Genelkurmay bu manşeti YALANLAMADI
Taraf, o görüntüleri basına dağıttı.
Taraf Gazetesi'nin haberine göre, Genelkurmay Başkanlığı'nın 17 askerimizin şehit düştüğü Aktütün jandarma karakoluna yapılan hain saldırıyı 3.5 saat önceden bildiği, saldırı hazırlığının aslında çok daha önce haber alındığı iddia edildi.
İç güvenlik harekat durum raporları ve insansız hava araçlarının ilettiği anlık istihbarat bilgileri ile Genelkurmay'ın baskından 1 ay önce haberdar olduğu ileri sürüldü. İddiaya göre, insansız hava aracı, saldırının gerçekleştiği 10 Ekim günü sabah saat 09.35'ten itibaren, yani saldırının başlamasından 3.5 saat önce, aldığı görüntüleri Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı'na ve İkinci Başkan'a iletmeye başladı. Gazete, iletilen görüntülere ait olduğunu belirttiği fotoğraflara da haberde yer verdi.
Taraf Gazetesi, Dağlıca baskınının da Genelkurmay Başkanlığı tarafından önceden bilindiğini yazmıştı.
Kaynak
Kanal 1 haber habercilik mesleğinde sizleri yeni bir sıfatla
tanıştırmıştı; yapıştırmacı gazetecilik... Gerçi biz uyarıp biz
dinliyoruz... Ama mesleğimizin ilkeleri, bu konuda yorulmamayı
emrediyor... Üzgünüz ama sizleri bir kez daha yapıştırmacı gazetecilik
örneğiyle meşgul edeceğiz... Dün bir gazetede yeralan fotoğraflar, akşam
da haber bültenlerine konu oldu... Fotoğraf ve görüntülerin Aktütün
baskını öncesi ve sırasında çekildiği ve Genelkurmay'ın saldırıyı sadece
gökyüzünden izlediği vurgulanıyordu... Peki o görüntüler gerçekten de
Aktütün saldırısından mı? İşte size bir yapıştırmacı gazetecilik örneği
daha...
http://video.haberturk.com/Video.asp...&k_A=haberturk
Daha önhce örneğini gözler önüne getirmiştik... Habercilik güven
mesleğidir... Sayfaya ya da televizyonda bülteninize girecek haberlerin
titiz bir elekten geçmesi gerekir... Çünkü haber, habercinin namusudur...
Ve o müessese hiçbir şekilde riske edilemez...
İşte size yeni örnek... Dün Taraf Gazetesi'nde yer alan fotoğrafların
üzerindeki başlıkta şunlar yazıyordu: AKTÜTÜN'Ü İTİRAF EDİN DEMİŞTİK...
BİZ AÇIKLIYORUZ... İç yayfalardaki başlıkta ise; CANLI YAYINDA KARAKOL
BASKINI deniyordu...
İşte size basında ilginç bir renk olarak yayın hayatını sürdüren gazeteye
konu olan fotoğrafların görüntüsü... Bazı olaylarda sergilenen editoryal
zeka ve dikkat maalesef servis edilen bu fotoğraflarda gösterilmemiş...
Neden mi? Anlatacağız... Ama önce editoryal kalibrenin grand zero yani
sıfır noktasında oluğu diğer örnekleri hatırlatalım... Bu fotoğrafın
görüntüleri dün akşam hemen tüm haber bültenlerinde de yayınlandı... Ve
"Aktütün baskınının casus uçaktan çekilmiş görüntüleri" başlığıyla...
Ne diyor gazete ve haber bültenleri, aynen okuyoruz: Tarih 3 Ekim'i yani
saldırı gününü gösteriyor... Bakın saatler ise olaydan 3.5 saat
öncesini... Ve teröristler ne yapıyor... Az sonra saldıracaklar ve siper
kazıyorlar...
Bir başka fotoğrafın altındaysa, casus uçaklar, saldırı anını karargaha
da canlı izletti. deniyor... Yani bu görüntü saldırı anında çekilmiş... Ne demiştik; bu görüntüler, haber ajansının servisiyle haber bültenlerinde de aynen kullanıldı... Ve yine
biz ne demiştik... Haberciliğin yeni hastalığı yapıştırmacı gazetecilik...
Çünkü...
Bakın... Saldırı gününü gösteren ve olaydan 3.5 saat önce çekilen bu
görüntüler nereden? Zaten üzerinde de var... 37. 09 enlem... 44.07
boylam... Neresiymiş, Kuzey Irak.. Aktütün ya da yakını değil... Peki
Aktütün'e mesafe ne? Kuş uçuşu 20 kilometre... Peki dağları aşıp,
yürüyerek gittiğinizde mesafe ne? 65-70 km. Peki, siz hiç 65-70
kilometreden ve dağların ardından insan öldürebilen tüfekler gördünüz
mü?...
Diyelim ki teknolojik gelişmelerden haberimiz yok... İşte size diğer
fotoğraf... Burada enlem ve boylam ne... 36.20'ye 45.04 .. peki nereye
denk geliyor... İran sınırına yakın ... daha da açalım, Kandil dağı...
mesafe ne? 110 km... Unutmadan bu da kuş uçuşu... Çünkü yürüme mesafesi
dağları da hesaba katında 200 km... Hadi dağların ardından 65-70 km.'den
vurdu bu teröristler, bari 200 kilometreden vuramasın... Değil mi?
Bir kez daha hatırlatalım... Bu mesafeler kuş uçuşu... Haberciliğin de kuş
gibi uçmasıyla bir ilgisi yok ama komik bir durum...
Bütün bunları söyledikten sonra altını çizelim... Kanal 1 Haber Merkezi,
insanın saçının teline gelen zarardan bile hesap sorabilme özgürlük ve
anlayışına sahip... Tabi ki bu olayda zaafiyeti olanlar varsa gerekli
yaptırım uygulanmalı... Ancak buradaki mesele, habercilik mesleğinin
asgari kontrol mekanizmasının işlemesini sağlayıp sağlayamamak... Daha
önce tarif etmiştik, nasıl oluyor bu yapıştırmacı gazetecilik;
Bu görüntü ve fotoğraflarda Aktütün yok... O bölgeye çoook uzaklarda
yapılan istihbari çalışmaların ürünü bunlar... Tabi teröristler bu kadar
izlenebiliyorsa, yapılacak birşeyler yok mudur sorusu bir başka hab
erimizin konusu... Yapıştırmacı gazeteciliğin son örneğini sunalım
istedik... Üzerinde yazan rakamları bile merak etmeden... Bu rakamların
nereyi işaret ettiğini öğrenmeden, tut kulağından çek ve at haberlerin
arasına... Bu editoryal kalibrenin amacını sorgulamak bile gelmiyor
insanın içinden.. Değil mi?