64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

Günay, Türkiye'yi karanlığın dibine itiyor!...
Yazar Milli Güç Haber
Cuma, 21 Aralık 2007
Sayın Kültür ve Turizm Bakanı Günay;
Türkiye'yi karanlığın dibine itiyorsunuz. O dipte kimse kimseyi göremez. Sözleriniz, T.C. Devletinin temellerini yerinden oynatır!!!
1- Papa 16. Benediktus 2008 yılını "St. Paul Yılı" ilan etmesi ile dünyada 2008 yılı "St. Paul Yılı" olarak kutlanmaz! Ya sizi kandırıyorlar, ya da siz onlardan yanasınız!!!
2- Tarsus'a milyonlarca turist hacı olmak için gelmez. İsterseniz onu da 2000 yılı için icat edilen "inanç turizmi" kapsamında neyin ne kadar gerçekleştiğini Dışişleri Bakanlığına sorun. Yanıt alamaz iseniz, bütün ayrıntıları ile tek tek anlatırız...
3- Konuya ilişkin en akılcı tanıtım tarafımızca yapılmış ve Demre Noel Baba Ören Yerini %90'nı Rus olmak üzere 400 bin Rus turist ziyaret etmiştir... Bugün adı geçen ören yeri için, Moskova Ortodoks Patrikhanesi Rusya'dan bu kadar turist geliyor, ören yerini 19 yy'da bizim Çar Nikola restore etti, ayin yapalım demiyor!... Ziyaret dini değil kültürel ve turistliktir... Tarsus'u kültürel ve turistlik zemine, Vatikan ile ekümenikliği konusunda siyasi mutabakata varan Fener Rum Kilisesi ile kesinlikle oturtturamazsınız.
4- Ören yeri konumundaki eski mabetler için sarf ettiğiniz, "Böyle mekanların yılda birkaç kez ibadete açılmasını doğal karşılıyorum. Bazı insanlar bunu misyonerliğe kapı aralamak olarak görüyor", sözünüzü yorumlamak gerekirse. Misyonerlik faaliyetleri, Protestan kiliseler tarafından yürütülmektedir. Bu nedenle erken Hıristiyanlık dönemine ait ören yeri konumundaki yerler, 15 yy'da ortaya çıkan Protestanlar değil, başkaca eski kiliseler (Vatikan-Latin Katolik, Fener Rum Kilisesi ve Antakya Kilisesi gibi) tarafından sahiplenilmektedir. T.C. Devleti yasalarına göre ise bu yerlerin sahibi Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi'dir!...
5- Bu alanlarda birkaç kez ayin yapılmasını "doğal" karşılamak ancak sizin "özgür düşünce ve iradeniz" ile olabilir... Fakat, Demokratik rejimimizde söz konusu alanlar ile ilgili T.C. Devleti'nin egemenlik haklarından doğan yasal düzenlemeler vardır. Bunlar, sözünü ettiğiniz "misyonerlik faaliyetlerine kapı" açmanın ötesinde, T.C. Devletinin temellerini yerinden oynatır!!! Söz konusu tehlikeyi algılamada kullandığınız ifade de, "Böyle gören insanların kafasında duvar olduğuna inanıyorum ama demokrasi geliştikçe bu sorunlar" aşılacak sözünüz ise; Türkiye Cumhuriyeti ve onu var eden kazanımlarda oluşan ilklere duyduğunuz ilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Çağdaş T.C. Devletinin kazanımlarını ortaçağ karanlığına götürerek, Fener Rum Kilisesinin tarihte de var olmayan ekümeniklik iddialarına teslim etmek, onun istediklerine aracılar vasıtası ile "evet" diyerek yasal zemin yaratmak; geliştirmek istediğiniz demokrasi anlayışının arkasında ki din devletini açığa çıkartmaktadır. -Günay'da zaten yaptığı açıklamada geliştirmek istediği demokrasi anlayışının, model olarak din devletinde olacağını itiraf etmiştir.-
6- Ayrıca Günay, Demre'deki yasa dışı ayin ile ilgili hakkında yapılan suç duyurusu ile ören yerini kiliseye dönüştürme, bu yolla Fener Rum Kilisesinin ekümenik politikası gereği Anadolu'da metropolit bulundurma gibi bir dizi istekleri karşılamaya, "Bu yeni bir karar değil, ama yeni bir uygulama" demesi ise Türk yasalarına göre ivedilikle açıklaması gereken çok önemli bir husustur. Çünkü, mevcut T.C. Anayasası değişmeden ve anayasanın 6. maddesinde yazılı olan, "...hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanmaz" ifadesi kalkmadan, Cumhurbaşkanı da dahil hiçbir kurum, ben burayı "kilise yaptım, Fener Rum Kilisesi'ni benim muhatabımdır", diyemez... Lozan barış antlaşmasını çiğneyemez... Türk milletini Lozan'a götüren neden, başından sonuna kadar, Yunan megali ideası ve Fener Rum Kilisesinin ihanetidir...
Dolayısı ile Sayın Günay, Hrıstiyanlığa ve ören yerlerinin restorasyonlarına karşı değiliz. Tam tersi bu alanda dünyada bir eşi görülmemiş etkinlikleri 15 yıldır gerçekleştirmekteyiz... Dünyada bir ören yerini bilgisayar ortamında restore eden de ilk kez biz olduk. Bunların hepsini kültürel ve tanıtım değeri olarak görmekteyiz. Gücümüzü ise T.C. Devletinin laiklik temelinde yükselen yasalarından almaktayız. İşte onun için Fener Rum Kilisesinin politikalarını bildiğimiz için karşı durmaktayız. Onlarda aynen sizin gibi bu nedenle bize karşı. Eğer siz de karşı olmasaydınız, başpapaz yerine bizi dinler, onun değil bizim yazışmalarımıza yanıt verirdiniz... Türkiye'yi karanlığın dibine itiyorsunuz. O dipte kimse kimseyi göremez. Özgürlüklerini meşru demokratik haklar ile kazanmış bir Türk milleti, bir daha asla karanlıkta yaşamayı kabul etmez!!!
Özellikle belirtmek istediğimiz diğer bir hususu ise; "Uluslararası Noel Baba Barış Konseyi"nin 17 yıl sonra geldiği noktada, Noel Baba Ören Yerinin faaliyetleri için kendisine tahsis edilmesi gibi bir ihtiyacı yoktur. Asıl ihtiyaç sahibi olan Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletidir... T.C. Devletinin bir bakanı bundan habersiz ise söylenecek bir söz yoktur.