'Gazze Kahramanı' Irak'ı Nasıl İzah Eder?

zerkli

New member
Katılım
7 Eyl 2008
Mesajlar
2,738
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
faşizm uygulayandan uygulanana bulaşan bir hastalı
Öncelikle moderatör David Ignatius’un paneldeki seviyesiz tavrını kınamakla işe başlayalım. Hadi kalksın da, aynı hareketi Obama’ya ya da Sarkozy’e yapmayı denesin! O koltuğu da, Davos’u da, hatta Washington Post’u da bir daha rüyasında görür… Ömrüm sanatta da, siyasette de emperyalizmin bu ırkçı-baskıcı kirli yüzü ile mücadele etmekle geçti. Erdoğan’ın moderatöre tepki vermesi normaldi. Ayağa kalktıktan sonra sert tavrını Ignatius’a ve Peres’e yöneltip oturumu terk edebilirdi. Ama Erdoğan, orada içgüdülerine yenildi ve “içsel” tercihi yönünde, Batı’dan kopmak istercesine Davos’u terk etti…

Başbakan o gece yarısı Türkiye’de, fetihten dönen bir imparator gibi karşılandı. Ertesi gün ise, başta tüm şeriatçı gruplarda olmak üzere Ortadoğu’da, adına peygamber gibi gösteriler yapıldı. “O”, Batı’ya haddini bildiren, dökülen kanın hesabını soran bir kahraman olmuştu!

Ne ilginçtir ki, Başbakan’ın bu çıkışıyla Batı’ya karşı, dökülen çocuk kanlarının Davos’ta hesabı sorulduğunu sanıp mest olanların mantıksal muhakemeleri toptan kaybolmuştu sanki… Aslında Erdoğan’a o gün sorulacak tek soru vardı: “Affedersiniz, Gazze çocukları için parçalanan Erdoğan’la, Irak’ta çocuklar daha hızlı öldürülebilsin diye Amerikan tezkeresine ‘evet’ oyu vermek için AKP’yi son ana kadar zorlayan Erdoğan aynı kişi mi?” Ya da Irak’ta, 2003 Mart’ında, öldürülmemeleri için onca miting yaptığımız Iraklı çocuklar ve sivillerin değeri hiç mi yoktu da, Erdoğan kılı bile kıpırdamadan bir milyon insanın öldürülmesi ve bir halkın toptan öksüz, kolsuz bacaksız, evsiz barksız bırakılmalarına bu kadar umursamazca baktı? BOP’un bölge yürütücüsü olmak, böyle soğukkanlı, mesafeli bir duruş mu gerektirmekteydi?

***

Hep diyordum ki kendi kendime, “2003’te maazallah Erdoğan muhalefette olsaydı, kim bilir Iraklılar uğruna ne yaygaralar koparırdı” diye… Bu oportünist Gazze çıkışını gördükten sonra, o sahneler ne olabilirdi diye düşünüyorum da, aklım yerinden oynuyor! İnsanda minimum bir tutarlılık olur… Sokakları coşkuyla arşınlayan o yeşil bayraklılar, bu mantıkla CHP Genel Merkezi önüne gidip secdeye yatsınlar, “Siz bir milyon Müslüman öldürülmeden önce engellemek için her şeyi yapmıştınız” diye!! Çok daha anlamlı olmaz mı?

Davos panelinden şunu öğrendik: Başbakan’da diplomatik donanım ve esneklik yok. Diplomasi, bir saniyede her kelimenin dozunu ayarlama sanatıdır. Ağzınızdan çıkan sözler; ülkenizin geçmiş çizgisi, gelecek planları, dost ve düşmanıyla olan ittifak ve ihtilaflarını hesaplayacak bir sentez oluşturmalıdır. Gönlündeki Türkiye, esas Avrupa’ya değil, Ortadoğu’ya bağlı olduğu için, Başbakan, yani Batı’nın sahte “ılımlı İslam / demokrat” partneri, kısmen içgüdüsel, kısmen bilinçli tercihlerle, çelişkilerini saklayamadan, bunları artık AB masalları ile uyuttuğu işadamları ve Batılı liderlerle paylaşarak herkesi şaşırttı: Kâh Hamas’ı överek, kâh İsrail’i döverek, bir devlet başkanına “sen” diye hitap ederek…

Ben mi? Ömür üstünden her şeyde haklı çıkmaktan bıktım (dün sevgili Emre Kongar’ın yazdığı gibi!). Kaç kere kaleme aldım şunları: “Erdoğan ve AKP’nin AB’ye girmek gibi bir arzuları yok. TSK’yi nötralize edebilmek için bunu kalkan olarak kullanıyorlar. Öyle olsa, her gün bizi Ortadoğu’nun şeriatçı devletlerine benzeten yasalar çıkarırlar mı?” Türkiye, artık bırakın AB iddialarını, ülkemizin mütevazı demokrasi standartlarını da, şeriatçı-faşist bir yapılanma uğruna hızla terk ederek, yokuş aşağı sahipsiz yuvarlanıp gidiyor. Medyası tehditlerle susturulmuş, sivil toplumu resmen “içeri”, yargısı ise askıya alınmış, anayasası yaşanan siyasi ortamla hiçbir şekilde örtüşmeyen bir garip ülke…

Erdoğan, balık hafızalı seçmenlerine anlık bir Davos gazı vererek, hiç hak etmediği bir “Müslüman dünyası” kahramanlığına soyundu. Bu iç siyaset yatırımının, Türkiye’ye tabii ki ciddi bedelleri olacak. AKP’nin yarattığı bu hilkat garibesi çelişkilerle yüklü gidişatın sonuçlarını, yaşayarak göreceğiz. Sosyal demokrat partilerin yerel seçimleri kendi iç çekişmelerine alet edip etmeyecekleri, belki de ülkenin tüm geleceğini etkileyecek…




Bedri Baykam - Görüş



http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=34208
 
sende öyle bir soru sormuşsunki, sanki tayyibi kahraman ilan eden zihniyetin derdi ırakta ölenler yada filistindeki katliamlarmış gibi. onların bu dediklerin umrunda bile değil. onların tek derdi var türkiyede kendi zihniyetlerinin reklamı olsun ırakta , filistinde kim ölmüş niye ölmüş, kimse engel olmuşmu önemi yok. reklamları izliyoruz farketmedinizmi. yahu adam şehitlere kelle dedi bu zihniyetin umrundamı olduda ırakta milyon kişi dert olsun. bizimkilerin tek derdi var, bizim zihniyetimiz yönetsinde ( gerçi tayyibin zihniyeti çok net ortada ama görmek istemeyen görmüyor) , ülke batmış çıkmış, birileri ölmüş ölmemiş hikaye bunlara. hatta iddia ediyorum bazı tipler filistinde o son katliam yaşanıp tayyibe böyle bir fırsat çıktığı için mutlu bile. inanmıyorsanız oturup davos olayının ertesinde gazetenin birinde akp nin yüzde bilmem kaç sıçrama yaptığını hesaplayan zihniyete bakın. 450 çocuğun ölümü = türkiyede akp ye yüzde on sıçrama yapmış. pes dedirten cinsten. hatta konu bu forumda mevcut. bulup link ekliyeyimde okuyun. yani boşa beklersiniz siz bunlarda vijdanı. siyonizmin düpedüz uşaklığı rolündeler, ama gel görki göremiyorlar. saygılarımla...

buldum konuyu başlık aynen şu akp 10 puan sıçradı
http://www.hackhell.com/serbest-kursu/542491-ak-parti-10-puan-sicradi.html
yazıyı okuyunca benimde kanım beynime sıçradı. hangi insan müsveddeleri bu hesabı yapar anlayan beri gelsin.
 
Geri
Üst