gezgin

mexpeyn_35

New member
Gezginin biri şehir şehir gezerken, yolu küçük bir köye düşer. köyün içine girdiğinde, evlerden birinin önünde toplanmış kalabalığı farkeder. Yaklaşıp sorar:

''Hayırdır hemşerim, bu kalabalık ne?''.

Köylülerden biri cevap verir:

''Muhtarın kızı öldü demin. o yüzden toplandık.''

Adam kalabalığı yararak içeri girer. Millet kızın başında ağlamaktadır. Kıza bakar; o kadar güzeldir ki, gözlerini kızdan alamaz. Kızın yanına yaklaşır ve nabzına bakar. Farkeder ki, kız aslında sadece bayılmış...
Uyanık gezgin, oracıkta hemen bir plan yapar. Kalabalığa dönerek, ''Ben bu kızı tekrar diriltebilirim ama hepinizin odadan çıkması lazım.'' der. Millet birbirine bakarak odadan çıkmaya başlar. Adam muhtara yaklaşarak, ''Bak muhtar efendi. Ben kızını diriltebilirim ama sana sormam lazım. Zira, bu kızı sadece becererek diriltebilirim.'' der.
Muhtar sinirlenir ama bir şey diyemez. Kendi kendine,' "Öleceğine becerilmesine razıyım.'' diye düşünerek teklifi kabul eder ve odadan çıkar.

Adam da büyük bir keyifle işini bitirir. Kızcağız kısa bir süre sonra kendine gelir. Adamla birlikte odadan çıkarlar. Millet gözlerine inanamaz. Gezgini aylarca köyde misafir edip, el üstünde tutarlar.
Gezgin bir süre sonra, bu hayattan sıkılır ve tekrar yollara düşer. O köyü ve orada yaşadıklarını da unutur gider.

Aradan yıllar geçer. Gezginin yolu bir gün gene aynı köye düşer. Köye girdiğinde, tıpkı yıllar öncesinde olduğu gibi, muhtarın evinin önünde kalabalık görür. Ellerini ovuşturarak kalabalığa yaklaşır ve sorar:

''Hayırdır hemşerim, ne oldu burada?''

Köylülerden biri cevap verir:

"Hiç sorma birader, muhtarımız öldü. Üç aydır bütün köylü beceriyoruz ama gene de diriltemedik rahmetliyi.'' :clap
 

HTML

Üst