- Katılım
- 25 Eki 2006
- Mesajlar
- 12,862
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 121
Yayın ihalesinin ardından Digitürk'ün görevine son verdiği Erman Toroğlu FANATİK'e gündemi sarsacak iddialarda bulundu.
Kovulmamın tek sebebi Aziz Yıldırım’dır. Askerlik sorununu yazdığım için meseleyi şahsileştirdi. Hürriyet’ten atılmam için de baskılar oldu.
Benim yönettiğim ve yarıda kalan Trabzonspor-Beşiktaş maçı için Bordo-Mavili futbolculara Galatasaray’dan teşvik olarak araba vaat edilmişti.
Arda Turan kaptanlığı bazen kaldıramıyor. Çünkü kaptanlık tecrübe ister. Kaptanlar kavga etmez, kavga ayırır. Arda yurt dışına transfer olmalı.
Bursaspor’un şampiyon olmasını canı gönülden istiyorum. Ama yapmazlar! Olamaz demiyorum, yapmazlar diyorum. Bunu söyleyen sadece ben değilim.
Yıllar önce ekranlara çıkıp hakem hatalarını o kendine has üslubuyla eleştirmeye başladığında önce yadırgadık onu. Kahve jargonuyla konuştuğunu, hakemleri rencide ettiğini, hakemlerin kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu iddia edenler oldu. Kimi kıskançlığından, kimi snobluğundan, kimi de onun kadar cesur olamadığından kabzımallığına gönderme yapılarak hakkında küçümser tarzda yazılar yazıldı. Ama zamanla herkes alıştı ona. Bir bakıma halkın ekrandaki sesi, nefesi, ruhu oldu. Maçlardan sonra futbolcular, teknik adamlar, tartışmalı pozisyonlarda topu hep ona attı. İnsanlar onun ön yargısız olduğuna ve doğruyu söylediğine iman ettiler. Ve o da etki alanını giderek arttırarak Türk futbolunun son 20 yılına damga vuran isimlerden biri haline geldi. Bir fenomen oldu. O fenomen zamanla içimize işledi. Adeta ailemizin bir ferdi oluverdi. Son yayın ihalesinin ardından Lig Tv’deki görevine son verildiğinde ortaya çıkan ilgi ve sevgi, halkın onu ne kadar bağrına bastığının en büyük kanıtıydı.
Olanları çelebi olgunluğuyla karşılıyor
Erman Toroğlu, nam-ı diğer Erman Hoca’yla son yaşadıklarını ve Türk futboluna dair görüşlerini konuşmak için sözleştiğimizde, uğradığı haksızlığı bir çelebi olgunluğuyla karşılayan bir figürle karşılaşacağım hiç aklıma gelmemişti doğrusu. Kendisiyle önce Beyoğlu’ndaki İstiklal Caddesi’nde kısa bir tur attık. Halkın ilgisi görülmeye değerdi. Bir futbol adamından çok pop yıldızı gibiydi. Yürüyüşümüzün ardından son zamanların gözde mekanı haline gelen, Erman Toroğlu’nun da müdavimi olduğu Merih Restaurant’ta kahvaltı eşliğinde söyleşimize başladık. İlk sorum, böylesine ilgi ve destek bekleyip beklemediğine dairdi. “Bekliyordum, ama bu kadarını değil” dedi. “Demek ki yıllar içinde doğru şeyler yapmışım ki, halk beni bu kadar sevmiş” diye devam etti. Ardından konuyu kovulma sürecine getirdi. Ve bir tek ismi işaret etti: Aziz Yıldırım. Meselenin Fenerbahçe meselesi olmadığının altını çizen Erman Hoca, deyim yerindeyse açtı ağzını yumdu gözünü:
Türk basını benim için kenetlendi
“Askerlik sorunuyla ilgili yazı yazdığım ve ayrıca TBMM’de kurulan komisyonda İstanbulspor’a teşvik primi gönderdiğini açıkladığım için Aziz Yıldırım olayı kişiselleştirdi. Daha önce de benim kellemi istediği yönünde duyumlar almıştım. Lig Tv, yayın ihalesini aldığında da amacına ulaştı. Bana karşı bu operasyon Lig Tv ile de sınırlı değil. Hürriyet’ten atılmam için de Ertuğrul Özkök’e baskılar olmuştu. Ama Ertuğrul Bey ve kurum olarak Hürriyet benim arkamda durdu. Lig Tv duramadı. Bu da onların sorunu.” Kovulmak kelimesinden hiç bir zaman gocunmadığını ve bunun profesyonel iş yaşamının bir parçası olduğunu anlatan Toroğlu şöyle devam etti: “Bu bir susturma operasyonudur. Basına karşı bir sansürdür. Çeşitli muhabir ve yazarlara karşı da baskılar oluyor. Bu bir demokrasi sorunudur. Silah sıksalar beni yolumdan çeviremezler. Ancak işin sevindirici yanı, Türk basını bu olayda hiç olmadığı kadar kenetlenmiştir.”
Hamit Turhan / Fanatik Özel Röportaj
Kovulmamın tek sebebi Aziz Yıldırım’dır. Askerlik sorununu yazdığım için meseleyi şahsileştirdi. Hürriyet’ten atılmam için de baskılar oldu.
Benim yönettiğim ve yarıda kalan Trabzonspor-Beşiktaş maçı için Bordo-Mavili futbolculara Galatasaray’dan teşvik olarak araba vaat edilmişti.
Arda Turan kaptanlığı bazen kaldıramıyor. Çünkü kaptanlık tecrübe ister. Kaptanlar kavga etmez, kavga ayırır. Arda yurt dışına transfer olmalı.
Bursaspor’un şampiyon olmasını canı gönülden istiyorum. Ama yapmazlar! Olamaz demiyorum, yapmazlar diyorum. Bunu söyleyen sadece ben değilim.

Yıllar önce ekranlara çıkıp hakem hatalarını o kendine has üslubuyla eleştirmeye başladığında önce yadırgadık onu. Kahve jargonuyla konuştuğunu, hakemleri rencide ettiğini, hakemlerin kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu iddia edenler oldu. Kimi kıskançlığından, kimi snobluğundan, kimi de onun kadar cesur olamadığından kabzımallığına gönderme yapılarak hakkında küçümser tarzda yazılar yazıldı. Ama zamanla herkes alıştı ona. Bir bakıma halkın ekrandaki sesi, nefesi, ruhu oldu. Maçlardan sonra futbolcular, teknik adamlar, tartışmalı pozisyonlarda topu hep ona attı. İnsanlar onun ön yargısız olduğuna ve doğruyu söylediğine iman ettiler. Ve o da etki alanını giderek arttırarak Türk futbolunun son 20 yılına damga vuran isimlerden biri haline geldi. Bir fenomen oldu. O fenomen zamanla içimize işledi. Adeta ailemizin bir ferdi oluverdi. Son yayın ihalesinin ardından Lig Tv’deki görevine son verildiğinde ortaya çıkan ilgi ve sevgi, halkın onu ne kadar bağrına bastığının en büyük kanıtıydı.
Olanları çelebi olgunluğuyla karşılıyor
Erman Toroğlu, nam-ı diğer Erman Hoca’yla son yaşadıklarını ve Türk futboluna dair görüşlerini konuşmak için sözleştiğimizde, uğradığı haksızlığı bir çelebi olgunluğuyla karşılayan bir figürle karşılaşacağım hiç aklıma gelmemişti doğrusu. Kendisiyle önce Beyoğlu’ndaki İstiklal Caddesi’nde kısa bir tur attık. Halkın ilgisi görülmeye değerdi. Bir futbol adamından çok pop yıldızı gibiydi. Yürüyüşümüzün ardından son zamanların gözde mekanı haline gelen, Erman Toroğlu’nun da müdavimi olduğu Merih Restaurant’ta kahvaltı eşliğinde söyleşimize başladık. İlk sorum, böylesine ilgi ve destek bekleyip beklemediğine dairdi. “Bekliyordum, ama bu kadarını değil” dedi. “Demek ki yıllar içinde doğru şeyler yapmışım ki, halk beni bu kadar sevmiş” diye devam etti. Ardından konuyu kovulma sürecine getirdi. Ve bir tek ismi işaret etti: Aziz Yıldırım. Meselenin Fenerbahçe meselesi olmadığının altını çizen Erman Hoca, deyim yerindeyse açtı ağzını yumdu gözünü:
Türk basını benim için kenetlendi
“Askerlik sorunuyla ilgili yazı yazdığım ve ayrıca TBMM’de kurulan komisyonda İstanbulspor’a teşvik primi gönderdiğini açıkladığım için Aziz Yıldırım olayı kişiselleştirdi. Daha önce de benim kellemi istediği yönünde duyumlar almıştım. Lig Tv, yayın ihalesini aldığında da amacına ulaştı. Bana karşı bu operasyon Lig Tv ile de sınırlı değil. Hürriyet’ten atılmam için de Ertuğrul Özkök’e baskılar olmuştu. Ama Ertuğrul Bey ve kurum olarak Hürriyet benim arkamda durdu. Lig Tv duramadı. Bu da onların sorunu.” Kovulmak kelimesinden hiç bir zaman gocunmadığını ve bunun profesyonel iş yaşamının bir parçası olduğunu anlatan Toroğlu şöyle devam etti: “Bu bir susturma operasyonudur. Basına karşı bir sansürdür. Çeşitli muhabir ve yazarlara karşı da baskılar oluyor. Bu bir demokrasi sorunudur. Silah sıksalar beni yolumdan çeviremezler. Ancak işin sevindirici yanı, Türk basını bu olayda hiç olmadığı kadar kenetlenmiştir.”
Hamit Turhan / Fanatik Özel Röportaj