'Gül'ü Sevmek

€rd@ls10

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
2 Ocak 2008
Mesajlar
16,867
Reaction score
0
Puanları
0


efendim4pt.jpg


“Gül”ü Sevmek


Erva güller açılınca goncadan dava bahçesinden, en efsunkâr nağmeler süzülür dudaklardan hamd isimli…
Salât ve selam yelpazesiyle serinletince gökleri Muhammedî Güller, alırlar alnından hararetini cihan çölünün
Ezel ve ebed Rabbini Gül’ün rengi ve Gül’ün ulvi lisanıyla hamd ederken biz, gönlümüz şadandır Gül’ün aşkıyla
Ezel ve ebed Rabbinin salât ve selam güneşi Gül etrafında döner durur ezelden ebede…
Ruhumuzun en lirik boğumundan damlayan şiir! Tüm vuslat besteleri sana adandı Gönlümüzün karanlık vahalarına süzülen Nur! Aşka boyanmış güldesteleri sana adandı
Ey Şahgül-ü Rana! Ömre bedel tebessümün bir kez, dağıtır tüm efkâr bulutlarını
Senin aşk güneşinin hüzmeleri erişince ruhumuzun Kâbesine, yekpare devrilir gönlümüzün latları, uzzaları, menatları Her türlü puttan ve pislikten arıdır sana meftun her yürek
Ruy-i Zemin Sen’in kademinin buseleriyle mest olup baştan ayağa aşk ile doldu Bundandır işte Hicaz’ın bozkırları, cennet gülzarı oldu

Gül’ü sevmek, kolay iş değildir gayrı Aşkının değdiği taş ve topraklar canlanıp hayat bulurken, payımıza hazan yaprakları düşer, aşk mevsiminin işve bahçelerinde…
Gül’ün aşkı, şivekâr bir ahu olur; biz peşinden koştururuz da oradan oraya sürükleniriz eli boş ve hovarda… Zira aşk kırbamızı, mecaz çöllerde yitirdik Lâmekân aşkların sahilindeyiz ama dalgakıran hicabı var bizimle aşk deryası arasında
Gül’ü sevmek, yaman iştir gayrı Kendinden geçmemiş aşığa, cemalin göstermez Sevgili Müheyya olmayan adama, aşk mabedinin önünden geçmek yasaktır hele… Nefis itini zincirlere vurmayalı, yaklaştırmaz bizi Gül kokulu mabedlere
Gül’ü sevmek yürek ister Gülleşmek, Gül’e benzemek, Gül gibi kokmak, Gül gibi parlamak demektir Gül’ü sevmek Meydanlar milyonlara istasyon olunca cennet treninin güzergâhında; dünya, baştanbaşa mabed olur Gül’ ün aşkına

Gülce bir yolculuktur hayat serüveni Bin yıllardır sürer gider bu yolculuk Gül’den yana, Gül’e doğru Âdem (as)’den son adama kadar söylenip giden ilahi bir musikidir Gül Bu kaside-i Kübra, bindörtyüz yıldır en yiğit gazelhanlarca bala ezgiler eşliğinde çağlara okunup insanlığın a’la kubbelerinde yankılanmaktadır ki kıyamete kadar devam eden çağın adı da Gül’ çağıdır
Hürlerin aşkı Gül’edir Köleler zakkum sever Kâinat Gül’e vurgundur ama hainler, korkar Gül’ sesinden Temaşa eyle âlemi bak, Gül’den başka seviş bulunur mu?
Galaksiler, Şehbal gülistan mıdır bilmem; ama yıldızlar, Gül kokuludur, hissediyorum Güneş, her sabah Gül renginde yaprak açar Gül âşıkları üzerine
Tüm varlık vecd ile boyun eğerken Gül’ ün rabbine, Gül endamlı tesbihat ile dolar ferşten arşa kadar her yer Ve bu her yerin içindeki her şey Gül’e âşıktır; her biri başka karasevdadır Gül’e
Sahralar, bağırlarındaki kumlar adedince sever Gül’ü… Deniz, damla damla Gül’e âşıktır öyle… Sahil, sinesini Gül’e açar; hava, zerre zerre sever Gül’ü… Ateş, kıyamaz Gül’e aşkından yanar, kül olur, biter…
İşte ölesiye, işte biteviye sevmektir Gül’ün aşkı…
Dağ gülzar olur; ovalar gülistandır Denizler dalga dalga Gül’e koşan candır Mehtap Gül desenlidir Işıltısı Gül’dür gündüzler doğuran her afitabın
Güneş, ay, yer, gök, dağ, taş, dere, tepe ne var ne yok her şey ‘Gül’ severdir, her şey Gül’e hayrandır
Ama Reyyan Gül’ün solgun ümmeti, aşk kapısında harap ve bitaptır
Gül’ün bülbülleri, kaypak, heveskâr sevdalardan bizar, yetimce ağlayıştadır şimdi…
Aşk, sızım sızım sızılar öksüz serzenişlerde… Ümmet ise bekleyiştedir
Ey kâinatın Gül’ü! Cana! Sana kurbandır bu can; hem bin kere, milyon kere… Sana layık aşk ufkuna kanatlandır bizi Cana! O Dilruba terennümün sarsın çehre-i ervahımızı her dem!
Heybelerini sevda azığı ile dolduranlar, ne menziller aştılar ki vah, biz kalakaldık
Ey Yâr-ı Yâr! Seni aşkına mazhar kılan Rahman iken; biz, Sen’in hâk-ı payına milyon kere feda olsak az olmaz mı?
Senin kutlu yoluna, mübarek sünnetine sırt çevirenler ne yüzle aşkından dem vurur Ey merhametin fezası! Hele ki huzur-i ilahi de Sen’den şefaat dilemek… Hangi cüretle
Ey rahmetin kendisi, Gülyâr! Ey Aşkın Otağı! Senin aşkın o kadar büyüktür ki cürümlerle dolu kalbimizin karanlığı kâinat kadar geniş olsa; Senin aşk güneşinden bir kıvılcım aydınlatır her yanını
Bu nedenle biz de Mevlana Cami (ks) gibi, Onun avazıyla niyazdarız:
Ya Resulallah, nasıl olur ki Ashab-ı Kehfin köpeği
Senin Ashabınla beraber cennete girsin?
O cennette olsun ben ise cehennemde; reva mıdır bu?
O, Kehf Ashabının köpeği, ben ise senin Ashabının köpeği…
Gönlünüz, gözünüz Gül’e kansın İlahi aşk sizinle olsun




KAYNAK
 
Geri
Üst