Gül'ün kökenini bırak "gizli anlaşma"sına bak!

versavdis

New member
Eyyy BOP Eşbaşkanı geldiysen masaya üç kez vur!
Şimdiye kadar herhangi bir ruhun masaya vurduğu görülmemiştir.
Masa mı kabahatlidir, yoksa ruhlar mı gelmemiştir ya da ruh diye bir şey yok mudur, bu tartışmaya girmiyoruz.
BOP EŞBAŞKANLIĞI SİZLERE ÖMÜR
Ancak bir gerçek var: BOP Eşbaşkanlığı sizlere ömür. 15-16 Şubat 2004 gecesinden sonra bizim saptadığımız 31 kez ortalıkta "Ben ABD'nin BOP Eşbaşkanıyım" diye fiyaka yapan kimse, bu şerefli göreviyle 32. kez iftihar edemiyor. BOP Eşbaşkanlığı sıfatı hangi deliğe saklanmıştır bilinemiyor.
Bu, İşçi Partisi'nin başarıları arasında tarihe geçmiştir.
Evet, tek başına İşçi Partisi! 16 Şubat 2004 sabahından beri, "Türkiye Başbakanlığı ile BOP Eşbaşkanlığı birlikte yürütülebilecek görevler değildir" diye bir mücadele yürüttük. BOP Eşbaşkanı, en sonunda yardımcısı Nazım Ekren'i TBMM kürsüsünden yalan söylemeye memur etti. "Hayır o, BOP Eşbaşkanı değil, Medeniyetler Projesi'nin Eşbaşkanıdır" türünden açıklamalarla kıvrandı durdular.
Sonra Kendisi, Anayasa Mahkemesi'ne verdiği dilekçede aynı yalanın altını imzaladı. Artık hiç kimse BOP Eşbaşkanıyım diye boy gösteremiyor.
İHANETİN ÖVÜNCÜ OLMAZ EYLEMİ OLUR
BOP, bizim milletimiz açısından Tükiye'yi parçalama projesidir. Dünyada 'ben vatana ihanetle görevliyim' diyen görülmemiştir. Bu tür büyük utançların övüncü olmaz, ancak eylemi olur.
İşte bugün o eylem bütün hızıyla devam ediyor ve belki de en can alıcı aşamasına gelmiştir. ABD'nin Irak'ın kuzeyinde kurduğu kukla devleti resmileştirmesi, Türkiye'ye tanıtması ve güneydoğu bölgemizin bu kukla devletin bir uzantısı haline getirilmesi işinin başında artık Abdullah Gül bulunuyor. Ermeni soykırımı yalanının Türkiye'ye kabul ettirilmesinde de yine Abdullah Gül'ün başrolde olduğunu herkes görüyor. Bu iki süreç, birbiriyle bağlantılıdır.
BÜYÜK SIRRI AĞZINDAN KAÇIRDI
Abdullah Gül'ün, BOP kapsamında yüklendiği hizmet sözleşmeye bağlanmıştır. 24 Mayıs 2003 günü, Vatan gazetesinin birinci sayfada başlık üstünden verdiği o haber, bugün Türkiye'nin gündemini işgal ediyor.
Abdullah Gül, 2 Nisan 2003 günü buluştuğu ABD Dışişleri Bakanı Powell ile "2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma yaptığını" Vatan gazetesi yazarı Sedat Sertoğlu'na kendi ağzıyla itiraf ediyor. Böylece Gül, belki de dünya tarihinde başka bir devlete gizli hizmet sözleşmesiyle bağlandığını ağzından kaçıran ilk Dışişleri Bakanı'dır. Kendisini önemli gösterme, liyakat arzusu, büyük sırrı koruma dikkatini çiğnemiş geçmiş.
Abdullah gül'ün ABD ile gizli bir hizmet sözleşmesi yapması ne anayasa bırakmıştır ortada, ne de devlet geleneği. Ama daha önemlisi bu gizli sözleşmenin içeriğidir.
BEŞ OLMUŞ
İhanet, her zaman gizlidir. İhanetin açık anlamı görülmemiştir. Vatan ve millete ihanet ise milletten gizlenir.
Abdullah Gül'ün "2 sayfa 9 madde" diye son derece somut bilgiler vererek açığa vurduğu hizmet sözleşmesinin içeriğini Temmuz 2003'ten beri açıklıyoruz. Beş yıl olmuş.
BU NASIL DEVLET BU NASIL MECLİS?
Bu beş yıl içinde Abdullah Gül'e nedir bu 2 sayfa 9 madde diye sormayan bütün devlet organları, yasaması, yürütmesi, yargısı herkes sorumludur.
Bu nasıl devlettir?
Bu nasıl meclistir?
Bu nasıl hükümettir demeyeceğiz, çünkü herhalde "2 sayfa 9 maddelik" sözleşmeyi bilmekte ve uygulamaktadır.
TARİHİN EN BÜYÜK UTANÇLARINDAN
ABD emperyalizmi ile Fas'tan Orta Asya'ya kadar 24 ülkenin sınırlarının ve rejimlerini değiştirmek için hizmet akti yapan bir kişinin Çankaya koltuğuna oturtulması, Türk milletinin tarihindeki en büyük utançlardan biridir.
Biridir diyoruz.
Bu ülke Vahdettinleri gördü. Sevr Anlaşması'na teslim olmuşlardı. Hıyanetin mazereti olmaz ama onlar, "savaşta yenilmiştik" diyorlardı. Bugün yenilgi de yok, Ordu dimdik ayakta.
Peki parçalanma planına bu hizmetin adı nedir?
CUMHURİYETİ YIKAN CUMHURİYETİN TEPESİNDE
Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı yasal değildir. Anayasa Mahkemesi, AKP'nin Cumhuriyeti yıkma eyleminin odağı olduğunu saptarken, Abdullah Gül'ün özel sorumluluğunu vurgulu olarak belirtmiştir. Cumhuriyet yıkıcılığı en yüksek yargı kararıyla hükme bağlanmış bir kimsenin, o Cumhuriyetin tepesinde oturması kadar ağır bir hukuk cinayeti bulunmaz.
Türk Milleti'nin vicdanı Bekir Coşkun, Hürriyet'ten sık sık "O benim Cumhurbaşkanım değil" diyor.
Abdullah Gül, Türk Milleti'nin Cumhurbaşkanı değildir.
Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı saymak, önünde Cumhurbaşkanımdır diye selam durmak, bunların hepsi, her gün yaşanan hukuk facialarıdır.
NA ZAMANA KADAR
Türkiye bir süredir Abdullah Gül'ün annesinin ermeni kökenli olduğu, ailesinin 1915'te Ermeni olayları sırasında Siirt'ten Kayseri'ye geldiğini konuşuyor.
Fethullahçı ve liboş basın bu konuya çok sevindi. Ama Abdullah gül'ün "2 sayfa 9 maddelik" gizli hizmet sözleşmesi üzerine, beş yıldır İşçi Partisi ve Aydınlık dergisi dışında hiçbir parti ve hiçbir yayın organı tek satır söz etmiyor.
Ne zamana kadar?
Bugün BOP Eşbaşkanı kimliği nasıl büyük bir utanç haline gelmişse, hiç kuşkunuz olmasın çok yakın zamanda o "2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma"yı yapan da, başını kaldırıp yurttaşlarının yüzüne bakamayacaktır.
Aydınlık, bu sayısında "2 sayfa 9 maddelik" o "gizli anlaşma"nın içeriğini bir kez daha ilan ediyor.
İşte Vatan gazetesi!
İşte o gazetenin başlık üzerinden verdiği itiraf!
Bütün kanıtlar belgeli!
İşte Abdullah Gül ile o görüşmeyi yapan Sedat Sertoğlu.
Tanıklar da yaşıyor!
Abdullah Gül, bu haberi beş yıl önce okumuş ve kabul etmiş.
Ve işte o gizli sözleşmenin içeriği üzerine beş yıldır yaptığımız açıklamalar.
Daha önemlisi beş yıldır yürütülen uygulama. Beş yıl önce açıkladığımız maddeler bir bir hayata geçirildi.
Gizli Anlaşma'nın her maddesi, her satırı bir ihanetin kanıtıdır! Üstelik uygulanmış. Uygulanıyor.
Abdullah Gül, o 2 sayfanın her satırının hesabını vermek zorundadır.
Abdullah Gül, o 9 maddenin tek tek her maddesinin hesabını vermek durumundadır.
Meclis, diğer partiler, yargı ve diğer devlet organları görevlerini yapmıyor olabilir. Ancak Millet, Abdullah Gül'ün açıklamasını bekliyor.
İşçi Partisi, bu gizli anlaşmanın peşini bırakmayacaktır.

Doğu PERİNÇEK

http://www.aydinlik.com.tr/doguperincek.htm
 

HTML

Üst