Giovane
Altın Üye
- Katılım
- 6 Haz 2006
- Mesajlar
- 5,648
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40


Altınboynuz Haliç'in kıyısında, mağrur bir delikanlı gibi başını göğe kaldırmış Galata Kulesi'yle özdeşleşen semtin geçmişi 1200'lü yıllara kadar uzanıyor. Bu yıllarda Cenevizler tarafından kurulan Galata'nın adını -kesin olarak bilinmemekle birlikte- civarındaki ahırlar nedeniyle süt anlamına gelen galaktus'tan ya da İtalyanca merdivenli yol demek olan calata'dan aldığı sanılıyor. Bir liman semti olarak kurulan Galata, yüzyıllar boyunca seçkin yabancıların oturduğu bir semt oldu. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra ise semtin eski sahipleri yerlerini taşralı göçmenlere bıraktı. Zamanla boşalan semtte pek çok bina atölye ve depo haline getirilerek çürümeye terk edildi. Ancak son birkaç yıldır Galata, yine eski kimliğini kazanma savaşı veriyor. Özellikle aydınlar ve sanatçıların özel ilgi gösterdiği semtte pek çok bina restore edildi; yeni kafeler, restoranlar, galeriler ve dükkanlarla canlı bir merkez haline geldi.
Yüzyıllar boyunca Venediklilerden Endülüslere, Süryanilerden, Mevlevilere kadar her dinden ve milletten insanlara ev sahipliği yapan Galata'da bugün de durum farklı değil. Yine eşine az rastlanılacak kadar kozmopolit. Sırf bu çok kültürlü yapı bile Galata'yı görmek için bir sebep. Ancak tek sebep değil elbette. Galata'da görülecek çok yer var. Başta Galata Kulesi elbette. 507 yılından beri dimdik ayakta duran, uzaktan maşuku Kız Kulesi'ni gözleyen bir aşık Galata Kulesi. Kâh hapishane, kâh rasathane, kâh yangın kulesi olarak hizmet veren kule, en güzel İstanbul manzaralarından birine sahip.
Galata'da, kulesi kadar ünlü olmayan ama onun kadar güzel başka pek çok yer var. Mesela Aya Andrea, Aya İlya, gibi Çatı Kiliseleri ya da Banker Avram Kamondo'nun evine rahat gidebilmek için yaptırdığı ünlü "Kamondo Merdivenleri", Orhan Veli'nin Yüksek Kaldırımı ya da İstanbul'un ilk Mevlevihanesi olan Galata Mevlevihanesi gibi... Eğer şansınız varsa bir Pazar günü sema eden semazenleri de görebilirsiniz.
Yıllarca, pek çok kültüre, dine, millete ev sahipliği yapmış bir yeri buralara sığdırmak kolay değil. İşte bu yüzden siz yolunuzu Galata'ya düşürün ve önce Galata Kulesi'ne çıkıp İstanbul'a tepeden bir bakın. Sonra Galata'nın dar sokaklarına bırakın kendinizi. Sahaflara, küçük kahvelere, hediyelik eşya satan küçük dükkanlara girip çıkın. Ancak böyle tanıyabilirsiniz Galata'yı.