Gizli toplantıdan korkunç notlar..

eiffel

Forumun Kulesi
Altın Üye
Katılım
10 Mar 2006
Mesajlar
5,705
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Her insan büyük bir alemdir.İnsan düşünceden ibare
Gizli toplantıdan korkunç notlar

4y5jpz9.jpg

Amerika'da faaliyet gösteren muhafazakar Hudson Enstitüsü'nde Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesine olanak sağlayan senaryoların masaya yatırıldığı toplantı büyük tartışma çıkardı.


ABD'de çarşamba günü gerçekleştirilen ve Türk Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi Başkanı ve Türkiye'nin Washington'daki Savunma Ateşesi Tuğgeneral Bertan Logaroğlu'nun da katıldığı toplantıda, Anayasa Mahkemesi'nin emekliye ayrılan başkanı Tülay Tuğcu'ya suikast, PKK'nın Beyoğlu'nda 50 kişiyi öldürmesi, ardından da Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesini içeren bir senaryonun konuşulduğu iddia ediliyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Washington'u ziyaret eden milletvekillerinden Egemen Bağış ve Reha Dönemeç basın toplantısında sorular üzerine, bu toplantıyı çok sert cümleler ile eleştirdiler. Egemen Bağış, Washington'da böylesi bir toplantıda konuşulduğu ileri sürülen şeyler eğer doğruysa, bunu konuşanların, hele bu kişiler Türkler ise, vatan haini olacaklarını söyledi.

Edinilen bilgilere göre toplantı Hudson Enstitüsü adlı muhafazakâr eğilimli fikir kuruluşunda Türkiye'den ve Washington'dan Türk askeri yetkililerin katılımıyla yapılıyor.

Türkiye'den, Genelkurmay Başkanlığı bünyesindeki Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi'nin Başkanı ve bazı yetkilileri ile Türkiye'nin Washington'daki Savunma Ataşesi Tuğgeneral Bertan Logarlaroğlu'nun da toplantıya katıldığı öğrenildi.

Toplantıda ayrıca Kürdistan Bölgesel Yönetimi Washington Temsilcisi ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin oğlu Kubat Talabani'nin de hazır bulunduğu belirtiliyor.

Toplantıda katılımcılara daha önce yazılı olarak sunulan, inanılması son derece güç bir dehşet senaryosunun masaya yatırıldığı iddia ediliyor. Bu senaryoda, Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin emekliye ayrılan başkanı Tülay Tuğcu'nun suikaste kurban gitmesi ele alınıyor. Tülay Tuğcu'nun henüz görevindeyken, Anayasa Mahkemesi Başkanı iken, bir suikast sonucu öldürülmesi ve yine aynı zaman diliminde, İstanbul Beyoğlu'nda PKK'nın üstlendiği bir eylemde, 50 kişinin hayatını yitirmesi üzerinde duruluyor.

Bu iki vahim senaryo da, Haziran ayının son günleri için öngörülüyor ve bu olayların gerçekleşmesinden sonra Türkiye, 50 bin askerlik bir kuvvet ile Kuzey Irak sınırını geçerek, bir askeri harekât düzenliyor.

Farklı farklı kaynaklardan doğrulatılan bu senaryo tartışılırken, 'Amerika'nın böyle bir durumda nasıl tepki vereceği' sorusuna da yanıt aranıyor. Türk askeri yetkililerinin hazır bulunduğu ortamda, bu senaryo tartışılırken bir de, Amerika'nın PKK'nın Kuzey Irak'taki liderlerini yakalayıp teslim etmesi konusu ele alınıyor.

PKK liderlerinin bu aşamada Türkiye'ye teslim edilmesinin, siyasi sakınca doğurabileceğini ifade eden bir Türk uzman ve yetkilinin bulunduğu da bazı katılımcılar tarafından iddia edildi. Bu duyumlara göre, PKK liderlerinin yakalanıp bu aşamada teslim edilmesinin siyasi açıdan sakıncalı olacağı, AKP'ye yarayacağı ve Amerika'nın Türkiye'deki bazı siyasi partileri kayırdığı izlenimi yaratacağı ifade ediliyor.

WASHINGTON'DAKİ SENARYOLAR


AK Parti Ankara Milletvekili Reha Denemeç ve AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte Washington temaslarının ardından basın toplantısı düzenleyen Egemen Bağış ise gazetecilerin, Washington'da basına kapalı bir toplantıda bazı kişilerin çeşitli senaryolar üzerinde fikir yürüterek, "Irak'ın kuzeyindeki PKK elebaşılarının yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmesinin seçimde AK Parti'nin işine yarayacağını" söylediğini aktarması üzerine Bağış, "Bu iddiaları dile getirenlerin, o toprakların ekmeğini yemiş olduğunu düşününce iğrenç buluyorum. Şiddetle kınıyorum. Bunlar siyaset üstü" dedi. Bağış, bu tür iddiaları dile getirenlerin "hain" olduğunu söyledi.

Bir başka soru üzerine de Bağış, "Herhangi bir vatandaşımızın hayatına kasteden her türlü girişimi kınarım. Bunlar ayıptır. Özellikle de demokratik olduğunu iddia eden bir ülkede" diye konuştu ve bu tür senaryolar üzerinde çalışmanın hiç kimsenin haddi olmadığını söyledi.

Washington'da bazen "Türkiye uzmanı" olduğunu iddia eden bazı düşünce kuruluşu yetkililerinin, AK Parti'nin "gizli gündemi bulunduğu veya İslamcı olduğu" gibi iddiaları ortaya attığını belirten Bağış, AK Parti'nin, Türkiye'nin laikliğine "en az diğer partiler kadar" önem atfettiğini ifade etti.

Türk askerinin Irak sınırındaki hareketliliğine ilişkin bir soru üzerine Bağış, Türk Ordusu'nun 30 yıldır Irak'ın kuzeyinde gerek gördükçe PKK'ya karşı sınırı geçtiğini söyledi. Bağış, Türkiye'nin öncelikle kendi sınırları içinde önlemler aldığını belirtti, ancak bunun sınırdan sızmalara seyirci kalınacağı anlamına gelmediğini ifade etti. Bağış, "Türkiye, PKK'yı başından defetmek için aynı kararlılığını bütün kurumlarla eşgüdüm içinde sürdürecek" dedi.

Egemen Bağış, görüştükleri Amerikalı yetkililere, "Meksika sınırından sızan teröristler, San Diego'ya mayın döşeyip yarbaylarınızı öldürse ne yapardınız" benzeri sorular sorduklarını anlattı.

ABD Başkanı George Bush'un, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani ile telefon konuşmasına ilişkin bir soru üzerine Bağış, "Ben bu konuşmayı, PKK terörüne son vermek için ABD'nin atmakta olduğu adımlar çerçevesinde değerlendiriyorum" dedi.
Kaynak..
Anadolu Ajansı-BBC
 
Karanlık senaryonun davetiye metni

Karanlık senaryonun davetiye metni


konferans2.jpg

Amerika'daki Hudson Enstitüsü'nün düzenlediği skandal toplantı için katılımcılara davetiye gönderildiği ortaya çıktı. İlginç isimlerin iştirak ettiği seminerin davetiyesinde, terörist saldırıdan suikasta kadar birçok başlık var.


Amerika'daki bir düşünce kuruluşunda Türkiye ile ilgili yapılan gizli toplantının ayrıntıları netleşmeye başladı. Zaman'ın elde ettiği bilgilere göre, Anayasa Mahkemesi başkanına suikast, terör örgütü PKK'nın İstanbul'da kanlı bir saldırı düzenlemesi ve Kuzey Irak'a askerî harekât gibi karanlık senaryoların ele alındığı toplantının davetiyesi günler öncesinden katılımcılara dağıtıldı.

Bush yönetimi yanlısı Hudson Enstitüsü, basına kapalı toplantıya 'Turkey Workshop' (Türkiye Semineri) adını verdi. Hazırladığı davet metninde Türkiye'deki son gelişmeleri özetledikten sonra ön hazırlık yapmaları amacıyla çeşitli senaryoları katılımcılara önceden verdi. Hangi sorulara cevap arandığı davetiyede ayrıca belirtildi.

Çarşamba günü yapılan seminere, bazı Türk askerî yetkililer ve sivil uzmanlar da katıldı. Hudson Enstitüsü'nün Türkiye uzmanı Zeyno Baran ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin oğlu Kubat Talabani'nin yanı sıra Tuğgeneral Suha Tanyeri ile askerî ataşe Tuğgeneral Bertan Nogaylaroğlu'nun da toplantıya iştirak ettiği kaydediliyor.

Hudson Enstitüsü'nün davetiyesi giriş, senaryo, sorular ve vahşi kart gibi bölümlerden oluşuyor. Hazırlanan senaryo metni özetle şöyle: "Bir intihar bombacısı İstanbul Beyoğlu'nda polis karakoluna saldırıyor. Turistlerin de aralarında bulunduğu 50 kişi ölüyor. Eylemi PKK'nın yaptığı dedikoduları yayılıyor. İçişleri Bakanlığı, eylemcinin Kuzey Irak'ta eğitim gördüğünü açıklıyor. Genelkurmay Başkanı, PKK'nın büyük şehirlerde eylemlere devam edeceğini söylüyor.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu'ya intihar saldırısı düzenleniyor. Ankara, İstanbul, Samsun gibi şehirlerdeki mitinglere milyonlarca vatandaş katılıyor. Türk ordusu 50 bin kişilik bir birlikle Kuzey Irak'a giriyor. Irak hükümeti büyük tepki gösteriyor."

Bu senaryonun ardından katılımcılara birtakım sorular yöneltiliyor. Cevap aranan sorulardan bazıları şöyle: "Bombalı saldırıları PKK'nın değil El Kaide'nin yaptığı anlaşılırsa operasyon nasıl etkilenir?"

Giriş, senaryo, sorular ve 'vahşi kart' gibi bölümlerden oluşan davetiyede yazılanlar özetle şöyle:

* 18 Haziran'da bir intihar bombacısı Beyoğlu'nda polis karakoluna saldırıyor. Polislerin yanı sıra turistlerin ve alışveriş yapanların da aralarında bulunduğu 50 kişi ölüyor, 200 kişi yaralanıyor.

* Eylemi terör örgütü PKK'nın yaptığı dedikoduları yayılıyor.

* Bir gün sonra İçişleri Bakanlığı, eylemcinin PKK tarafından Kuzey Irak'ta eğitim gördüğünü açıklıyor.

* Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, PKK'nın büyük şehirlerde eylemleri sürdüreceğini söylüyor. Derhal Kuzey Irak'a askerî operasyon çağrıları yapıyor.

* Amerikan Dışişleri Bakanlığı, sükûnete davet ediyor.

* 23 Haziran'da İran, Suriye'ye malzeme taşıyan kamyonlarına ulusal sınırları içinde PKK tarafından saldırı düzenlendiğini açıklıyor. PKK'nın bu eylemi ABD talimatıyla gerçekleştirdiğini iddia ediyor. Tahran yönetimi kızgınlık içinde Türkiye'ye PKK'ya karşı bir harekâtta destek öneriyor.

* 24 Haziran'da Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu'ya intihar saldırısı düzenleniyor. Tuğcu, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor ve bir gün sonra vefat ediyor. Bombanın Beyoğlu'nda patlayanla aynı olduğu tespit ediliyor.

* 25 Haziran'da İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay, PKK'nın bu işe karıştığını açıklıyor.

* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak'a askerî harekâta karar veriyor.

* Genelkurmay, Kuzey Irak'taki muayyen bölgelere saldırı kararı alıyor; hedef Türkiye'ye silah ve militan girmesini engellemek.

* 29 Haziran'da Türk ordusu 50 bin kişilik bir birlikle Kuzey Irak'a giriyor.

* Bağdat büyük tepki gösteriyor.

* Amerikan Dışişleri Bakanlığı bu harekâtın Türkiye'nin güvenliğini azaltacağını belirtiyor.

* Beyaz Saray, Türkiye'nin kendini savunma hakkı olduğunu kaydediyor.


Katılımcılara neler soruldu?

* Beyaz Saray ve ABD Dışişleri'nin tepkileri sizce gerçekçi mi?

* Irak'ın komşuları, İsrail, Arap Ligi, Avrupa Birliği ne der? Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik görüşmelerinin sonu mu olur?

* Rusya bunu ABD ile Türkiye'nin arasını açma fırsatı olarak görüp tansiyonu yükseltebilir mi?

* Türkiye'nin o bölgede başarılı bir harekât yapması ne kadar mümkün?

* İran'ın destek teklifini Türkiye hoş karşılar mı? Bu işbirliği Türk-Amerikan ilişkilerini ve NATO bütünlüğünü nasıl etkiler?

* Irak hükümeti Türkiye'den mi, yoksa Iraklı Kürt liderlerden yana mı tavır alır?

* Bir süre sonra bombalı saldırıları PKK'nın değil de El Kaide'nin yaptığına dair delillerin ortaya çıkması operasyonu nasıl etkiler?

* ABD Kongresi Türkiye'ye 1974 Kıbrıs 'işgali'ndeki gibi yaptırımlar uygulanması önerisinde bulunur mu?


Eğer doğruysa, Türk subayları toplantıyı terk etmeliydi

AK Parti İstanbul Milletvekili ve Türkiye-ABD Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Egemen Bağış, Hudson Enstitüsü'ndeki toplantıya Türk askerî yetkililer katıldıysa bu kişilerin konuşulan senaryolara "seyirci kalmamış olması" gerektiğini söyledi. Sözde Ermeni soykırımı, terör örgütü PKK ve Kıbrıs gibi sorunları, Kongre üyeleri ve diğer yetkililer ile görüşmek üzere ABD'ye gelen Bağış, New York'taki Türk Başkonsolosluğu'nda temasları hakkında değerlendirmede bulundu.

Egemen Bağış, felaket senaryolarının konuşulduğu toplantıya katılan askerler ile ilgili soruyu şöyle cevapladı: "Eğer iddia edildiği gibi bir toplantı olmuş olsaydı Washington'da eminim, oradaki askerlerimiz gerekli tavrı koyar, hadlerini bildirirlerdi. O nedenle ben böyle bir toplantının gerçekleştirilmiş olacağına inanmıyorum. Velev ki olduysa gerekli işlemleri yapmak gerekli makamların görevidir. Eminim onlar da öyle yapacaktır." Egemen Bağış, Roma'daki NATO toplantısında Doğu Anadolu'yu Kürt bölgesi diye gösteren harita olayını hatırlatarak Türk subaylarının bu toplantıyı terk ettiğini vurguladı. Bağış, Hudson'daki toplantıyla ilgili olarak da, "Böyle bir toplantıda hiçbir Türk devleti görevlisinin hele hele hiçbir TSK üyesinin böyle bir senaryoya seyirci kalabileceğine inanmıyorum. İnanmak dahi istemiyorum." şeklinde konuştu.

Bakan Gönül: Resmi bilgi yok

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Hudson Enstitüsü'ndeki toplantıda konuşulan korkunç senaryolarla ilgili olarak kendisine intikal eden resmi bir bilginin olmadığını bildirdi. İzmir'de AK Parti'nin seçim çalışmalarına katılan Bakan Gönül, daha sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Sözkonusu senaryolarla ilgili haberlerin hatırlatılması üzerine Bakan Gönül, "Bana resmen intikal etmiş bilgi yok.'' dedi. Bu senaryonun basın mensuplarına nasıl ulaşmış olabileceği yolundaki sorulara da Bakan Gönül, "Medya bizden çok daha hür. Bizler hukuki kısıtlamalarla ve resmi bilgilerle hareket ediyoruz. Medya görevini en iyi şekilde yapıyor. Onların bu serbestiyetinin bizde olması beklenemez." karşılığını verdi.

 
Geri
Üst