Y£$!L
New member
Sevgili,
Ummi Mektum gibi,
Seni görmeden sana sesleniyoruz.
Alip-verdigin nefesi duyar gibi,
Sanki açinca gözlerimizi,
Seni görecekmisiz gibi,
Sana sesleniyoruz.
Senin huzurunda ses yükselmez.
Edeble konusulur,edeble susulur.
Hele biz ki bu kapinin dilencileri,
El açip beklemekten baska,
Bize bir sey düsmezdi ama,
Su araya giren yillar olmasa,
Medineden uzak yollar olmasa,
İsmini aninca yürek yanmasa,
Kapinda beklemekten baska,
Bize bir sey düsmezdi.
Bekliyoruz Sultanim,
Rüyada olsa bile,
Belki tesrif edersin diye,
Hem de hiç kimseyi beklemedigimiz gibi,
Seni bekliyoruz.
Gelseydin.
Bizim için Cennet olurdu gelisin.
Gelseydin.
Saâdetli asrindan gönderdigin selâmin,
*Kardeslerim.*deyisini,
Birbirimize nasil anlattigimizi görürdün.
Gelseydin,dolassaydin sofralarimizi,
Bir tabak fazla görecektin.
Bir bardak,bir kasik fazla.
Ve sofrada bir yer bos.
Bas köse ! Ola ki sen lutfeder gelirsin diye,
Gelseydin,dolassaydin gecelerimizi,
O kutlu dogum gecelerini,
Anneler görecektin,
Sen yeni dogmussun gibi,
Yeryüzüne yeni tesrif etmissin gibi,
Misil,misil uyuyasin diye,
Seni sabahlara kadar hayalen
Ayaklarinda sallayan anneler görecektin.
Sevgili,
gelseydin
Medine-i Munevvereden
Dünyaya yayilan ashabin gibi,
Eyyub Sultan gibi,
Kaab Bin Malik gibi,
Bir fecir vaktinde,
Henüz yirmisinde,yirmibesinde,
Birakarak yurtlarini,ocaklarini,
Hedeflerine İlâhi Rızayı koyan,
Arkalarina bakmayi ar sayan,
Yigitler görecektin.
Onlar senin yigidin.
Elleri, o öpülesi elleri !
Kimbilir hangi memleketin
Zemheri soguklarinda üsürken,
Senin köyünü hayaliyle isindilar.
Gelseydin,gecenin zifiri karanliginda,
Uykunun en tatli araliginda,
Rabiat-ul Adeviyye gibi,
Gözyasi dökerken günâhlarina,
Veysel Karaniden istedigin gibi,
İnsanliga dua eden gençler görecektin.
Gelseydin,asr-ı saadet gibi olmasa da
Koklanmaya deger güllerimiz vardi.
Yine senin ikliminde yetisen,
Ama,sen gelseydin,
Dikenler bile gül kokardi Efendim !
Seninle göz-göze gelmeden,
Gizli gizli seni seyretmek,
Hazret-i Vahsi gibi,
Hani sen hane-i saadetten,
Mescid-i Nebeviye giderken,
Aişe anamiz ardindan,
Hayran hayran baklardi.
Seni mescidin önünde bekleyen,
Ashabinsa, bakislari yerderydi.
Edebten göz-göze gelmislerdi.
Sen de tebessümle nazar ederdin,
Mutebessim çehreni,
Bir Ebu Bekir görürdü, bir de Ömer.
Simdi okununca Ezan-i Muhammedi,
Pencerelerde,kapi önlerinde,
Seni bekleyen nemli gözler var.
Gelseydin ve yürüyüp geçseydin önümüzden,
Gülleri bayiltan o enfes kokunu çekerdik içimize..
Sevgili,
Hakiki asiklarin sana dogru uçarken,
Bizim bu yaptigimiz yolda emeklemekti.
Dünya güzelligiyle kollarini açarken,
Bizde düsen el açip kapinda beklemekti.
Sevgili,
Bekliyoruz.
Dursun Ali ERZİNCANLI
[VIDEO]dqnPiWyfb4w[/VIDEO]
Ummi Mektum gibi,
Seni görmeden sana sesleniyoruz.
Alip-verdigin nefesi duyar gibi,
Sanki açinca gözlerimizi,
Seni görecekmisiz gibi,
Sana sesleniyoruz.
Senin huzurunda ses yükselmez.
Edeble konusulur,edeble susulur.
Hele biz ki bu kapinin dilencileri,
El açip beklemekten baska,
Bize bir sey düsmezdi ama,
Su araya giren yillar olmasa,
Medineden uzak yollar olmasa,
İsmini aninca yürek yanmasa,
Kapinda beklemekten baska,
Bize bir sey düsmezdi.
Bekliyoruz Sultanim,
Rüyada olsa bile,
Belki tesrif edersin diye,
Hem de hiç kimseyi beklemedigimiz gibi,
Seni bekliyoruz.
Gelseydin.
Bizim için Cennet olurdu gelisin.
Gelseydin.
Saâdetli asrindan gönderdigin selâmin,
*Kardeslerim.*deyisini,
Birbirimize nasil anlattigimizi görürdün.
Gelseydin,dolassaydin sofralarimizi,
Bir tabak fazla görecektin.
Bir bardak,bir kasik fazla.
Ve sofrada bir yer bos.
Bas köse ! Ola ki sen lutfeder gelirsin diye,
Gelseydin,dolassaydin gecelerimizi,
O kutlu dogum gecelerini,
Anneler görecektin,
Sen yeni dogmussun gibi,
Yeryüzüne yeni tesrif etmissin gibi,
Misil,misil uyuyasin diye,
Seni sabahlara kadar hayalen
Ayaklarinda sallayan anneler görecektin.
Sevgili,
gelseydin
Medine-i Munevvereden
Dünyaya yayilan ashabin gibi,
Eyyub Sultan gibi,
Kaab Bin Malik gibi,
Bir fecir vaktinde,
Henüz yirmisinde,yirmibesinde,
Birakarak yurtlarini,ocaklarini,
Hedeflerine İlâhi Rızayı koyan,
Arkalarina bakmayi ar sayan,
Yigitler görecektin.
Onlar senin yigidin.
Elleri, o öpülesi elleri !
Kimbilir hangi memleketin
Zemheri soguklarinda üsürken,
Senin köyünü hayaliyle isindilar.
Gelseydin,gecenin zifiri karanliginda,
Uykunun en tatli araliginda,
Rabiat-ul Adeviyye gibi,
Gözyasi dökerken günâhlarina,
Veysel Karaniden istedigin gibi,
İnsanliga dua eden gençler görecektin.
Gelseydin,asr-ı saadet gibi olmasa da
Koklanmaya deger güllerimiz vardi.
Yine senin ikliminde yetisen,
Ama,sen gelseydin,
Dikenler bile gül kokardi Efendim !
Seninle göz-göze gelmeden,
Gizli gizli seni seyretmek,
Hazret-i Vahsi gibi,
Hani sen hane-i saadetten,
Mescid-i Nebeviye giderken,
Aişe anamiz ardindan,
Hayran hayran baklardi.
Seni mescidin önünde bekleyen,
Ashabinsa, bakislari yerderydi.
Edebten göz-göze gelmislerdi.
Sen de tebessümle nazar ederdin,
Mutebessim çehreni,
Bir Ebu Bekir görürdü, bir de Ömer.
Simdi okununca Ezan-i Muhammedi,
Pencerelerde,kapi önlerinde,
Seni bekleyen nemli gözler var.
Gelseydin ve yürüyüp geçseydin önümüzden,
Gülleri bayiltan o enfes kokunu çekerdik içimize..
Sevgili,
Hakiki asiklarin sana dogru uçarken,
Bizim bu yaptigimiz yolda emeklemekti.
Dünya güzelligiyle kollarini açarken,
Bizde düsen el açip kapinda beklemekti.
Sevgili,
Bekliyoruz.
Dursun Ali ERZİNCANLI
[VIDEO]dqnPiWyfb4w[/VIDEO]