piken
New member
- Katılım
- 5 Eki 2005
- Mesajlar
- 2,622
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Yüreğim ağır gelmeye başladı yine..
Hani yağdı ya kar dağlara, hani bulutlandı ya yine gökyüzü; kızardı, serildi, sarardı, serildi ya yine yapraklar ayaklarıma.. İşte! Yine ağır gelmeye başladı yüreğim bana.
Yine çöktü erken ölümlerin sızısı içime, doğmamış çocukların kaygısı, olmamış doğumların sancısı. Yine nemlendi gözlerim, karardı ruhum, daldı gözlerim ufuğa ya!
İşte! Yine ağır gelmeye başladı yüreğim.
Benim hiç bitmeyen gitmelerim, kopmalarım, kaçmalarım başladı muzurca
İçimin en çocuk yerinde. Bilirim; gideceğimden değildir ya. Olsun! Sis çöktü hayatımın ufkuna, bembeyaz oldu ya dağlar, sessizleşti ya sokaklar, dalından düşme vakti geldi ya yine çiceğimin, Hepsinin tek faili; Sonbahar geldi ya yine!
İşte! Yüreğim yine ağır gelmeye başladı bana.
Ayrılıktan kaçılmıyor. Kopma mevsimi geldi yine. Adı bile hüzünlü,Güz!
İnsanı alıp başka yaşamlara atıyor sanki.
Güz! Git! Der gibi sanki! Git!
Takıl düşen sarı yaprakların peşine Git
Başka hayatların özlemlerini başka insanların ellerini atıyor gözünün önüne. Kaç kaçabilirsen Şimdi.
Başka bakışları, başka yaşanmışlıkları gülüşleri öpüşleri, yanışları atıveriyor insanın önüne hoyratça. Kaçarsan adisin, kaçarsan korkaksın sanki.
Ne o sığabilir kabuğuna ne de ben şimdi. Ne yapraklar durabilir dallarında, ne yüreğim sıkışır kalır bu hayatta şimdi.
İnsanı dinden imandan eder derler ya; Hiç çekinmesi utanması yok bu mevsimin aynen öyle işte! İnsanı hayatından, düzeninden , canından eder bu güz mevsimi.
Yine ağır gelmeye başladı yüreğim işte!
Dur durabilirsen bu yürekle şimdi. Hani döküldü ya yine ağaçların yaprakları, kendi ayrılıklarına inat, seni de çekip almak isterler şimdi.
Tevekkeli değil; geldi ya yine sonbahar. Başlar artık yüreğimin sızısı, canımın kalp ağrısı...
alıntı...
Hani yağdı ya kar dağlara, hani bulutlandı ya yine gökyüzü; kızardı, serildi, sarardı, serildi ya yine yapraklar ayaklarıma.. İşte! Yine ağır gelmeye başladı yüreğim bana.
Yine çöktü erken ölümlerin sızısı içime, doğmamış çocukların kaygısı, olmamış doğumların sancısı. Yine nemlendi gözlerim, karardı ruhum, daldı gözlerim ufuğa ya!
İşte! Yine ağır gelmeye başladı yüreğim.
Benim hiç bitmeyen gitmelerim, kopmalarım, kaçmalarım başladı muzurca
İçimin en çocuk yerinde. Bilirim; gideceğimden değildir ya. Olsun! Sis çöktü hayatımın ufkuna, bembeyaz oldu ya dağlar, sessizleşti ya sokaklar, dalından düşme vakti geldi ya yine çiceğimin, Hepsinin tek faili; Sonbahar geldi ya yine!
İşte! Yüreğim yine ağır gelmeye başladı bana.
Ayrılıktan kaçılmıyor. Kopma mevsimi geldi yine. Adı bile hüzünlü,Güz!
İnsanı alıp başka yaşamlara atıyor sanki.
Güz! Git! Der gibi sanki! Git!
Takıl düşen sarı yaprakların peşine Git
Başka hayatların özlemlerini başka insanların ellerini atıyor gözünün önüne. Kaç kaçabilirsen Şimdi.
Başka bakışları, başka yaşanmışlıkları gülüşleri öpüşleri, yanışları atıveriyor insanın önüne hoyratça. Kaçarsan adisin, kaçarsan korkaksın sanki.
Ne o sığabilir kabuğuna ne de ben şimdi. Ne yapraklar durabilir dallarında, ne yüreğim sıkışır kalır bu hayatta şimdi.
İnsanı dinden imandan eder derler ya; Hiç çekinmesi utanması yok bu mevsimin aynen öyle işte! İnsanı hayatından, düzeninden , canından eder bu güz mevsimi.
Yine ağır gelmeye başladı yüreğim işte!
Dur durabilirsen bu yürekle şimdi. Hani döküldü ya yine ağaçların yaprakları, kendi ayrılıklarına inat, seni de çekip almak isterler şimdi.
Tevekkeli değil; geldi ya yine sonbahar. Başlar artık yüreğimin sızısı, canımın kalp ağrısı...
alıntı...