Güneşin sahibi benim

sen@

New member
Katılım
22 Nis 2009
Mesajlar
1,003
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Düşler Diyarı...
Güneşi sahiplendi; bir de herkesten aydınlanma parası istiyor!

İspanya’da bir kadın Güneş’in sahibinin kendisi olduğunu söyleyerek dünya üzerinde yaşayan herkesten aydınlatma ve ısınma parası istedi.

İspanyol El Mundo gazetesinin haberine göre, Galiçya’da yaşayan Angeles Duran adlı 49 yaşındaki uyanık İspanyol kadın, notere giderek Güneş’in kendisine ait olduğunu tescil ettirdi.

Uluslararası anlaşmalara göre hiçbir ülkenin Güneş ya da diğer yıldız ve gezegenler üzerinde mülkiyet hakkı iddia edemeyeceğini çok iyi bildiğini söyleyen açıkgöz kadın, "Ancak anlaşmalar veya yasalar bireylerin bunlar üzerinde hak iddia edemeyeceğini söylemiyor. Yasaları çok iyi biliyorum, aptal değilim. Güneş’in bana ait olduğunu söylüyorum" dedi.

Bayan Duran tarafından notere tescil ettirilen metinde “Dünya’dan yaklaşık 149,600,000 kilometre uzaklıkta, Güneş sisteminin merkezinde bulunan, G2 spektral tipi Güneş adlı yıldız bana aittir" yazıyor.

Bayan Duran şimdi bu iddiasına dayanarak, dünya üzerinde yaşayan herkesten aydınlatma ve ısınma parası talep ederek, bunun için en kısa zamanda gerekli girişimleri başlatacağını kaydetti.

Uyanık girişimci, alacağı paranın yüzde 20’sini İspanyol emeklilik fonuna vereceğini, dünyadaki açlığı sona erdirmek ve bilimsel araştırmalar için yüzde 10’ar fon ayıracağını ve son olarak da kendisine yüzde 10’luk bir pay bırakacağını bildirdi.

'Güneşin sahibi benim' / Teknoloji ve Bilim Haberleri
 
Ay Kimin?:001_rolleyes:

4 bin metrekaresi 30 dolara Ay’da tapulu arazi
Aralarında Hilton ve Marriott gibi ünlü otel zincirleri, Hollywood zenginleri ve eski Amerikan başkanları Jimmy Carter ve Ronald Reagan’ın da bulunduğu müşteriler bugüne değin iki milyonu aşkın arsa satın aldı.
Apollo 11 ekibi 35 yıl önce ilk kez Ay’a indiğinde, Ay’ın sanki Amerikalılara ait olduğu izlenimi verilmişti. Ay’ın mülkiyet tartışması hala sürerken Amerikalı açıkgöz bir işadamı Ay’ı parselleyerek satıyor.
21 Temmuz 1969 günü Ay’a atılan ilk adımdan sonra Amerikan bayrağını Ay’ın tozlu zeminine diken astronotların yüzündeki gururlu ifade sanki Amerika’nın sahipliğini açıklıyordu. Oysa Nasa böyle bir izlenimin yaratılmaması için ne yapılması gerektiğini çok öncesinden kararlaştırmıştı.
Hatta ‘İlk Ay İnişi Sembolik Etkinlikler Komitesi’ de astronotların sadece Birleşmiş Milletler bayrağını ya da dünyadaki tüm devletlere ait minyatür bayrakları dikmeleri gerektiği konusunda uyarmıştı.
Misyon bu şekilde bir yandan Amerikan zaferi olarak sunulurken diğer yandan da devletler hukukunu çiğnememiş olacaktı. Yoksa astronotların Avrupalı kaşiflerin bir zamanlar Yeni Dünya’yı fethettikleri gibi sahiplenmeleri uzay sözleşmesini ters düşebilirdi.
Ay’a inişten iki yıl kadar önce Sovyetler Birliği, ABD ve diğer 96 devlet tarafından onaylanarak yürürlüğe giren uzay sözleşmesine göre astronotlar ‘İnsanlığın elçileridir’ ve her devletin tüm gökcisimlerine ‘sınırsız ulaşım hakkı’ vardır.
Araştırmalar serbest, ‘askeri tatbikatlar’ yasaktır. Ve hiçbir devletin, uyduları, asteroitleri veya gezegenleri sahiplenme hakkı yoktur.
Ay sözleşmesi
1979 yılından bu yana ise Ay sözleşmesiyle, Dünyamızın uydusundaki girişimler için özel yasalar getirildi. Sözleşmeye göre Ay üzerindeki en ufak bir kırıntı dahi hiçbir organizasyonun, kuruluşun ya da herhangi bir kişinin malı olamaz.
Bu yasadaki tek sorun ise şu: Bu kontratın altında bugüne kadar örneğin Pakistan, Fas veya Meksika gibi sadece on ülkenin imzası bulunurken uzay Aralarında Hilton ve Marriott gibi ünlü otel zincirleri, Hollywood zenginleri ve eski Amerikan başkanları Jimmy Carter ve Ronald Reagan’ın da bulunduğu müşteriler bugüne değin iki milyonu aşkın arsa satın aldı.
Apollo 11 ekibi 35 yıl önce ilk kez Ay’a indiğinde, Ay’ın sanki Amerikalılara ait olduğu izlenimi verilmişti. Ay’ın mülkiyet tartışması hala sürerken Amerikalı açıkgöz bir işadamı Ay’ı parselleyerek satıyor.
21 Temmuz 1969 günü Ay’a atılan ilk adımdan sonra Amerikan bayrağını Ay’ın tozlu zeminine diken astronotların yüzündeki gururlu ifade sanki Amerika’nın sahipliğini açıklıyordu. Oysa Nasa böyle bir izlenimin yaratılmaması için ne yapılması gerektiğini çok öncesinden kararlaştırmıştı.
Hatta ‘İlk Ay İnişi Sembolik Etkinlikler Komitesi’ de astronotların sadece Birleşmiş Milletler bayrağını ya da dünyadaki tüm devletlere ait minyatür bayrakları dikmeleri gerektiği konusunda uyarmıştı.
Misyon bu şekilde bir yandan Amerikan zaferi olarak sunulurken diğer yandan da devletler hukukunu çiğnememiş olacaktı. Yoksa astronotların Avrupalı kaşiflerin bir zamanlar Yeni Dünya’yı fethettikleri gibi sahiplenmeleri uzay sözleşmesini ters düşebilirdi.
Ay’a inişten iki yıl kadar önce Sovyetler Birliği, ABD ve diğer 96 devlet tarafından onaylanarak yürürlüğe giren uzay sözleşmesine göre astronotlar ‘İnsanlığın elçileridir’ ve her devletin tüm gökcisimlerine ‘sınırsız ulaşım hakkı’ vardır.
Araştırmalar serbest, ‘askeri tatbikatlar’ yasaktır. Ve hiçbir devletin, uyduları, asteroitleri veya gezegenleri sahiplenme hakkı yoktur.
Uyanık işadamı
Ne var ki Ay sözleşmesi imza için UNO’ya gidene dek Kaliforniyalı işadamı Dennis Hope, yıldızlara ve Ay’a tek başına sahip çıktı. Hope, sahipsiz toprakların ilhakını düzenleyen eski bir Amerikan yasasından yararlanarak, Dünya dışında tüm gezegenleri ve uyduları kendi mülkiyetine geçirdi. Uyanık işadamı uzay sözleşmesinde, gökcisimlerinin özellikle de devletler tarafından sahiplenilemeyeceğine değinildiğini bu yüzden de kişiler için bir yasağın bulunmadığını öne sürdü.
Hope o zamandan bu yana ‘Lunar Embassy’ firmasıyla Ay’ı parsel parsel satmaya devam ediyor. Aralarında Hilton ve Marriott gibi ünlü otel zincirleri, Hollywood zenginleri ve eski Amerikan başkanları Jimmy Carter ve Ronald Reagen’ın da bulunduğu müşteriler bugüne değin iki milyonu aşkın arsa satın aldılar.
Hope, bu arada satışlarını İnternet üzerinden tüm dünyada sürdürüyor. Ay’da yaklaşık 4000 metrekarelik bir arsanın fiyatı tapu dahil 30 dolar!
Hope, 20 Temmuz 2001 tarihinde Las Vegas’da ‘galaksi hükümetinin’ kurulacağını açıklamıştı. Şu sıralar ise Ay devleti üzerinde çalışıyor.
Fakat Ay’da arsa satışı artık özel bir girişim olmaktan çıktı. Hope gibi diğer birçok işadamı da Mare Imbrium ve Tycho krateri kenarında parseller satıp kendi ‘Ay cumhuriyetlerini’ kuruyorlar ya da tüm galaksiyi sahipleniyorlar.
Buna benzer 24 girişimci sayan Hope, bunların hiçbiri önemli bir sorun yaratmaz sonuçta hepsi çok geç kaldılar diyor.
Prusya kralı armağanı
Hope’ın diğer bir rakibi de Ay’ın 15 Temmuz 1756’dan bu yana ailesine ait olduğunu iddia eden Alman emekli Martin Jürgens. Özel hizmetler karşılığında Prusya kralı Büyük Friedrich, Ay’ı atalarına hediye etmiş. Üstelik bunu üzerinde ‘Ay artık onundur’ yazan bir tapuyla da kanıtlıyor ve geleneklere göre ‘mülkün’ en küçük erkek çocuğa miras kaldığını iddia ediyor.
‘Elbette ki bunu ciddiye almıyorum, armağan herhalde sadece bir şakaydı’ diyor Jürgens ama, 1996 yılında Hope’ın etkinliklerini duyunca yine de ona ateşli bir mektup yazarak ‘Amerikan açgözlülüğüyle’ suçlamadan edememiş.
‘Hepsi saçmalık, ne Hope ne de başkaları Ay’a sahip çıkabilir’ diyor hukukçu Pop.
Uzay sözleşmesindeki yasağın kişiler için de geçerli olduğunu diğer hukukçular kabul da ediyorlar: Ay, tüm insanlığın ortak malıdır. Uluslararası Uzay Hukuku Enstitüsü şu sıralar Hope & Co’nun mülkiyet durumunun ne şekilde düzeltilebileceğiyle ilgili öneriler üzerinde araştırıyor.
Yoksa devletler konfederasyonu özel kuruluşların Ay’da yatırımları hakkında bir açıklama yapması gerekiyor. www.geo.de’deki habere göre, bu arada kozmik emlakçi Hope işi iyice genişletti. Müşterileri, arsaları, insanın yeni bir evrimine katkıda bulunmak amacıyla satın almışlardı. Çok daha ilerisini görebilenlere Hope’ın şimdi özel bir fırsat sunuyor: Güneş sisteminin kenarındaki küçük gezegen Plüton’un fiyatı sadece 250 000 dolar !

..:: Ay’da tapulu arazi dunyanın sorunları insicamx ::..
 
Güneşi sahiplendi; bir de herkesten aydınlanma parası istiyor!

İspanya’da bir kadın Güneş’in sahibinin kendisi olduğunu söyleyerek dünya üzerinde yaşayan herkesten aydınlatma ve ısınma parası istedi.

İspanyol El Mundo gazetesinin haberine göre, Galiçya’da yaşayan Angeles Duran adlı 49 yaşındaki uyanık İspanyol kadın, notere giderek Güneş’in kendisine ait olduğunu tescil ettirdi.

Uluslararası anlaşmalara göre hiçbir ülkenin Güneş ya da diğer yıldız ve gezegenler üzerinde mülkiyet hakkı iddia edemeyeceğini çok iyi bildiğini söyleyen açıkgöz kadın, "Ancak anlaşmalar veya yasalar bireylerin bunlar üzerinde hak iddia edemeyeceğini söylemiyor. Yasaları çok iyi biliyorum, aptal değilim. Güneş’in bana ait olduğunu söylüyorum" dedi.

Bayan Duran tarafından notere tescil ettirilen metinde “Dünya’dan yaklaşık 149,600,000 kilometre uzaklıkta, Güneş sisteminin merkezinde bulunan, G2 spektral tipi Güneş adlı yıldız bana aittir" yazıyor.

Bayan Duran şimdi bu iddiasına dayanarak, dünya üzerinde yaşayan herkesten aydınlatma ve ısınma parası talep ederek, bunun için en kısa zamanda gerekli girişimleri başlatacağını kaydetti.

Uyanık girişimci, alacağı paranın yüzde 20’sini İspanyol emeklilik fonuna vereceğini, dünyadaki açlığı sona erdirmek ve bilimsel araştırmalar için yüzde 10’ar fon ayıracağını ve son olarak da kendisine yüzde 10’luk bir pay bırakacağını bildirdi.

'Güneşin sahibi benim' / Teknoloji ve Bilim Haberleri

bu kadına ne içirdilerse 2 doz'da bana verin bende yaşamak istiyorum bunu :closedeyes:
 
Aptal kadın güneş madem senin gücün yetiyosa söndür.
 
dünyadaki açlığı sona erdirmek ve bilimsel araştırmalar için yüzde 10’ar fon ayıracağını

e bu kadın şimdi her yaşayan insandan bu zamana kadarki aydınlanma ve ısıma giderlerini toplarsa zaten hepimiz aç kalırız :durdurun

Allahım bu kadıncağızdan aldığın tahtaları geri ver nolur :melek
 
ßunLara tapuyu kim veriyor hatırlıyorumda ßir arada İsrailliler Ay dan yer satıyorlardı :)
 
Biri şu kadının fişini çeksin bi zahmet.
Süzme gerizekalı.
 
Geri
Üst