Geleceği dünden görmek.

nedensiz35

New member
Nusret KEBAPÇI

Bir süredir ülkemizde bir keşmekeş yaşanıyor. Tabi bu keşmekeş içinde de saplar samanlar birbirine karışıyor.
Son günlerde hangi gazeteyi açsanız AB’nin ya da ABD’nin ülkemize tayin ettiği bir kısım sömürge valilerinin açıklamalarını mutlaka göreceksiniz.
Bir gün Borosso konuşuyor…
Bir gün Lagendik…
Bir gün Olli Rehn…
Değinmedikleri konu ise neredeyse hemen hemen kalmıyor.
Konuşmadıkları ne AKP’ nin kapatılması kalıyor.
Ne türban ve laiklik…
Ne de ekonomik durum…
Aslında sadece bu kadar da değil…
Çoğu zaman o kadar ileri gidiyorlar ki, işi muhalefet partilerine dil uzatmaya…
Dahası…
Onlarla söz düellosuna kadar bile götürüyorlar.
İşin garibi de hiç kimse, bunlara siz kimsiniz?
Ya da, ne hakla böyle konuşuyorsunuz demiyor.
Hatta tüm bunlara ses çıkarılmadığı gibi…
Aramızdan bazıları, AB’ ye girmek adına
Sözüm ona demokrasi adı altında, AB’nin “Türkiye’yi ıslah etme,
Yola getirme” süreçlerine de destek vermektedir.”
Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK geçmişte bu tavrı alan işbirlikçilere mandacılara şu sözleriyle çok güzel yanıt vermiştir
“Avrupa’nın bütün ilerlemesine yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre uygun yapmak, yürümek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Hâlbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür.”
6 Mart 1922 TBMM M.Kemal ATATÜRK

Atatürk, sadece AB mandacılarına değil, AB ve ABD den gelen talimatları yerine getirmeye çalışan, bu konuda hiç bir tereddüt göstermeyen korkak, zayıf devlet yöneticilerini de unutmamış. Onlara da
“Türkiye’nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkûmmuş gibi, Türkiye’yi âtıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı. Memleketin ve milletin çıkarlarının gerektiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. Türkiye’de fikir adamları, âdetâ kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki: ‘Biz adam değiliz ve olamayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur.’ Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan, düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. ‘Onlar bizi idare etsin’ diyorlardı.”
6 Mart 1922 TBMM M.Kemal ATATÜRK
Evet, yıl 2008
Sizce, değişen bir şey var mı?

Kaynak
 

sergahcan

New member
değişen çok şey var canım kardeşim, hemde pek çok şey. birincisi bir Atatürk daha gelmiyecek, ikincisi o zamanki namus, onur ve şeref düşkünü halkın bu meziyetlerden çok uzaklaşmış torunları var. üçüncüsü çıkar düşkünü , direk dışardan destekli her türlü manevi değerin ardına gizlenmiş her çeşit ihanetin adı vatanseverlik olmuş...farkı farektmeye deha lazım. ve en önemlisi artık savaşlar silahla yapılmıyor, güç para ve siyasi otorite. yani para ver istediğin tür ve ebatta satılık insanlar dolu bir ülkeyiz.bu güç ile siyaset de eline geçer, yargıda, medyada, sanayide . bir savaş olsa kime karşı savaşacağını bilen varmı. yani kim gerçek vatansever kim değil ayırt edebilenin alnından öperim.hatta daha acısını söyleyeyim medyayı ve siyaseti öyle ele geçirdilerki halka gerçek vatanseverleri vatan haini gösterecek düzeydeler. yani halk kendinden olana düşman olma konumunda. çünkü ellerinde inanılmaz bir güç var. inancın önünde duracak babayiğit göremiyorum, heleki bu inancı birileri pisliklerini örtmek ve hedef şaşırtmak için kullanırken kimse karşısında duramaz. işte AB-D ve işbirlikçileri bu silahı halka karşı halkı kullanarak devreye soktular. gittiğimiz noktaya bakın, artık malum basın işi dinli dinsiz ayrıdına doğru sürüyor. yani mesele bu ülkenin işgal edilmiş olması değilde dindarlar ve din karşıtlarının savaşı gibi gösterme aşamasında. yani ülkeni savunmaya kalkarsan, Ab_d karşıtıysan din düşmanı olman yakındır, çünkü ilk hedef ulusalcılar, ki milliyetçilikle farklı olduğunu göstermek için epey uğraşıyorlar son zamanlarda. oysa ulusalcılara saldırı dediğiniz bir kesim marjinal solcu demek değildir. ulusalcı dediğiniz bu vatanı seven her kesim ve bu saldırıya karşı duran herkestir. yani solcu sağcı, dinli, dinsiz herkesi direk vatan haini ve dinsiz gösterme propagandası bu AB-D ci medya ve siyasette son hızla devam etmektedir. bunlara inanmak istemeyenlere tek sözüm var, siyasetçilerinin yaptıklarına bakın AB-D abilerinin her emrini yerine getiriyorlar, medyalarıda bu olanları çok güzel olaylar gibi dinide arkalarına alarak manşetlere taşıyorlar ve buna karşı çıkan herkeside yine dine sarılarak hedef tahtasına koyuyorlar. açık ve net söylüyorum bu ülke düpedüz işgal altında. bu aymazlıklada sonumuz hep birlikte felaket.saygılarımla...
 

HTML

Üst