DÜZCELİ MEHMET
Kendini Arayan Adam
Çocuk gazetelerde sık sık manşet yapılan haberlerin tesiri ile, öğretmeninden "bermuda üçgeni" hakkında bilgi istemişti. Yazılardan öğrendiğine göre, kendisine yaklaşan uçak ve gemileri bir karadelik gibi yutuyor ve izi dahi kalmayacak şekilde yok ediyordu.
Öğretmen, diğer çocukların da bu konuya ilgi duyduklarını anlamıştı. Tahtaya bir üçgen çizip bildiklerini tane tane anlattıktan sonra:
--Konunun farklı bir yönü daha var, dedi. Bu şeytan üçgeni tarafından yutulma ihtimalimiz kaçta kaçtır?
Öğrencilerden bazıları, o bölgeye seyehat etme ihtimallerinin binde bir olduğunu, bu küçük ihtimal gerçekleşse bile, şeytan üçgenine girme tehlikesinin ancak uçak veya gemilerin arıza yapmasıyla mümkün olabileceğini ileri sürerek milyonda bir ihtimallerden bahsediyor, bazıları ise gemi batsa bile kurtulabileceklerini belirterek ihtimalleri milyarda bire çıkartıyordu.
Öğretmen, tartışmaları yarıda keserek:
-- Bu ihtimallerin sizlerden ne kadar uzak olduğunu herhalde anladınız, dedi. Böylelikle bu tür konulara kafa yormanın saçmalığı da ortaya çıkmıyor mu?
Öğrenciler biraz düşündükten sonra:
-- Evet, diye tasdik ettiler. Bu konuya, uzak ta olsa ileride karşılaşabileceğimiz tehlikelere düşmemek için ilgi duymuş olmalıyız.
Öğretmen, tahtadaki üçgenin yanına, bu sefer büyükçe bir dörtgen çizerken:
--Endişe duymak hepimizin yaratılışında vardır, dedi. Ama şeytan üçgeni için duyduğumuz endişeyi bu dörtgene karşı da duymamız gerekmez mi?
Öğrencilerin hepsi, sözleşmiş gibi atıldılar:
--Ne dörtgeni bu öğretmenim?
Öğretmen şefkat dolu bir sesle:
--Bu gördüğünüz "kabir dörtgeni"dir çocuklar, cevabını verdi. Bir gün sınırları içine mutlaka gireceğimiz ve hazırlıklı girdiğimiz takdirde, o yolla cennete ulaşacağımız kabir dörtgeni...
Öğretmen, diğer çocukların da bu konuya ilgi duyduklarını anlamıştı. Tahtaya bir üçgen çizip bildiklerini tane tane anlattıktan sonra:
--Konunun farklı bir yönü daha var, dedi. Bu şeytan üçgeni tarafından yutulma ihtimalimiz kaçta kaçtır?
Öğrencilerden bazıları, o bölgeye seyehat etme ihtimallerinin binde bir olduğunu, bu küçük ihtimal gerçekleşse bile, şeytan üçgenine girme tehlikesinin ancak uçak veya gemilerin arıza yapmasıyla mümkün olabileceğini ileri sürerek milyonda bir ihtimallerden bahsediyor, bazıları ise gemi batsa bile kurtulabileceklerini belirterek ihtimalleri milyarda bire çıkartıyordu.
Öğretmen, tartışmaları yarıda keserek:
-- Bu ihtimallerin sizlerden ne kadar uzak olduğunu herhalde anladınız, dedi. Böylelikle bu tür konulara kafa yormanın saçmalığı da ortaya çıkmıyor mu?
Öğrenciler biraz düşündükten sonra:
-- Evet, diye tasdik ettiler. Bu konuya, uzak ta olsa ileride karşılaşabileceğimiz tehlikelere düşmemek için ilgi duymuş olmalıyız.
Öğretmen, tahtadaki üçgenin yanına, bu sefer büyükçe bir dörtgen çizerken:
--Endişe duymak hepimizin yaratılışında vardır, dedi. Ama şeytan üçgeni için duyduğumuz endişeyi bu dörtgene karşı da duymamız gerekmez mi?
Öğrencilerin hepsi, sözleşmiş gibi atıldılar:
--Ne dörtgeni bu öğretmenim?
Öğretmen şefkat dolu bir sesle:
--Bu gördüğünüz "kabir dörtgeni"dir çocuklar, cevabını verdi. Bir gün sınırları içine mutlaka gireceğimiz ve hazırlıklı girdiğimiz takdirde, o yolla cennete ulaşacağımız kabir dörtgeni...
