Genç hakimler rahatsız

biosx

New member
Katılım
15 Eki 2009
Mesajlar
2,332
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
kürre-i arz
Genç hakimler rahatsız

CHP-Danıştay-Yargıtay-HSYK ittifakı ve medyadaki uzantıları, yeni anayasayla yargının kuşatıldığı iddiasında. Hiç lafı eğmeden, bükmeden, dolaştırmadan, teorik varsayımlara yaslanmadan ve ideolojik ön kabullere esir olmadan bu iddiayı gelin birlikte inceleyelim.

Önce mevcut durum nedir, ona bakalım.

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 7 üyesi var; Adalet Bakanı ve müsteşar dışında bunların 5’i Yargıtay (3) ve Danıştay’dan (2) seçilerek geliyor.

Bu seçim işine parantez açıp küçük bir not düşelim. HSYK, Danıştay ve Yargıtay üyelerini, Yargıtay ve Danıştay ise HSYK üyelerini seçiyor.

Yani, birbirlerini seçtikleri al gülüm ver gülüm modeli...

Başka bir ifadeyle, yüksek yargı dedikleri Yargıtay ve Danıştay ile HSYK arasında düzen kurulmuş. Yurdun değişik bölgelerinde görev yapan 12 bin civarındaki hakim ve savcının hiç söz hakkı yok.

Sakın, bu seçimde liyakatın tek başına yeterli olduğunu da düşünmeyin. Mesela; yüksek yargıdan HSYK’ya seçilen 5 üyeden sadece Ali Suat Ertosun’un ceza hukukçusu olduğunu biliyor musunuz?

“Bizimle dalga geçiyorlar” diyen HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’in Yargıtay’a seçilmeden önce Ankara Adliyesi’nde Ticaret Mahkemesi Başkanı olduğundan haberdar mısınız?

Aynı şekilde HSYK’nın diğer üyesi Musa Tekin’in Yargıtay üyeliğinden önceki Ticaret Mahkemesi Başkanlığı görevini hatırlatmak gerekir mi?

Danıştay’dan seçilen Suna Türkoğlu ve Orhan Cem Erbük ise idare hukukçusu. Ceza davalarına ilişkin hiç tecrübeleri yok.

Elbette, seçilmek için ceza hukukçusu olma şartı yok. Ancak, Ergenekon soruşturması ve faali meçhul cinayet soruşturmasını yürüten savcılar ile bu davalara bakan mahkeme üyelerini görevden almaya kalkanların hukuki formasyonuna bir de bu gözle bakmakta yarar yok mu sizce?

“Yargıyı kuşatıyorlar” diyenlerin “al gülüm ver gülüm” statükosuna niçin sarıldıklarını bir de bu perspektiften değerlendirmek gerekmez mi?

Bir iki küçük ayrıntı daha var. Bakan, her toplantıya katılabiliyor ve oy hakkını kullanabiliyor. Müsteşar toplantıya katılmazsa karar alınamıyor. Bakana bağlı olan teftiş kurulu, bakan izniyle soruşturma açıyor.

Doğru mu, değil. Ama bu çalışma esasları, 12 Eylül ürünü.
Evet...

Özetle mevcut durum bu. Gelelim, getirilmek istenen sisteme...

HSYK’nın üye sayısı 21’e çıkarılıyor. Bakan ve müsteşarı geç, hadi cumhurbaşkanının atayacağı 4 üyeyi de geç, kalan 15 üyenin 10’unu 12 bin civarındaki hakim ve savcı birinci sınıf meslektaşları arasından oylarıyla belirliyor, Yargıtay 3, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay 1’er üye gönderiyor.

Yani, HSYK’nın toplam 21 üyesinden 15’i yargı içinden seçiliyor. Hani kuşatma nerede?

İşte, sıkıntının kaynağı burası... Yoksa mesele, siyasi iktidarın yargıyı kuşatması falan filan değil.

HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’in satır aralarında kaybolan şu ifadelerini birlikte okuyalım: “Yüksek yargıdan seçilecek üye sayısı ile yerel mahkemelerden seçilecek üye sayısı orantısız...”

devamı için tıklayın >>>>>>>>>

 
anayasa mahkemesi 2.ci başkanı paksüt ün eşinin(ferda paksüt) ün ağzından;'' 12.ci ceza dairesi bizdendir oraya havale ettirelim de tahliye ettirelim '' dediği türden,ergenekoncuları aklama mahkemsine dönüşen yargının bu ayağı, elbette yargıdaki düzenlemeden memnun olmaz.

askeriyede çürük çetesine bulaşan ve yine ergenekon bağlantılı mahkeme üyelikleirne taraf olan hsyk ve yüksek yargı elbette düzenlemelrden memnun olmaz..

hsyk başkanı örgüt üyesi olmaktan yargılanan şahıslarla'' aile dostumdur'' demekten çekinmez ve elbette yargının danıştayı yargıtayı yüksek yakalı mensupları utanma duygusu bile taşımaz..

ve bu yargıdaki yandaş kafacılık için moğoltayın elbette chp lileri atayacaktım ne var bunda dedikleri kafa yapsıındakiler olunca yargı siyasallaşmış sayılmaz.. ve bunlar adaletten kadrolşamktan yargının ele geçirildiğinden bahsederler...şimdi bir laf edecem banada yargı yolu görünecek.. neyse .. adalet kimdi beyler ; hani şu tepecikteki ba-ğ-yanın ismimi?hani ben unuttumda . hatırlayan vardır belki..
 
Al takke ver külah hesabı yaparak ancak kendinizi kandırırsınız...

Madem bu kadar duyarlıydınızda anayasa mahkemesi başkanı haşim kılıç için ne diyorsunuz?

Hukuçu olduğu içinmi özal buraya monte etti? Hadi yiğitler anayasa başkanı hakkında da konuşun, madem o kadar adalet düşkünüydünüz hukukçu olmayan birinin nasıl olurda anayasa mahkemesi başkanı olur? Buna bir cevap verin bakalım...
 
al takke ver külah hesabı yaparak ancak kendinizi kandırırsınız...

madem bu kadar duyarlıydınızda anayasa mahkemsi başkanı haşim kılıç için ne diyorsunuz?

Hukuçu olduğu içinmi özal buraya monte etti hadi yiğitler anayasa başkanı hakkındada konuşun madem o kadar adalet düşkünüydünüz hukukçu olmayan birinin nasıl olurda anayasa mahkemesi başkanı olur buna bir cevap verin...

anayasa başkanı hukukçu değilmi?:))) simitçimi birader o...yorum diye atlıyorsun her yazılana..ne varmış anayasa mahemesi başkanında.. neyini gördün.? bak ben kaç tane konuda yazdım onları cevapla bildiğin varsa?

haşim kılıç hukukçu değilmiş?:)) vah ki burda bunuda yazan adam a teşekkür edende çıkarmı bilmem...
 
anayasa başkanı hukukçu değilmi?:))) simitçimi birader o...yorum diye atlıyorsun her yazılana..ne varmış anayasa mahemesi başkanında.. neyini gördün.? bak ben kaç tane konuda yazdım onları cevapla bildiğin varsa?

haşim kılıç hukukçu değilmiş?:)) vah ki burda bunuda yazan adam a teşekkür edende çıkarmı bilmem...

Halep ordaysa arşın burda, ölçeriz heyecan yapma şimdi bakıyorum konuya, bakalım ne çıkacak.
 
Utanın diyecem ama utanmazsınızki , çamur atmaya gelincede üstünüze yok.

Anayasa Mahkemesi Başkanı olupta Hukukçu olmayan Haşim Kılıç gerçeği :


HAŞİM KILIÇ OLAYI

O zamanki İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan, 20 Kasım 1990 günü SHP Genel Başkanı Erdal İnönü' yü ziyaret ederek

" Sayıştay yasası anayasaya aykırı şekilde değiştirildi. Televizyon izlemeyi günah sayan bir Nakşibendi mensubunu, Anayasa Mahkemesi' ne üye seçmek istiyorlar. Yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi' ne başvurun" diyor.

Bununla yetinmeyip Emin Çölaşan' a mektup yazıyor:

" Lütfen yazın… Bu oyunlardan sonra, Sayıştay kontenjanından, Anayasa Mahkemesi üyeliğine Haşim Kılıç isimli birini getirecekler. Bu şahıs büyük bir Atatürk düşmanıdır.

" Lütfen bu ismi şimdiden açıklayın" diyor ve Emin Çölaşan, 28 Kasım 1990 günü bunu makale mevzuu yapıyor.

Prof. Erdoğan Teziç, Prof. Bakır Çağlar ve Pertev Bilgen, " Hukuk Devletine Çağrı" başlıklı bir bildiri yayımlıyorlar ve " Sayıştay" ın aralarında Haşim Kılıç' ın da bulunduğu üç adayın seçim işleminin hukuken teşekkül etmiş bir Sayıştay Genel Kurulunca yapılmadığından, yoklukla malul olduğunu" söylüyorlar.

Türkiye Barolar Birliği, 7 Aralık 1990 tarihli bildirisinde soruyor:

" Yasa, Anayasa Mahkemesince iptal edilince ne olacaktır?"

Cevap, yine bildiride mevcut:

" Haşim Kılıç' a seçilme olanağı veren yasa ortadan kalkacağına, temel kalmayacağına göre Cumhurbaşkanınca atanan Haşim Kılıç' ın üyeliği, herhangi bir işleme gerek kalmadan düşecektir."

Anayasa Mahkemesi, Haşim Kılıç' ın atanmasına temel teşkil eden yasa değişikliğini iptal ediyor. Ancak " Anayasa Mahkemesi iptal kararları geriye yürümez" deyip, Haşim Kılıç' a anayasaya aykırı bir yasa ile geldiği Anayasa Mahkemesi üyeliğine devam izni veriliyor.

Prof. Dr. Erdoğan Teziç:

" İptal kararının geriye yürümemesi,' hukuk güvenliğini sağlamak' amacıyla konulmuş olduğuna göre, bu ilke ancak kesin hüküm halini almış yargı ve idari kararlar için anlam ifade eder. Danıştayımızın görüşü de bu doğrultudadır" diyor.

Mesela ilkokul mezunlarına Anayasa Mahkemesi üyeliği yolunu açan bir yasa çıksa ve sonradan iptal edilse, bu arada seçilenler göreve devam edebilirler.

Bu uyarılara rağmen Turgut Özal, Haşim Kılıç' ı Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilince, 1 Aralık 1990 tarihli Milliyet Gazetesi' nde Melih Aşık, şunları yazdı:

" Turgut Özal, bir tarikat üyesi olduğu söylenen Haşim Kılıç' ı Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçti.

Haşim Kılıç, seçildiğinin ertesi günü bir gazetecinin

' Siz laik misiniz?' sorusuna

" Laik' im diyemedi. Polemiğe girmeyelim gibi laflarla soruyu geçiştirdi."

Melih Aşık yazısına şöyle devam ediyor:

" Haşim Kılıç' ın hukukla en ufak bir ilgisinin olmadığını, kendisinin yüksek ticaret mezunu olduğunu da ekleyelim."

Turgut Özal, bu konuda Mülkiye haftasında yaptığı konuşmada, Haşim Kılıç' ı seçme nedenini şöyle anlattı:

" Sayıştay Genel Kurulu, ehil olan üç kişiyi bana gönderdi. Bir de kağıt geldi önüme. Kağıtta, gazetede yazan ' televizyon seyretmeyen Anayasa Mahkemesi üye adayı' notları vardı. Bunun üzerine, hemen iki kişiyi bu adayın evine, tahkikat için gönderdim. Aday Haşim Kılıç televizyon seyrediyormuş hem de uydu yayın. Belki ikinciyi seçecektim ama bu tahkikattan sonra onu seçtim."

2 Aralık 1990 günü Hasan Pulur, Milliyet Gazetesi' nde şunları yazdı:

" Böyle bir olay üzerine tarihe geçen bir beyit de vardır:

' Olacak bir kişinin bahtı kavi, talihi yar,

Kehlesi (biti) dahi mahallinde anın işine yarar.'

Rüstem Paşa' yı gömleğindeki bit, padişah damadı ve sadrazam yapmış, Haşim Kılıç' ı da evindeki televizyon, Anayasa Mahkemesi üyesi…

Rüstem Paşa' nınki ' kehle-i ikbal' ise Haşim Kılıç' ınkine ' televizyon-u ikbal' dense yeridir."

30 Kasım 1990 günü Sabah Gazetesi' nde Güngör Mengi, şöyle bir değerlendirme yapıyor:

" Son olayda eleştirilen, devletin tarif edilmiş niteliklerini reddeden zihniyette birinin böyle bir göreve nasıl olup da getirildiğidir.

Çünkü bu, en basit benzetmeyle kediye ciğer teslim etmektedir. Anayasa Mahkemesi, demokratik ve laik cumhuriyetin güvencesi olan en yüksek yargı kurumudur."

Ve Haşim Kılıç, 22.10.2007 tarihinde Anayasa Mahkemesi Başkanlığı' na seçildi.

" Atatürk' ün Kemiklerini Sızlatan Parti CHP" eserimde: " Hepimiz, şimdiden Haşim Kılıç' ı, Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak selamlamaya hazırlanalım" diye yazmıştım da (S.145) kimse inanmamıştı. Daha göreceğimiz çok şey var.

Av. Turgut Kazan -GÜVERCİNEVİ 24.10.2007
BİR HUKUK DEVLETİ İÇİN İNANILIR ŞEY DEĞİLDİR
22.10.2007 günü (dün) yapılan oylamada, Haşim KILIÇ Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçildi. Bu sonucu duyuran haberlerde, yeni başkanın ÖZAL tarafından üyeliğe atandığı belirtilerek, o sırada yaşanan tartışmalar özetleniyor ve (hukukçu olmayan bir kişinin en yüksek mahkeme başkanlığına getirilmesi gayet doğalmış gibi) Haşim KILIÇ'ın Eskişehir İktisadi Ticari İlimler Akademisi mezunu olduğuna değinilip geçiliyor.

Oysa, bizim anayasal sistemimizde, sözkonusu mahkeme en yüksek yargı yeridir. Bu mahkemenin Yüce Divan görevini de yürüttüğü düşünülürse, hukukçu olmayan Haşim KILIÇ'ın başkanlığa getirilmesi, bir hukuk devleti için inanılır şey değildir.

Üstelik, Haşim KILIÇ'ın üyeliğe atanmasında neler yaşandığı, bu atama için (ÖZALLAR tarafından) Sayıştay Yasası'na geçici madde eklendiği, geçici maddenin (anayasaya aykırı bulunarak) Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiği, ama iptal kararları geriye yürümez kuralı yanlış yorumlanarak, üyeliğin sürdürüldüğü unutulmuş görünüyor.

Ben, 1990'larda 832 sayılı Sayıştay Yasası'nı değiştirme çalışmalarını Sayıştay ile Anayasa Mahkemesi'ni ele geçirme girişimi sayarak, 3677 sayılı yasayla eklenen geçici maddenin Haşim KILIÇ için getirildiğini belirtip, Haşim KILIÇ'ın kimliği ve kişiliği konusunda kamu oyunu bilgilendirmeye çalışmış, kendi halinde bir hukukçu sıfatıyla, doğan bu sonucu şaşkınlıkla karşıladığımı itiraf ediyorum.

Evet, kendisine üyelik sağlayan madde anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen, hukukçu olmayan ve (bir fakülte bile değil) İktisadi Ticari İlimler Akademisi mezunu Haşim KILIÇ, Yüce Divan görevini de yürüten Anayasa Mahkemesi başkanlığına getirilmiştir. Bu sonucun bir hukuk devleti için inanılır şey olmadığını tekrarlıyor, yeni yerleştirilen ve çok kullanılan bir deyimle, hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Avukat Turgut KAZAN
**********
Necip Hablemitoğlu,eski bir yazısında Haşim Kılıç için ne demiş bakınız...
Her yaş güzeldir.Değerini geç anlasak ta... - Blogcu

GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Adı üzerinde anayasanın temel sigortası olan yüce mahkeme, geçen hafta başkanını seçti. 1990 yılından bu yana mahkeme üyesi, 1999'dan bu yana da başkanvekili olan Haşim Kılıç , başkan oldu.
Kılıç'ı kutluyoruz.
Sadece başkanlığa ulaşması değil, tutturduğu çizgi ve bu çizgideki kararlılığı da övgüye değer. Turgut Özal 'ın her türlü tartışmayı da göze alarak 40 yaşında mahkeme üyesi yaptığı Kılıç, kafasında ne varsa, nasıl bir Türkiye düşünüyorsa, ona göre hareket etti. Bunu kararlarına ve davranışlarına da yansıtmaktan çekinmedi.
Bu bağlamda Özal'ın da 12'den vurduğu söylenebilir. Seçtiği aday, tıpkı bir sopa gibi dosdoğru izinde.
****
Kılıç'la birlikte Anayasa Mahkemesi, hukukçu olmayan ilk başkana da kavuşmuş oldu.
Türkiye'nin en yüce mahkemesi, ama başkanı hukukçu değil!

Kılıç'ın bir başka özelliği de hemen her konuda birlikte hareket ettiği üye Sacit Adalı 'yla çok sağlam bir ikili oluşturması. Kılıç ve Adalı, mahkemenin iç seçimlerinde 2 oyla, 9 üyeyi başarılı biçimde yönettiler!
Böylece Kılıç, yerine göre 2'nin 9'dan büyük olduğunu da hukuksal olarak gösterdi.
Son başkanlık seçimi sürecinde 3 taraf oluştu. Anayasaya bakışları birbirine çok yakın olan, kimi oylamalarda eksilse de 4'er oyluk iki tarafın yanında 2 oyluk Kılıç-Adalı...
Kılıç, iki tarafın bir süre kafa kafaya eşitlenmesini izledi. Ardından Ahmet Akyalçın 'ın aldığı 4 oyu yanına çekmeyi tasarladı. Şu öneri geliştirildi:
Akyalçın, uyuşmazlık mahkemesi başkanlığına yeniden seçilsin.
Osman Paksüt , başkanvekili olsun.
Serdar Özgüldür ile Serruh Kaleli de bu iki paylaşımın ileri yıllardaki mirasçısı olsun.
Son derece demokratik, kişi hak ve makamlarına saygılı biçimde yapılan bu bölümlemeyle, bir süre daha devam etmesi planlanan oylama süreci de bitti. 22 Ekim Pazartesi günü Kılıç, izdüşümü Adalı'nın yanı sıra Akyalçın, Paksüt, Özgüldür ve Kaleli'nin oylarıyla başkan seçildi.
Yeniden Kılıç'ı kutlarken, pek çok temel davada görüş olarak da karşısında yer alan son dört üyeyi kendisine döndürme başarısının altını çizmeden geçemeyeceğiz. Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlarından Ali Çetinkaya 'nın torunu olan Osman Paksüt, örneğin "dedeler ve torunlar arasındaki uçurumlar" başlıklı bir dizinin çok önemli kahramanları arasında yer alabilir.
****
Kılıç, hukukçu olmayan ilk başkan. Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu. Kılıç'ın yüce mahkemede mezun olduğu okulun da hakkını verdiğini söyleyebiliriz. Zira, yüce mahkemenin her türlü arsa, bina, belediye ve hükümet işlerini, başkan olmadan önce de kendisi koordine ediyordu.
Anayasa Mahkemesi'nin Ankara'nın hızla kentleşen İncek bölgesinde inşaatı devam ediyor. Daha önce orman arazisi olan 60 dönümlük arsada inşaat hakkı 600 metrekare iken 95 bin metrekareye çıkarıldı. Dayanak olarak da büyükşehir belediyelerine verilen kentsel dönüşüm planlama hakkı gösterildi. Oysa bu gecekonduların dönüşümüydü. Anayasa Mahkemesi için ormanları da kentsel dönüşüme katmış oldular.
O kadar olur artık...
Memlekete orman kanunu da lazım!
[email protected]
ANAYASA:YENİ MAHKEME BAŞKANI HAŞİM KILIÇ KİMDİR? - Her yaş güzeldir.Değerini geç anlasak ta... - Blogcu



Haşim Kılıç

Anayasa Mahkemesi Başkanı

1072.jpg


13 Mart 1950 tarihinde Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Yozgat’ta tamamladı. 1968 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne kaydoldu ve 1972 yılında mezun oldu. 1974 yılında Sayıştay Başkanlığı’nda denetçi yardımcısı olarak göreve
başladı. Denetçi, başdenetçi unvanlarını aldıktan sonra 1985 yılında Sayıştay üyeliğine seçildi. Beş yıl süren üyelikten sonra, 1990 yılında, Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi Üyeliği'ne atandı.

7 Aralık 1999 tarihinde açık bulunan Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine seçildi. 7 Aralık 2003 tarihinde yeniden bu görevi üstlendi. Evli ve dört çocuk babası. Almanca biliyor.

biyografi.net: Haşim Kılıç biyografisi burada  ünlülerin biyografileri burada
 
..:.. zaten bu ÜLkede herkes rahatsızda sadece haLk rahat uLan somurdunuz uLkeyı yok ondan rahatsızım yok yargıya udahale var yok onu kapat yok bunu kapat ırtıca serıat etkısız muhalefet falan fılan bunLar bugun kavga eder yarın aynı partı aLtında topLanırLar cunku para gıtmesın emeklıLık lojman arac benzın belkı bakanLık avukatLar hakımlerde aynı hiç degısen bişi yok bu uLkede asıL kraL gıbı yasaması gereken haLK ıken baLı burokrası ve siyası kesım yıyor onLar bugun bırbırLerıne herseyı derLer sunı kavgaLAr falan zaman sonra aynı tarafta oLurLar oLan yıne HAlka olur hepınız surungeLerden betersınız benım gosumde dengesızLer ..:..
 
anayasa başkanı hukukçu değilmi?:))) simitçimi birader o...yorum diye atlıyorsun her yazılana..ne varmış anayasa mahemesi başkanında.. neyini gördün.? bak ben kaç tane konuda yazdım onları cevapla bildiğin varsa?

haşim kılıç hukukçu değilmiş?:)) vah ki burda bunuda yazan adam a teşekkür edende çıkarmı bilmem...


Öğrenmenin yaşı yok :goz:


"Yorum diye atlıyorsun her yazılana" demişsin... Haklısın...


Ama dogru ya... Sizin dogru bildiklerinizi savunanlar:

-Hukukçu olmasa da avukat olur...

-Üfürükçü hoca doktor olur... Bi dua okur iyi eder...

-Amelelikten mühendislige terfi eder... Bütün ihaleleri alır...

-Din egitimi alır ama ögretmen olur...

-Babam saolsun der gemicik sahibi olur...

-Türbanı takmazsa ".........", takarsa "bacı" olur...

Olur da olur... Sizden herşey olur...


Ama bütün bunlar olurken sizin gözler görmez olur... Kulaklar duymaz olur...

Olur da olur arkadaşım... Sizden herşey olur...


Bu yazıyı yazan _KeMaLiST_ isimli adam bu saatten sonra sizin gözünüzde darbeci de olur, kafir de olur, düşman da olur...

Burası o kadar garip bir ülke ki... Burda herşey olur...
 
Al takke ver külah hesabı yaparak ancak kendinizi kandırırsınız...

Madem bu kadar duyarlıydınızda anayasa mahkemesi başkanı haşim kılıç için ne diyorsunuz?

Hukuçu olduğu içinmi özal buraya monte etti? Hadi yiğitler anayasa başkanı hakkında da konuşun, madem o kadar adalet düşkünüydünüz hukukçu olmayan birinin nasıl olurda anayasa mahkemesi başkanı olur? Buna bir cevap verin bakalım...

T.C. Anayasa Mahkemesi

bu üyeyi A.N.Serzer atamıştı .Oku bakim hukukcumu. okuyunca buraya yazki forumdaki arkadaşlarında öğrensin.
 
Haşim KILIÇ a hukukçu olmayan derseniz bilge kralın verdiği örnekle yola çıkarak anayasa üyeliğinde sizin çok sevdiğiniz şu TAY lı sayıştay danıştay yargıtay ların bir çok üyesinin hukuk yollu geldiğini savunmak lazımdır.. haşim kılıça hukukçu değil tezinize '' simitçi mi kardeşim o'' diyereke tepki gösterdim.. yanılmadım ve aynı görüşteyim. adamın sayıştay üyeliğinden gelmiş olması hukuktan uzak olduğunumu doğuruyor, mali hukuk gibi bir alanın var olduğunu bilmezlermi?

sizin tezinizle çıkarak işe o zaman BİLGE KRAL ın verdiği linkte bakın ne var!!

''1945 Yılında Artvin ili Ardanuç İlçesi Cevizli Köyü'nde doğdu.


mustafa_yildirim.jpg
İlk ve ortaokulu Ardanuç İlçesinde, Liseyi parasız yatılı sınavını kazanarak Kars'ta tamamladı. 1963 yılında girdiği Siyasal Bilgiler Fakültesinden 1967 yılında mezun oldu. Aynı yıl Artvin İl'inde Kaymakamlık stajına başladı. 1969 yılı ekim ayında Kaymakamlık kursuna takdire layık derece ile bitirerek ulus Kaymakamlığına atandı.

1969-1972 yıllarında Ulus, 1972-1976 yıllarında Eruh (1975 yılında Yedek Subay olarak askerlik görevini tamamladı), 1976-1980 yıllarında Sultanhisar, 1980-1982 yıllarında Elbistan (2 yıl kadar Kaymakamlıkla birlikte Belediye Başkanlığını da yürüttü.), 1982-1983 yıllarında Kızılcahamam ve 1983-1986 yıllarında Alaşehir Kaymakamlığı görevinde bulundu. 1986 yılı Aralık ayında Bitlis Valiliği'ne atandı.

1986-1988 arası Bitlis, 1988-1992 arası Kırşehir, 1992-1997 arası Çorum, 1997-1999 arası Kayseri, 1999-2003 yıllarında Malatya Valiliği yaptı.

Muhtelif tarihlerde Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Belçika, Fransa, Gürcistan, Azerbaycan ve Türkmenistan Türk Cumhuriyetleri ile Tataristan Özerk Türk Cumhuriyetinde tetkik ve inceleme de bulundu.

Malatya Valisi iken Sayın Cumhurbaşkanınca Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilerek, 24 Şubat 2003 tarihinde yeni görevine başladı.

01.02.2010 tarihinde, emekli olmuştur.'''


ayrıca;

şuan HSYK içinde ve yargıtayda bulunan üyelerin çok azı ceza dairesi üyesi olmasına rağmen,(adamların yüzde 70 i) ticaret hukukundan gelme olmasına rağmen asrın ceza hukuku olan ergenekon davasının seyrini sulandırmak için bu ticaretçiler iş i götüryor. uzmanlık alanları çalışma mesaileri bugüne dek ticaret hukuku olan bu HSYK ve yargıtay mensupları şuan ERGENEKON için ceza hukuku için ortamı geriyorlar.

Haşim kılıcın hukukçu olmadığını söylemek; herhalde o adamın simitçi bohçacı olduğunu düşündürtmez.
 
Akp ve onun davasını güden memlekette söz sahibi kim varsa; hep geçmişi hakkında şaibe var....Bu nasıl iştir?

İBDA-C, FETHULLAH GÜLEN, KAYIP TRİLYONLAR, DENİZ FENERİ, TARİKATLER, CEMAATLER, USA.....VS...VS....

Ne demek istediğimi ve kimleri kastetdiğimi anlayan anlamıştır....
 
arka bahçeleri budanıyor .rahatsızlık ondan :goz: aslında yoz olanlar aşılanıyor iyi ürün almak için :goz:
 
Geri
Üst