Only" adlı şarkısı grubun MySpace sayfalarına gönderilen şarkı sözlerinden oluşturularak yazıldı.
* "Crawling in the Dark" şarkısı Aggressive Inline adlı video oyunun bir bölümünde yer aldı.
* Douglas Robb, Metallica, Live, Creed, ve Linkin Park gibi rock gruplarının özel korumalığını yapmış, Tom Robb'un genç kardeşidir.
* "Same Direction" ve "Out Of Control" şarkıları, video oyunu "Test Drive: Eve of Destruction" un bir bölümünde yer aldı.





Zamanım Oldukça Müzik Gruplarının Biyografilerine Devam Edeceğim..Şimdi Bir de Türkiyedeki Gothic Shoplar Nerelerdeymiş Ona ßakaLım..

Bazı yorumlara baktım herkezin tek yakındıgı nokta Etekler, pantolonlar veya aksesuarları vs. şeylerin bulamaması. Biraz araştırdım Türkiyede büyük şehirlerde bulunan bazı Gothic shopların adreslerini vercegim dier ildekilerinede artık fuar veya benzeri yerlere bakmalarını yada büyük şehirlerin birine gittinmi adreslere ugramalarını tavsiye edecem..

Unutmadan Eğer Sizinde Bildiginiz Adresler Varsa Yorum Olarak Yazabilirsiniz Bende Buraya Ekleyek Herkezin Bilgilendirilmesini Saglayabilirim.Şimdiden Teşekkürler




Death House Gothic Metal Shop ( İzmir / Alsancak )



Gothic Aksesuar, Özel Tasarımlar, Gothic Kıyafetler, Grup T-Shirt ve Albüm, Demo - Fanzin, Tatto - Riercing

Adres: 1448 Sok No: 25/A Deep Rock Bar Sokagı (Alsancak İzmir) Tel: 0232 463 22 05



A&N GOTHİC ( İstanbul / Bakırköy )

A&N GOTHIC Bayan giyim mağazası Etekler, pantolonlar, t-shirtler, taytlar, takılar vs. vs...Renk olarak siyah ve bordo ağırlıklı çok orjinal modeller bulunmakta..

Adres: MARMARA ÇARŞISI / BAKIRKÖY (alt katta sağ tarafta)



Ankara Gothic Shop ( Ankara )

Adres: Kizilay Karanfil 1. Sokak Gama Zafir Iş Merkezi Içerisi No:58



Köstebek Gothic Shop ( İstanbul / Beyoglu )

Köstebek gothic shop'ta bulunan ürünlerden bazıları elbise,etek,bluz,eldiven,bot,korse,pantolon,deri mont,deri pantolon,tişört vs.. Ayrıca Nuclear Blast'tan getirtilen aksesuar,bayrak,poster,tişörtlerin yanısıra Özellikle son dönemlerde artan talepler doğrultusunda kişiye özel elbise üretiliyor.
Adres: İstiklal Caddesi Halep Pasajı No:140-95 Tel: 0212 244 98 22

Çanakkale
Adres:Kemalpaşa Mah. Dibek Sok. No:12 Çanakkale Tel: 0286 214 26 57

İzmit
Adres:Alemdar Cad. Soydan İş Merkezi No:34-52 İzmit Tel: 0262 324 99 29





Şuna Açıklık Getirelim...

Bazıları Halada Gothic Ne Anlama Geldigini Anlayamamış



- Her zaman siyah giymezler
- Şeytana tapmazlar
- Kötü değillerdir
- İnsanları öldürmek istemezler

- Sürekli bir taraflarını kesmezler
- Herkesten nefret etmezler
- Her zaman üzüntülü değillerdir
- Mutlu da olabilirler
- Genellikle iyi kişilerdir



Konunun şimdilik sonuna geldik.Buradaki hicbir yazı benim tarafımdan yazılmadı...Hepsi alntı.Ama kesinlikle başka bir forumdan bu konuyu direk alıp yapıştırmadım..Farklı farklı yerlerden araştırdım,sıraya koydum ve düzenledim..Zaten gothic falan da deilim,hümanistim ßen:hhmanD

haydi iyi forumlamalar..

teşekkürü unutmayalım..:hhmanD

Son Olarak Umarım Konu Saßite Alınır..:hhmanD
 
Lan başlığı deiştirin özenti nasıl olunur deyin a.q goth özentiler bizim okuldaki kızlardan birüsrü var byle gelin onlara takılın :D:D
 
bunlarin hepsi piyasa grubu. bendekileri görseniz şaşarsiniz
 
Abi güzel hoş dalga geçmişsin ilkinde ama verdiğin örnek grupların çoğu ortam grbu. Him nedir ya.çok vermişsin daha bakmıycam okudum biçoğunu eyvallah iyi ama Gothic dediğin şey bunlar değil yanlışsam söyle. Ne biliyim bi saturnus tarz vardır bi silencer bi nargaroth vardır.İçinde acı vardır keder vardır,tarihde yaşanmış ölümler bu ölümleri hatırlama onların acılarını paylaşma vardır. Bu senin yazdıkların ortam işi. Ama helal olsun aydınlattın hocam.
 
bir kutu tercihen siyah,viyole saç boyası 5 ytl
bir adet kareli çizgili acayip renklere sahip kapri pantolon 25 ytl
bir adet çizgili sağından solundan ipler vs sarkan tişört 10 ytl
siyah kırmızı ruj,siyah oje,siyah ve uçuk renkte göz kalemi 10 ytl
deri tasma bileklik küpe tarzı takılar ve converse bağcığı(farklı renlklerde)çizgili eldiven 25 ytl
kareli veya üzerinde grup vs bulunan çanta 25 ytl
kuul zımbalı zincirli kemer 10 ytl
file çorap 5 ytl
ucuz sağlıksız bir mekanda piercing 20 ytl
kuaför ve Emily The Strange kesimi 15 ytl
iki adet CD tercihen anathema, HIM,manson,tristania,sirenia,epica falan 5ytl


dfjşgdjfgdfghdflgh bu süperdi işte.hele him le manson girince daha bi harika oldu :) aradanda epica fırlar. Piercingde genelde çene ortası.

Dip Note: konuyu açan arkadaş buradan alıntı yapmışsın http://gothictr.blogcu.com/2470312/
 
ben pek anlamam ama benim de dinlediğim bi grup var CRUXSHADOWS darkwave ve gothic yapiyorlar .Sözler müzik ses mütiş ayrietten sözler de umut ve iyimserliğin olması gerektiği yönünde.hem satanist te değiller.
demişsin ki şeytana tapmazlar bildiğim kadarıyla slipnot satanist, ne anlıyor insanlar bunları dinlemekten sahneye de hayvan gibi çıkıyorlar Bu tarz şelerin insanları ne hale getirdiklerini görüyoruz tamamen hayatları ellerinden alınıyor dünyaya da zaralı oluyorlar . içlerinde umudun zerresi kalmıyo odun gibi yaşıyorlarArkadaş çevresi çoooooooooooooooook önemli çok seçiçi olmak lazımmmmmmmmmmmmmmmmmmm
 
ben pek anlamam ama benim de dinlediğim bi grup var CRUXSHADOWS darkwave ve gothic yapiyorlar .Sözler müzik ses mütiş ayrietten sözler de umut ve iyimserliğin olması gerektiği yönünde.hem satanist te değiller.
demişsin ki şeytana tapmazlar bildiğim kadarıyla slipnot satanist, ne anlıyor insanlar bunları dinlemekten sahneye de hayvan gibi çıkıyorlar Bu tarz şelerin insanları ne hale getirdiklerini görüyoruz tamamen hayatları ellerinden alınıyor dünyaya da zaralı oluyorlar . içlerinde umudun zerresi kalmıyo odun gibi yaşıyorlarArkadaş çevresi çoooooooooooooooook önemli çok seçiçi olmak lazımmmmmmmmmmmmmmmmmmm

hocam ıyı hos solemıssın de bak ben yerı geldıınde anlamı ıcın sagopa da dınlıorum coğu zaman kendı sarkı sozlerımı kendım yazıorum onun harıcınde edebıyat hocamın hayran kaldığı felsefık yazılardan da bol bol dızerım kagıdın ustune ve slipknot dedıın adamları gayet severek dınlıorum mısal circle die bı sarkıları var acıkcası benı anlatan bı kac nadır parcadan bırı otur oku turkcesını bıras ıcıne gır anla nedır ofkenın sebebı ve kesınlıkle ah satan dıyıp gecme bana sırf gunah dıe ağzını alkole surmeyen elınden geldıınce namaz kılmaya calısan bırıyım ewet bazı anlamlar cok kullanılmaktan aşkın evlılıktekı monotonlukta değerını unutması** -yıtırmesı dııl- gıbı unutuldu ve pek cok kısı pıyasa adamı olmak ıcın bunları yasıyo rolu oynadı ıcınden geldıı gıbı olmadan tamamen sufleler ustune her takıldıında ezberı ama ıcınde gercekten bu duyguları yasayan ınsanlara bırazCIK saygı - ewet bende ozentılerden nefret edıorum sırf oyuzden doğru durust sıyahla gezmıorum ama bırascık ıcıne gırıp ole yorum lutfen
 
Cradle Of Filth

EVANESCENCE

H.I.M

Arch Enemy

slipknot

Hayko Cepkin

Hoobastank


dinlerim bu grupların hepsini ama hiç de gothic deilimdir :durdurun ehuehuehe :durdurun dediin gibi bu etraftakilerin çou özenti.. saten yaş ortalamalarına baktıınız zaman genelde 15-18.. he bilemedin 19 olsun :p kendilerini bulma dönemleri tam da we etrafta ilgi çekmek hoşlarına gittii için bu yolu seçiolar.. illa görünüşle gothic olunmas..
 
Geri
Üst