HeLLSPoRT
нα¢кнєℓℓ ѕρσя ѕσяυмℓυѕυ
FutboL YıLdızLarını Yakından TanıyaLım [GünceLLenecek]
Tam isim : Ronaldo de Assis Moreira
Doğum tarihi : 21 Mart 1980
Doğum yeri : Porto Alegre, Brezilya
Boy : 1,81 m.
Lakapları : Ronaldinho,Ronaldinho Gaúcho,Ronnie,El Maestro
Asıl adı Ronaldo de Assis Moreira'dur, fakat daha çok Ronaldinho veya Ronaldinho Gaûcho olarak bilinir. Ronaldinho, Portekizce "Küçük Ronaldo" anlamına gelir. Bu lakabın sebebi ise Ronaldinho'nun küçük yaşlarda (o sırada Inter'de oynayan) Ronaldo'ya duyduğu hayranlıktır. Gaûcho ise Rio Grande do Sul bölgesinde bazı futbolculara takılan "mutlu" anlamında bir lakaptır. Ronaldinho hala devam eden güleryüzlülüğü ve neşesiyle bu lakabı en çok hak eden futbolculardan biridir.
Hayatı
21 Mart 1980 tarihinde Brezilya'nın Porto Alegre şehrinde doğdu. Fakir bir ailenin üç çocuğundan en küçüğüdür. Baba Joao Da Silva Moreira bir havuz kazasıyla öldüğünde Ronaldinho 8 yaşındaydı. Aile geçimini Ronaldinho'nun ağabeyi Assis'in futboldan kazandıklarıyla sağlamaktaydı. Ülkenin yarısından fazlasının fakirlik çektiği Brezilya'da hemen hemen her çocuğun kurtuluş yolu olarak görülen futbol Ronaldinho için de bir hedefti. İlk idolü ve hocası da Assis oldu.
Kulüp Kariyeri
Grêmio Yılları
İlk futbol deneyimini plaj futbolunda yaşayan Ronaldinho, ağabeyinin yönlendirmesiyle Gremio futbol kampında ilk ciddi çalışmalarını yapmaya başladı. Bu çalışmalar sırasında dikkat çekti ve 1997 yılında Mısır'da yapılan 17 yaş-altı Dünya Kupası için Brezilya takımına çağrıldı. Kupanın hem gol kralı hem de en değerli oyuncusu seçildi. Bu performans Gremio Kulübü'nden gelen ilk profesyonel sözleşme teklifine sebep oldu. 1998 yılında Gremio kulubüyle yaptığı anlaşma, aile bütçesine büyük olmasa da ilk gerçek katkısı anlamına geliyordu.
İlk sezonunda sadece 4 maçta yer aldı ve gol atamadı. Fakat ikinci sezon 17 maç oynayıp 5 gol attı, yeteneklerini yavaş yavaş ortaya koymaya başladı. Üçüncü ve son senesinde attığı 8 golden çok oynadığı futbol dikkat çekti.
PSG Yılları
Ronaldinho 2000-2001 sezonu boyunca birçok Avrupa kulübünün ve menejerin dikkatini çekti. Gremio kendisine gelen her astronomik teklifi geri çevirdi. Tekliflerin 75 Milyon Euro'ya kadar çıktığı iddia ediliyordu. Bu futbola kayıtsız kalamayan Luis Fernandez, Ronaldinho'yuParis Saint Germain'e getirmek için ısrarlı davrandı. Ronaldinho'nun menajerliğini yapan Assis sonunda PSG'ye evet dedi ve 2001 yılında 5 yıllık bir anlaşmaya imza attı. İki takım arasında bonservis bedeli konusunda çıkan anlaşmazlık sonucu olay hukuki alana taşındı ve Ronaldinho 6 ay futboldan uzak kaldı. Sonunda 4,5 milyon dolarlık bonservis bedeli tespit edildi ve Ronaldinho tekrar futbola döndü.
PSG'deki ilk yılı pek de parlak geçmedi. Özellikle Paris gecelerine düşkünlüğü yüzünden zamanın teknik direktörü Luis Fernandez ile araları açıldı ve bir daha da yıldızları barışmadı. İlk yılında 28 maç oynadı ve 9 gol attı. Fakat 2002 yılında biraz da olda adaptasyon sorununu atlatmış göründü. Oysa PSG'deki sıkıntısı sürüyordu, daha büyük bir takıma gitmek istediğini açık açık söyledi. Fakat sözleşmesi yüzünden zorunlu olarak takımında kaldı. 2003 yılında, PSG Avrupa Kupaları'na katılma hakkı kazanamayınca sözleşmesindeki madde uyarınca Ronaldinho'yu satış listesine koymak zorunda kaldı.
Barcelona Yılları
Beckham'ı FC Barcelona'ya getireceği vaadiyle başkan olan Joan Laporta, bu transfer denemesinde başarısız olmuş, üstelik Beckham ezeli rakip Real Madrid'e kaptırılmıştı. Daha önce de Figo'yu ezeli rakibine kaptıran Katalanlar bu fiyaskoyu da kaldıramazdı. Bu gerçeği iyi bilen Laporta kendisini kurtarabilecek tek transferin Ronaldinho transferi olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden PSG ile Manchester United arasında süren pazarlıkları fırsat bilerek 19 Temmuz 2003 tarihinde, 27 Milyon Euro bonservis bedeliyle transferi bitirdi.
FC Barcelona'daki ilk maçına 27 Temmuz 2003 tarihinde çıktı. İlk maçından itibaren, PSG günlerinin tersine çok istekli, çok mücadeleci ve çok başarılı bir futbol ortaya koydu, her geçen gün de futbolunu geliştirdi. İlk senesinde Barcelona La Liga'yı ikinci bitirdi. Ronaldinho 32 maçta 15 gol atmıştı. Çok istediği İspanya lig şampiyonluğunu ise ikinci senesi olan 2004-2005 sezonunda ulaşabildi. Bu sırada en büyük hedefinin Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak olduğunu söyleyen Ronaldinho, bu amacına da 2005-2006 sezonunun sonunda ulaşabilmiş ve dünyanın hayranlıkla izlediği bir futbolcu olmuştur.
Milli Takım Kariyeri
1999 yılında Wanderley Luxemburgo tarafından Amerika Kupası için milli takıma çağrılan Ronaldinho ilk milli maçını da 26 Haziran 1999 tarihinde bu turnuvada Letonya'ya karşı oynadı. Milli forma altında attığı ilk gol ise yine aynı tunuvada Venezuella'ya attığı goldü.
2001-2002 yılında futboldan uzak kaldığı 6 ay yüzünden 2002 Dünya Kupası için Brezilya Milli Takım'ına alınmayacağı düşünülüyordu. Fakat dönemin teknik direktörü Felipe Scolari beklentileri boşa çıkardı. Ronaldinho oynadığı futbol ve attığı iki gol ile Scolari'nin seçiminin ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Özellikle 30-35 metreden İngiltere'ye attığı gol jeneriklikti. Zaten Dünya Kupasını da kazanan Brezilya oldu.
Brezilya 2005 yılında Almanya'da düzenlenen Konfederasyon Kupası'nda şampiyon oldu. Ronaldinho bu kupada 3 gol attı. Birini grup maçlarında 2-2 biten Japonya maçında (dk.32), birini yarı finalde 3-2 Brezilya galibiyetiyle biten Almanya maçında (dk.43) ve birini de finalde 4-1 biten Arjantin maçında (dk.47) attı. Ayrıca final maçında maçın adamı seçildi.
2006 Dünya Kupası, Ronaldinho için iyi geçmemiştir. Turnuvanın en büyük yıldızı olacağı gözüyle bakılan Ronaldinho, turnuvayı kazanmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan takımıyla birlikte hayal kırıklığı yaratan bir futbol oynamış ve çeyrek finalde Fransa Milli Takımı'na yenilmekten kurtulamamıştır. Oynadığı 4 maçta gol atma başarısı da gösteremeyen Ronaldinho, (takımı gibi) aşırı favori gösterilmesinin yarattığı baskıyı kaldıramamış, oyun konsantrasyonunu ve hücum gücünü sahaya yansıtamamıştır.Bu olaylardan sonra sinirlenen Brezilya taraftarları tarafından Brezilya'da bulunan heykeli yıkılmıştır.
Öz Nitelikleri
Dünyada yükselen pres, fizik-kondisyon ve oyun bozmaya dayalı, savunma ağırlıklı futbol anlayışına karşı sürat, teknik, yaratıcılık ve oyun kurmaya dayalı estetik futbol anlayışının en büyük temsilcisi olan Ronaldinho'nun en büyük futbol yeteneği hiç kuşkusuz topa olan hakimiyeti. Kısa vuruşlarla top sürme, kısa alanda çalım, bacak arası gibi bilinen her türlü adam adama hücum varyasyonlarında üstün bir yeteneğe sahip olmasının yanında kendine has yan çalımlarında top, ayağına yapışıkmış görüntüsü verir. Bu top hakimiyeti, sürati ve vücut çalımı ile birleşince neredeyse tutulmaz bir oyuncudur. 2 Aralık 2004 tarihinde Şampiyonlar Ligi grup maçlarının dördüncüsünde, AC Milan'a karşı maçın sonlarına doğru, bütün bir takıma vücut çalımı atarak kaydettiği gol yeteneklerinin özeti gibidir. Sürati dolayısıyla açık alanda da çok tehlikelidir, ayrıca çok teknik bir oyuncudur.
Ağırlıklı olarak sağ ayağını kullanır. Doğal bir serbest vuruşçu değildir ama maç esnasında ya da serbest vuruşlarda mesafe tanımaksızın kaleyi bulabilir. Gol atmak konusunda sıkıntısı olmasa da asıl işlevi gol attırmaktır. Verdiği uzun mesafeli pasların isabeti, derinlemesine gönderdiği asistlerin zamanlaması çok başarılıdır. Hem süratli hem de çabuk olma vasfına sahip ender oyunculardandır. Bu yüzden açık alanda da dar alanda da çok tehlikelidir.
Her ne kadar oyun kurucu vasıfları olsa da Ronaldinho klasik anlamda bir oyun kurucu değildir. Daha çok hücum hattı ile orta sahanın arasında serbest adam veya ileriye dönük orta saha oyuncusu olarak sol iç koridorda oynar. Oyun kurgusunu değiştirme, gerekirse oyunu yavaşlatma gibi kabiliyetleri olması gereken oyun kurucu gibi takım sisteminin gerçek ağırlık merkezi değildir. Fakat sahip olduğu hücum gücü, ağırlık merkezinin ona kaymasını sağlar.
Maradona, Pele gibi gösteri özellikli kaliteli futbolcuların günümüz temsilcisidir. Çalım yeteneğini geliştiren ve yeni çalım stilleri bulan/uygulayan bir futbolcu olarak -yaşı da dikkate alınırsa- futbol tarihine geçeceği kesin gibidir. Fakat kendine has bu hareketleri yalnızca gösteri amacıyla yaptığı söylenemez. Bazı durumlarda, verdiği spektaküler paslar, gelen topu saliselik bir hareketle hiç beklenmeyen bir şekilde ve yere göndermesini sağlar. Bu da rakip defansın düşmesine neden olup pası alan kişiye zaman ve alan kazandırır.
Ayrıca diğer teknik futbolculardan farklı olarak savaşçı ve mücadeleci yapısı farklılığını belirginleştirmektedir.
Başarıları
Kulüp
2005-2006 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu
2005-2006 İspanya Lig Şampiyonluğu
2005 İspanya Süper Kupası
2004-2005 İspanya Lig Şampiyonluğu
2005 Konfederasyon Kupası
2002 Dünya Kupası Şampiyonluğu
1999 Amerika Kupası Şampiyonluğu
1997 17 yaş-altı Dünya Şampiyonluğu
Bireysel
2005 Altın Top
2005 France Football Avrupa'da Yılın Futbolcusu Ödülü
2005 FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü
2004 FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü
1997 17 yaş-altı Dünya Şampiyonası Gol Krallığı
2006 İspanya Süper Kupası
_______________________________________________________________
İsim : Zinedine Zidane
Doğum tarihi : 23 Haziran 1972
Doğum yeri : Marsilya, Fransa
Boy : 1,85 m
Lakap : Zizou
Zinedine Zidane, gerçek adı Yezid Zeynüddin bin İsmail Zidane olan, Cezayir asıllı Fransız futbolcu. 1972 yılında Marsilya'da doğdu. Futbol hayatına Cannes kulübünde başlayan Zidane ordan Bordeaux'ya transfer oldu. Bordeaux'da başarılı futboluyla dikkat çeken Zizou 1996 yılında 3 Milyon £ karşılığında Juventus'a transfer oldu.
Juventus'taki başarılı futbolunu milli takıma da yansıtan Zidane Fransa'nın FIFA Dünya Kupası'nı kazanmasında büyük pay sahibiydi. Finalde attığı 2 kafa golü kupaya Fransa'ya getirdi. O yıl FIFA tarafından Dünya'nın En İyi Futbolcusu Ödülüne layık görülen Zidane 2000 yılında ülkesinin Avrupa Şampiyonluğu'na uzanmasında gene büyük rol oynadı. Bu başarılarından dolayı 2. kez Dünya'nın En İyi Futbolcusu seçildi. 2001 yılında Juventus'tan 81 milyon $ karşılığında Real Madrid'e transfer oldu. İlk gittiği sezonda takımı Real Madrid ile Şampiyonlar Ligi kupasını kazandı. Finalde Bayer Leverkusen'e attığı güzel gol UEFA'nın sitesinde jenerik oldu. 2002/2003 senesinde Real Madrid'le İspanya Ligi Şampiyonluğu yaşayan Zizou, aynı yıl FIFA tarafından 3.kez Dünya'da Yılın Futbolcusu unvanını kazandı. Fransa Milli Futbol Takımı'nın 2004 Avrupa Şampiyonası'ndaki kötü sonuçları ardından milli takıma veda etti. Ama, Fransa'nın kendisine ihtiyacı olduğunu anlayınca geri döndü. Zidane Real Madrid'le 7 Mayıs'ta Villareal karşısında son kez sahaya çıktı. Kulüp takımları kariyerine son verdiğini, profesyonel futbol yaşantısına da 2006 FIFA Dünya Kupası sonrasında noktayı koyacağını açıkladı.
2006 FIFA Dünya Kupası`nda da otoritelere göre yükselen bir grafik çizip başarılı olan Zidane, final maçında Marco Materazzi`ye kafa atarak kırmızı kartla oyundan atıldı ve dünya kupasından önce aldığı karar gereği kariyerine son noktayı koydu.
Kazandığı Başarılar
FIFA Dünya Kupası
Şampiyonluk: 1998
Katıldıkları: 1998, 2002, 2006
Avrupa Futbol Şampiyonası
Şampiyonluk: 2000
Katıldıkları: 1996, 2000, 2004
Juventus ile:
UEFA Süper Kupa: 1996
Kıtalararası Kupa: 1996
Serie A Şampiyonluğu: 1996/1997, 1997/1998
İtalya Süper Kupası: 1997
Real Madrid ile:
UEFA Şampiyonlar Ligi: 2001/2002
Kıtalararası Kupa: 2002
La Liga Şampiyonluğu: 2002/2003
UEFA Süper Kupa: 2002
İspanya Süper Kupası: 2001, 2003
Kişisel Başarılar:
FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu Ödülü: 1998, 2000, 2003
Avrupa'da Yılın Futbolcusu (Ballon d'Or): 1998
Altın Top: 2006
__________________________________________________________________
İsim : Thierry Daniel Henry
Doğum tarihi : 17 Ağustos 1977
Doğum Yeri : Les Ulis, Fransa
Boy :1,88 cm
Thierry Daniel Henry,forvet olarak Premier League takımı Arsenal'de kulüp tarihinin ve milli takımın en golcü futbolcusu olarak oynayan bir futbolcudur.
Günümüzde futbolun en dinamik futbolcularından biri olarak görülen Henry, modern futbolun ihtiyaçlarını karşılayan bir oyuncudur. Bir forvet olmasına rağmen zaman zaman oyun kurucu özelliğini de gözler önüne seren Henry, birçok forvetin aksine bencil bir oyun anlayışına sahip değildir. Geleneksel forvetlerin dışında bir görüntüsü olan Henry hava topları da dahil olmak üzere her alanda mücadele ediyor. Orta sahadan top almayı seven, defansına yardıma giden, ince bilek haraketleriyle çalım atan, serbest vuruşlarda topun başına geçen, kornerlerde kafa golü kovalayan Henry, yaratıcılık, hız ve kombinasyonun bir bünyede buluştuğu bir forvet. Henry, dünyanın en zorlu liglerinden biri olan Premier League'de dünyanın en iyi golcülerinden biri olmayı başarmıştır.Henry yeryüzüne gelmiş en iyi 10 forvetten biridir.Biraz bencil olsa hersene gol kralı olacak bir oyuncu
Hayatı
Henry 2004 yılında Müslümanlığı seçmiştir. Henry, profesyonel futbol kariyerine Fransa'nın ünlü Monaco kulübünde başlamadan önce Fransa Futbol Federasyonu'nun futbol akademisi olan Clairefontaine'e gitti. Şu anda da teknik direktörü olan zamanın Monaco teknik direktörü olan Arsene Wenger tarafından henüz 17 yaşındayken Monaco forması kendisine teslim edildi. Ancak o dönemde Monaco forvetinden Brezilyalı yıldız Sonney Anderson bulunduğu için Henry, Wenger tarafından kanada yerleştirildi.
Monaco'da ön plana çıkan ve 1997 Ekim'de milli takım formasını giymeye hak kazanan Henry ilk kez Güney Afrika karşısında sahaya çıktı. 1998 Dünya Kupası'nda fırtına gibi esen Les Bleus'un başarılı isimleri arasında yer alan Henry kaydettiği 3 golle parladı. 2000 Avrupa Şampiyonası'nı da kazanan ve büyük bir başarıya imza atan Les Bleus'un kadrosunda yine 3 gol kaydeden Henry milli takımın değişmezi ve Avrupa futboluna da kısa sürede damgasını vuracak bir isim olduğunu gösterdi. 2003 Konfederasyon Kupası'na ev sahipliği yapan Fransa'nın değimez ismi olan Henry kupayı kaldıran milli takımın da sergilediği başarılı performansla "Turnuvanın Futbolcusu" onuruna layık görüldü.
1998 Dünya Kupası'nda kendisinden beklenenin çok üzerinde bir performans sergileyen Henry, İtalyan devi Juventus tarafından Monaco'dan transfer edildi. 1999 Ocak'ta 14 milyon pound karşılığında Torino ekibine transfer olan Henry yeniden kanat futbolcusu olarak oynamaya başladı ve yeni tanıştığı katı İtalyan defans anlayışı karşısında zorluk çekti. Bianconeri'de 12 maça çıkan yıldız futbolcu sadece 3 gol kaydedebildi ve Serie A'da beklediği zevki alamadı.
İtalya'da bekleneni veremeyen Henry, 1999 Ağustos'da 10.5 milyon pound karşılığında mentoru olan Wenger'in yönetimine geçmiş olan Arsenal'e transfer oldu. Monaco'da kanat oynattığı ve zamanla forvete kaydırdığı genç yıldızından istediği verimi alan Wenger, milli takımda da gol yollarında en öldürücü isim olan Henry'i yeniden forvet hattına oturttu. İlk maçla başlayan Henry fırtınası günümüze kadar neredeyse kusursuz bir şekilde gelmeyi başardı. Arsenal'de geçirdiği 7 sezonda Gunners tarihinin en golcü ismi olmayı başardı. 2005 yazında takım arkadaşı Patrick Vieira'nın Juventus'a transfer olmasıyla birlikte Arsenal'in kaptanı yapılarak onurlandırıldı.
Bir çok otoritenin Arsenal tarihinin ve Avrupa'nın "gelmiş geçmiş en iyi golcüsü" olarak gördüğü Henry 18 Ekim 2005'te Sparta Parg'a kaydettiği 2 golle birlikte Arsenal efsanesi Ian Wright'ın 185 golllük rekorunu tarihe gömerek Gunners tarihinin en başarılı ismi oldu. Henry, Arsenal formasıyla 190'dan fazla gole imza atarak tarihe geçerken, bencil olmayan futbol anlayışı ile her zaman takım arkadaşlarını da golle buluşturdu. Bir çok sezon takımın en çok asist veren oyuncusu olan Henry özellikle 2002 - 2003 sezonunda verdiği 20 asistle göz doldurdu.
Kuzey Londra'da yaşadığı en büyük hayal kırklığı ise 2001 Aralık'ta futbol sahasında ter dökerken Hampstead'daki 2.5 milyon poundluk evinin soyularak 40.000 poundluk eşyasının çalınması oldu.
Bir çok şilt ve ödül almış olan ve takımını rekorlar kırarak şampiyonluğa taşıyan Henry 2003 ve 2004'te FIFA Yılın Futbolcusu ödül töreninde finalist oldu. Arsenal'i Premier League tabelasında sırtlayan Henry, Futbol Yazarları Birliği Yılın Futbolcusu ödülünü ve PFA Yılın Futbolcusu ödülüne ikişer kez kazandı. 2004-2005 Arsenal'in Premier League'de şampiyon olamamasına karşın Thierry Henry Avrupa'da Altın Krampon ödülüne peş peşe 2. kez ulaştı. FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu ödülüne ulaşan Ronaldinho ise ödül töreninde yaptığı konuşmada Henry'i göstererek, Fransız yıldızın bu ödülü hak ettiğini ve onu geride bırakmanın büyük başarılı olduğunu söyleyerek Fransız yıldızı onurlandırdı.
Nike, Pro Evolution Soccer, Renault ve Pepsi gibi dev firmaların televizyon reklamlarında boy gösteren Henry bir zamanlar sevgilisi olan İngiliz süpermodel Nicole Merry ile 2003 Temmuz'da evlendi. 27 Mayıs 2005'te ilk çocukları Tea Henry'nin doğumunu kutlayan çift Hampstead Kuzey Londra'da yaşıyor.
"Yılın Fransız Futbolcusu" ödülüne 2005'te peş peşe 3. kez ulaşan Thierry Henry, 2000'de de kazandığı bu onurla birlikte toplamda 4. kez en tepede yer alan Fransız futbolcu olmayı başardı.
_______________________________________________________________________
Tam isim : Dennis Nicolaas Maria Bergkamp
Doğum tarihi :10 Mayıs 1969
Doğum yeri : Amsterdam, Hollanda
Boy : 1.83m
Lakapları : Buzadam,Uçmayan Hollandalı,Sihirbaz
Dennis Nicolaas Maria Bergkamp (doğumu 10 Mayıs, 1969 Amsterdam) emekli profesyonel futbolcudur. Ajax Amsterdam, Internazionale, Arsenal ve Hollanda'da oynadı. Bergkamp en iyi maçlarını golcü orta saha olarak oynadı. Taktiksel bilgisi ve becerikli pasları onu oyunun en muhteşem oyuncularından biri yaptı. Sıklıkla forvet arkası pozisyonu tanımlamak için onun ismi kullanılır. O kendi neslinin en iyi oyuncularından birisidir. Pele tarafından FIFA yaşayan en iyi 125 oyuncu arasına seçildi. Aynı zamanda FIFA yılın oyuncusu ödülünde iki kez üçüncü oldu. Modern oyundaki en kusursuz tekniğe sahip oyunculardan biri olarak hatırlanmaktadır.
Gençliği
Amsterdam'ın batısındaki bir apartmanda büyüdü. Bergkamp, Katolik bir tesisatçının dört oğlundan birisiydi. Kendi ailesinin dışındaki insanlar ile çok sosyal değildi. Futbol fanatiği olan ailesi ona Manchester City, Manchester United ve İskoçya golcüsü Denis Lawın ismini verdi. Hollanda yetkilileri Denis isminin "Denise" ismine çok benzer olduğuna karar verdiler, böylece Bergkamp'ın ailesi Dennis ismine karar verdiler. İkinci ismi "Maria" genellikle dikkat çekmektedir. "Maria" Katolik oğlan çocukları için pek kullanılmayan bir ikinci isimdir.
Klüp Kariyeri
Ajax Amsterdam
Bergkamp 12 yaşında meşhur Ajax Amsterdam genç sistemine katıldı. Profesyonel kariyerine 14 Aralık, 1986'da teknik direktör Johan Cruyff ile Roda JC'e karşı oynayarak başladı, ve aynı sezon 14 maçta forma giydi. 1987 yılında Ajax'ın kazandığı UEFA Kupa Galipleri Kupası finalinde Lokomotive Leipzig'e karşı yedek olarak forma giydi.
Bir sonraki sezonda, Bergkamp Ajax'ın sürekli oynayan bir oyuncusu oldu, Hollanda ligini 1990'da, UEFA Kupasını 1992'de ve KNVB Kupasını 1993'de kazandı. 1991'den 1993'e kadar Bergkamp Hollanda gol kralıydı ve 1992 ve 1993 de "yılın oyuncusu" seçildi. Toplamda, Bergkamp kendi şehrinin kulübü için 239 maçta 122 gol attı.
Internazionale
1993 yazında, Bergkamp ve Ajax'dan takım arkadaşı Wim Jonk, Internazionale ile sözleşme imzaladı. Bunarağmen, İtalya'da geçirdiği yıllar çok başarılı değildir. 1994 yılında ikinci UEFA Kupasını kazanmasına rağmen, İtalyan defansif oyun tarzına uyum sağlamakta zorluklar yaşadı. 50 maçta sadece 11 gol atabildi. Bergkamp'ın düşük formuna İtalyan basını ile yaşadığı soğuk ilişkiler hiç yardımcı olmadı, doğrusu bazı takım arkadaşları ile de arası soğuktu.
Arsenal
Inter'de geçirdiği iki mutsuz sezonun ardından, Bergkamp 1995 yılında £7.5m karşılığında Arsenal patronu Bruce Rioch tarafından transfer edildi. Bergkamp Ağustos 1995'de Middlesbrough'a karşı forma giydi fakat İngiliz oyun tarzına alışması gerekiyordu; Southampton'a karşı ilk golünü atana kadar bu onun sekiz maç gol atamamasına sebep oldu. Yavaş fakat kesin adımlarla, Bergkamp'ın kişiliği takımın golcüsü Ian Wright'ın arkasında forvet oynadıkça yerine oturmaktaydı. Beraber etkili bir ikili oluşturmuşlardı.
Bergkamp'ın Arsenal'e gelişi çok önemlidir. Sadece o 1991 yılındaki Heysel faciasından sonra bir İngiliz kulübüne gelen ilk dünya çapında yabancı oyuncu olduğu için değil, aynı zamanda 1990'ların ortasında girdiği durgunluk döneminden sonra klubün tekrar başarılara dönmesinde çok büyük katkıda bulunduğu için de önemlidir. Arsenal ikinci başkanı David Dein'in sayesinde Bergkamp'ın transfer edilmesi diğer üst sınıf oyuncuların alınmasını da kolaylaştırarak Arsenal tarihindeki en önemli imza olmuştur.
Bergkamp, Arsenal'de formunun zirvesine Arsène Wenger'in Eylül 1996 takıma gelmesi ile ulaştı. Arsenal FA Premier League ve FA Cupı kazanarak 1197-1998 sezonunda duble yaptı (Bergkamp'ın kupa finalini sakatlık nedeni ile kaçırmasına rağmen) ve Bergkamp yılın oyuncusu seçildi. Eylül 1997 de "Match of the Day"'in ayın golü yarışmasında Leicester City'ye karşı yaptığı hat-trick ile birinci, ikinci ve üçüncü seçilen ilk ve tek futbolcudur. O sezon 16 gol atmıştır, çok daha fazlasının da hazırlayıcısı olmuştur. Aynı sezonun sonunda, Hollanda'nı 1998 Dünya Kupasında dördüncü olmasına yardımcı oldu. Bu kupada Arjantin'e karşı çeyrek finalde tüm zamanların en güzel gollerinden birini attı.
İlerleyen sezonlarda Bergkamp Arsenal takımında düzenli olarak oynamaya devam etti. 2002 yılında tekrar duble yaptı, 2003 yılında FA Cup'ı ve 2004 yılında üçüncü kez lig şampiyonluğunu kazandı. Kulubün yerel başarıları Avrupa kupalarında yaşanamadı, 2000 UEFA Kupası finalini Galatasaray'a karşı penaltılar ile ve 2006 Şampiyonlar Ligi finalini Barcelona'ya karşı kaybettiler.
2005'de, Arsenal'in yeni sözleşme yapma konusundaki isteksizliği sebebi ile, Bergkamp'ın kulüpten ayrılması ve futbolu bırakması yönünde spekülasyonlar başladı. Bergkamp, ilk klubü Ajax'ın kendisini istemesine rağmen Arsenal ile 2005-2006 sezonu için yeni bir sözleşme yapmaması halinde futbolu bırakacağını açıkladı. Arsenal'in penaltı atışları ile Manchester United'ı yendiği FA Cup Finalinden sonra, Bergkamp ile bir yıllık sözleşme imzalandı. Arsen Wenger'in 30 yaşının üzerindeki oyuncularla bir yılın üzerinde sözleşme yapılmasını engelleyen kuralı ile Bergkamp Highbury'de ki son sezonuna başladı.
15 Nisan 2006'da, West Bromwich Albion'a karşı kendi evlerinde yapılan mücadelede, Arsenal taraftarları orjinali "Taraftarlar Günü" olan organizasyonu (Arsenal'in Highbury stadını bırakıp Emirates stadına taşınması dolayısıyla daha önceden belirlenmiş Highbury'deki son yıllarını kutladıkları organizasyon) "Dennis Bergkamp Günü" olarak değiştirdiler, Bergkamp'ın Arsenal'de ki günlerini bu şekilde kutladılar. Bergkamp ikinci yarıda oyuna girdi, Robert Pirès'in attığı galibiyet golünün hazırlayıcısı oldu. 89uncu dakikada Bergkamp Arsenal forması ile son golünü attı ve maç 3-1 bitti. Bu Bergkamp'ın profesyonel futbol yaşamındaki son golü oldu[1]. Bergkamp resmi olarak profesyonel futbol hayatına 2006 Şampiyonlar Ligi Finalinde Barcelona maçı ile 17 Mayıs 2006 veda etti. Arsenal forması ile oynadığı son maç aynı zamanda Highbury stadında oynanan son maçtı. Bergkamp, Arsenal için 424 maçta 12 gol attı, ve Arsenal kariyerinde 166 asist yaptı. Bu onu Premier League tarihindeki en çok asist yapan üç oyuncudan biri yaptı
Milli Takım Kariyeri
Bergkamp ilk milli formayı 19990 yılında İtalya'ya karşı giydi. İlk büyük turnuvası 92 Avrupa Şampiyonasıydı. Bergkamp oyunu ile herkesi etkiledi (özellikle İnter'in listesine girdi ve daha sonra İnter ile sözleşme imzaladı), fakat Hollanda yarı finalde penaltılar ile elendi.
Bergkamp 1994 FIFA Dünya Kupası'nda oynadı, takımının tüm maçlarında forma giydi, Brezilya'ya karşı muhteşem bir gol ettı, maçı Holanda 3-2 kaybetti. Hollanda 96 Avrupa Şampiyonası'nde başarısızdı, Bergkamp'ın bir golüne ve Patrick Kluivert'ın bir golüne rağmen İngiltere'ye çeyrek finalde elendiler.
1998 FIFA Dünya Kupası'nda, Bergkamp üç gol attı, en çok hatırlananı çeyrek finalin son dakikasında Arjantinna attığı gol oldu. Bergkamp, Frank de Boer'den gelen uzun topu yakaladı, Arjantin defans oyuncusu Roberto Ayala'yı geçmek için topu terse çekti, ve son olarak yarım vole ile topu Arjantin kalecisinin sağından ağlara yolladı. Üç zeki sağ ayak dokunuşu ile son saniyelerde takımını yarı finale taşımayı başardı. Hollandalı radyo spikeri golden sonra sekiz defa "Dennis Bergkamp" diye bağırdı.
2000 Avrupa Şampiyonası'na favorilerden biri olarak katıldılar. "Ölüm grubu"ndan çıktıktan sonra yarı finalde penaltılar ile İtalya'ya kaybettiler. Bergkamp turnuva boyunca gol atamadı fakat hala takımda önemli bir rol oynuyordu. Mağlubiyetten sonra, Bergkamp milli takımda artık oynamayacağını açıkladı. Çünkü bir sonraki büyük turnuva olan 2002 FIFA Dünya Kupası Japonya ve Güney Kore'de oynanacaktı ve Bergkamp'ın uçak korkusu onun kupaya gitmesini engelliyordu. Bunun adaletsizlik olduğunu farkedene dek, eleme maçlarında oynamadı.
Milli kariyerini, Hollanda milli takımının tüm zamanların en çok gol atan oyuncuları listesinde birinci olarak sona erdirdi, 79 maçta 37 golle. Rekoru şu anda Patrick Kluivert tarafından geçilmiştir.
Jübile Maçı
Bergkamp, Arsenal'in yeni stadı Emirates Stadium'da ilk maça çıkma onuruna ulaştı. 22 Temmuz 2006'da, yeni stadyumda Arsenal ile Ajax arasında onun adına bir jübile maçı oynandı. Bergkamp santra vuruşunu babası Wim ve oğlu Mitchel ile beraber yaptı. İlk yarı Arsenal ve Ajax'ın mevcut kadroları ile oynandı, ikinci yarıda ise iki takımın ünlü eski oyuncuları maç yaptılar; örneğin Arsenal'den Ian Wright, Patrick Vieira ve David Seaman, ve Ajax'tan Marco van Basten, Danny Blind, Johan Cruijff, Frank ve Ronald de Boer. Arsenal maçı Thierry Henry ve Nwankwo Kanunun goleri ile 2-1 kazandı; Klaas Jan Huntelaar Ajax adına maçın ilk golünü attı.
Özel Yaşamı
Dennis Bergkamp, Henrita Ruizendaal ile evlidir ve dört çocuk babasıdır: kızları Estelle, Yasmin, ve Saffron; ve oğlu Mitchel.
Bergkamp'ın en iyi arkadaşı Marc Overmars'dır.
Onurları
Dutch Championship 1990.
Dutch Cup 1987, 1993.
European Cup Winners Cup 1987.
UEFA Cup 1992 (Ajax), 1994 (Inter).
English Premiership 1998, 2002, 2004.
English FA Cup 1998, 2002, 2003, 2005.
Ödülleri
Hollanda Gol Kralı 1991, 1992, 1993.
Hollanda Yılın Futbolcusu 1992, 1993.
Avrupa Yılın Futbolcusu: 3rd place 1993.
İngiliz PFA Yılın Futbolcusu 1998.
İngiliz Futbol Yazarları Yılın Futbolcusu 1998.
Sezonun Golü Ödülü 1998, 2002.
Arsenal FC Yılın Oyuncusu 1998.
FIFA Yılın Oyuncusu: 3. 1993, 1997.
___________________________________________________________________
Tam isim : Cristiano Ronaldo dos Santos Aveiro
Doğum tarihi :5 Şubat 1985
Doğum yeri : Madeira Adası,Portekiz
Boy :1.84 cm
Cristiano Ronaldo, tam adı Cristiano Ronaldo dos Santos Aveiro olup 5 Şubat 1985 yılında Portekiz'in Madeira adasında doğmuştur. Şu anda İngiltere'nin ve dünyanın en ünlü futbol kulüplerinden biri olan Manchester United'da oynamaktadır.
Fiziki özellik bakımından 1.84 cm boy ve 75 kg ağırlığına sahiptir. Ronald Becc hayranı olan babası bu yüzden ona Ronaldo ismini vermiştir.
Manchester United'a 12.24 Milyon Pound karşılığında transfer olmuştur. Bu takımla ilk maçını 16 Ağustos 2003'te Bolton Wanderes a karşı oynamıştır. Manchester United takımının 7 numaralı formasını giymektedir ve ayrıca Manchester United'a gelen ilk portekizli oyuncu olarak tarihe geçmiştir.
Manchester United forması ile ilk sezonunda Sir Matt Busby Yılın Futbolcusu ödülünü almıştır. 2002/2003 sezonunda 25 maçta forma giymiş ve 3 gol atmıştır. 2003/2004 sezonunda 39 maçta forma şansı bulmuş ve 8 gol atmıştır, ayrıca FA Cup finalinde Milwall ile oynanan maçta forma giymiştir.Daha önce Portekiz'in Sporting Lizbon takımında oynamıştır.Onu diğerlerinden farklı kılan özelliği çok hızlı olması, inanılmaz bilek hareketleri ve çalım yeteneğine sahip olmasıdır. Euro 2004 de yıldızı parlayan oyuncu Portekiz milli takımının vazgeçilmez ilk 11'i arasında bulunmaktadır.
Günümüzde birçok şirket reklamlarını Cristiano Ronaldo ile çekmeyi istemektedir ve bu yüzden onunla iş yapmak isteyen tonlarca parayı gözden çıkarmak zorundadır. Jessica Miller ile birlikte Pepe Jeans reklamında oynamıştır. Ayrıca Japon otomobil ve motosiklet üreticisi Suzuki şirketinin Suzuki Swift araba reklamında oynamıştır. Bunlar dışında özellikle de Nike şirketinin yarattığı Joga Bonito akımının süperstarları arasında bulunmaktadır.
Cristiano Ronaldo nun Sporting Lizbon'dan Manchester United takımına transferi çok ilginçtir.İki takımın hazırlık karşılaşmasında Sporting Lizbon forması giyen yıldız Manchester United'a karşı adeta tek başına oynayarak takımının kazanmasını sağlamıştır.Böylece Cristiano Ronaldo'yu çok beğenen Manchester United takımı yıldız futbolcuyu transfer etmiştir.
______________________________________________________________________
Tam isim :Robson De Souza
Doğum tarihi : 25 Ocak 1984
Doğum yeri :São Vicente / Brezilya
Boy :1,72 cm.
Lakap :Robinho(Küçük Robson)
Santos yakınındaki ufak bir şehir olan São Vicente’de dünyaya gelen Robson de Souza’nın futbol yaşantısı birçok Brezilyalı çocuk gibi bir escolinhada başlamıştı. Okulcuk anlamına gelen escolinha sözcüğü, Brezilya’da kulüplerin çocuk ve genç takımlarını belirtir. Çocukların neredeyse bebek yaşta girdikleri ve kulüplerin daha üst seviyedeki takımlarına geçmeden önce çeşitli turnuvalarda mücadele ederek gelişme şansı buldukları bir çeşit futbol okulu olan escolinhaların Brezilya’ya özgü kısmıysa, özellikle favelalarda yaygın olan örneklerinin çocukların futbol dünyasına ilk adım attıkları sportif kuruluşlar olmaları ve tıpkı samba okulları gibi gençlerin uyuşturucu ve şiddetten nispeten uzak kalmalarını sağlayan sosyal bir oluşum görevi görmeleridir. Hizmetlerinin karşılığında aylık düşük bir ücret talep eden escolinhalar, aileleri ücreti karşılayamayacak durumda olan yetenekli çocukları genelde ücretsiz olarak kabul ederler.
Robinho da 6 yaşındayken başladığı escolinha tecrübesinin meyvesini 12 yaşındayken Santos’un futsal takımına girerek aldı. Zico, Ronaldinho gibi isimlerin de yeşil sahalara geçmeden önce oynadıkları futsal sayesinde top tekniğini ve çevik, kıvrak fiziğini daha da geliştirme şansı buldu.
Nasıl Arjantin futbolunda parlayan her yıldıza “Yeni Maradona” etiketi yapıştırılıyorsa Brezilya futbolunun yıldız adaylarına da aynı şekilde “Yeni Pelé” damgası yapıştırılması adettendir. Robinho’daysa bu adet biraz daha olumlu bir biçimde kendini gösterdi. Robinho 15 yaşındayken çıktığı bir antrenmanda kulübü ziyaret eden Pelé tarafından fark edildi. Robinho’nun oyun stilinden çok etkilenen ve “Onda kendimi görüyorum,” diyen Pelé, ailesiyle tek göz bir evde yaşayan Robinho’nun Santos tesislerindeki yurda taşınmasını sağladı. Fakir bir aileden gelen Robinho’nun hayatında düzenli olarak üç öğün yemek yemeye başlaması ancak bu dönemden sonra gerçekleşti.
Dahi çocuk 18 yaşında (yani 2002 yılında) Emerson Leão yönetimindeki Santos’ta ilk maçına çıktı. Sonradan Porto’ya transfer olacak genç yetenek Diego ile harika bir ikili oluşturan Robinho, Santos’un aynı sene, Pelé’den beri ilk kez şampiyon olmasında büyük pay sahibiydi. 2003’te şampiyonluğu Cruzeiro’ya kaptırsalar da Libertadores’te finale kadar yükseldiler (finaldeyse Boca’ya yenildiler). Takımın 7 numarası Robinho 2004’te yine coştu ve Vanderlei Luxemburgo yönetimindeki Santos’un sekizinci lig şampiyonluğuna ulaşmasını sağladı.
2004 sonunda annesinin fidye için kaçırılması ve ancak iki ay sonra serbest bırakılması, Robinho’nun futbol yaşantısına Brezilya’da devam etmesinde şüpheye düşmesine sebep oldu. Santos kendisini takımda tutmak için her şeyi denese de Robinho’nun ismi bu dönemden itibaren Barcelona, Chelsea, Real Madrid, PSV gibi birçok Avrupa kulübüyle birlikte anılmaya başlandı. Real Madrid 30 milyon dolar karşılığında Robinho’yu almak istediğinde Santos bu teklifi reddetti ve Robinho’ya kalması için baskı yaptı. Bunun sonucunda Robinho antrenman ve maçlara çıkmayı reddetti ve çok geçmeden isteğine ulaşarak Real Madrid’in 10 numaralı formasını sırtına geçirdi.
Ama ne yazık ki Galactico’nun en tatsız dönemlerinden birine denk geldi. İşin komik tarafı Robinho Madrid’e giderken Luxemburgo’nun da Real Madrid’deki görevinden alınarak Santos’a dönmesiydi. Yaptığı ticari ve gülünç transferlerle futbolcu sirkine dönen Galactico üst üste başarısız sonuçlar almaya devam ederken Avrupa basını Robinho’yu abartılmış, fiziksel açıdan yetersiz, hatta kabiliyetsiz bir oyuncu olarak eleştirdi (halen de eleştiriyor).
Robinho’yu Brezilya’daki dönemini görmezden gelerek yargılamak kolay, ancak önümüzde Santos’ta oynadığı dönemde 190 maçta 81 gol atmış, kulübün iki şampiyonluk kazanmasında büyük pay sahibi olmuş, Brezilya’da 2002’de gümüş, 2004’teyse altın top ödüllerini almış, Konfederasyonlar Kupasını kazanan Seleção’da yer almış parlak bir yetenek var. İspanya liginin ağır temposunu kaldıramıyor diyenlere Robinho’nun Santos’tayken bir sezonda 70-80 maça ulaşan yükü nasıl bir performans göstererek kaldırdığını izlemelerini (Real Madrid’de bu sayı 50-60 maça düşer), çelimsiz olduğunu söyleyenlereyse Brezilya futbolunu yeniden incelemelerini öneriyorum.
2004 şampiyonu Santos’un Robinho gittikten sonra neredeyse ligden düşecek konuma gelmesi ve küme düşen takımlar arasında en yüksek puana sahip olan Coritiba’dan yalnızca 10 puan fazla alarak Brasileirão 05′i 10. sırada tamamlayabilmesi de Robinho’nun önemini ortaya koyuyor.
Hız, çeviklik, teknik ve hepsinden önemlisi, eşine az rastlanır futbol zekasıyla Brezilya’da oynadığı iki küsur yıl boyunca adından sürekli söz ettiren, Garrincha’yı andıran inanılmaz top sürüşü ve çalımlarıyla (özellikle pedalada konusunda uzmandır) futbol aşıklarını zevkten dört köşe eden Robinho’nun Brezilya dışında neler yapacağını zaman gösterecek. Neşeli karakteriyle hem Santos hem Seleção’da oynarken takım arkadaşlarının sevgisini kazanmış olan bu dahi çocuk yeter ki doğru takımda, doğru teknik direktörle çalışsın.
________________________________________________________________________
Tam isim : Wayne Mark Rooney
Doğum tarihi :24 Ekim 1985
Doğum yeri :Liverpool, İngiltere
Boy : 1,78 cm.
Lakapları : Wazza, Mickey
Wayne Rooney (Doğumu 24 Ekim 1985) İngiliz futbolcu. Şu anda İngiltere'nin Manchester United takımında oynamaktadır.
2005 ve 2006 yıllarında FIFA tarafından En İyi Genç Oyuncu seçilen Rooney futbola Everton'da başladı. Henüz 17 yaşındayken Everton'da şans bulmaya başlayan Rooney, Arsenal maçında attığı güzel golle gündeme geldi. Performansını günden güne artıran Rooney Everton'dan Manchester United'a 27 milyon pounda transfer oldu.
Manchester United formasıyla çıktığı ilk maçta Fenerbahçe'ye karşı hattrick yaptı. 17 Ekim 2006 tarihinde FC Kopenhag karşısına Manchester United tarihinin en genç kaptanı olarak çıktı.
Euro 2004'te İsviçre Milli Futbol Takımı ağlarına bıraktığı iki golle Avrupa Futbol Şampiyonası tarihinde gol atmayı başaran en genç oyuncu oldu. İngiltere Milli Futbol Takımı'nda da yer alan Rooney milli takımda oynadığı 36 maçta 12 gol attı.
Alt Yapı
2000-2002 Everton
Profesyonel kariyer
2002-2004
2004- Everton 67 (15)
Manchester United 78 (34)
Milli takım kariyeri
2003 İngiltere Milli Futbol Takımı 36 (12)
Başarıları
İngiltere Lig Kupası Şampiyonluğu: 2006
Britanya Yılın Genç Kişiliği Ödülü: 2002
Dünya'da Yılın En İyi Genç Futbolcusu: 2005
________________________________________________________________________
Tam isim :Francesco Totti
Doğum tarihi :27 Eylül 1976
Doğum yeri :Roma, İtalya
Boy :1,80 cm.
Lakap :er Pupone
Francesco Totti, (d. 27 Eylül 1976, Roma) İtalyan futbolcu.
Totti İtalya ligi Serie A takımlarından AS Roma'nın kaptanıdır. İtalya Milli Futbol Takımı'nın en önemli oyuncularından biri olan futbolcu forvette ya da forvetin arkasında ofansif orta saha olarak görev yapabilmektedir.
1984 yılında Fortitudo takımında futbola başlayan Totti küçük yaşlarda AS Roma'nın minik takımına geldi. Fakat ailesinin maddi durumu iyi olmadığından okulu bırakan Totti, 1993 yılında henüz 16 yaşındayken A takımda şans buldu. 2000 yılında İtalya'da yılın futbolcusu ödülünü alan Totti, aynı yıl İtalya millî takımının Avrupa Şampiyonası'nda finale kadar yükselmesinde önemli rol oynadı. 2000/01 yılında kaptanı olduğu AS Roma takımının tarihinde kazandığı ilk şampiyonlukta en büyük paylardan birine sahip oldu. 2003 yılında İtalya'da yılın futbolcusu ödülünü ikinci kez kazanan Totti, 2002 Dünya Kupası'nda ve 2004 Avrupa Şampiyonası'nda da İtalya millî takımında yer almıştır. 2006 Dünya Kupası'nda da İtalya kadrosuna çağırılan Totti, kupanın ülkesine gelmesinde büyük pay sahibi olmuştur.
27 Eylül 1976’da İtalya’nın başkenti Roma’da doğan Francesco Totti, İtalya’nın en ünlü ve karizmatik futbolcularından biri !.. Her sene sezon sonunda ya da devre arasında hakkında bir çok transfer haberi çıkan, çıkartılan Totti tam anlamıyla Roma’nın “Altın Çocuğu”, Roma'nın Gladyatörü !.. Zaman zaman futbolundan çok özel hayatıyla da İtalya’da manşetlere taşınan Totti hem ulusal takım hem de büyüyüp yetiştiği Roma’da lider bir karakter !..
Arada sırada sinirine hakim olamayan Totti bir anda bir çok şeyi yakmayı başarsa da uzun süreli dostluklarını da korumayı başarıyor ve birinin kalbini kırdıysa, gönlünü almayı biliyor !..
Serbest vuruşlardan kaydettiği goller, yaratıcılığı, hem forvette hem de orta sahada sergilediği futbol ile Totti, İtalya’nın Dünya’ya armağan ettiği en iyi futbolculardan biri !..
Zaman zaman “Taçsız Kral” olarak adlandırılan ve Roma’da hak ettiği yerlere ulaşamadığı söylenen Totti bugüne kadar başkent devine olan bağlılığının bir an olsun sorgulanmasına izin vermedi !..
Forvet hattında da kolaylıkla görev yapabilen Totti, tekniğini ve özelliklerini en iyi sergilediği yer olan forvet arkasında serbest oynamayı seven ve böyle de yapan bir futbolcu !..
Totti modern futbolun en iyi temsilciler arasında gösterilen yakışıklı, kuvvetli, yaratıcı, bitirici, sert, kavgacı, dost canlısı bir İtalyan !..
TOTTI’NİN ÇOCUKLUĞU
İtalya’nın başkenti Roma’nın San Giovanni bölgesinde doğan Totti, Enzo ve Fiorella Totti’nin çocuğu.. Ayağa ilk kalktığı günden beri futbol oynayan Totti 9 aylıkken meşin yuvarlakla tanıştı.. 1984’de Fortitudo ardından Smit Trastevere’de ve 1986 Lodigiani’de küçük takımlarda oynadı ve 1989’da da Roma’ya genç takımla ayağını bir daha ayrılmamak üzere bastı !..
Çok ufak yaşta yeteneklerini göstermeye başlayan Totti, U18’de İtalya Milli Takımı’nın formasını giymeye başladı ve 1995 Temmuz’da EUFA U18 Avrupa Şampiyonası finalinde İspanya’ya 4-1 mağlup oldukları maçta ülkesinin tek golünü kaydetti !.. U21’de de Avrupa Şampiyonası finalinde yine İspanya ile karşılaşan Totti ve arkadaşları İtalyan futbolunun yeni yıldız adayı Totti’nin golüyle maçı 1-1 ile penaltılara taşıdı ve bu sefer İspanya’ya üstünlük kurarak kupaya uzandı !..
---------------------------------------------------------------------------------------------------
Totti, İtalya Milli Takımı ile ilk maçını 2000 Avrupa Şampiyonası elemlerinde İsviçre’yi 10 Ekim 1998’de yendikleri mücadelede yaptı !.. Finallerde ilk 11’de oynayan ve Romanya ile Belçika maçlarında golünü atan Totti finalde ise Fransa’ya mağlup olduklarında kupaya ulaşamadı !.. Totti yenilen tarafın bir üyesi olmasına rağmen sergilediği performansla Fransa ile oynadıkları finalde “Maçın Adamı” seçildi !..
Ayrıca Dünya bu turnuvada belki de kaydedilmiş en iyi penaltı golünü izledi !.. Hollanda ile yapılan yarı final maçında karşılaşma penaltılara kadar uzadı !.. İtalya ilk 2 atışı gole çevirirken Portakallar ilk iki atışı kaçırdı !.. İtalya’nın 3. penaltı atışında sıra Totti’ye geldi ve karizmatik futbolcu sakin bir şekilde topu koyduğu penaltı noktasında tamamı Hollandalı tribünlerin baskısı altında topu sağ köşeye ve çaresiz Van der Sar’ı da sol köşeye yolladı !..
2002 Dünya Kupası’nda İtalya yine hayal kırıklığı yaşadı !.. 2. tur maçında Güney Kore’ye mağlup olan İtalya’da Totti bu sefer beklenen patlamayı yapamadı ve orta hakem Byron Moreno tarafından ikinci sarı kartı görerek oyundan atıldı !..
2004 Avrupa Şampiyonası’nda ise Totti, medyanın negatif yüzünü gördü !.. Danimarka orta saha oyuncusu Christian Poulsen’e tüküren ve bu görüntü kameralar tarafından yakalanan Totti oldukça zor duruma düştü.. Paulsen’de maç boyunca Totti ile uğraşmıştı ancak cezayı alan İtalyan yarı finale kadar forması elinden alınarak cezalandırıldı !.. İtalya ise bir sonraki tura yükselemeyince Totti de bu turnuvada bir daha forma giymedi !..
ROMA’NIN GURURU
Totti, Serie A’da başkent devi Roma formasıyla ilk maçına 28 Mart 1993’de Brescia’yı deplasmanda 2-0 yendikleri maçta çıktı !.. 1994 – 1995’de 21 maça çıkan Totti, 4 gol kaydetti ve devam eden sezonda da ilk 11’in değişmez bir parçası oldu !.. 2000’de “İtalya’da Yılın Futbolcusu” seçilen Totti, bir sonraki sene, 2000 – 2001’de, bu onura layık görülmesini sebebini sergilediği futbolla ortaya koydu ve Roma’nın 1983’den beri ilk kez Serie A’da şampiyon olmasını sağladı !..
Totti’li Roma 2001 – 2002’de şampiyon olan Juventus’un ardından 2. oldu ama 2002 – 2003’de Totti rakip fileleri 14 golle sarsarak en çok gol kaydettiği sezonu yaşadı !..
Bir sonraki sezon daha çok ofans oynayan Totti forvetin hemen arkasında üstlendiği rolü çok iyi benimsedi ve Roma’nın 2003 - 2004’ü 2. sırada tamamladığı yıl kaydettiği 20 golle kariyer rekorunu kırarak önemini bir kez daha kanıtladı !..
2004 – 2005 sezonu ise Totti ve Roma için hayal kırıklıklarının senesi oldu !.. Neredeyse küme düşme tehlikesi yaşayan başkent devi Olimpiyat Stadı’nda taraftarını üzerken Totti sezonu 12 golle tamamladı !..
KRAMPON GİYMEDİĞİ ZAMANLARDA
2002’den beri UNICEF’in iyi niyet elçisi olan Francesco Totti yayınladığı kitaplarla yardıma muhtaç çocuklara para yardımı topladı !.. Kişisel servetinden her yıl UNICEF’e yardım yapmaya devam eden Totti, Mart 2004’de “Siyah İnci” Pele tarafından da “Yaşayan En İyi 125 Futbolcu” arasında gösterildi !..
En önemli özelliklerinden aşırtma şutlarında bir uzman olan Totti, İtalyanca’da "cucchiaio" denen bu teknikle bir çok jeneriklik gol kaydetti !..
Bir çok zaman “Dumb Roman”, “Aptal Romalı” olarak da çağırılan Francesco Totti, bu konuya değindiği ve “Tutte le Barzellette su Totti (Raccolte Da Me)”, “Totti hakkındaki bütün şakalar (Tarafımdan toplandı)” adlı kitabında kendisi hakkında şakaların, esprilerin yer aldığı derlemeyi yayımladı ve gelirini çocuklara bağışladığı bu kitap aylarca “en çok satanlar listesinde” en üst sırada yer aldı ve kısa sürede 775.600 dolar para toplanarak bağışlandı
________________________________________________________________________
Tam isim :Frank Lampard
Doğum tarihi :20 Haziran 1978
Doğum yeri :Romford, İngiltere
Boy :1,83 cm.
Frank Lampard (Doğumu 20 Haziran 1978, Romford) 1.83 cm boyunda İngiliz orta saha oyuncusu. Şu anda Chelsea F.C.'de forma giymektedir.Chelsea'ye transferi yaklaşık 16.000.000€ mal olmuştur.(2001)
Frank Lampardİngiltere Milli Futbol Takımı formasını da giyen Lampard şimdiye kadar oynadığı 42 maçta 11 gol kaydetmiştir.
Lampard orta sahanın ortasında görev almasına rağmen attığı şık gollerle de adından söz ettirmeyi başarmış bir oyuncudur.
Futbolcu bir aileden yetişen Frank Lampard'ın kendisiyle aynı ismi taşıyan babası Frank Lampard da 70'li yıllarda West Ham United'da forma giymiş ve bu formayla iki FA cup kazanmıştır. Eniştesi Harry Redknapp ise futbolculuk kariyerinden sonra halen Premier Lig'de Southampton'ın teknik direktörlüğünü yapmakta.
Frank Lampard da futbola West Ham United ile başladı ve 1995'de 17 yaşını doldurmadan bu klüple profesyonel sözleşme imzaladı. Kiralik olarak 18 yaşında Swensea'da forma giydikten sonra tekrar West Ham'a döndü ve takımın değişmez oyuncusu oldu. 1999 yılında Kevin Keegan tarafından Macaristan maçında görev almak üzere milli takım kadrosuna dahil edilse de forma şansı bulamadı ancak 6 ay sonra Sunderland'de oynanan Belçika maçında ilk kez şans buldu. Bu erken başlangıca rağmen Lampard 2000 yılında İngiltere A mili takımı ile Belçika'da olmak yerine ümit milli takım kaptanlığını yapıyordu.
Lampard, 2001 yılında 16.000.000€ karşılığında Chelsea'ye transfer oldu ve o yıl normal sezonda sadece bir maç kaçırdı. 2001/2002 sezonunda Chelsea adına 5 gol kaydeden Lampard, 2002/2003 sezonunda ise kariyerinde ikinci kez hiç bir maçı kaçırmıyor ve Chelsea'nin ligi 4. bitirerek şampiyonlar liginde yer almasına 6 gol atarak katkı sağlıyordu. 2003/2004 sezonu Frank Lampard için harika bir yıl oldu. Abramovic'in kulübü satın almasıyla birlikte bir çok yıldız oyuncunun transfer edildiği bu sezonda, daha az forma şansı bulacağı şeklinde yapılan yorumların aksine Lampard harika bir sezon geçirip, Chelsea'nin Premier Lig'i Arsenal'in ardından ikinci bitirmesinde ve Şampiyonlar Liginde yarı final oynamasında büyük pay sahibi oluyordu.
O sezon görev başında olan Ranieri onun için "Mükemmel, komple bir oyuncu, şimdiden 10 gol attı. Ben Sven Goran değilim ama bence oynamayı hak ediyor" diyordu. Ericsson da Lampard'ın yükselişine kayıtsız kalmadı ve Lampard Lions'ların da değişmezi oldu. Chelsea, sezon sona ermeden, Lampard'la 2009 sezonun sonunda sona erecek ve Frank'a haftada 65.000 pound kazandıracak yeni bir sözleşme imzaladı.
Portekiz'de oynanan Avrupa Şampiyonasında grup elemelerinde 2-1 yenildikleri Fransa karşısındaki rövanş diye tabir edilen maçta ve Hırvatistan karşısında birer gol kaydetti. Çeyrek finalde de Portekiz maçında normal sürede bir gol atıp, penaltı atışlarında da takımı adına bir gol kaydettiyse de İngiltere'nin kupadan elenmesini engelleyemedi. Buna rağmen turnuva süresinceki futboluyla büyük övgü aldı. Kendisi de bu turnuvanın kariyerindeki en yüksek nokta olduğunu ve turnuva boyunca geçen sürenin kariyerinin ve hayatının en güzel, zevkli anları olduğunu belirtti.
2003/2004 sezonunun ardından FA web sitesinde yapılan oylamada taraftarlar tarafından verilen oyların %40'ını alarak, Wayne Rooney, Steven Gerrard ve Ashley Cole'ün önünde İngiltere'de yılın futbolcusu seçildi.
Başarıları
FA Premier League (2005-06)
FA Community Shield (2005)
FA Premier League (2004-05)
Lig Kupası (2005)
FA Premier Asia Cup (2003)
UEFA Intertoto Kupası (1998)
________________________________________________________________________
DEWAMI 2.SAYFADA

Tam isim : Ronaldo de Assis Moreira
Doğum tarihi : 21 Mart 1980
Doğum yeri : Porto Alegre, Brezilya
Boy : 1,81 m.
Lakapları : Ronaldinho,Ronaldinho Gaúcho,Ronnie,El Maestro
Asıl adı Ronaldo de Assis Moreira'dur, fakat daha çok Ronaldinho veya Ronaldinho Gaûcho olarak bilinir. Ronaldinho, Portekizce "Küçük Ronaldo" anlamına gelir. Bu lakabın sebebi ise Ronaldinho'nun küçük yaşlarda (o sırada Inter'de oynayan) Ronaldo'ya duyduğu hayranlıktır. Gaûcho ise Rio Grande do Sul bölgesinde bazı futbolculara takılan "mutlu" anlamında bir lakaptır. Ronaldinho hala devam eden güleryüzlülüğü ve neşesiyle bu lakabı en çok hak eden futbolculardan biridir.
Hayatı
21 Mart 1980 tarihinde Brezilya'nın Porto Alegre şehrinde doğdu. Fakir bir ailenin üç çocuğundan en küçüğüdür. Baba Joao Da Silva Moreira bir havuz kazasıyla öldüğünde Ronaldinho 8 yaşındaydı. Aile geçimini Ronaldinho'nun ağabeyi Assis'in futboldan kazandıklarıyla sağlamaktaydı. Ülkenin yarısından fazlasının fakirlik çektiği Brezilya'da hemen hemen her çocuğun kurtuluş yolu olarak görülen futbol Ronaldinho için de bir hedefti. İlk idolü ve hocası da Assis oldu.
Kulüp Kariyeri
Grêmio Yılları
İlk futbol deneyimini plaj futbolunda yaşayan Ronaldinho, ağabeyinin yönlendirmesiyle Gremio futbol kampında ilk ciddi çalışmalarını yapmaya başladı. Bu çalışmalar sırasında dikkat çekti ve 1997 yılında Mısır'da yapılan 17 yaş-altı Dünya Kupası için Brezilya takımına çağrıldı. Kupanın hem gol kralı hem de en değerli oyuncusu seçildi. Bu performans Gremio Kulübü'nden gelen ilk profesyonel sözleşme teklifine sebep oldu. 1998 yılında Gremio kulubüyle yaptığı anlaşma, aile bütçesine büyük olmasa da ilk gerçek katkısı anlamına geliyordu.
İlk sezonunda sadece 4 maçta yer aldı ve gol atamadı. Fakat ikinci sezon 17 maç oynayıp 5 gol attı, yeteneklerini yavaş yavaş ortaya koymaya başladı. Üçüncü ve son senesinde attığı 8 golden çok oynadığı futbol dikkat çekti.
PSG Yılları
Ronaldinho 2000-2001 sezonu boyunca birçok Avrupa kulübünün ve menejerin dikkatini çekti. Gremio kendisine gelen her astronomik teklifi geri çevirdi. Tekliflerin 75 Milyon Euro'ya kadar çıktığı iddia ediliyordu. Bu futbola kayıtsız kalamayan Luis Fernandez, Ronaldinho'yuParis Saint Germain'e getirmek için ısrarlı davrandı. Ronaldinho'nun menajerliğini yapan Assis sonunda PSG'ye evet dedi ve 2001 yılında 5 yıllık bir anlaşmaya imza attı. İki takım arasında bonservis bedeli konusunda çıkan anlaşmazlık sonucu olay hukuki alana taşındı ve Ronaldinho 6 ay futboldan uzak kaldı. Sonunda 4,5 milyon dolarlık bonservis bedeli tespit edildi ve Ronaldinho tekrar futbola döndü.
PSG'deki ilk yılı pek de parlak geçmedi. Özellikle Paris gecelerine düşkünlüğü yüzünden zamanın teknik direktörü Luis Fernandez ile araları açıldı ve bir daha da yıldızları barışmadı. İlk yılında 28 maç oynadı ve 9 gol attı. Fakat 2002 yılında biraz da olda adaptasyon sorununu atlatmış göründü. Oysa PSG'deki sıkıntısı sürüyordu, daha büyük bir takıma gitmek istediğini açık açık söyledi. Fakat sözleşmesi yüzünden zorunlu olarak takımında kaldı. 2003 yılında, PSG Avrupa Kupaları'na katılma hakkı kazanamayınca sözleşmesindeki madde uyarınca Ronaldinho'yu satış listesine koymak zorunda kaldı.
Barcelona Yılları
Beckham'ı FC Barcelona'ya getireceği vaadiyle başkan olan Joan Laporta, bu transfer denemesinde başarısız olmuş, üstelik Beckham ezeli rakip Real Madrid'e kaptırılmıştı. Daha önce de Figo'yu ezeli rakibine kaptıran Katalanlar bu fiyaskoyu da kaldıramazdı. Bu gerçeği iyi bilen Laporta kendisini kurtarabilecek tek transferin Ronaldinho transferi olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden PSG ile Manchester United arasında süren pazarlıkları fırsat bilerek 19 Temmuz 2003 tarihinde, 27 Milyon Euro bonservis bedeliyle transferi bitirdi.
FC Barcelona'daki ilk maçına 27 Temmuz 2003 tarihinde çıktı. İlk maçından itibaren, PSG günlerinin tersine çok istekli, çok mücadeleci ve çok başarılı bir futbol ortaya koydu, her geçen gün de futbolunu geliştirdi. İlk senesinde Barcelona La Liga'yı ikinci bitirdi. Ronaldinho 32 maçta 15 gol atmıştı. Çok istediği İspanya lig şampiyonluğunu ise ikinci senesi olan 2004-2005 sezonunda ulaşabildi. Bu sırada en büyük hedefinin Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak olduğunu söyleyen Ronaldinho, bu amacına da 2005-2006 sezonunun sonunda ulaşabilmiş ve dünyanın hayranlıkla izlediği bir futbolcu olmuştur.
Milli Takım Kariyeri
1999 yılında Wanderley Luxemburgo tarafından Amerika Kupası için milli takıma çağrılan Ronaldinho ilk milli maçını da 26 Haziran 1999 tarihinde bu turnuvada Letonya'ya karşı oynadı. Milli forma altında attığı ilk gol ise yine aynı tunuvada Venezuella'ya attığı goldü.
2001-2002 yılında futboldan uzak kaldığı 6 ay yüzünden 2002 Dünya Kupası için Brezilya Milli Takım'ına alınmayacağı düşünülüyordu. Fakat dönemin teknik direktörü Felipe Scolari beklentileri boşa çıkardı. Ronaldinho oynadığı futbol ve attığı iki gol ile Scolari'nin seçiminin ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Özellikle 30-35 metreden İngiltere'ye attığı gol jeneriklikti. Zaten Dünya Kupasını da kazanan Brezilya oldu.
Brezilya 2005 yılında Almanya'da düzenlenen Konfederasyon Kupası'nda şampiyon oldu. Ronaldinho bu kupada 3 gol attı. Birini grup maçlarında 2-2 biten Japonya maçında (dk.32), birini yarı finalde 3-2 Brezilya galibiyetiyle biten Almanya maçında (dk.43) ve birini de finalde 4-1 biten Arjantin maçında (dk.47) attı. Ayrıca final maçında maçın adamı seçildi.
2006 Dünya Kupası, Ronaldinho için iyi geçmemiştir. Turnuvanın en büyük yıldızı olacağı gözüyle bakılan Ronaldinho, turnuvayı kazanmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan takımıyla birlikte hayal kırıklığı yaratan bir futbol oynamış ve çeyrek finalde Fransa Milli Takımı'na yenilmekten kurtulamamıştır. Oynadığı 4 maçta gol atma başarısı da gösteremeyen Ronaldinho, (takımı gibi) aşırı favori gösterilmesinin yarattığı baskıyı kaldıramamış, oyun konsantrasyonunu ve hücum gücünü sahaya yansıtamamıştır.Bu olaylardan sonra sinirlenen Brezilya taraftarları tarafından Brezilya'da bulunan heykeli yıkılmıştır.
Öz Nitelikleri
Dünyada yükselen pres, fizik-kondisyon ve oyun bozmaya dayalı, savunma ağırlıklı futbol anlayışına karşı sürat, teknik, yaratıcılık ve oyun kurmaya dayalı estetik futbol anlayışının en büyük temsilcisi olan Ronaldinho'nun en büyük futbol yeteneği hiç kuşkusuz topa olan hakimiyeti. Kısa vuruşlarla top sürme, kısa alanda çalım, bacak arası gibi bilinen her türlü adam adama hücum varyasyonlarında üstün bir yeteneğe sahip olmasının yanında kendine has yan çalımlarında top, ayağına yapışıkmış görüntüsü verir. Bu top hakimiyeti, sürati ve vücut çalımı ile birleşince neredeyse tutulmaz bir oyuncudur. 2 Aralık 2004 tarihinde Şampiyonlar Ligi grup maçlarının dördüncüsünde, AC Milan'a karşı maçın sonlarına doğru, bütün bir takıma vücut çalımı atarak kaydettiği gol yeteneklerinin özeti gibidir. Sürati dolayısıyla açık alanda da çok tehlikelidir, ayrıca çok teknik bir oyuncudur.
Ağırlıklı olarak sağ ayağını kullanır. Doğal bir serbest vuruşçu değildir ama maç esnasında ya da serbest vuruşlarda mesafe tanımaksızın kaleyi bulabilir. Gol atmak konusunda sıkıntısı olmasa da asıl işlevi gol attırmaktır. Verdiği uzun mesafeli pasların isabeti, derinlemesine gönderdiği asistlerin zamanlaması çok başarılıdır. Hem süratli hem de çabuk olma vasfına sahip ender oyunculardandır. Bu yüzden açık alanda da dar alanda da çok tehlikelidir.
Her ne kadar oyun kurucu vasıfları olsa da Ronaldinho klasik anlamda bir oyun kurucu değildir. Daha çok hücum hattı ile orta sahanın arasında serbest adam veya ileriye dönük orta saha oyuncusu olarak sol iç koridorda oynar. Oyun kurgusunu değiştirme, gerekirse oyunu yavaşlatma gibi kabiliyetleri olması gereken oyun kurucu gibi takım sisteminin gerçek ağırlık merkezi değildir. Fakat sahip olduğu hücum gücü, ağırlık merkezinin ona kaymasını sağlar.
Maradona, Pele gibi gösteri özellikli kaliteli futbolcuların günümüz temsilcisidir. Çalım yeteneğini geliştiren ve yeni çalım stilleri bulan/uygulayan bir futbolcu olarak -yaşı da dikkate alınırsa- futbol tarihine geçeceği kesin gibidir. Fakat kendine has bu hareketleri yalnızca gösteri amacıyla yaptığı söylenemez. Bazı durumlarda, verdiği spektaküler paslar, gelen topu saliselik bir hareketle hiç beklenmeyen bir şekilde ve yere göndermesini sağlar. Bu da rakip defansın düşmesine neden olup pası alan kişiye zaman ve alan kazandırır.
Ayrıca diğer teknik futbolculardan farklı olarak savaşçı ve mücadeleci yapısı farklılığını belirginleştirmektedir.
Başarıları
Kulüp
2005-2006 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu
2005-2006 İspanya Lig Şampiyonluğu
2005 İspanya Süper Kupası
2004-2005 İspanya Lig Şampiyonluğu
2005 Konfederasyon Kupası
2002 Dünya Kupası Şampiyonluğu
1999 Amerika Kupası Şampiyonluğu
1997 17 yaş-altı Dünya Şampiyonluğu
Bireysel
2005 Altın Top
2005 France Football Avrupa'da Yılın Futbolcusu Ödülü
2005 FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü
2004 FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü
1997 17 yaş-altı Dünya Şampiyonası Gol Krallığı
2006 İspanya Süper Kupası
_______________________________________________________________

İsim : Zinedine Zidane
Doğum tarihi : 23 Haziran 1972
Doğum yeri : Marsilya, Fransa
Boy : 1,85 m
Lakap : Zizou
Zinedine Zidane, gerçek adı Yezid Zeynüddin bin İsmail Zidane olan, Cezayir asıllı Fransız futbolcu. 1972 yılında Marsilya'da doğdu. Futbol hayatına Cannes kulübünde başlayan Zidane ordan Bordeaux'ya transfer oldu. Bordeaux'da başarılı futboluyla dikkat çeken Zizou 1996 yılında 3 Milyon £ karşılığında Juventus'a transfer oldu.
Juventus'taki başarılı futbolunu milli takıma da yansıtan Zidane Fransa'nın FIFA Dünya Kupası'nı kazanmasında büyük pay sahibiydi. Finalde attığı 2 kafa golü kupaya Fransa'ya getirdi. O yıl FIFA tarafından Dünya'nın En İyi Futbolcusu Ödülüne layık görülen Zidane 2000 yılında ülkesinin Avrupa Şampiyonluğu'na uzanmasında gene büyük rol oynadı. Bu başarılarından dolayı 2. kez Dünya'nın En İyi Futbolcusu seçildi. 2001 yılında Juventus'tan 81 milyon $ karşılığında Real Madrid'e transfer oldu. İlk gittiği sezonda takımı Real Madrid ile Şampiyonlar Ligi kupasını kazandı. Finalde Bayer Leverkusen'e attığı güzel gol UEFA'nın sitesinde jenerik oldu. 2002/2003 senesinde Real Madrid'le İspanya Ligi Şampiyonluğu yaşayan Zizou, aynı yıl FIFA tarafından 3.kez Dünya'da Yılın Futbolcusu unvanını kazandı. Fransa Milli Futbol Takımı'nın 2004 Avrupa Şampiyonası'ndaki kötü sonuçları ardından milli takıma veda etti. Ama, Fransa'nın kendisine ihtiyacı olduğunu anlayınca geri döndü. Zidane Real Madrid'le 7 Mayıs'ta Villareal karşısında son kez sahaya çıktı. Kulüp takımları kariyerine son verdiğini, profesyonel futbol yaşantısına da 2006 FIFA Dünya Kupası sonrasında noktayı koyacağını açıkladı.
2006 FIFA Dünya Kupası`nda da otoritelere göre yükselen bir grafik çizip başarılı olan Zidane, final maçında Marco Materazzi`ye kafa atarak kırmızı kartla oyundan atıldı ve dünya kupasından önce aldığı karar gereği kariyerine son noktayı koydu.
Kazandığı Başarılar
FIFA Dünya Kupası
Şampiyonluk: 1998
Katıldıkları: 1998, 2002, 2006
Avrupa Futbol Şampiyonası
Şampiyonluk: 2000
Katıldıkları: 1996, 2000, 2004
Juventus ile:
UEFA Süper Kupa: 1996
Kıtalararası Kupa: 1996
Serie A Şampiyonluğu: 1996/1997, 1997/1998
İtalya Süper Kupası: 1997
Real Madrid ile:
UEFA Şampiyonlar Ligi: 2001/2002
Kıtalararası Kupa: 2002
La Liga Şampiyonluğu: 2002/2003
UEFA Süper Kupa: 2002
İspanya Süper Kupası: 2001, 2003
Kişisel Başarılar:
FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu Ödülü: 1998, 2000, 2003
Avrupa'da Yılın Futbolcusu (Ballon d'Or): 1998
Altın Top: 2006
__________________________________________________________________

İsim : Thierry Daniel Henry
Doğum tarihi : 17 Ağustos 1977
Doğum Yeri : Les Ulis, Fransa
Boy :1,88 cm
Thierry Daniel Henry,forvet olarak Premier League takımı Arsenal'de kulüp tarihinin ve milli takımın en golcü futbolcusu olarak oynayan bir futbolcudur.
Günümüzde futbolun en dinamik futbolcularından biri olarak görülen Henry, modern futbolun ihtiyaçlarını karşılayan bir oyuncudur. Bir forvet olmasına rağmen zaman zaman oyun kurucu özelliğini de gözler önüne seren Henry, birçok forvetin aksine bencil bir oyun anlayışına sahip değildir. Geleneksel forvetlerin dışında bir görüntüsü olan Henry hava topları da dahil olmak üzere her alanda mücadele ediyor. Orta sahadan top almayı seven, defansına yardıma giden, ince bilek haraketleriyle çalım atan, serbest vuruşlarda topun başına geçen, kornerlerde kafa golü kovalayan Henry, yaratıcılık, hız ve kombinasyonun bir bünyede buluştuğu bir forvet. Henry, dünyanın en zorlu liglerinden biri olan Premier League'de dünyanın en iyi golcülerinden biri olmayı başarmıştır.Henry yeryüzüne gelmiş en iyi 10 forvetten biridir.Biraz bencil olsa hersene gol kralı olacak bir oyuncu
Hayatı
Henry 2004 yılında Müslümanlığı seçmiştir. Henry, profesyonel futbol kariyerine Fransa'nın ünlü Monaco kulübünde başlamadan önce Fransa Futbol Federasyonu'nun futbol akademisi olan Clairefontaine'e gitti. Şu anda da teknik direktörü olan zamanın Monaco teknik direktörü olan Arsene Wenger tarafından henüz 17 yaşındayken Monaco forması kendisine teslim edildi. Ancak o dönemde Monaco forvetinden Brezilyalı yıldız Sonney Anderson bulunduğu için Henry, Wenger tarafından kanada yerleştirildi.
Monaco'da ön plana çıkan ve 1997 Ekim'de milli takım formasını giymeye hak kazanan Henry ilk kez Güney Afrika karşısında sahaya çıktı. 1998 Dünya Kupası'nda fırtına gibi esen Les Bleus'un başarılı isimleri arasında yer alan Henry kaydettiği 3 golle parladı. 2000 Avrupa Şampiyonası'nı da kazanan ve büyük bir başarıya imza atan Les Bleus'un kadrosunda yine 3 gol kaydeden Henry milli takımın değişmezi ve Avrupa futboluna da kısa sürede damgasını vuracak bir isim olduğunu gösterdi. 2003 Konfederasyon Kupası'na ev sahipliği yapan Fransa'nın değimez ismi olan Henry kupayı kaldıran milli takımın da sergilediği başarılı performansla "Turnuvanın Futbolcusu" onuruna layık görüldü.
1998 Dünya Kupası'nda kendisinden beklenenin çok üzerinde bir performans sergileyen Henry, İtalyan devi Juventus tarafından Monaco'dan transfer edildi. 1999 Ocak'ta 14 milyon pound karşılığında Torino ekibine transfer olan Henry yeniden kanat futbolcusu olarak oynamaya başladı ve yeni tanıştığı katı İtalyan defans anlayışı karşısında zorluk çekti. Bianconeri'de 12 maça çıkan yıldız futbolcu sadece 3 gol kaydedebildi ve Serie A'da beklediği zevki alamadı.
İtalya'da bekleneni veremeyen Henry, 1999 Ağustos'da 10.5 milyon pound karşılığında mentoru olan Wenger'in yönetimine geçmiş olan Arsenal'e transfer oldu. Monaco'da kanat oynattığı ve zamanla forvete kaydırdığı genç yıldızından istediği verimi alan Wenger, milli takımda da gol yollarında en öldürücü isim olan Henry'i yeniden forvet hattına oturttu. İlk maçla başlayan Henry fırtınası günümüze kadar neredeyse kusursuz bir şekilde gelmeyi başardı. Arsenal'de geçirdiği 7 sezonda Gunners tarihinin en golcü ismi olmayı başardı. 2005 yazında takım arkadaşı Patrick Vieira'nın Juventus'a transfer olmasıyla birlikte Arsenal'in kaptanı yapılarak onurlandırıldı.
Bir çok otoritenin Arsenal tarihinin ve Avrupa'nın "gelmiş geçmiş en iyi golcüsü" olarak gördüğü Henry 18 Ekim 2005'te Sparta Parg'a kaydettiği 2 golle birlikte Arsenal efsanesi Ian Wright'ın 185 golllük rekorunu tarihe gömerek Gunners tarihinin en başarılı ismi oldu. Henry, Arsenal formasıyla 190'dan fazla gole imza atarak tarihe geçerken, bencil olmayan futbol anlayışı ile her zaman takım arkadaşlarını da golle buluşturdu. Bir çok sezon takımın en çok asist veren oyuncusu olan Henry özellikle 2002 - 2003 sezonunda verdiği 20 asistle göz doldurdu.
Kuzey Londra'da yaşadığı en büyük hayal kırklığı ise 2001 Aralık'ta futbol sahasında ter dökerken Hampstead'daki 2.5 milyon poundluk evinin soyularak 40.000 poundluk eşyasının çalınması oldu.
Bir çok şilt ve ödül almış olan ve takımını rekorlar kırarak şampiyonluğa taşıyan Henry 2003 ve 2004'te FIFA Yılın Futbolcusu ödül töreninde finalist oldu. Arsenal'i Premier League tabelasında sırtlayan Henry, Futbol Yazarları Birliği Yılın Futbolcusu ödülünü ve PFA Yılın Futbolcusu ödülüne ikişer kez kazandı. 2004-2005 Arsenal'in Premier League'de şampiyon olamamasına karşın Thierry Henry Avrupa'da Altın Krampon ödülüne peş peşe 2. kez ulaştı. FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu ödülüne ulaşan Ronaldinho ise ödül töreninde yaptığı konuşmada Henry'i göstererek, Fransız yıldızın bu ödülü hak ettiğini ve onu geride bırakmanın büyük başarılı olduğunu söyleyerek Fransız yıldızı onurlandırdı.
Nike, Pro Evolution Soccer, Renault ve Pepsi gibi dev firmaların televizyon reklamlarında boy gösteren Henry bir zamanlar sevgilisi olan İngiliz süpermodel Nicole Merry ile 2003 Temmuz'da evlendi. 27 Mayıs 2005'te ilk çocukları Tea Henry'nin doğumunu kutlayan çift Hampstead Kuzey Londra'da yaşıyor.
"Yılın Fransız Futbolcusu" ödülüne 2005'te peş peşe 3. kez ulaşan Thierry Henry, 2000'de de kazandığı bu onurla birlikte toplamda 4. kez en tepede yer alan Fransız futbolcu olmayı başardı.
_______________________________________________________________________

Tam isim : Dennis Nicolaas Maria Bergkamp
Doğum tarihi :10 Mayıs 1969
Doğum yeri : Amsterdam, Hollanda
Boy : 1.83m
Lakapları : Buzadam,Uçmayan Hollandalı,Sihirbaz
Dennis Nicolaas Maria Bergkamp (doğumu 10 Mayıs, 1969 Amsterdam) emekli profesyonel futbolcudur. Ajax Amsterdam, Internazionale, Arsenal ve Hollanda'da oynadı. Bergkamp en iyi maçlarını golcü orta saha olarak oynadı. Taktiksel bilgisi ve becerikli pasları onu oyunun en muhteşem oyuncularından biri yaptı. Sıklıkla forvet arkası pozisyonu tanımlamak için onun ismi kullanılır. O kendi neslinin en iyi oyuncularından birisidir. Pele tarafından FIFA yaşayan en iyi 125 oyuncu arasına seçildi. Aynı zamanda FIFA yılın oyuncusu ödülünde iki kez üçüncü oldu. Modern oyundaki en kusursuz tekniğe sahip oyunculardan biri olarak hatırlanmaktadır.
Gençliği
Amsterdam'ın batısındaki bir apartmanda büyüdü. Bergkamp, Katolik bir tesisatçının dört oğlundan birisiydi. Kendi ailesinin dışındaki insanlar ile çok sosyal değildi. Futbol fanatiği olan ailesi ona Manchester City, Manchester United ve İskoçya golcüsü Denis Lawın ismini verdi. Hollanda yetkilileri Denis isminin "Denise" ismine çok benzer olduğuna karar verdiler, böylece Bergkamp'ın ailesi Dennis ismine karar verdiler. İkinci ismi "Maria" genellikle dikkat çekmektedir. "Maria" Katolik oğlan çocukları için pek kullanılmayan bir ikinci isimdir.
Klüp Kariyeri
Ajax Amsterdam
Bergkamp 12 yaşında meşhur Ajax Amsterdam genç sistemine katıldı. Profesyonel kariyerine 14 Aralık, 1986'da teknik direktör Johan Cruyff ile Roda JC'e karşı oynayarak başladı, ve aynı sezon 14 maçta forma giydi. 1987 yılında Ajax'ın kazandığı UEFA Kupa Galipleri Kupası finalinde Lokomotive Leipzig'e karşı yedek olarak forma giydi.
Bir sonraki sezonda, Bergkamp Ajax'ın sürekli oynayan bir oyuncusu oldu, Hollanda ligini 1990'da, UEFA Kupasını 1992'de ve KNVB Kupasını 1993'de kazandı. 1991'den 1993'e kadar Bergkamp Hollanda gol kralıydı ve 1992 ve 1993 de "yılın oyuncusu" seçildi. Toplamda, Bergkamp kendi şehrinin kulübü için 239 maçta 122 gol attı.
Internazionale
1993 yazında, Bergkamp ve Ajax'dan takım arkadaşı Wim Jonk, Internazionale ile sözleşme imzaladı. Bunarağmen, İtalya'da geçirdiği yıllar çok başarılı değildir. 1994 yılında ikinci UEFA Kupasını kazanmasına rağmen, İtalyan defansif oyun tarzına uyum sağlamakta zorluklar yaşadı. 50 maçta sadece 11 gol atabildi. Bergkamp'ın düşük formuna İtalyan basını ile yaşadığı soğuk ilişkiler hiç yardımcı olmadı, doğrusu bazı takım arkadaşları ile de arası soğuktu.
Arsenal
Inter'de geçirdiği iki mutsuz sezonun ardından, Bergkamp 1995 yılında £7.5m karşılığında Arsenal patronu Bruce Rioch tarafından transfer edildi. Bergkamp Ağustos 1995'de Middlesbrough'a karşı forma giydi fakat İngiliz oyun tarzına alışması gerekiyordu; Southampton'a karşı ilk golünü atana kadar bu onun sekiz maç gol atamamasına sebep oldu. Yavaş fakat kesin adımlarla, Bergkamp'ın kişiliği takımın golcüsü Ian Wright'ın arkasında forvet oynadıkça yerine oturmaktaydı. Beraber etkili bir ikili oluşturmuşlardı.
Bergkamp'ın Arsenal'e gelişi çok önemlidir. Sadece o 1991 yılındaki Heysel faciasından sonra bir İngiliz kulübüne gelen ilk dünya çapında yabancı oyuncu olduğu için değil, aynı zamanda 1990'ların ortasında girdiği durgunluk döneminden sonra klubün tekrar başarılara dönmesinde çok büyük katkıda bulunduğu için de önemlidir. Arsenal ikinci başkanı David Dein'in sayesinde Bergkamp'ın transfer edilmesi diğer üst sınıf oyuncuların alınmasını da kolaylaştırarak Arsenal tarihindeki en önemli imza olmuştur.
Bergkamp, Arsenal'de formunun zirvesine Arsène Wenger'in Eylül 1996 takıma gelmesi ile ulaştı. Arsenal FA Premier League ve FA Cupı kazanarak 1197-1998 sezonunda duble yaptı (Bergkamp'ın kupa finalini sakatlık nedeni ile kaçırmasına rağmen) ve Bergkamp yılın oyuncusu seçildi. Eylül 1997 de "Match of the Day"'in ayın golü yarışmasında Leicester City'ye karşı yaptığı hat-trick ile birinci, ikinci ve üçüncü seçilen ilk ve tek futbolcudur. O sezon 16 gol atmıştır, çok daha fazlasının da hazırlayıcısı olmuştur. Aynı sezonun sonunda, Hollanda'nı 1998 Dünya Kupasında dördüncü olmasına yardımcı oldu. Bu kupada Arjantin'e karşı çeyrek finalde tüm zamanların en güzel gollerinden birini attı.
İlerleyen sezonlarda Bergkamp Arsenal takımında düzenli olarak oynamaya devam etti. 2002 yılında tekrar duble yaptı, 2003 yılında FA Cup'ı ve 2004 yılında üçüncü kez lig şampiyonluğunu kazandı. Kulubün yerel başarıları Avrupa kupalarında yaşanamadı, 2000 UEFA Kupası finalini Galatasaray'a karşı penaltılar ile ve 2006 Şampiyonlar Ligi finalini Barcelona'ya karşı kaybettiler.
2005'de, Arsenal'in yeni sözleşme yapma konusundaki isteksizliği sebebi ile, Bergkamp'ın kulüpten ayrılması ve futbolu bırakması yönünde spekülasyonlar başladı. Bergkamp, ilk klubü Ajax'ın kendisini istemesine rağmen Arsenal ile 2005-2006 sezonu için yeni bir sözleşme yapmaması halinde futbolu bırakacağını açıkladı. Arsenal'in penaltı atışları ile Manchester United'ı yendiği FA Cup Finalinden sonra, Bergkamp ile bir yıllık sözleşme imzalandı. Arsen Wenger'in 30 yaşının üzerindeki oyuncularla bir yılın üzerinde sözleşme yapılmasını engelleyen kuralı ile Bergkamp Highbury'de ki son sezonuna başladı.
15 Nisan 2006'da, West Bromwich Albion'a karşı kendi evlerinde yapılan mücadelede, Arsenal taraftarları orjinali "Taraftarlar Günü" olan organizasyonu (Arsenal'in Highbury stadını bırakıp Emirates stadına taşınması dolayısıyla daha önceden belirlenmiş Highbury'deki son yıllarını kutladıkları organizasyon) "Dennis Bergkamp Günü" olarak değiştirdiler, Bergkamp'ın Arsenal'de ki günlerini bu şekilde kutladılar. Bergkamp ikinci yarıda oyuna girdi, Robert Pirès'in attığı galibiyet golünün hazırlayıcısı oldu. 89uncu dakikada Bergkamp Arsenal forması ile son golünü attı ve maç 3-1 bitti. Bu Bergkamp'ın profesyonel futbol yaşamındaki son golü oldu[1]. Bergkamp resmi olarak profesyonel futbol hayatına 2006 Şampiyonlar Ligi Finalinde Barcelona maçı ile 17 Mayıs 2006 veda etti. Arsenal forması ile oynadığı son maç aynı zamanda Highbury stadında oynanan son maçtı. Bergkamp, Arsenal için 424 maçta 12 gol attı, ve Arsenal kariyerinde 166 asist yaptı. Bu onu Premier League tarihindeki en çok asist yapan üç oyuncudan biri yaptı
Milli Takım Kariyeri
Bergkamp ilk milli formayı 19990 yılında İtalya'ya karşı giydi. İlk büyük turnuvası 92 Avrupa Şampiyonasıydı. Bergkamp oyunu ile herkesi etkiledi (özellikle İnter'in listesine girdi ve daha sonra İnter ile sözleşme imzaladı), fakat Hollanda yarı finalde penaltılar ile elendi.
Bergkamp 1994 FIFA Dünya Kupası'nda oynadı, takımının tüm maçlarında forma giydi, Brezilya'ya karşı muhteşem bir gol ettı, maçı Holanda 3-2 kaybetti. Hollanda 96 Avrupa Şampiyonası'nde başarısızdı, Bergkamp'ın bir golüne ve Patrick Kluivert'ın bir golüne rağmen İngiltere'ye çeyrek finalde elendiler.
1998 FIFA Dünya Kupası'nda, Bergkamp üç gol attı, en çok hatırlananı çeyrek finalin son dakikasında Arjantinna attığı gol oldu. Bergkamp, Frank de Boer'den gelen uzun topu yakaladı, Arjantin defans oyuncusu Roberto Ayala'yı geçmek için topu terse çekti, ve son olarak yarım vole ile topu Arjantin kalecisinin sağından ağlara yolladı. Üç zeki sağ ayak dokunuşu ile son saniyelerde takımını yarı finale taşımayı başardı. Hollandalı radyo spikeri golden sonra sekiz defa "Dennis Bergkamp" diye bağırdı.
2000 Avrupa Şampiyonası'na favorilerden biri olarak katıldılar. "Ölüm grubu"ndan çıktıktan sonra yarı finalde penaltılar ile İtalya'ya kaybettiler. Bergkamp turnuva boyunca gol atamadı fakat hala takımda önemli bir rol oynuyordu. Mağlubiyetten sonra, Bergkamp milli takımda artık oynamayacağını açıkladı. Çünkü bir sonraki büyük turnuva olan 2002 FIFA Dünya Kupası Japonya ve Güney Kore'de oynanacaktı ve Bergkamp'ın uçak korkusu onun kupaya gitmesini engelliyordu. Bunun adaletsizlik olduğunu farkedene dek, eleme maçlarında oynamadı.
Milli kariyerini, Hollanda milli takımının tüm zamanların en çok gol atan oyuncuları listesinde birinci olarak sona erdirdi, 79 maçta 37 golle. Rekoru şu anda Patrick Kluivert tarafından geçilmiştir.
Jübile Maçı
Bergkamp, Arsenal'in yeni stadı Emirates Stadium'da ilk maça çıkma onuruna ulaştı. 22 Temmuz 2006'da, yeni stadyumda Arsenal ile Ajax arasında onun adına bir jübile maçı oynandı. Bergkamp santra vuruşunu babası Wim ve oğlu Mitchel ile beraber yaptı. İlk yarı Arsenal ve Ajax'ın mevcut kadroları ile oynandı, ikinci yarıda ise iki takımın ünlü eski oyuncuları maç yaptılar; örneğin Arsenal'den Ian Wright, Patrick Vieira ve David Seaman, ve Ajax'tan Marco van Basten, Danny Blind, Johan Cruijff, Frank ve Ronald de Boer. Arsenal maçı Thierry Henry ve Nwankwo Kanunun goleri ile 2-1 kazandı; Klaas Jan Huntelaar Ajax adına maçın ilk golünü attı.
Özel Yaşamı
Dennis Bergkamp, Henrita Ruizendaal ile evlidir ve dört çocuk babasıdır: kızları Estelle, Yasmin, ve Saffron; ve oğlu Mitchel.
Bergkamp'ın en iyi arkadaşı Marc Overmars'dır.
Onurları
Dutch Championship 1990.
Dutch Cup 1987, 1993.
European Cup Winners Cup 1987.
UEFA Cup 1992 (Ajax), 1994 (Inter).
English Premiership 1998, 2002, 2004.
English FA Cup 1998, 2002, 2003, 2005.
Ödülleri
Hollanda Gol Kralı 1991, 1992, 1993.
Hollanda Yılın Futbolcusu 1992, 1993.
Avrupa Yılın Futbolcusu: 3rd place 1993.
İngiliz PFA Yılın Futbolcusu 1998.
İngiliz Futbol Yazarları Yılın Futbolcusu 1998.
Sezonun Golü Ödülü 1998, 2002.
Arsenal FC Yılın Oyuncusu 1998.
FIFA Yılın Oyuncusu: 3. 1993, 1997.
___________________________________________________________________

Tam isim : Cristiano Ronaldo dos Santos Aveiro
Doğum tarihi :5 Şubat 1985
Doğum yeri : Madeira Adası,Portekiz
Boy :1.84 cm
Cristiano Ronaldo, tam adı Cristiano Ronaldo dos Santos Aveiro olup 5 Şubat 1985 yılında Portekiz'in Madeira adasında doğmuştur. Şu anda İngiltere'nin ve dünyanın en ünlü futbol kulüplerinden biri olan Manchester United'da oynamaktadır.
Fiziki özellik bakımından 1.84 cm boy ve 75 kg ağırlığına sahiptir. Ronald Becc hayranı olan babası bu yüzden ona Ronaldo ismini vermiştir.
Manchester United'a 12.24 Milyon Pound karşılığında transfer olmuştur. Bu takımla ilk maçını 16 Ağustos 2003'te Bolton Wanderes a karşı oynamıştır. Manchester United takımının 7 numaralı formasını giymektedir ve ayrıca Manchester United'a gelen ilk portekizli oyuncu olarak tarihe geçmiştir.
Manchester United forması ile ilk sezonunda Sir Matt Busby Yılın Futbolcusu ödülünü almıştır. 2002/2003 sezonunda 25 maçta forma giymiş ve 3 gol atmıştır. 2003/2004 sezonunda 39 maçta forma şansı bulmuş ve 8 gol atmıştır, ayrıca FA Cup finalinde Milwall ile oynanan maçta forma giymiştir.Daha önce Portekiz'in Sporting Lizbon takımında oynamıştır.Onu diğerlerinden farklı kılan özelliği çok hızlı olması, inanılmaz bilek hareketleri ve çalım yeteneğine sahip olmasıdır. Euro 2004 de yıldızı parlayan oyuncu Portekiz milli takımının vazgeçilmez ilk 11'i arasında bulunmaktadır.
Günümüzde birçok şirket reklamlarını Cristiano Ronaldo ile çekmeyi istemektedir ve bu yüzden onunla iş yapmak isteyen tonlarca parayı gözden çıkarmak zorundadır. Jessica Miller ile birlikte Pepe Jeans reklamında oynamıştır. Ayrıca Japon otomobil ve motosiklet üreticisi Suzuki şirketinin Suzuki Swift araba reklamında oynamıştır. Bunlar dışında özellikle de Nike şirketinin yarattığı Joga Bonito akımının süperstarları arasında bulunmaktadır.
Cristiano Ronaldo nun Sporting Lizbon'dan Manchester United takımına transferi çok ilginçtir.İki takımın hazırlık karşılaşmasında Sporting Lizbon forması giyen yıldız Manchester United'a karşı adeta tek başına oynayarak takımının kazanmasını sağlamıştır.Böylece Cristiano Ronaldo'yu çok beğenen Manchester United takımı yıldız futbolcuyu transfer etmiştir.
______________________________________________________________________

Tam isim :Robson De Souza
Doğum tarihi : 25 Ocak 1984
Doğum yeri :São Vicente / Brezilya
Boy :1,72 cm.
Lakap :Robinho(Küçük Robson)
Santos yakınındaki ufak bir şehir olan São Vicente’de dünyaya gelen Robson de Souza’nın futbol yaşantısı birçok Brezilyalı çocuk gibi bir escolinhada başlamıştı. Okulcuk anlamına gelen escolinha sözcüğü, Brezilya’da kulüplerin çocuk ve genç takımlarını belirtir. Çocukların neredeyse bebek yaşta girdikleri ve kulüplerin daha üst seviyedeki takımlarına geçmeden önce çeşitli turnuvalarda mücadele ederek gelişme şansı buldukları bir çeşit futbol okulu olan escolinhaların Brezilya’ya özgü kısmıysa, özellikle favelalarda yaygın olan örneklerinin çocukların futbol dünyasına ilk adım attıkları sportif kuruluşlar olmaları ve tıpkı samba okulları gibi gençlerin uyuşturucu ve şiddetten nispeten uzak kalmalarını sağlayan sosyal bir oluşum görevi görmeleridir. Hizmetlerinin karşılığında aylık düşük bir ücret talep eden escolinhalar, aileleri ücreti karşılayamayacak durumda olan yetenekli çocukları genelde ücretsiz olarak kabul ederler.
Robinho da 6 yaşındayken başladığı escolinha tecrübesinin meyvesini 12 yaşındayken Santos’un futsal takımına girerek aldı. Zico, Ronaldinho gibi isimlerin de yeşil sahalara geçmeden önce oynadıkları futsal sayesinde top tekniğini ve çevik, kıvrak fiziğini daha da geliştirme şansı buldu.
Nasıl Arjantin futbolunda parlayan her yıldıza “Yeni Maradona” etiketi yapıştırılıyorsa Brezilya futbolunun yıldız adaylarına da aynı şekilde “Yeni Pelé” damgası yapıştırılması adettendir. Robinho’daysa bu adet biraz daha olumlu bir biçimde kendini gösterdi. Robinho 15 yaşındayken çıktığı bir antrenmanda kulübü ziyaret eden Pelé tarafından fark edildi. Robinho’nun oyun stilinden çok etkilenen ve “Onda kendimi görüyorum,” diyen Pelé, ailesiyle tek göz bir evde yaşayan Robinho’nun Santos tesislerindeki yurda taşınmasını sağladı. Fakir bir aileden gelen Robinho’nun hayatında düzenli olarak üç öğün yemek yemeye başlaması ancak bu dönemden sonra gerçekleşti.
Dahi çocuk 18 yaşında (yani 2002 yılında) Emerson Leão yönetimindeki Santos’ta ilk maçına çıktı. Sonradan Porto’ya transfer olacak genç yetenek Diego ile harika bir ikili oluşturan Robinho, Santos’un aynı sene, Pelé’den beri ilk kez şampiyon olmasında büyük pay sahibiydi. 2003’te şampiyonluğu Cruzeiro’ya kaptırsalar da Libertadores’te finale kadar yükseldiler (finaldeyse Boca’ya yenildiler). Takımın 7 numarası Robinho 2004’te yine coştu ve Vanderlei Luxemburgo yönetimindeki Santos’un sekizinci lig şampiyonluğuna ulaşmasını sağladı.
2004 sonunda annesinin fidye için kaçırılması ve ancak iki ay sonra serbest bırakılması, Robinho’nun futbol yaşantısına Brezilya’da devam etmesinde şüpheye düşmesine sebep oldu. Santos kendisini takımda tutmak için her şeyi denese de Robinho’nun ismi bu dönemden itibaren Barcelona, Chelsea, Real Madrid, PSV gibi birçok Avrupa kulübüyle birlikte anılmaya başlandı. Real Madrid 30 milyon dolar karşılığında Robinho’yu almak istediğinde Santos bu teklifi reddetti ve Robinho’ya kalması için baskı yaptı. Bunun sonucunda Robinho antrenman ve maçlara çıkmayı reddetti ve çok geçmeden isteğine ulaşarak Real Madrid’in 10 numaralı formasını sırtına geçirdi.
Ama ne yazık ki Galactico’nun en tatsız dönemlerinden birine denk geldi. İşin komik tarafı Robinho Madrid’e giderken Luxemburgo’nun da Real Madrid’deki görevinden alınarak Santos’a dönmesiydi. Yaptığı ticari ve gülünç transferlerle futbolcu sirkine dönen Galactico üst üste başarısız sonuçlar almaya devam ederken Avrupa basını Robinho’yu abartılmış, fiziksel açıdan yetersiz, hatta kabiliyetsiz bir oyuncu olarak eleştirdi (halen de eleştiriyor).
Robinho’yu Brezilya’daki dönemini görmezden gelerek yargılamak kolay, ancak önümüzde Santos’ta oynadığı dönemde 190 maçta 81 gol atmış, kulübün iki şampiyonluk kazanmasında büyük pay sahibi olmuş, Brezilya’da 2002’de gümüş, 2004’teyse altın top ödüllerini almış, Konfederasyonlar Kupasını kazanan Seleção’da yer almış parlak bir yetenek var. İspanya liginin ağır temposunu kaldıramıyor diyenlere Robinho’nun Santos’tayken bir sezonda 70-80 maça ulaşan yükü nasıl bir performans göstererek kaldırdığını izlemelerini (Real Madrid’de bu sayı 50-60 maça düşer), çelimsiz olduğunu söyleyenlereyse Brezilya futbolunu yeniden incelemelerini öneriyorum.
2004 şampiyonu Santos’un Robinho gittikten sonra neredeyse ligden düşecek konuma gelmesi ve küme düşen takımlar arasında en yüksek puana sahip olan Coritiba’dan yalnızca 10 puan fazla alarak Brasileirão 05′i 10. sırada tamamlayabilmesi de Robinho’nun önemini ortaya koyuyor.
Hız, çeviklik, teknik ve hepsinden önemlisi, eşine az rastlanır futbol zekasıyla Brezilya’da oynadığı iki küsur yıl boyunca adından sürekli söz ettiren, Garrincha’yı andıran inanılmaz top sürüşü ve çalımlarıyla (özellikle pedalada konusunda uzmandır) futbol aşıklarını zevkten dört köşe eden Robinho’nun Brezilya dışında neler yapacağını zaman gösterecek. Neşeli karakteriyle hem Santos hem Seleção’da oynarken takım arkadaşlarının sevgisini kazanmış olan bu dahi çocuk yeter ki doğru takımda, doğru teknik direktörle çalışsın.
________________________________________________________________________

Tam isim : Wayne Mark Rooney
Doğum tarihi :24 Ekim 1985
Doğum yeri :Liverpool, İngiltere
Boy : 1,78 cm.
Lakapları : Wazza, Mickey
Wayne Rooney (Doğumu 24 Ekim 1985) İngiliz futbolcu. Şu anda İngiltere'nin Manchester United takımında oynamaktadır.
2005 ve 2006 yıllarında FIFA tarafından En İyi Genç Oyuncu seçilen Rooney futbola Everton'da başladı. Henüz 17 yaşındayken Everton'da şans bulmaya başlayan Rooney, Arsenal maçında attığı güzel golle gündeme geldi. Performansını günden güne artıran Rooney Everton'dan Manchester United'a 27 milyon pounda transfer oldu.
Manchester United formasıyla çıktığı ilk maçta Fenerbahçe'ye karşı hattrick yaptı. 17 Ekim 2006 tarihinde FC Kopenhag karşısına Manchester United tarihinin en genç kaptanı olarak çıktı.
Euro 2004'te İsviçre Milli Futbol Takımı ağlarına bıraktığı iki golle Avrupa Futbol Şampiyonası tarihinde gol atmayı başaran en genç oyuncu oldu. İngiltere Milli Futbol Takımı'nda da yer alan Rooney milli takımda oynadığı 36 maçta 12 gol attı.
Alt Yapı
2000-2002 Everton
Profesyonel kariyer
2002-2004
2004- Everton 67 (15)
Manchester United 78 (34)
Milli takım kariyeri
2003 İngiltere Milli Futbol Takımı 36 (12)
Başarıları
İngiltere Lig Kupası Şampiyonluğu: 2006
Britanya Yılın Genç Kişiliği Ödülü: 2002
Dünya'da Yılın En İyi Genç Futbolcusu: 2005
________________________________________________________________________

Tam isim :Francesco Totti
Doğum tarihi :27 Eylül 1976
Doğum yeri :Roma, İtalya
Boy :1,80 cm.
Lakap :er Pupone
Francesco Totti, (d. 27 Eylül 1976, Roma) İtalyan futbolcu.
Totti İtalya ligi Serie A takımlarından AS Roma'nın kaptanıdır. İtalya Milli Futbol Takımı'nın en önemli oyuncularından biri olan futbolcu forvette ya da forvetin arkasında ofansif orta saha olarak görev yapabilmektedir.
1984 yılında Fortitudo takımında futbola başlayan Totti küçük yaşlarda AS Roma'nın minik takımına geldi. Fakat ailesinin maddi durumu iyi olmadığından okulu bırakan Totti, 1993 yılında henüz 16 yaşındayken A takımda şans buldu. 2000 yılında İtalya'da yılın futbolcusu ödülünü alan Totti, aynı yıl İtalya millî takımının Avrupa Şampiyonası'nda finale kadar yükselmesinde önemli rol oynadı. 2000/01 yılında kaptanı olduğu AS Roma takımının tarihinde kazandığı ilk şampiyonlukta en büyük paylardan birine sahip oldu. 2003 yılında İtalya'da yılın futbolcusu ödülünü ikinci kez kazanan Totti, 2002 Dünya Kupası'nda ve 2004 Avrupa Şampiyonası'nda da İtalya millî takımında yer almıştır. 2006 Dünya Kupası'nda da İtalya kadrosuna çağırılan Totti, kupanın ülkesine gelmesinde büyük pay sahibi olmuştur.
27 Eylül 1976’da İtalya’nın başkenti Roma’da doğan Francesco Totti, İtalya’nın en ünlü ve karizmatik futbolcularından biri !.. Her sene sezon sonunda ya da devre arasında hakkında bir çok transfer haberi çıkan, çıkartılan Totti tam anlamıyla Roma’nın “Altın Çocuğu”, Roma'nın Gladyatörü !.. Zaman zaman futbolundan çok özel hayatıyla da İtalya’da manşetlere taşınan Totti hem ulusal takım hem de büyüyüp yetiştiği Roma’da lider bir karakter !..
Arada sırada sinirine hakim olamayan Totti bir anda bir çok şeyi yakmayı başarsa da uzun süreli dostluklarını da korumayı başarıyor ve birinin kalbini kırdıysa, gönlünü almayı biliyor !..
Serbest vuruşlardan kaydettiği goller, yaratıcılığı, hem forvette hem de orta sahada sergilediği futbol ile Totti, İtalya’nın Dünya’ya armağan ettiği en iyi futbolculardan biri !..
Zaman zaman “Taçsız Kral” olarak adlandırılan ve Roma’da hak ettiği yerlere ulaşamadığı söylenen Totti bugüne kadar başkent devine olan bağlılığının bir an olsun sorgulanmasına izin vermedi !..
Forvet hattında da kolaylıkla görev yapabilen Totti, tekniğini ve özelliklerini en iyi sergilediği yer olan forvet arkasında serbest oynamayı seven ve böyle de yapan bir futbolcu !..
Totti modern futbolun en iyi temsilciler arasında gösterilen yakışıklı, kuvvetli, yaratıcı, bitirici, sert, kavgacı, dost canlısı bir İtalyan !..
TOTTI’NİN ÇOCUKLUĞU
İtalya’nın başkenti Roma’nın San Giovanni bölgesinde doğan Totti, Enzo ve Fiorella Totti’nin çocuğu.. Ayağa ilk kalktığı günden beri futbol oynayan Totti 9 aylıkken meşin yuvarlakla tanıştı.. 1984’de Fortitudo ardından Smit Trastevere’de ve 1986 Lodigiani’de küçük takımlarda oynadı ve 1989’da da Roma’ya genç takımla ayağını bir daha ayrılmamak üzere bastı !..
Çok ufak yaşta yeteneklerini göstermeye başlayan Totti, U18’de İtalya Milli Takımı’nın formasını giymeye başladı ve 1995 Temmuz’da EUFA U18 Avrupa Şampiyonası finalinde İspanya’ya 4-1 mağlup oldukları maçta ülkesinin tek golünü kaydetti !.. U21’de de Avrupa Şampiyonası finalinde yine İspanya ile karşılaşan Totti ve arkadaşları İtalyan futbolunun yeni yıldız adayı Totti’nin golüyle maçı 1-1 ile penaltılara taşıdı ve bu sefer İspanya’ya üstünlük kurarak kupaya uzandı !..
---------------------------------------------------------------------------------------------------
Totti, İtalya Milli Takımı ile ilk maçını 2000 Avrupa Şampiyonası elemlerinde İsviçre’yi 10 Ekim 1998’de yendikleri mücadelede yaptı !.. Finallerde ilk 11’de oynayan ve Romanya ile Belçika maçlarında golünü atan Totti finalde ise Fransa’ya mağlup olduklarında kupaya ulaşamadı !.. Totti yenilen tarafın bir üyesi olmasına rağmen sergilediği performansla Fransa ile oynadıkları finalde “Maçın Adamı” seçildi !..
Ayrıca Dünya bu turnuvada belki de kaydedilmiş en iyi penaltı golünü izledi !.. Hollanda ile yapılan yarı final maçında karşılaşma penaltılara kadar uzadı !.. İtalya ilk 2 atışı gole çevirirken Portakallar ilk iki atışı kaçırdı !.. İtalya’nın 3. penaltı atışında sıra Totti’ye geldi ve karizmatik futbolcu sakin bir şekilde topu koyduğu penaltı noktasında tamamı Hollandalı tribünlerin baskısı altında topu sağ köşeye ve çaresiz Van der Sar’ı da sol köşeye yolladı !..
2002 Dünya Kupası’nda İtalya yine hayal kırıklığı yaşadı !.. 2. tur maçında Güney Kore’ye mağlup olan İtalya’da Totti bu sefer beklenen patlamayı yapamadı ve orta hakem Byron Moreno tarafından ikinci sarı kartı görerek oyundan atıldı !..
2004 Avrupa Şampiyonası’nda ise Totti, medyanın negatif yüzünü gördü !.. Danimarka orta saha oyuncusu Christian Poulsen’e tüküren ve bu görüntü kameralar tarafından yakalanan Totti oldukça zor duruma düştü.. Paulsen’de maç boyunca Totti ile uğraşmıştı ancak cezayı alan İtalyan yarı finale kadar forması elinden alınarak cezalandırıldı !.. İtalya ise bir sonraki tura yükselemeyince Totti de bu turnuvada bir daha forma giymedi !..
ROMA’NIN GURURU
Totti, Serie A’da başkent devi Roma formasıyla ilk maçına 28 Mart 1993’de Brescia’yı deplasmanda 2-0 yendikleri maçta çıktı !.. 1994 – 1995’de 21 maça çıkan Totti, 4 gol kaydetti ve devam eden sezonda da ilk 11’in değişmez bir parçası oldu !.. 2000’de “İtalya’da Yılın Futbolcusu” seçilen Totti, bir sonraki sene, 2000 – 2001’de, bu onura layık görülmesini sebebini sergilediği futbolla ortaya koydu ve Roma’nın 1983’den beri ilk kez Serie A’da şampiyon olmasını sağladı !..
Totti’li Roma 2001 – 2002’de şampiyon olan Juventus’un ardından 2. oldu ama 2002 – 2003’de Totti rakip fileleri 14 golle sarsarak en çok gol kaydettiği sezonu yaşadı !..
Bir sonraki sezon daha çok ofans oynayan Totti forvetin hemen arkasında üstlendiği rolü çok iyi benimsedi ve Roma’nın 2003 - 2004’ü 2. sırada tamamladığı yıl kaydettiği 20 golle kariyer rekorunu kırarak önemini bir kez daha kanıtladı !..
2004 – 2005 sezonu ise Totti ve Roma için hayal kırıklıklarının senesi oldu !.. Neredeyse küme düşme tehlikesi yaşayan başkent devi Olimpiyat Stadı’nda taraftarını üzerken Totti sezonu 12 golle tamamladı !..
KRAMPON GİYMEDİĞİ ZAMANLARDA
2002’den beri UNICEF’in iyi niyet elçisi olan Francesco Totti yayınladığı kitaplarla yardıma muhtaç çocuklara para yardımı topladı !.. Kişisel servetinden her yıl UNICEF’e yardım yapmaya devam eden Totti, Mart 2004’de “Siyah İnci” Pele tarafından da “Yaşayan En İyi 125 Futbolcu” arasında gösterildi !..
En önemli özelliklerinden aşırtma şutlarında bir uzman olan Totti, İtalyanca’da "cucchiaio" denen bu teknikle bir çok jeneriklik gol kaydetti !..
Bir çok zaman “Dumb Roman”, “Aptal Romalı” olarak da çağırılan Francesco Totti, bu konuya değindiği ve “Tutte le Barzellette su Totti (Raccolte Da Me)”, “Totti hakkındaki bütün şakalar (Tarafımdan toplandı)” adlı kitabında kendisi hakkında şakaların, esprilerin yer aldığı derlemeyi yayımladı ve gelirini çocuklara bağışladığı bu kitap aylarca “en çok satanlar listesinde” en üst sırada yer aldı ve kısa sürede 775.600 dolar para toplanarak bağışlandı
________________________________________________________________________

Tam isim :Frank Lampard
Doğum tarihi :20 Haziran 1978
Doğum yeri :Romford, İngiltere
Boy :1,83 cm.
Frank Lampard (Doğumu 20 Haziran 1978, Romford) 1.83 cm boyunda İngiliz orta saha oyuncusu. Şu anda Chelsea F.C.'de forma giymektedir.Chelsea'ye transferi yaklaşık 16.000.000€ mal olmuştur.(2001)
Frank Lampardİngiltere Milli Futbol Takımı formasını da giyen Lampard şimdiye kadar oynadığı 42 maçta 11 gol kaydetmiştir.
Lampard orta sahanın ortasında görev almasına rağmen attığı şık gollerle de adından söz ettirmeyi başarmış bir oyuncudur.
Futbolcu bir aileden yetişen Frank Lampard'ın kendisiyle aynı ismi taşıyan babası Frank Lampard da 70'li yıllarda West Ham United'da forma giymiş ve bu formayla iki FA cup kazanmıştır. Eniştesi Harry Redknapp ise futbolculuk kariyerinden sonra halen Premier Lig'de Southampton'ın teknik direktörlüğünü yapmakta.
Frank Lampard da futbola West Ham United ile başladı ve 1995'de 17 yaşını doldurmadan bu klüple profesyonel sözleşme imzaladı. Kiralik olarak 18 yaşında Swensea'da forma giydikten sonra tekrar West Ham'a döndü ve takımın değişmez oyuncusu oldu. 1999 yılında Kevin Keegan tarafından Macaristan maçında görev almak üzere milli takım kadrosuna dahil edilse de forma şansı bulamadı ancak 6 ay sonra Sunderland'de oynanan Belçika maçında ilk kez şans buldu. Bu erken başlangıca rağmen Lampard 2000 yılında İngiltere A mili takımı ile Belçika'da olmak yerine ümit milli takım kaptanlığını yapıyordu.
Lampard, 2001 yılında 16.000.000€ karşılığında Chelsea'ye transfer oldu ve o yıl normal sezonda sadece bir maç kaçırdı. 2001/2002 sezonunda Chelsea adına 5 gol kaydeden Lampard, 2002/2003 sezonunda ise kariyerinde ikinci kez hiç bir maçı kaçırmıyor ve Chelsea'nin ligi 4. bitirerek şampiyonlar liginde yer almasına 6 gol atarak katkı sağlıyordu. 2003/2004 sezonu Frank Lampard için harika bir yıl oldu. Abramovic'in kulübü satın almasıyla birlikte bir çok yıldız oyuncunun transfer edildiği bu sezonda, daha az forma şansı bulacağı şeklinde yapılan yorumların aksine Lampard harika bir sezon geçirip, Chelsea'nin Premier Lig'i Arsenal'in ardından ikinci bitirmesinde ve Şampiyonlar Liginde yarı final oynamasında büyük pay sahibi oluyordu.
O sezon görev başında olan Ranieri onun için "Mükemmel, komple bir oyuncu, şimdiden 10 gol attı. Ben Sven Goran değilim ama bence oynamayı hak ediyor" diyordu. Ericsson da Lampard'ın yükselişine kayıtsız kalmadı ve Lampard Lions'ların da değişmezi oldu. Chelsea, sezon sona ermeden, Lampard'la 2009 sezonun sonunda sona erecek ve Frank'a haftada 65.000 pound kazandıracak yeni bir sözleşme imzaladı.
Portekiz'de oynanan Avrupa Şampiyonasında grup elemelerinde 2-1 yenildikleri Fransa karşısındaki rövanş diye tabir edilen maçta ve Hırvatistan karşısında birer gol kaydetti. Çeyrek finalde de Portekiz maçında normal sürede bir gol atıp, penaltı atışlarında da takımı adına bir gol kaydettiyse de İngiltere'nin kupadan elenmesini engelleyemedi. Buna rağmen turnuva süresinceki futboluyla büyük övgü aldı. Kendisi de bu turnuvanın kariyerindeki en yüksek nokta olduğunu ve turnuva boyunca geçen sürenin kariyerinin ve hayatının en güzel, zevkli anları olduğunu belirtti.
2003/2004 sezonunun ardından FA web sitesinde yapılan oylamada taraftarlar tarafından verilen oyların %40'ını alarak, Wayne Rooney, Steven Gerrard ve Ashley Cole'ün önünde İngiltere'de yılın futbolcusu seçildi.
Başarıları
FA Premier League (2005-06)
FA Community Shield (2005)
FA Premier League (2004-05)
Lig Kupası (2005)
FA Premier Asia Cup (2003)
UEFA Intertoto Kupası (1998)
________________________________________________________________________
DEWAMI 2.SAYFADA
HeLLDeviL