Gülen'in yüreği ağzına geldi

cw_attack

New member

Amerika'da yaşayan Fethullah Gülen geçtiğimiz hafta bir hayli endişelendi. O ana bir muhabir tanıklık etti. İşte o an;



Fethullah Gülen, aylar sonra bir gazeteciyle oturup başbaşa sohbet etti. Gurbeti konuştular, o gazeteci Gülen'in gözüyle vuslatı tattı! Bir an vardıki işte o dakikalar, Gülen'i bir hayli endişelendirdi. İşte o anlar;

Fethullan Gülen, Yenişafak'tan Mehmet Gündem'in sorularını yanıtları. Gündemin köşesinde yer alan bu görüşmenin detayları bir hayli ilginç... İşte Gülen'in vuslatı anlattığı, bamteline dokunanları aktardığı ilginç görüşme;

(...)Tarihi bir olaya tanıklık da oldu bu ziyaretim.

Ak Parti'ye açılan davanın kararının açıklanacağı duyulunca televizyonu açtı. Başkan Haşim Kılıç patlayan flaşlar altında konuşuyor, bizler pür dikkat dinlemeye koyulduk, fakat uzadıkça uzadı, sözün gidişinden manalar çıkarmaya başladık. Gülen'in beklentisi kapatılmayacağı yönündeydi ama henüz o sözü duyamamıştık başkandan. Konuşmanın uzunluğu, izahatlarıyla telaş-tedirginlik-endişe arası yolculuklarımız artıyordu. Heyecan zirvedeydi. Kılıç'ın sözleriyle Gülen'in mimikleri de değişiyordu, simasında kah tebessüm hakim oluyor, kah yerini endişeye bırakıyordu.

Televizyonun kumandası elindeydi, bir ara ekran karardı “heyecandan yanlış düğmeye bastım” dedi.

Nihayet Kılıç'ın “Ak Parti kapatılmamıştır…” cümlesi, tansiyonu yükselen ortamı normalleştirdi.

Gülen'in memnuniyetle karşıladığı karara ilk yorumu “Miracın bereketi” oldu, ardından “Haşim Bey yüreğimizi ağzımıza getirdi” dedi.


Tarihi kararla “rahatlayan Türkiye” okyanus ötesindeki Gülen'i de rahatlattı.

Ahmet Selim Bey'in “düşünen ve düşündüren insan” diye tanımladığı Gülen her durumdan Allah'a giden bir kapı aralıyor. Bu kararı da “güzellikler Allah'tandır” diyerek yorumladı, “kazanan Türkiye oldu” dedi.

Zaten bir gün önceki “ikindi sohbetinde”, “uruc-nüzul” konusunu miraçla irtibatlı olarak işlemiş, sohbeti de şöyle bitirmişti; “Miraç Peygamber Efendimiz Aleyhisselam'a baskıların tahammül fersah olduğu bir zaman diliminde lütfedildi ve ertesi gün Mekke'nin gündemi değişti. Miracın böyle gündem değiştiren bir buudu da vardır. Bakarsınız ülkemizdeki sıkıntılar da 'Miraç'ın bereketiyle çözülür…”

Kim gurbette?
Burası farklı bir dünya, duvarlar ve tavan tek renk; beyaz. Her yere akl-ı selim, ruh-u selim, kalb-i selim hakim. Duvarlar bile bir misyonu taşıyorlar. Her şey kendi lisanıyla “Allah” diyor. İnsan bu ortamı görünce “kim gurbette” diye sormadan edemiyor.

Sorunun ardından cümle kendiliğinden kuruluyor; fikirde ve gönülde kendi dünyasına yabancılaşmış oldukları halde Türkiye'de sadece gövdeleriyle duranlar değil mi öldürücü gurbete mahkum olanlar…

Bence o “vuslat” yaşıyor, bizim gibi olanlar da gurbet, ama farkında değiliz…
Gülen büyük bir fırsattır.
Yine Ahmet Selim Bey yazmıştı; “Hocaefendi hem nimetimiz hem de imtihanımızdır.”

Gülen'e siyasi bir aktör olarak baktığımız müddetçe onu anlamamız mümkün değil.

Hiç şüphesiz Gülen dünyanın “en güçlü” insanlarından birisidir. Fakat bu güç fikir ve gönül birliği yaptığı sevenlerinin çokluğundan değil, onun Allah'la münasebetinden, hesap endişesiyle yaşamasından, ahirete dilbeste oluşundan, müstakim çizgisinden, derin insanlık sevgisinden, maziden geçip istikbale uzanan mefkuresinden, adanmışlığından geliyor.

"Namaza başlayacağım"
Bu kısa ziyaretin ardından kendime acı itiraflarım oldu; İman, namaz, dua, tefekkür, ızdırap, peygambere muhabbet, insana saygı, vatan sevdası hiç de bizim bildiğimiz gibi değilmiş…

Dünya bizi aldatmış ve koca bir ömrü heder etmişiz…

Yeniden iman etmek, namaza yeniden başlamak, insanlığın iftihar tablosu Hz Peygamber'i yeniden okumak, insana yeniden bakmaktan başka çare yok…


Kaynak
 

kursadak

New member
atatürk çok büyük adammış,,
bu insanları ve yaptıklarını gördükçe atatürkü çok daha iyi anlıyorum ve hak veriyorum..
 

HTML

Üst