~PRENSES~
Romantizmin Delisi
GERÇEK SADELİĞİN FİYATI
Çevrenize bir bakın. pazarlama tekniklerine hergün yenileri ekleniyor. Time Şirketi de son günlerde yeni bir yöntemle karşımıza çıktı. RealSimple (Gerçek Sadelik) isimli bir dergi yayınladı—tabii sayfalarının yarıdan fazlasını reklamlara ayırarak. Gerçek mesajı ise gayet açık: uzun yıllar boyu devam eden “Az, çoktur” anlayışı yerine, “Az çalış, çok kazan” anlayışının yerleştirilmesi. Kısacası, gerçek sadeliği oluşturan ana taşlar yerinden oynatılıyor ve yerine çıkarcılık düşüncesi kazınmaya çalışılıyor.
Bunun ne zararı var? “Sadelik” sadece bir kelime; kelimeleri ise herkes istediği gibi kullanabilir. Örneğin biri çıkıp da çorbaya “eğlence,” tampona “özgürlük” veya iç çamaşırına “aşk” ismini verebiliyorken, bana ne oluyor da, bir dergi “sadelik” kelimesine el koyup, sonra başına “gerçek” kelimesini de ekleyip türlü türlü tüketim ürünlerini, lüks Cadillac’ları satmaya çalışınca tüylerim diken diken oluyor?
Tam tersine, yirmi yıldır yaymaya çalıştığım bir fikrin hemen her alanda kabul görmesinden dolayı zafer ilân etmem gerekmez mi? Madison Caddesinde sadelik satılmaya başlamasından niçin ürküyorum ki?
Sanırım, bunlar kelimelerin farklı anlamlar taşımasından kaynaklanıyor. Onlar canlı; tıpkı çiçekler, ormanlar, hayvanlar gibi canlı. Onlar bizim kültürümüzün DNA’sını oluşturuyor. Pazarlamacılar ise, en yüksek ideallerimizi ve en derin duygularımızı ifade etmek için kullandığımız dilimizi kendi amaçları doğrultusunda kullanarak bizim duygularımızı yönlendiriyorlar ve böylece ruhlarımızın genetik malzemeleriyle oynuyorlar.
Kusura bakmayın, dostlarım. Ben kendime kesin bir çizgi çizdim. Dili istedikleri gibi yağmalayanlara karşı Donkişotvâri bir şekilde savaş ilân ediyorum. Gökdelen kanyonlarının önünde dimdik vaziyette duruyorum ve benimle aynı fikirleri paylaşan dostlarım adına avazım çıktığı kadar şöyle sesleniyorum: “Sadelik” kelimesini kendi ürünlerinizi pazarlamak için kullanamazsınız!
Sadelik, satın alınacak birşey değildir. Onu siz yaratırsınız; Mikelanj’ın Davud heykelini yontarken yaptığı gibi, gereksiz ve anlamsız şeyleri yontup attığınızda, geriye nefes kesici güzellikte bir hayat kalır.
Sadelik, sizin “çok” sevdiğiniz şeylerden daha fazla şeyleri sevmek demektir. Araba, laptop bilgisayar, sigara veya kaplıca tatili satın aldığınızda onu elde etmiş olmazsınız.
Gerçekte sadelik, her türlü ticarî şeyin size verebileceği şeyden çok daha fazlasını sunar. Çünkü sadelik, “başkaları sadece yaşarken sade bir şekilde yaşamaktır.”
Sadelik çok şey elde edip az şey yapmak değildir. Tam tersine, daha az şeye sahip olduğu halde daha fazla birşeyler olabilmektir: daha sakin, daha dürüst, daha şefkatli ve daha gerçek.
Hiç kimse sizin ruhunuzu size satamaz. O zaten her zaman sadece size aittir. Ruhunuz tek başına, tabiatla iç içe, yahut aynı arayış içinde olan insanlarla ve yol gösterici rehberlerle beraber olduğunuz zaman daha pürüzsüz bir çizgi takip eder. Günümüz dünyasında böyle bir neticeye ulaşabilmek ise biraz para harcamak anlamına gelebilir.
Fakat ruhunuz, en kötü zamanlarda dahi bir ümit ışığı yakalayabilir. Üstelik krizlerin, sıkıntıların ve kayıpların ortasında erişilen ruh sükûneti, pahalı bir tatil deneyimi gibi bir Pazartesi sabahı işinizin başına döndüğünüzde elinizden kaçıp gitmez.
Zihninizin rahatlaması için, nefes alıp verişinizi takip edin. Arzularınızın iniş-çıkışlarını gözleyin. Bir de, para harcamanın, sizi gerçek ve sağlıklı bir hayata ne ölçüde yakınlaştırdığını gözleyin.
Sadelik biraz yavaş, biraz da ürkektir. Sükûnetin, yalnızlığın ve sağlıklı düşünüşün olduğu zamanlarda çıkar gelir. Onu kalabalık alışveriş yerlerinde bulamazsınız. İnternet üzerinden alışveriş yaparken de yakalayamazsınız. Size bedava hediyeler sunan, hemen her sayfası reklamlarla dolu dergi ve gazetelerin etkisindeyseniz, emin olun ki sadelik size çok uzaktır.
Peki benim sadelik reçetem nedir? Cevabı çok basit: Kendinize gerçekten sizin için neyin önemli olduğunu sorun. Eğer birşey gerçekten önemliyse, hayatınızı onun etrafında kurgulayın ve onu asla terk etmeyin. Ardından çocuklarınıza çılgın dil yağmacılarının hikâyesini anlatın ve onlara ihtiyaçlar, istekler ve reklamlar arasındaki farklılıkları öğretmeye gayret edin.
"Gerçek" ve “sadelik, güzel dünyamıza dikkat etmekten başka maliyet gerektirmez. Siz bunu satın alabilir misiniz ?..
Bu yazıyı okudum çok beğendim ve sizinde okumanızı istedim sizce gerçek sadelik nedir?