Gitmeliyim…
Öleceğini anlayan bir kedinin sahibini terketmesi gibi , terketmeliyim bu evi…
Bu ev , bu yatak ,beni şimdiki halimle hatırlamalı…
Benden sonra hayatları zor olmamalı..
Yapacaklarımı daha tez zamanda yapmalıyım.Ördeklerime hemen şimdi anlatmalıyım,iyiyi kötüyü,doğruyu yanlışı…
Yokluğumda zorlanmamalı,içine kapanmamalı , çalışmalı,hedefine ulaşmalı, güçlü olmalı…….
Doğum gibi değil mi ölüm?..
Herkesin bu hayatta kalış süresi olmalı, adilsizce…Benim ki bu kadarmış,kural bu.Gitmeliyim …..
Gideceğime üzülmüyorum aslında.Benden sonra hayatları zor olur mu diye düşünüyorum,yalnız kalırlar mı,benim yokluğum onları sarsar mı?
Eşyaları daha bir düzenli yerleştirmeliyim,fazlalıkları atmalıyım.
Her odaya ,kapı arkalarına notlar yazmalıyım:
Terli giysiler gardroba konulmayacak,güneşte iç perdeler çekilecek,uluorta yerde saç taranmayacak,dökülen saç telleri banyoda toplanacak,çamaşır suyu ile tuvaletler temizlenecek…Bunların hepsini ilgili yerlere iliştirmeliyim.
Hayat kolay olmalı benden sonra bu evde, en çokta mutlu olmalılar babasıyla…
Kalbimdekine teşekkür etmeliyim,beni bu kadar sevdiği için, tüm gücünle bizi bugünlere taşıdığı için,hatalarımla beni kabullendiği için…
Ona hemen bu dar sürede “seni seviyorum”u sık sık demeliyim.
Kızgınlıklarımı söylemeli miyim acaba, yoksa bende mi kalsınlar?..
Ha şimdi , ha sonra …Nasılsa herkes aynı yere birgün gelecek..Uzak bir şehirde toplanma gibi.
Dostlarıma da küçük “hoşçakal” mesajları bırakmalıyım.”Ben orada olacağım , dert etmeyin , nasıl olsa görüşeceğiz” demeliyim.
Peki …Ben özler miyim acaba onları?.
Gitmeye bu kadar yakınken ,döndüğüm için mutluyum.Yapmanız ve söylemeniz gerekenleri şimdi yapın ve söyleyin, sanki yarınınız yokmuş gibi. Şimdi biliyorum ki henüz gitmiyorum daha zamanım var İYİKİ VARSIN HEP OL
Öleceğini anlayan bir kedinin sahibini terketmesi gibi , terketmeliyim bu evi…
Bu ev , bu yatak ,beni şimdiki halimle hatırlamalı…
Benden sonra hayatları zor olmamalı..
Yapacaklarımı daha tez zamanda yapmalıyım.Ördeklerime hemen şimdi anlatmalıyım,iyiyi kötüyü,doğruyu yanlışı…
Yokluğumda zorlanmamalı,içine kapanmamalı , çalışmalı,hedefine ulaşmalı, güçlü olmalı…….
Doğum gibi değil mi ölüm?..
Herkesin bu hayatta kalış süresi olmalı, adilsizce…Benim ki bu kadarmış,kural bu.Gitmeliyim …..
Gideceğime üzülmüyorum aslında.Benden sonra hayatları zor olur mu diye düşünüyorum,yalnız kalırlar mı,benim yokluğum onları sarsar mı?
Eşyaları daha bir düzenli yerleştirmeliyim,fazlalıkları atmalıyım.
Her odaya ,kapı arkalarına notlar yazmalıyım:
Terli giysiler gardroba konulmayacak,güneşte iç perdeler çekilecek,uluorta yerde saç taranmayacak,dökülen saç telleri banyoda toplanacak,çamaşır suyu ile tuvaletler temizlenecek…Bunların hepsini ilgili yerlere iliştirmeliyim.
Hayat kolay olmalı benden sonra bu evde, en çokta mutlu olmalılar babasıyla…
Kalbimdekine teşekkür etmeliyim,beni bu kadar sevdiği için, tüm gücünle bizi bugünlere taşıdığı için,hatalarımla beni kabullendiği için…
Ona hemen bu dar sürede “seni seviyorum”u sık sık demeliyim.
Kızgınlıklarımı söylemeli miyim acaba, yoksa bende mi kalsınlar?..
Ha şimdi , ha sonra …Nasılsa herkes aynı yere birgün gelecek..Uzak bir şehirde toplanma gibi.
Dostlarıma da küçük “hoşçakal” mesajları bırakmalıyım.”Ben orada olacağım , dert etmeyin , nasıl olsa görüşeceğiz” demeliyim.
Peki …Ben özler miyim acaba onları?.
Gitmeye bu kadar yakınken ,döndüğüm için mutluyum.Yapmanız ve söylemeniz gerekenleri şimdi yapın ve söyleyin, sanki yarınınız yokmuş gibi. Şimdi biliyorum ki henüz gitmiyorum daha zamanım var İYİKİ VARSIN HEP OL