Gladyo NATO İle Beraber Geldi

Vtnsvr

New member
Bülent Esinoğlu


Önce şunu söyleyerek başlayayım.
Gladyo Amerika tarafından devletin içine yuvalandırılmış bir yapıdır.
Ancak, kumanda merkezi Türk Devletinin elinde değildir.

Tam tersine, milli devleti emperyalistler adına denetleyen bir örgütlenmedir.
Aslında Gladyo’nun işlevini anlamak, NATO’nun işlevini anlamaktan geçmektedir.

Önce şunu hatırlatmak gerekir; savunma ve saldırı her zaman birbirini tamamlar. NATO aslında gizli bir saldırı örgütüdür. İttifak yaptığı devlete içerden saldırır. NATO uzun yıllar, ülkemizde savunma örgütü alarak anlaşıldı. Ya da öyle anlatıldı. NATO’nun Soğuk Savaşı sürdürebilmesi için ülkelerin yönetimlerinin denetim altına alması gerekmiştir.

Başlangıçta pasif saldırı ve örgütlenme olarak kurulan bu denetim kısa zamanda operasyonlar yapan bir kabiliyete ulaştı. Amerika stratejik hedefine ulaşabilmesi için, Batı Avrupa’yı ve güneydoğu kanadını denetim altına alması hayati önemdeydi. NATO’ya üye olmak isteyen ülkeler, komünizme karşı bir devlet örgütlenmesi oluşturmak zorundaydı. Hani şimdi şu AB’ye üye olmak için AB direktiflerine uymak gerekiyor ya, onun gibi.

Gladyo’yu Özel Harp Dairesi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı ile özdeşleştirmek yanlıştır.
Çünkü Gladyo, bir rejimin, bir devlet ve hükümet sisteminin adıdır.

Artık, emperyalist-kapitalist sistem rekabet halindeki çok sayıdaki sermayedarın hâkim olduğu kapitalizm değildir. Tekelleşme mafyalaşmaya dönüşmüştür. Onun için mafya-tarikat-gladyo rejimi diyoruz. Ekonomideki mafyalaşma, siyasetteki mafyalaşmayı da getirmiştir.

Tekelleşme, kendi kurallarını ulus devletin kurallarına hâkim kılmak için mafyalaşarak var oldu.

Bunun sonucu olarak, demokrasi, parlamento, çok parti, özgürlükler dar bir çetenin diktasını perdeleyen malzemelere dönüştü. İşte bu mafya ortaçağın karanlığında kalmış ne kadar kurum ve kuruluş varsa onları diriltti. Bunlar hâkimiyet sisteminin araçları olarak kullanılmaktadır. Bu sebepten tarikatlar toplumu hızla sarmaktadır. Mafya-tarikat- gladyo rejiminin özünü mafya belirler. Yani üçlünün hâkim birimi mafyadır.

Sivil toplum örgütleri de bir nevi tarikat örgütlenmesidir. Komutası mafyaya aittir.
Gladyonun bu hâkimiyet sistemi ABD merkezlidir. Ülkelerde çok dar kliklerin iktidarı ellerinde toplamaları sayesinde işler.
Uğur Mumcuları da bu cani örgüt vurdu.

Mustafa Kemal’e diktatör diyenler, hükümetleri denetleyen gizli örgütlerin idaresinde yaşamaya demokrasi dediler.

Atatürk’ü yöneten gizli bir derin devlet yoktu. Atatürk ve onun hükümetini denetleyen gizli bir örgüt hiçbir zaman olmamıştır. Tahsisatı Mahsusa diye geveleyenler şunu mu demek istiyorlar ? Atatürk’ü Tahsisatı Mahsusa mı yönetti ? Hadi oradan. Mustafa Kemal’i Mustafa Kemal’den başkası yönetmedi. Şimdikileri kimin yönettiğini biliyoruz.


http://skyturkvngenc.wordpress.com/2009/01/25/gladyo-nato-ile-beraber-geldi/
 

HTML

Üst